Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/622 E. 2021/525 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/622 Esas
KARAR NO : 2021/525

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/05/2018
KARAR TARİHİ : 27/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket — işlerde faaliyet sürdürme olduğu, bu faaliyetler kapsamında davalı borçlu, müvekkilimden bir takım ürünler satın almış ve bu ürünler davalı tarafa teslim edildiği,— davalı tarafa da teslim edildiği, davalı taraf bu ürünlere ilişkin borcunu kısa zamanda ödeyeceğini belirtmiş ve müvekkilini sürekli oyaladığı, müvekkilinin her seferinde bir bahane ile karşılaşıp alacaklarını tahsil edemeyince davalı taraf aleyhine— dosyası ile icra takibi başlatıldığı, ancak davalı taraf bu icra takibine haksız ve kötüniyetli bir şekilde itiraz ederek icra takip işlemlerinin durmasını sağlamış ve müvekkili açısından büyük bir mağduriyetin yaşanmasına sebep olduğu, davalı taraf borcu ödememiş ve — olarak da buna ilişkin herhangi bir belge sunmadığı yani yapılan itiraz haksız ve kötü niyetli olduğu, bu şekilde bir itirazın — geciktirme amacı taşıdığı açık bir şekilde anlaşıldığı, nitekim bu şekilde hem hukukun tanımış olduğu hak ve yetkiler kötüye kullanılarak kamu düzeni bozulmuş hem de müvekkilimin mağduriyeti kat be kat arttırıldığı, gerekçesi ile talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin— dosyası üzerinden girişilen icra takibine vaki borca itirazımız üzerine davacı-alacaklı tarafından açılmış bulunan işbu itirazın iptali davasına karşı cevapları, davacı — ile müvekkil şirkete karşı başlattığı icra takibinde takip talebine ek — çıkarttığı bir evrak göndermekle birlikte huzurdaki davaya müvekkil şirket tarafından alındığı iddia olunan — faturalarını ibraz etmiş, işbu bahsi geçen malzemelerin hiç biri müvekkil şirkete teslim edilmediği ve müvekkil şirketçe kullanılmadığı, teslim– isimli kişinin de müvekkil şirketin çalışanı olmadığı, kişinin kimliği tespit edilmekle bahsi geçen malzemelerin müvekkil şirket tarafından kullanılmadığının ortaya çıkacağını, ayrıca talep edilen miktar ile faturanın miktarının uyuşmadığını, müvekkil şirketin haksız icra takibine itirazı haklı olmakla birlikte, icra dosyasına fatura dahi ibraz edilmediğinden kötü niyet tazminatı isteğinin de usul ve yasaya aykırı olduğu, müvekkil şirketinin davacı alacaklıya borcu olmadığı ve hatta faturada beyan edilen malları almamasına rağmen hakkında başlatılan icra takibi açıkça usul ve yasaya aykırı olmakla birlikte görüldüğü ki alacaklı davacı faturalarda beyan edilen malları müvekkilinden başka bir kişi yahut kuruma vermekle birlikte kötü niyetli olarak müvekkili şirket aleyhine takip başlatıldığı, teslim edilmemiş mallara istinaden yapılan icra takibine müvekkilinin itirazı haklı olup, takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu aşikar olan alacaklı-davacının mesnetsiz davasının reddi ile % 20 kötüniyet tazminatı talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacı tarafça fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarındaki ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalıya faturaların gönderildiğini, davalı tarafından faturaların ödenmemesi üzerine dava konusu fatura alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.—–
Davalı, teslim edilmemiş mallara istinaden yapılan icra takibine müvekkilinin itirazının haklı olup, takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu aşikar olan alacaklı-davacının mesnetsiz davasının reddi ile % 20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,——- Dosyası celp edilmiş, bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi raporunda özetle; “…Davacı ———- yapıldığı tespit edilmiş, buna —— davacı şirket lehine delil niteliğine sahip olduğu kanaatine varılmıştır. Davacının —— —– bildirim) formu kapsamında bildirmesi gereken, davacı ——– düzenlenen fatura sayısının —- ve kapsama giren faturanın —- yazısına istinaden davalı ——– ve dava dosyasına ekli davalı ——- olduğu görülmektedir. Davacı şirketin ——–davalı —- arasında ——— kapsamına giren faturaların tümünü kabul ettiği ve ———- alımı olarak bildirimde bulunduğu kanaatine varılmıştır. Dava dosyasında davalıya——– adına bir bildirimde bulunulmadığı tespit edilmiştir. Davacı şirkete ait ——— kapsamına giren bir fatura düzenlemediği anlaşılmaktadır. Davacı şirketin davalı——– kapsamına girdiği için, diğer faturalara—– incelemesi yapılmıştır. Aşağıdaki——- değerlendirmeler yapılmıştır. Özetle davacının davalı şirket adına düzenlediği, toplam tutarları ———–faturanın davalı şirketin —- davalı şirketçe kabul edildiği tespit edilmiş; 10.871,30TL toplam tutarlı 6 adet faturanın/irsaliyeli faturanın ve faturalara konu mal/hizmetin davalı şirkete teslim edildiği hususunun davacı tarafça ispata muhtaç olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı——– yılına ait yasal ticari defterlerinin zamanında ve usulüne uygıın şekilde açılış ve kapanış” noter tasdiklerinin yapıldığı tespit edilmiş, buna—- konusu ticari defterlerin davacı şirket lehine delil niteliğine sahip olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı—— davacı şirketin davalı şirketten alacağının 27.285,05TL olduğu tespit edilmiştir. (İcra takibi asıl alacak tutarı ve dava esas değeriyle aynı rakamdır.) —– davalı şirket adına düzenlenen faturalardan kaynaklanmaktadır. Davacı şirketin —– toplam tutarındaki 9 adedinin davalı şirketçe kabul edildiği davalı şirkete ait——-edilebilmiştir. Geri kalan ——- ve faturaya konu mal ve hizmetin davalı şirkete teslim edildiğinin —–olduğu kanaatine varılmıştır.——- Mahkememiz duruşma salonunda defter incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, davalı tarafa yapılan usulüne uygun tebligata rağmen ticari defter ve kayıtların mahkememize sunulmadığı ve ticari defter ve kayıtların bulunduğu yerin bildiriImediği anlaşıldığından defter incelemesi yapılamadığına ilişkin işbu tutanak ile birlikte imza altına alınmıştır,” belirtilmiştir. Davalı şirket defterleri inceleııemediği için, tarafların ticari defter karşılaştırması gerçekleştirilememiştir…” yönünde tespitte bulunmuştur.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura ispat kulfeti açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir.
Mahkememizce davalının ticari defter ve kayıtlarının mahkememiz yargı alanı dışında —– davalının ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmemesi sebebiyle talimatın bila ikmal iade olduğu görülmüştür. Sonrasında davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, davacıya inceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtları incelemek üzere süre verilmiş, davacı ticari defter ve kayıtları incelenmiş ve bilirkişi raporu düzenlenmiştir. Bilirkişi raporu——- incelenerek davalı şirketçe kabul edildiği,—— davalı şirkete teslim edildiği hususunun davacı tarafça ispata muhtaç olduğu tespit edilmiştir. Alınan bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmiş, taraflarca süresi içerisinde bilirkişi raporuna itirazda bulunulmadığı anlaşılmıştır.
HMK 281 maddesinde; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.” denilmektedir. Aynı kanunun 94/3 maddesinde; ” Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.” denilmektedir.
Davacının——- raporuna süresinde herhangi bir itirazda bulunmadığı anlaşılmakla HMK 94/3 maddesi gereği bilirkişi raporuna itiraz hakkının ortadan kalktığının kabulü gerekir. Başka bir deyişle, 07.04.2021 tarihli bilirkişi raporuna tarafların itirazının olmaması sebebiyle taraflar lehine ve aleyhine usuli kazanılmış hak oluşmuştur.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının toplam tutarları—- formu incelenerek davalı şirketçe kabul edildiği ve bu miktar/faturalar yönünden alacağın ispat edildiği, 10.871,30TL toplam tutarlı—-faturalara konu mal/hizmetin davalı şirkete teslim edildiği hususunun davacı tarafça ispat edilemediği, davacının bilirkişi raporuna itiraz etmemesi üzerine HMK 94/3 maddesi gereği alınan 07.04.2021 tarihli bilirkişi raporuna itiraz hakkının ortadan kalktığının kabulü dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne, davalının—– takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, 16.413,75-TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın ——- üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının—— esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, 16.413,75-TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 1.121,22- TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 465,97-TL harcın mahsubu ile bakiye 655,25-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 465,97-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 35,90 -TL başvuru harcı, 159 -TL tebligat ve müzekkere gideri, 850,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.044,90 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 628,58 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 11,00 -TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 4,38- TL sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —–esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —–esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı