Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/605 E. 2019/941 K. 05.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/605 Esas
KARAR NO : 2019/941
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/05/2018
KARAR TARİHİ: 05/09/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı asil dava dilekçesinde özetle; —– tarihinde davalı şirket yetkilisi — —- TL karşılığında – eksenli ———-makinesi satın aldığını, davalının bu makineye fatura-irsaliye kesmediğini, makinenin tam performans vermediğini ve çıkarılan ürünlerin heba olmasına sebep olduğunu, makinenin tamiri için servisin faturasız makineye bakmadığını, makinenin tamirini kendi başına yaptıramadığını ve zarar ettiğini, davalı ile görüştüğünü ancak çeşitli bahanelir ile olumsuz cevaplar aldığını bildirerek, ayıplı makinenin geri alınarak alınış tarihi itibariyle ödenen reeskont avans faizi ile birlikte iadesine ya da aynı özelliklerde yeni ve sağlam bir makine ile birebir değiştirilmesine, yargılama masraflarının davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili davaya cevap vermemiş, ön inceleme duruşmasında müvekkilinin şahıs şirketi olduğunu, davacının ayıp süresine uymadığını, ürün satıldıktan 2 yıl sonra ihtar bile yapılmadan dava açıldığını, bu sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, satın alınan makinedeki ayıba ilişkin sözleşmeden dönme ve bedel iadesi yahut ayıpsız misli ile değişim talebine ilişkindir.
Yargıtay — Hukuk Dairesinin——- tarih ve —- esas —- karar ile —– tarih ———- esas ve————karar sayılı ilamlarında ve çok sayıda benzer ilamlarda da vurgulandığı üzere;
TTK’ nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye ticaret mahkemesine aittir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması—————yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK da veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması gerekmektedir .
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde , davanın niteliği itibariyle mutlak ticari dava olmadığı görülmüş olup , nispi ticari dava yönünden değerlendirme yapılması için mahkememizin ——— tarihli celsesinin 1, 2 ve 3 nolu ara kararları ile ilgili ticaret sicil müdürlüğü, vergi dairesi ve esnaf odasına tarafların tacir olup olmadığı , ticari işletme kaydının bulunup bulunmadığı ,esnaf sıfatıyla bir üyeliğinin bulunup bulunmadığı ve hangi sıfatla gelir vergisi yükümlüsü olduğu konularında müzekkere yazılarak , müzekkere cevapları dosya içine alınmıştır. Aynı celsede davacı asil, iç mimar olduğunu tacir olmadığını beyan etmiştir.
—————– müzekkere cevabında davacı ve davalının tacir kaydı ile ticari işletme kaydı olmadığı bildirilmiştir.
Davaya konu uyuşmazlığın TTK’da düzenlenen mutlak ticari dava anlamında bir uyuşmazlık niteliğinde olmadığı gibi, davacı tacir olmayıp, davalı vekili tarafından davalının tacir olduğu belirtilmiş ise de uyuşmazlık her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmediği , davacının mimar olduğu , tacir sıfatına haiz olmadığı dolayısıyla nispi ticari dava ölçüleri yönünden de ilgili şartların oluşmadığı, davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi mümkün olmayıp 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2/2 maddesi gereğince görüm ve çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda anlatılan nedenlerle TTK’nun 4(1) maddesindeki düzenleme nedeniyle somut davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle mahkememizin görevsiz olup davaya bakmanın mümkün olmadığı, görevin dava şartlarından olduğu ve HMK nun 115(1) maddesi uyarınca davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli İSTANBUL ANADOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
İlişkin olarak, davacı asilin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.05/09/2019