Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/581 E. 2023/133 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/581 Esas
KARAR NO : 2023/133

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/12/2014
KARAR TARİHİ : 16/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin tamir, bakım ve onarım işi nedeniyle davalıdan 6.811,66 TL alacaklı olduğunu, müvekkilinin üzerine düşün yükümlülükleri yerine getirmesine rağmen davalı tarafın cari hesap ve faturadan kaynaklanan borcunu müvekkiline ödemediğini, davalı aleyhine——–sayılı dosyası ile icra takibine başlandığı, yapılan takibe davalının itiraz ettiğini belirtmiş ve davanın kabulüne, 6.811,66 TL alacağın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayın görev bakımından Tüketici Mahkemelerinin görev alanına girdiğini belirtmiş ve esasa girildiğinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67. vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.Davacı, davalı ile aralarındaki araç, tamir, bakım ve onarım işi sebebiyle ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalıya faturanın gönderildiğini, davalının faturaları ödemediğini, fatura alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Dosyanın safahatı incelendiğinde; Mahkememizin—— Esas, —– karar sayılı 24.11.2015 tarihli ilamıyla “Dosyanın yapılan incelemesinde, taraflar arasındaki işin ticari niteliğinin bulunmadığı, davalının tüketici sıfatına haiz olduğu ve bu sıfatla aracın tamiri için davacı tarafa aracın bırakıldığı görülmekle, mahkememizin görevsizliğine, kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin sürede başvuru yapılması halinde dosyanın yetkili ve görevli—— Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine.” kararı verildiği, dosyanın usulüne uygun olarak gönderilmesi üzerine ——Tüketici Mahkemesine tevzi edildiği,—– Tüketici Mahkemesinin—– esas, —— karar sayılı, 13.06.2017 tarihli kararı ile “..HMK’nun 114/1.maddesi gereğince mahkemenin görevli olması, dava şartı olduğundan ve HMK’nun 115.maddesine göre dava şartlarının olup olmadığı mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılabileceğinden mahkemenin görevinin kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemenin görevli olup olmadığını yargılamanın her aşamasında resen nazara alması gerektiği gözetilmek suretiyle hiçbiri tüketici konumunda olmayan taraflar arasındaki davanın genel hükümlere göre görevli —— Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği kanaatine varılarak 6100 sayılı HMK’nın 114. ve 115.maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan dava dilekçesinin usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, iki mahkeme arasında görev uyuşmazlığı bulunduğundan yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi——-Hukuk Dairesi Başkanlığı’na gönderilmesine…” şeklinde karar verildiği, dosya —— Bölge Adliye Mahkemesi ——–. Hukuk Dairesine gönderilmiş ve yapılan istinaf incelemesi sonucunda —– Bölge Adliye Mahkemesi——. Hukuk Dairesinin ——- esas —— karar sayılı ilamı ile; “…Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Somut olayda, ticari araca yapılan onarım bedelinin talep edildiği, uyuşmazlığın ticari nitelikte olduğu anlaşıldığından davanın asliye ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir…” şeklinde istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmüştür.
—–Bölge Adliye Mahkemesi ——- Hukuk Dairesinin kaldırma ilamı sonrasında dosya mahkememize tevzi edilmiş, esas kaydı yapılmış ve yargılamaya devam edilmiştir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları incelenmiş, yargılama sırasında 28/02/2018 tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —–İcra Dairesi —— Esas sayılı İcra Dosyası celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, ——Vergi Dairesinden davalının —— kayıtları celp edimiş, —– Esnaf ve Sanatkarlar Odası’ndan davalının esnaf kaydı bilgileri celp edilmiş, ——Ticaret Odasından davalının gerçek kişi ticari işletme kaydı bilgileri celp edilmiş, 04.01.2021 tarihli bilirkişi raporu, 07.04.2021 tarihli bilirkişi raporu ile 11.10.2022 tarihli bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 04.01.2021 tarihli raporunda özetle, “…İnceleme konusu Araç Kabul ve İş Emri’nde mevcut “—— isim yazısı ve—— atfen atılmış imza ile davalı——- ait karşılaştırma yazıları ve imzaları arasında yazı ve imza incelemesinde kullanılan grafolojik ve kaligrafik tanı unsurları bakımından çok önemli farklılıklar saptandığından, söz konusu “——” isim yazısı ve ——– atfen atılmış imzanın, mevcut karşılaştırma yazılarına ve imzalarına kıyasla davalı ——– eli ürünü OLMADIĞI kanaatine varılmıştır….” yönünde görüşlerini bildirmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 07.04.2021 tarihli raporunda özetle, “…a) Dosya kapsamında —–plaka sayılı—- —-markaltip,—— model çekici” aracın onarımına ilişkin ——-antetli, 24/10/2007 tarih ve ——fatura nolu KDV dahil 6.811,66 TL onarım faturası bulunduğu, b)Söz konusu aracın onarım tutarının KDV dahil 6.811,66 TL olabileceği, faturada belirtilen yedek parça ve işçilik tutarı toplamının ödeme tarihi itibariyle serbest piyasa koşullarında kabul edilebilir makul fiyat aralığında, günün rayicine ve dosya kapsamına uygun olabileceği…” yönünde görüşlerini bildirmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 11.10.2022 tarihli raporunda özetle, “…Davacı tarafından ibraz edilen 2007-2008-2009 yılına ilişkin ticari defterlerin;açılış tasdiklerinin yapıldığı ancak 2007 yılı yevmiye ve envanter defterinin kapanış tasdiklerinin YAPILMADIĞI dolayısıyla ticari defterlerin davacı şirket lehine delil kabiliyetinin bulunmadığı ancak davacı şirket lehine veya aleyhine delil kabiliyetleri Sayın Mahkemeniz takdirinde olduğu,Davalının, inceleme gününde ticari defterlerinin olmadığını beyan ettiği iş bu sebepten dolayı davalının ticari defterlerinde inceleme yapılamadığı, Davacı ġirketin Ticari Defterlerine Göre; Tarafların tacir olduğu ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin 1 adet faturadan ibaret olduğu, Davaya konu fatura içeriğindeki ürün/hizmetin davalıya teslim edildiğinin ispatlanamadığı dolayısıyla davacının davalıdan alacağının bulunmadığı ancak nihai kararın Sayın Mahkemenize ait olduğu, Sayın Mahkemenin
kanaatinin aksi yönde olması halinde davacının davalıdan 6.811,66.-TL alacaklı olabileceği…” yönünde görüşlerini bildirmiştir.Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın iptali davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura ispat kulfeti açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir.
Somut olayda, mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları ile——formları üzerinde yapılan bilirkişi incelmesi sonucunda, dava konusu faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ancak davacının ticari defterlerinin delil kabiliyetinin bulunmadığı, dava konusu faturanın 2007 yılındaki haddi altında kalması sebebiyle davacı Form——- ile vergi dairesine bildirimin yapılmadığı, davalı tarafından defter ibrazı yapılmamasına rağmen davacının kendi defter ve kayıtlarının usulüne uygun olmaması sebebiyle HMK 222/3 fıkrasının uygulanmasının mümkün olmadığı, davacı defter kayıtlarının HMK 222/4 fıkrası gereği kendi aleyhine delil olarak değerlendirilmesi gerektiği, davacının faturaya dayanak olarak sunduğu araç kabul ve iş emri formunda olan imzanın davalıya ait olmadığının 04/01/2021 tarihli bilirkişi raporu ile tespit edildiği anlaşılmakla iş bu faturanın içerisindeki ürünlerin/hizmetin davalıya teslim edildiğinin davacı tarafından yöntemince ispatlanamadığına kanaat getirilmiş, sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 179,90-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 116,35-TL harcın mahsubu ile bakiye 63,55‬-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2-3 maddesindeki esaslara göre belirlenen 6.811,66-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,Dair, davalı vekilinin yüzüne, davacı vekilinin yokluğunda karşı miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.