Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/574 E. 2020/167 K. 25.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/574 Esas
KARAR NO : 2020/167

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/05/2018
KARAR TARİHİ : 25/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; ———— önünde bulunan araç park alanından yolun karşı tarafında bulunan ——- tarafına geçmek isterken orta refüje geldiği sırada ————– plakalı aracın çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiği, meydana gelen trafik kazasında yaya konumunda olan müvekkil ağır derecede yaralandığı, kaza sonucunda müvekkil ——- tedavi gördüğü, davanın safahatında rapor alındığında davacı müvekkilin maluliyet oranı açığa ———– plaka sayılı aracın davalı ..—. şirketinde kaza tarihini kapsar ———poliçesi olduğu, davacının belirtilen kazadan kaynaklı geçici ve kalıcı maluliyetinin tespiti ile bu maluliyete tekabül eden maddi zararının davalı … şirketinden tazmini talep olunduğu, ————–sayılı Kanunun 97 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.“—— zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” Gereğince davalı … şirketine —— tarihinde yazılı başvuruda bulunulduğu, … tarafından 15 günlük yasal süre içerisinde verilen cevapta bir takım eksik evrak bildiriminde bulunulmuş ve bu evrakların içerisinde sağlık kurulu raporuna da yer verildiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ——–. Hukuk Dairesi’nin——- sayılı kararında da (..belirtilen eksik belgelerden kesin ve sürekli maluliyet oranına ilişkin sağlık kurulu raporunun davacı tarafça kısa sürede tamamlanabilecek bir husus olmadığı, bu durumda davalı … şirketinin isteminin davacının haklarının sürüncemede kalmasına yol açacak nitelikte olduğundan başvurunun sonuçsuz kaldığının kabulü ile anılan maddede düzenlenen dava şartı gerçekleştiğinden uyuşmazlığın esasına girilerek delillerin toplanması gerekirken mahkemece KTK’nun 97. maddesindeki başvuru şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi..) belirtildiği gibi sağlık kurulu raporunun eksik evrak olarak değerlendirilip tarafımızdan talep edilmesi davacının hakkını sürüncemede bırakacağı, açıklanan tüm nedenlerle fazlaya ilişkin hak ve alacaklarımız saklı kalmak kaydı ile 100,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketlerinden kusuru oranında tahsili ile davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı vekilinin mahkememize gönderdiği cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazaya karışan—– tarihleri arasında sigortalı olduğu, davalı şirketin Zorunlu Karayolu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi gereğince dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluğu poliçe limiti (Sakatlanma ve Ölüm Kişi Başına 290.000,00 TL) ile sınırlı olup sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğu, poliçeye müstenit müşterek müteselsil sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı olmakla beraber;masraf, vekalet ücreti sorumluluğunun da bu miktara isabet eden oranlarda olacağı, poliçe limiti maktuen ödenecek rakam olmadığı, poliçe limiti üzerindeki zararlardan davalı şirketin sorumluluğu bulunmadığı, zorunlu trafik sigortası sorumluluk sigortası olup, bu nedenle bu sigorta ile sigorta ettiren kişinin işleteni olduğu motorlu araçların üçüncü kişilere verdikleri zararların karşılanması amaçlandığı, sigortacı ise, KTK ve Genel Şartlar Mucibince poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işleten düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitine kadar temin edildiği, böyle bir halde zorunlu sigorta limitine kadar temin ettiği, böyle bir halde zorunlu trafik sigortasında, sigortacının karşılamakla yükümlü olduğu zararlar, işletme halinde motorlu aracın neden olduğu kazalarda üçüncü kişilerin zararına neden olacak bir kazanın meydana gelmesi ve bu kazada araç işleteninin sorumlu bulunması gerektiği, dolayısıyla KTK 86. Madde gereğince araç işleteninin ve sürücüsünün kusursuz olduğu hallerde sigortacının da tazminat ödeme yükümlülüğü olmayacağını, bu sebeplerle ve kabul anlamına gelmemekle beraber kazaya sebep olan olayda öncelikle kusur durumunun tespitinin gerektiği, davacı, sigortalının araç sürücüsüne raci kusur ve zararı kanıtlaması gerektiği, zararın kanıtlanmaması halinde davalı şirketin sorumluluğunun bulunmadığı, davacı vekili davacının daimi sakatlığının bulunduğu iddiası ile davalı şirketten sakatlık tazminatı talep ettiği, ancak, özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmeliğe göre(Resmi Gazate —– kişinin tüm tedavileri tamamlandıktan sonra sakatlığın 12 ay boyunca stabil ve kalıcı olması gerektiği, bu nedenle davacının kalıcı bir sakatlığının olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği, ayrıca sağlık kurulu raporları da yönetmeliğe uygun olarak düzenlenmesi gerektiği, bu yönleriyle de davacı vekilinin beyanlarını kabul etmedikleri, davacının davalı şirketten talep ettiği geçici iş göremezlik tazminatı hukuka aykırı olup, davalı şirket bu giderlerden sorumlu olmadığından reddi gerektiği,bu nedenle davalı şirket davacının bahsettiği masraf ve zararlardan sorumlu tutulamayacağı, Yargıtay —.Hukuk Dairesi — Karar sayılı karar ilamında belirtildiği, burada sorumluluğun sosyal güvenlik kurumuna ait olduğu, davacı tarafın davalı şirketten olay tarihinden itibaren faiz talebi haksız olup kabul edilebilir nitelikte olmadığı, hiçbir suretle davayı kabul anlamına gelmediği, davalı … şirketi açısından faiz sorumluluğunun bulunmadığı, davacının iddialarını kabul etmemekle birlikte, hükmedilmesi gereken faizin yasal faiz olduğunun, haksız fiilden doğan ilişkiler Ticaret Kanunu’nda da düzenlemedikleri için bu nedenle de ticari iş niteliğini kazanamayacakları kaçınılmaz olduğu, bu nedenlerle , davalı aleyhine açılan davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, hukuki niteliği itibari ile; trafik kazası nedeniyle yaralanmadan dolayı uğranılan iş göremezliğe ilişkin maddi zararın kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasını düzenleyen sigorta şirketinden tazmini istemine ilişkin tazminat davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla dava şartı ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış ve bu kapsamda hasar dosyası, aile nüfus kaydı, ———— sayılı soruşturma dosyası, davacılardan—– ait hastane evrakları, trafik tescil kayıtları celp edilerek mahkememiz dosyası içine alınmıştır.
Meydana gelen olay nedeniyle olaydaki kusur durumunun belirlenmesi için dosyanın—–dairesine gönderildiği, alınan raporda özetle; sürücü —- idaresindeki kamyonet ile yerleşim yeri dışındaki bariyerler ile bölünmüş yaya geçişine uygun olmayan devlet yolunda gece vakti seyir halindeyken, kaplama üzerinde karşıdan karşıya geçmekte olan yayaya çarptığı olayda alabileceği bir önlem bulunmadığı anlaşılmakla atfı kabil bir kusuru bulunmadığı, davacı yaya —-, bariyerle bölünmüş olan ve yaya geçişine uygun olmayan yolda gece vakti kendi can güvenliği açısından tehlike arz etmesine rağmen karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı, geçişi sırasında yol üzerinde mevcut taşıt trafiğini ve yaklaşan araçların hızlarını-mesafelerini göz önünde bulundurmadığı, ilk geçiş hakkını taşıt yolunda seyreden sürücü —– idaresindeki kamyonete vermediği olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışları ile asli kusurlu olduğu, sürücü —– kusursuz olduğu, davacı yaya —- %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu kanaatini bildirir rapor sunulmuş olduğu görüldü.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve —-soruşturma sayılı dosyasında aldırılan kusura ilişkin 07/03/2016 tarihli rapor ile Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nin raporu birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde davalı şirkete sigortalı araç sürücüsünün her hangi bir kusurunun bulunmadığı anlaşıldığından her ne kadar davacı vekili tarafından ——- alınan rapora itiraz etmiş ve—- İhtisas Dairesinden kusur raporu aldırılmasını talep etmiş ise de 27/05/2019 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunun mahkememizin denetimine açık ve hükme esas nitelikte olduğu, 2 rapor arasında çelişki bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin itirazları yerinde görülmeyerek ve davalı … şirketine sigortalı aracın sürücüsünün davaya konu trafik kazasında bir kusuru da bulunmadığı, dolayısıyla davalı … şirketininde davacının talep etmiş olduğu tazminattan sorumluluğunun bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40 TL harçtan başlangıçta alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile kalan 18,50 TL nin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——— esaslara göre belirlenen 3.400,00TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanunun 333.maddesi gereği ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.