Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/52 E. 2022/728 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/52 Esas
KARAR NO : 2022/728

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2017
KARAR TARİHİ : 22/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında davalının davacının göstereceği—– satın alacağı davacı şirketin portföyündeki —ve benzer ürünleri kullanması karşılığında davacı şirketçe——satışı veya bedelsiz temini için ——– 5 yıl süreli bir sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 3.3. maddesine göre davalıya bedelsiz olarak temin edilen————- ekipmanları ve ——— malzemelerinin bedelinin davalı tarafından ——- ürünleri satın alınması ve kullanılması ile ödenmiş sayılacağını, bu bağlamda davalının aldığı yatırımın karşılığında mezkur sözleşmenin 3.4. maddesinde yıllık kullanım —— dönemi toplamı——– olarak kabul ettiğini ve buna göre davalıya bedelsiz olarak ———— malzemesi yatırımı yapıldığını, sözleşmenin 4. maddesi gereğince davacı şirket —————–ekipmanlarının ———- üzerinden davalı—— faturalanacağını ve karşılığında davalı şirketten aynı tutarda —- alınmak suretiyle ———— ekipmanların bedelsiz olarak temin edilmiş olacağını, aynı şekilde ———- malzemelerinin bedelsiz verilmesi durumunda ise bu ürünlerin cari değerleri üzerinden davalı şirkete fatura edileceğini ve karşılığında da aynı tutarda ——- alınmak suretiyle bedelsiz —-verilmiş olacağını, davacının sözleşme gereğince davalıya yapacağı alım ve kullanımı karşılığında sözleşmenin 4. maddesindeki ————-ve teslim ettiğini, sözleşmenin 4. maddesi gereğince davalıya bedelsiz —- olarak verilen bütün ———- ekipmanları ve—– malzemelerine ilişkin davacı şirket tarafından ———- malzemesinin davalıya —-ve teslim edildiğini, bunun karşılığında davalı tarafından da davacı şirkete aynı tutarlı olmak üzere ——– ———- faturasının kesildiğini, böylelikle davalıya mezkur ——malzemelerinin bedelsiz olarak sağlandığını, bu yapılan yatırımlardan fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik işbu davaya konu ve ————- ürün kullanımı taahhüdü içeren sözleşme gereğince yapılan yatırım miktarı olan —–gereğince 15 fazlası ile birlikte tahsilini talep ettiklerini, davalının sözleşmenin 4. maddesinde —– ———- ekipmanları ve ——bedelsiz olarak aldığını ve sözleşme gereğince müvekkili şirket —– ve benzeri ürünleri ——- satın alarak ve kullanarak sözleşmedeki edimlerini yerine getirmesi ve yıllık ve 5 yıllık hedeflerini gerçekleştirmesinin gerekmekte olduğunu, ancak davalının sözleşmedeki yıllık ve netice itibariyle 5 yıllık alım ve kullanım hedefini gerçekleştirmeyerek akde aykırı davrandığını, sözleşmenin 5.3 maddesinde davalının 5 yıllık kullanım hedefine ulaşamaması halinde davalının madde 4 Tablo 2’de belirtilen bedelsiz verilen ekipmanlar ve —— toplam tutarının %15 fazlası ile nakden ve defaten davacıya ödeyeceğini kabul ettiğini, sözleşmedeki edimlerini yerine getirmeyen davalıya—— —–nolu ihtarnamesi ile yapılan yatırımların %15 fazlası ile birlikte nakden ve defaten müvekkili şirkete ödenmesi gerektiğinin bildirildiğini, davalı şirketin davacı şirkete keşide ettiği—— sözleşmeye göre ödemesi gereken meblağı halen ödemediğini, davalının davacının kendisine sözleşme hükümlerine uyması şartıyla yatırım olarak tedarik ederek bedelsiz verdiği ekipmanlar ve — malzemelerini kullandığını ve sözleşme gereğince taahhüt ettiği kullanım hedeflerini gerçekleştirmediğini, davalının bu sayede zenginleştiğini, davacı şirketin ise hem bedelini nakden ödediği ve yatırım olarak davalıya verdiği ürünlerden olduğunu, hem beklediği ticari alışverişin gerçekleşmediğini, yani iki açıdan da zarara uğradığını belirtmiş ve fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla davalıya yatırım olarak verilen ve sözleşmenin 4. maddesi Tablo 2’de belirtilen—–ekipmanları ile —- bedelinin %15 fazlası olan —– ihtarname keşide tarihi olan —-tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte — ödeme tarihindeki —- davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın kısmi alacak davası açmakta haksız olduğunu, davacı yanın dava dilekçesine konu ettiği sözleşmenin eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, müvekkili şirketin işi gereği bir kısım ürünleri davacı yanın dağıtıcılarından mecburiyetten aldığını, davacı yanın üstünlüğünü kullanarak sözleşme hükümlerinin tartışılmasına olanak vermeden davacı yan tarafından sağlanan ürünlere ihtiyaç duyan müvekkili ile davacı yan arasında sözleşme kurulduğunu, dava dilekçesine konu sözleşmenin haksızlık yaratan hükümlerinin kabulünün mümkün olmadığını, sözleşme gereği edimler yerine getirildiğinde karşılıklı faturaların kesilmesi olduğunu, müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini, edimini yerine getirdiğinde sözleşme gereği davacının talep ettiği faturaları kestiğini, müvekkilinin davacı yana karşı borcu olmadığını, davacının müvekkilinin şirkete borcunun olmadığını dava dilekçesinin 4. ve 5. bentlerinde ikrar ettiğini, zira karşılıklı olarak faturaların kesildiğini söylediklerini, davacının müvekkilinin dava dilekçesine konu sözleşmenin 5.3. bendi gereği 5 sene boyunca sözleşmede belirlenen miktar kadar davacı yandan bir kısım ürünleri satın almasını talep ettiklerini, aksi halde edimler yerine getirilse de kabul edilmeyeceğini ve temin edilen ürünlerin bedelinin %15 fazlası ile geri ödenmesini söylediklerini, cezai şartın yukarıda açıkladıkları sebepler dolayısıyla kabul edilemeyeceğini, 6098 sayılı kanun 182. Md II. Cezanın miktarı, geçersizliği ve indirilmesi “Taraflar, cezanın miktarını serbestçe belirleyebilirler. Asıl borç herhangi – bir sebeple geçersiz ise – veya aksi kararlaştırılmadıkça sonradan borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple imkânsız hâle gelmişse, cezanın ifası istenemez. Ceza koşulunun geçersiz olması veya borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple sonradan imkânsız hâle gelmesi, asıl borcun geçerliliğini etkilemez. Hâkim, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir.” şeklinde olduğunu, davacının talebinin haksız kazanç oluşturduğunu, ayrıca davacı yanın dava dilekçesinde gösterdiği sözleşme tarihinin müvekkili ile arasında yapılan sözleşmenin tarihi ile uymadığını, bu hususun davacı yan tarafından aydınlatılması gerektiğini, davacı tarafından müvekkiline—-tarihli ihtarnamenin çekildiğini, ihtarnameye karşı—- dair cevaplarının davacıya bildirildiğini belirterek davanın usul ve esastan reddine, yargılama masraflarının ve avukatlık vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki —- sözleşme gereği cezai şart bedelinin tahsili talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında sözleşme düzenlendiğini, davalının sözleşme kapsamında 5 yıllık alım ve kullanım hedefini yerine getiremediğini, davalının sözleşme yükümlülüklerini yerine getirememesi sebebiyle sözleşmeye konu malzemelerinin bedelinin %15 fazlası olan—-bedelinin ihtarname keşide tarihi olan —- işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte —- davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları incelenmiş, yargılama sırasında—- tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış—– ihtarname örnekleri celp edilmiş, davalının ticari defter ve kayıtları incelenmek üzere —– tarihli talimat raporu ve ——- tarihli talimat —– raporu alınmış——dava dışı ——- bilgileri celp edilmiş,————– celp edimiş, —- tarihli bilirkişi heyeti ek raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
18/04/2019 tarihli talimat raporunda özetle, “…Dava dosyası ve yapılan incelemeler sonucu davacı ——defterlerinde yapılan incelemelerde alacağına rastlanmadığı diğer bir deyişle —— borçlu olduğunu gösterir bir kayda rastlanmamıştır. Ticari defterlerinin tasdiklerinin zamanında yapıldığı aynı zamanda ——- usul ve esaslarına uyulduğu tarafımdan tespit edilmiştir. Takip konusu olan faturaların ——-resmi defterlerine kayıtlarının yapıldığı açık fatura olarak düzenlendiği tarafınıdan tespit edilmiştir. Hazırlamış olduğum bilirkişi raporu takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere arz olunur…” yönünde görüşlerini bildirmiştir.
27/09/2019 tarihli talimat raporunda özetle, “…Dava dosyası ve yapılan incelemeler sonucu davalı ——- yılları arası —– alımları yapmış olup —– ait bu firmaya resmi defterlerinde borçlu olmadığı ve bu alımların ticari defterlerinde kayıt altına aldığı, ayrıca resmi defterlerde—–rastlanmadığı diğer bir deyişle —— bir kayda rastlanmamıştır. Ticari defterlerinin tasdiklerinin açılış ve kapanışlarının zamanında yapıldığı aynı zamanda —- ve esaslarına uyulduğu tarafımdan tespit edilmiştir. Hazırlamış olduğum bilirkişi raporu takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere arz olunur…” yönünde görüşlerini bildirmiştir.
24/02/2020 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle, “…Davacı tarafın incelenen—— ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, Davacı ile davalı arasında —-tarihli sözleşme düzenlendiği, sözleşmede davacı ve davalı tarafın—–üzerinde imzaların bulunduğu, Davacı tarafından davalı—— düzenlendiği, Davalı tarafından davacı adına ——— tutarlı olmak üzere toplam——tutarında 2 adet fatura düzenlendiği, Davacı tarafın —— ait ticari defterlerinin incelenmesinde; davacı —– davalı —- defter kayıtlarına göre dava tarihi itibariyle alacaklı/borçlu olmadığı, Sözleşme konusu malzemeler ile ilgili davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş 8 adet faturanın, —– adedinde fiyatı —— olarak belirtilmiş malzemelerin, 2 adedinde fiyatı —— olarak belirtilmiş ve TL olarak belirtilmiş malzemelerin, 1 adedinde ise fiyatı TL olarak belirtilmiş malzemelerin yer aldığı, faturaların tamamının TL bedelli olarak düzenlendiği, Vergi Usul Kanunu’ndaki zorunluluk nedeniyle ticari defterlere Türk Lirası olarak kayıt yapılmış olduğu, Taraflar arasındaki sözleşmenin 4. maddesi gereğince davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş faturalarda yer alan, davacı tarafından davalıya bedelsiz olarak verilen malzemelerin toplam bedelinin ——– —- ve —— olduğu, Davalının——– bulunması nedeniyle Mahkemenizce —— Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak davalının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasının istendiği, davalının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldığı, Mahkemenizce —- tarihli duruşmada —– karar ile; “dava dışı bayilerden yapmış olduğu alımlara —— markalı ürün ile sınırlı olmak üzere)” ilişkin inceleme yapılmasına da karar verilmiş olmasına rağmen bilirkişi tarafından davalının dava ———yapmış olduğu alımlar——inceleme yapılmadığı ve raporda bu konuya yer verilmemiş olduğu, -Sözleşme kapsamında davacı tarafından. davalının satış ve —-karşılık olarak önceden teslim edilen makine,—– karşılığında davalının sözleşme :kapsamında yıllık ve netice itibarıyla beş yıllık alım ve kullanım hedefini gerçekleştirip gerçekleştirmediğinin tespit edilebilmesi için; davalı tarafın ticari defterleri üzerinde davalının dava ——— olduğu sözleşme konusu alımlara ilişkin inceleme yapılması ve sadece sözleşme konusu ürünlerin tespit edilebilmesi için bu alımlar ile ilgili faturaların ve varsa iade faturalarının temin edilmesinin gerektiği, Davalının ticari defterleri üzerinde inceleme yapan bilirkişiden bu konuda ek rapor alınması ile ilgili hukuki değerlendirmenin Mahkemenizin takdirinde olduğu, Taraflar arasında adi yazılı olarak, —- tarihinden itibaren beş yıl süreyle geçerli olmak üzere sözleşmenin kurulduğu, sözleşmenin 2.1. maddesine göre davalı kullanıcı, davacının göstereceği dağıtıcıdan satın alacağı, —- —— benzeri ürünleri kullanması karşılığında davacı tarafından kullanıcıya —– —- boya malzemeleri satışı veya bedelsiz temini hususlarının kararlaştırıldığı ve sözleşmenin karma nitelikli isimsiz bir sözleşme olduğu, Davacının dava dilekçesinde davalının sözleşmenin 4. Maddesinde ———–bedelsiz olarak aldığını ve sözleşme gereğince müvekkili şirket ürün portföyündeki —- ürünleri müvekkili —- satın alarak ve kullanarak sözleşmedeki edimlerini yerine getirmesi ve yılık ve 5 yıllık hedeflerini gerçekleştirmesinin gerekmekte olduğunu, ancak davalının sözleşmedeki yıllık ve netice itibariyle 5 yıllık alım ve kullanım hedefini gerçekleştirmeyerek akde aykırı davrandığını iddia etmiş olsa da davalının sözleşme kapsamında yıllık ve netice itibariyle beş yıllık alım ve kullanım hedefini gerçekleştirip gerçekleştirmediği hususunda değerlendirme yapabilmek için davalı tarafın ticari defterleri üzerinde davalının dava dışı bayi —- olduğu sözleşme konusu alımlara ilişkin inceleme yapılması ve sadece sözleşme konusu ürünlerin tespit edilebilmesi için bu alımlar ile ilgili faturaların ve varsa iade faturalarının temin edilmesinin gerektiği, Sözleşmede eşitliğin olmaması—- dolayısıyla davalının iddia ettiği üzere sözleşmenin TBK m. 20 vd. hükümlerinde düzenlenen genel işlem koşulları olarak nitelendirilemeyeceği, sözleşmelerde mutlak bir eşitliğin sağlanamayacağı, bunun her zaman genel işlem şartlarına aykırılığı doğurmayacağı, sözleşme özgürlüğünce sözleşmenin kurulduğu kanaatine varılmış olmakla elbette takdirin, Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, Sözleşmenin 5.3 maddesınde davalının 5 yıllık kullanım hedefine ulaşamaması halinde davalının madde —belirtilen bedelsiz olarak temin edilen miks makinası, renk katalogları,—— ekipmanları ve—— toplam tutarının %15 fazlası ile nakden ve defaten davacıya ödeyeceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmakla birlikte bu sözleşme hükmü değerlendirildiğinde hükmün, TBK m. 179 hükmünde düzenlenen ceza koşulu (cezai şart) türlerinden ilk fıkrada düzenlenen ——- koşulu” olduğu ve taraflarların sözleşme özgürlüğünce bu hükmü geçerli olarak kararlaştırabilecekleri, TBK m. 182 hükmünün uygulama alanı bulup bulmayacağının takdirinin, Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, Tarafların iddia ve savunmalarının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunda: TMK m. 2/11 hükmü gereğince tarafların iddia ve savunmalarının dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edecek hakkın kötüye kullanılması yasağı kapsamına girmediği, hakkın kötüye kullanılmasının mevcut olmadığı yönünde kanaate varılmakla takdirin, elbette Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, Temerrüt tarihi hususunda: Eğer davalının edimlerini ifa etmediği Sayın Mahkemece kabul edilecek olursa davacının, sözleşmedeki edimlerini yerine getirmeyen davalıya —– birlikte nakden ve ——- işbu ihtarnamenin tebliğinden itibaren en geç 7 gün içinde davacıya ödenmesi bildirilmiş ve fakat bu ihtarnamenin davalıya hangi tarihte ulaştığı anlaşılamadığından, davalının bu ihtarnameye cevaben davacıya —– tarihinde davalının borçlunun temerrüdene düşmüş sayılabileceği…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
—-tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle, “..TBK m. 179 hükmünce belirlenen bedelin ceza koşulu olup olmadığı ve geçersiz olup olmadığı hususunda: Borçlar mevzauatı yönünden değerlendirme yapıldığında sözleşmenin 5.3 maddesinde davalının 5 yıllık kullanım hedefine ulaşamaması halinde davalının madde 4 Tablo 2’de belirtilen bedelsiz olarak————– —– davacıya ödeyeceğini kabul ettiği görülmekle bu hükmün, TBK m. 179 hükmünde düzenlenen ceza koşulu (cezai şart) ——– ilk fıkrada düzenlenen —- olduğu ve taraflarların sözleşme – ——— olarak kararlaştırabilecekleri kanaatine varıldığı; dava dilekçesinde davacı, TBK m. 179/1 hükmü gereğince seçimlik ceza koşulunun, yani “davalıya yatırım olarak verilen ve sözleşmenin 4. maddesi——ekipmanları ile – —- tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte—- cinsinden alacağın ödeme tarihindeki —-ödenmesini talep etmiş olup bu noktada TBK m. 182 hükmünün uygulama alanı bulup bulmayacağının takdiri, Sayın Mahkeme’ye aittir. Temerrüt tarihi hususunda: a. Borçlar mevzavatı şerlendirme yapıldığında eğer Sayın Mahkemece davalının edimlerini ifa etmediği kabul edilecek olursa bu takdirde davacının, sözleşmedeki edimlerini yerine getirmeyen davalıya ——- ihtarname ile yapılan yatırımların —- fazlası ile birlikte———— ihtarnamenin tebliğinden itibaren en geç 7 gün içinde davacıya ödenmesi bildirilmekle birlikte bu ihtamamenin davalıya hangi tarihte ulaştığı anlaşılamadığı, ancak davalının bu ihtarnameye cevaben davacıya — ihtarname — gönderdiğinden bu tarihte davalının temerrüde düştüğü kanaatine varılabileceği, Mahkemenizce davacı tarafın davalı taraftan alacaklı olduğuna karar verilir ise; davacının ——- asıl alacağına temerrüt tarihi olan ——–tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un “Temerrüt faizi” başlıklı 2. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen, —-uyguladığı avans faiz oranına göre belirlenen, ticari işlerde istenebilecek değişen faiz oranları üzerinden ticari temerrüt faizi uygulanabileceği, Davacının —– asıl alacağına temerrüt tarihi olan —- tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar 3095 sayılı Kanun’un “— borcunda faiz” başlıklı 4/a. maddesi gereğince, devlet bankalarının—– açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden faiz uygulanabileceği…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Davaya konu uyuşmazlığın çözümünde cezai şarta ilişkin hükümlerin tartışılıp değerlendirilmesi gerekmektedir.
Cezai şart, borçlunun alacaklıya karşı mevcut bir borcu hiç veya gereği gibi ifa etmemesi halinde ödemeyi vaat ettiği, hukuki işlem ile belirlenmiş ekonomik değeri olan bir edimdir. Cezai şartın amacı, borçluyu borca uygun davranmaya sevk etmektir. Cezai şart, asıl alacağı kuvvetlendirme amacı güder. Bu bakımdan cezai şart, kuvvetlendirilecek asıl borcun mevcut olmasını gerektirir. Asıl borç yoksa cezai şart da söz konusu olamaz. Bu niteliği itibariyle cezai şart asıl borca bağlı fer’i bir borçtur. Asıl borç, mevcut ve geçerli ise, cezai şart da borç doğurur. Asıl borç sona ermiş ya da geçersiz doğmuşsa, cezai şart bağımsız bir borç oluşturamaz. Cezai şart, asıl borcun bağlı olduğu şekle tabidir. Asıl borç bir geçerlilik şekline bağlanmışsa, cezai şartın borç doğurabilmesi aynı şekilde kararlaştırılmış bulunmasına bağlıdır. Ancak, geçerlilik şekline bağlı olan bir sözleşme bu şekle uygun olarak yapılmadığı halde, şekle aykırılığı ileri sürmenin dürüstlük kurallarıyla bağdaşmaması nedeniyle dinlenmediği hallerde, sözleşme geçerli sayıldığından, onun fer’i niteliğinde olan cezai şart da geçerli sayılacaktır. Cezai şartın fer’ilik niteliği asıl borca bağlı olduğu sürece devam eder. Başka bir anlatımla cezai şartın fer’iliği, muaccel olduğu ana kadar devam eder. Borçlu, borca aykırı davrandığında cezai şart muaccel hale geldiğinden artık fer’i değil, asli—- bir alacak niteliğini kazanır. Cezai şart, sağlararası hukuki işlemlerde ve özellikle sonuçlarını hayatta doğuran sözleşmelerde kararlaştırılır.———
818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 158. maddesinin başlığı “cezai şart” iken 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Ceza Koşulu” başlığı altında üç çeşit ceza koşulu düzenlenmiştir. Bunlar öğretide ortaya atılan kavramlara göre seçimlik ceza koşulu (TBK. md. 179/I), ifaya eklenen ceza koşulu (TBK md. 179/II) ve ifayı engelleyen ceza koşulu (dönme cezası) (TBK md. 179/III) dur.
TBK.’nun 179/II. maddesine göre, iki halde alacaklı, ceza koşulunu isteyemez. Eğer alacaklı, ceza koşulunu isteme hakkından açıkça vazgeçmişse artık bu yönde bir talepte bulunamaz. Diğer yandan alacaklı, çekince koymadan ifayı kabul etmiş veya sözleşmeden doğan edimlerini ifa etmeye devam etmişse bu takdirde de ceza koşulunu isteyemez.
Somut dosyada, taraflar arasındaki sözleşmenin 5.3 maddesi gereğince davalının sözleşme gereği taahhüdünü yerine getirememesi halinde cezai şart alacağının düzenlendiği, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları gereği davalının sözleşme şartlarına gereğince alım hedefinin yerine getiremediği, sözleşme kapsamında taahhüt alım hedefinin altında kaldığı, bu sebeple davacının sözleşmenin 6.2 maddesi gereğince cezai şart talebinin yerinde olduğuna kanaat getirilmiştir.
Her ne kadar davalı tarafından taraflar arasındaki cezai şartın TBK 20 maddesi gereğince genel işlem şartı olarak kabul edilip iptali edilmesi ve geçersiz sayılması gerektiği ileri sürülmüş ise de; taraflar tacir olup TTK 18/2 maddesi gereğince davalının basiretli tacir gibi hareket etmesi gerektiği, bu sebeple tarafların serbest iradesi ile imzalanan sözleşmedeki cezai şartın geçerli olduğu, genel işlem şartı olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığına kanaat getirilmiş, aksi yöndeki davalı itirazlarına itibar eidlmemiştir.
TBK 182/son maddesinde; “Hâkim, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir.” denilmektedir.
Taraflar arasındaki dava konusu sözleşmenin 3.3 maddesine göre; “Davalıya bedelsiz —— malzemelerinin bedeli davalı tarafından ——-ürünleri satın alması ve kullanması ile ödenmiş sayılacaktır. Bu bağlamda daha bağlı aldığı yatırımın karşılığından dava konusu sözleşmenin 3.4 maddesinde yıllık kullanım hedefini —- 5 yıllık sözleşme dönemi toplamı için —– olarak kabul ve taahhüt etmiş olduğu… ” denilmektedir.
Taraflar arasındaki sözleşme tarihinin —- olduğu, günümüz —– hareketleri ile taraflar arasındaki sözleşme gereğince davalının 5 yıllık toplam alım taahhüt miktarının ———– olduğu nazara alındığında TBK 182 maddesi gereğince davacı tarafça talep edilen cezai şart alacağının aşırı/yüksek olacağı değerlendirilmiş, cezai şart alacağında taktiren %50 oranında indirim yapılmasına karar verilmiştir. —- Karar sayılı ilamı) Bilirkişi raporunda temerrüt tarihinin davalının cevabi ihtarname tarihi olarak tespitinin dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne,—-temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,— tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanun’un 4/a. maddesi gereğince ——- açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2—- cezai şart bedelinin — tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3—- cezai şart bedelinin — tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanun’un 4/a. maddesi gereğince devlet bankalarının——– açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar harcı —- davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.412,49-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.420,46-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 1.412,49-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 4,60-TL vekalet harcı, 364,10-TL tebligat ve müzekkere gideri, —-bilirkişi ücreti olmak üzere toplam —– yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.850,05-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Mahkememizce taktiren indirim yapılması sebebiyle reddedilen kısım yönünden davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.