Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/510 E. 2021/480 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/510 Esas
KARAR NO : 2021/480

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/05/2018
KARAR TARİHİ : 29/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının borçlu vekili eliyle icra takibine karşı yaptığı itirazında adresinin— olması sebebiyle yetki itirazında bulunduğunu, ancak müvekkilinin alacağının faturadan kaynaklı para alacağı olduğunu, Borçlar Kanunu madde 89/1 ’e göre para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceğini, buna göre müvekkilinin tescilli adresine istinaden — yetkili yargı mercileri olduğunu, davalı borçlunun yetki itirazının haksız ve yersiz olduğunu, davalı borçlunun itiraz dilekçesinde somut bir iddia ve itirazda bulunmaksızın müvekkili firma ile ticari ilişkisini inkar etmeksizin genel bir ifade ile takibe konu edilen faturalardan dolayı herhangi bir borcu olmadığını beyan ederek takibin durmasını sağladığını, davalının yetkiye borca ve ferilerine ilişkin itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu, itirazın iptalini talep ettiklerini, davalı—- müvekkili firmanın müşterilerine ait malları bildirilen —-alarak belirlenen —, alıcıya teslim hizmetlerini verdiğini, davalının müvekkili firmaya tedarikçi —hizmeti verdiğini, aralarında bir ticari ilişki ve cari hesabın varlığı konusunda bir ihtilaf ve itiraz olmadığını,—- numaralı faturayı davalı şirketin–işlendiğini kabul ettiğini, davalı sorumluluğunda gerçekleştirilen — ortaya çıkan masraf ve teslim edilmeyen ürünler için müvekkili firma müşterisi——- firmaya cari hesaba mahsuben ödendiğini, davalının sorumluluğunda gerçekleştirilen ———- ilişkin olarak müvekkili firma müşterisi tarafından müvekkili firma adına düzenlenen faturaların davalı firmaya aynen rücu edildiğini ve yansıtma faturaları düzenlendiğini, neticede davalıya ait cari hesap dökümüne göre borçlu olduğu 3.135,62 TL davalıya yapılan tüm uyarı ve taleplere rağmen ödenmemesi neticesinde davalı borçlu aleyhine 3.135,62 TL asıl alacağın tahsili —- takip dosyası ile icra takip işlemlerine başlandığını, davalının borcunu ödemek yerine tebellüğ etmiş olduğu ödeme emrine herhangi bir somut gerekçe göstermeksizin borcu olmadığı şeklindeki gerekçe ile itiraz ettiğini, davalı firma tarafından yapılan haksız ve dayanaksız itirazın iptali için işbu davanın açılması zaruretinin hasıl olduğunu, davalı tarafından yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili firma defter ve kayıtları ile — ilişkin evraklar üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile bu hususun anlaşılacağını, müvekkili firmanın alacağı yansıtma faturalarının davalının nakliye işini yaptığı müşteri —-tarafından düzenlenmiş faturalara istinaden uygun şekilde kesildiğini, davalının fiili taşıyıcı olarak— hizmeti, teslim edilmeyen ürünler ve ortaya çıkan masraflardan birebir haberdar ve sorumlu olduğunu, alacağın cari hesap bakiyesi alacağı olduğunu faturadan kaynaklı olması itibarıyla likit olduğunu, bu sebeple davalı borçlunun faturaya ve icra takibine şeklen yapmış olduğu itirazın iptali ile borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek, davalı tarafından—- dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptaline ve takibin devamına, % 20’den aşağı olmamak üzere davalı borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :———-
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacı tarafça cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarındaki ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalıya faturaların gönderildiğini, fatura ve cari hesap alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,—— sayılı dosyasının celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, davalının ticari defter incelemesi için talimat yazılmış, davalı tarafça defter sunulmamış, davacı yönünden inceleme yapılmış, bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
14/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Davacı tarafın incelenen —— defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, yevmiye ve envanter defterlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, defteri kebirlerinin —- usulüne uygun olarak tutulmadığı, Davalı taraf ticari defterlerini ibraz etmediğinden davalı tarafın ticari defterlerinin incelenemediği, davacı tarafın ticari defter kayıtları ile davalı tarafın ticari defter kayıtlarının karşılaştırılamadığı, davalı tarafın ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılıp yaptırılmadığı, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığı, defter kayıtlarının birbirini doğrulayıp doğrulamadığı, davalının ticari defterlerindeki kayıtların davacının ticari defter kayıtlarına aykırı olup olmadığı ile ilgili bir tespit yapılamadığı, ayrıca icra takibine konu alacağın dayanağı olan faturaların davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı ile ilgili de bir tespit yapılamadığı,———- fatura olduğu, icra takibine konu alacağın dayanağı olan ——– düzenlenmiş olduğu, icra takibine konu alacağın dayanağı olan faturaların ve bu faturaların dayanağı olan dava dışı üçüncü şahıs tarafından davacı adına düzenlenmiş —– dava dosyasında bulunduğu, ancak icra takibine konu alacağın dayanağı olan faturalıın okunamadığı, bu faturaların dayanağı olan faturaların da tam olarak okunamadığı, bu faturalıın okunabilen—- taraftan talep edildiği, davacı tarafından tarafıma ibraz edildiği,—icra takibine konu alacağın dayanağı olan 4 adet yansıtana faturasının dayanağı olan dava dışı üçüncü şahıs tarafından davacı adına düzenlenmiş faturaların dayanağı olan belgelerin dava dosyasında bulunmadığı, Borçlu vekili tarafından ——- tarihinde icra dosyasna sunulan itiraz dilekçesinde; “Müvekkil şirketle alacaklı olduğunu iddia eden şirket arasında————– birlikte gönderilen cari ticaret hesabı söz konusu olup icra takibine konu edilen faturaların müvekkil şirkete gönderilmediği —— işlenmediği, iddia edilen yansıtma faturalarının hiçbir şekilde tarafımıza gönderilmediği ve müvekkil şirketin herhangi bir şekilde haberinin olmadığı,————— bununda cari hesap —— içinde müvekkil şirket hakedişlerinden kesildiği görülmektedir. Ayrıca müvekkil şirket cari hesap ödemelerinden kesilen bu bedellerin ve yansıtma faturalarının neye göre düzenlendiği, hangi hususlardan kesinti yapıldığı müvekkil—– beyanda bulunulmuş olduğu, borçlu vekili tarafından icra takibine konu alacağın dayanağı olan davacı———kayıtlı olduğunun kabul edilmiş olduğu, icra takibine konu alacağın dayanağı olan 4 adet faturanın davalı tarafa teslimine ilişkin dava dosyasında bir belge bulunmadığı, ancak borçlu vekili tarafından icra takibine konu alacağın dayanağı olan davacı tarafından davalı—— faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun kabul edilmiş olduğu, bu durumun dayanak bu faturanın davalı tarafından teslim alındığını gösterdiği, icra takibine konu alacağın dayanağı olan söz konusu 1adet faturaya davalı tarafından itiraz edildiğine dair dava dosyasında bir belge bulunmadığı, raporun——- yıllarına ait defteri —- eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmadığı için, davacı ile davalı arasındaki borç alacak durumunun, dolayısıyla icra takibine konu dayanak faturalardan dolayı davalının davacıya borcunun bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ne kadar olduğunun ticari defterlerden kesin olarak tespit edilmesinin mümkün olmadığı, davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde davalı——– ekstresinin ibraz edildiği, ayrıca inceleme sırasında davacı tarafından davalı tarafın hesap——- kadar—— kayıtları ile tarafımca karşılaştırıldığı, devir işlemlerine ilişkin açılış ve kapanış kayıtları hariç ——- ——-” başlıklı bölümde yer aldığı, icra takibine konu alacağın ——– tarafın—– kayıtlı olduğu, davacı tarafından sunulan—— alacaklı olarak gözükmekte olduğu, cari ——- yer alan devir işlemlerine ilişkin açılış ve kapanış kayıtları ticari defterlerde yer almadığı için (devir bakiyeleri toplu şekilde gösterildiğimden) cari hesap bakiyesinin doğruluğunu ticari defterlerden tespit etmenin mümkün olmadığı, davacı tarafın——–asıl alacaktan oluşan—- üzerinden başlatmış olduğu icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine açmış olduğu itirazın iptali davasında davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline karar verilmesini istediği, harca esas dava değerini 3.135,62 TL olarak gösterdiği, mahkemenizce davacı tarafın davalı taraftan alacaklı olduğuna ve davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilir ise; davacının asıl alacağına takip tarihinden itibaren yıllık % 9,75 ve 3095 sayılı Kanun’un “Temerrüt faizi” başlıklı 2. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen,———- faiz oranına göre belirlenen, ticari işlerde istenebilecek değişen faiz oranları özerinden ticari temerrüt faizi uygulanabileceği…” yönünde görüşlerini bildirmiş,—-vekilinin raporu karşı itirazları kapsamında değerlendirilme yapılması için ek rapor alınmasına karar verilmiş,—– vekilinin bilirkişi kök raporuna beyan ve itirazlarının incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucu,—– raporunda değiştirilecek bir hususun bulunmadığı…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da——
Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura ispat kulfeti açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında ——– davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa —– Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, taraflara inceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtları incelemek üzere süre verilmiş, davacı ticari defter ve kayıtları incelenmiş ve bilirkişi raporu düzenlenmiştir.
Davalı ticari defter ve kayıtları incelenmesi için mahal mahkemesine talimat yazılmış, davalının usulüne uygun davetiyeye rağmen defter ibrazından kaçındığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre:” 222 – (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle—–) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1) (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. ” denilmektedir.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ve bilirkişi ek raporu dikkate alındığında davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulmadığı sabit olduğundan davacının HMK 222 vd maddeleri hükümlerinden yararlanması mümkün değildir. Davacının alacaklı olduğunu yöntemince ispat etmesi gerekmektedir.
Davalının——- bedelli faturanın kendi ticari defter ve kayıtlarına işlendiğini ancak bu faturaya konu alacağın —-içerisinde davacı tarafından kendi alacağından kesildiğini dolayısıyla davacıya borcu olmadığını beyan ettiği anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle——- faturanın ödendiği ispat etmesi gerekmekte olup, anılan fatura yönünden ispat yükü davalı üzerindedir. Dosya kapsamında davalı tarafından anılan faturanın ödendiğine ilişkin herhangi bir delil sunulmadığı anlaşılarak——bedelli faturaya yönelik bakiye alacak talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı tarafından sunulan ticari defter ve kayıtların usulüne uygun tutulmaması sebebiyle davacının (yukarıda açıklanan——-icra takibine konu alacak miktarını ispatlayamadığı dikkate alınarak—– yükümlülüğü kapsamında davacı vekiline yemin deliline —- hatırlatılmış,——bedelli faturalar yönünden yemin deliline başvurmak istemiyoruz.” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmış,—– bedelli faturalar yönünden ispatlayamaması sebebiyle reddine——bakiye alacak talebinin kabulüne karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır———- davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı —— Karar sayılı ilamı) üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının——– esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, —— alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek AVANS faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
-Davacının fazlaya ilişkin talebinin (140,17 TL’nin) REDDİNE,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
A-Karar Harçları;
3-Karar harcı 204,62-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 37,87-TL harcın mahsubu ile bakiye 166,75-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 37,87-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B-Vekalet Ücreti;
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ————-giren/ karar tarihinde geçerli ——-. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 2.995,45-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
C-Diğer Yargılama Giderleri;
7-Davacı tarafından tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 5,20-TL vekalet harcı, 176,20-TL tebligat ve müzekkere gideri, 500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 717,30-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 685,23-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.