Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/505 Esas
KARAR NO: 2023/109
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/05/2018
KARAR TARİHİ: 14/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; davacı Şirketin —– —— veren kurumsal bir şirket olduğunu, bu kapsamda ——–teklifinin Borçlu Davalı Şirkete sunulduğunu, işbu teklifin süreli olduğu ve 31.03.2017 tarihine kadar geçerliliğini koruyacağının teklif metninde ifade edilmiş olup, söz konusu teklifin 31.03.2017 tarihinde Davalı —— onaylanmış olduğunu, bahse konu Teklif doğrultusunda müvekkili Şirketin, yapmış olduğu taşımalara ilişkin olarak borçlu şirkete 26.01.2017 Tarihli 36.824,57 TL Bedelli ve 31.01.2017 Tarihli 59.561,53 TL Bedelli iki adet fatura kesilmiş olduğunu, davacı Şirketin ———- ilişkin tanzim edilen bu faturalardan 26.01.2017 Tarihli 36.824,57 TL Faturaya istinaden Davalı Borçlu şirket tarafından 12.338,.23 TL kısmi ödeme yapıldığını ve Müvekkili Şirketiri Bakiye Toplam Alacağının 84.047,87 TL olduğunu, davacı şirketin davalı şirket adına düzenlenen bu faturalardan bakiyenin tüm ihtarlara rağmen ödenmemiş olup, bu alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine ———- Dosyayla İcra Takibi başlatıldığını, ancak davalı şirket tarafından haksız bir şekilde itirazda bulunulduğunu, borçlu Şirketin ödeme emrine yapmış olduğu itirazında “Müvekkili Şirkete Borcu olmadığını, dayanak faturaların borçlunun alacağından mahsup edildiğini” iddia ettiğini, davacı şirketin davalı borçlu şirkete taşıma hizmeti verme borcu altında iken, borçlu şirketin ise müvekkili şirkete karşın hizmet bedeli ödeme borcu altında olduğunu, Borçlu Şirketin takasa konu olabilecek bir alacağı olmaması nedeniyle söz konusu itirazın herhangi bir geçerlilik taşımamakta olup, takas itirazlarının geçerliliğinde ispat yükünün borçlu yana ait olduğunu, davalı yanın takas itirazının ispatına yönelik hiçbir belge sunmamış olduğunu, taralları üzerinde mutabakata varılan sözleşmeye istinaden geçerli bir taşıma hizmeti verildiğinin taraflar arasında usulüne uygun düzenlenen sevk irsaliyeleriyle de sabit olduğunu öte yandan, müvekkili şirket tarafından ifa edilen taşıma hizmetine ilişkin borçlunun müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapmamış olması ve Müvekkili Şirketçe düzenlenen faturaya itiraz etmemesinin söz konusu borcu ikrar ettiğinin göstergesi olduğunu, tüm bu açıklamalar dikkate alındığında, Taraflar arasında geçerli bir sözleşme olduğu, davacı şirket tarafından taahhüt edilen hizmetlerin müvekkili açısından yerine getirildiği, borçlu davalı şirketin ise müvekkili şirketten alrnış olduğu işbu hizmete ilişkin taahhüt ettiği bedeli ödemediğinin aşikâr olduğunu, taraflarınca talep edilen faiz oranlarının da fahiş olmadığını ve yürürlükteki mevzuata uygun olduğunu iddia ederek, fazlaya Dair her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, Davanın kabulü ile Davalının Vaki İtirazının İptaline ve Takibin devamınma, en az —– Kötü Niyet Tazminatına Hükmedilmesine, yargılama Giderleri ve Vekalet Ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı vekili tarafından mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili şirket arasındaki ticari ilişkinin, taraflar arasında imzalanmış olan herhangi bir yazlı sözleşmeye dayanmamakta olduğunu,zira dava dilekçesinde bahsedilen mail yazışması incelendiğinde teklifin uygun bulunduğu, 15.04.2016 tarihine kadar üzerinde anlaşma sağlanan sözleşme imzalanarak———– başlanabileceğinin belirtilmiş olduğunu, davacı tarafından dava dilekçesinde taraflar arasında akdedilmiş bir sözleşmeden bahsedilmemesi ve dilekçeye eklenmemiş olmasının davacı ile yürütülen ilişkinin herhangi bir yazılı sözleşmeye dayanmadığını kanıtlar nitelikte olup, Müvekkili şirket tarafından davacı ile yürütülen ticari ilişkinin hem ——-bazda hem de taraflar arasında oluşmuş teamüle uygun yürütülmüş olduğunu, davacı, dava dilekçesinde, icra takibine yapılan takas itirazının asıl borcun kabul edildiği anlamına geldiğini, takas itirazının takas edilebilecek aynı nevide alacak hakkı olmaması nedeniyle geçersiz olduğunu belirtmiş ise de söz konusu haksız ve mesnetsiz iddialarını kabul etmediklerini, ilgili ödeme emrine yapmış oldukları itiraz dilekçelerinde belirtilmiş olduğu üzere takibe dayanak faturaların, takip alacaklısının müvekkili şirkete olan borçlarına mahsup edildiğinden müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmamakta olduğunu, davalı şirketin davacı ile aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklanan doğmuş ve vadesi gelmiş tüm borçlarını ödediğini, davacı tarafından keyfi ve aradaki fiili çalışmaya aykırı olarak mutabakatsızlığa sebebiyet verilmekte, müvekkilinin bu vesile ile borçlu addedilmekte olduğunu, Zira, Müvekkili firmaya davalı tarafından nakliye hizmeti verilmesi esnasında bazı malların teslim edilememesi ——– söz konusu olduğunu, Davacı tarafın teslimatlarını tam yaptığını ispat etmesi gerektiğini ve yine bazı malların da hasarlı şekilde teslim edilmesi nedeniyle tahakkuk eden alacaklarının yasalar ve taraflar arasındaki ticari teamül gereğince davacı şirketten takas mahsup edilmiş olduklarını, davacı firmaya davacı tarafından nakliye hizmeti verilmesi esnasında bazı malların teslim edilmemesi ve/veya eksik teslim edilmesi ile alakalı depo işletmecisi dava dışı —– ait teslim kayıtlarının da celbini talep ettiklerini, zira dava dışı ——- Müvekkili şirketin mağazalarına teslim edilecek ürünlerin bulunduğu deponun işletmecisi olup mağazalara teslim edilecek ürünleri nakliye hizmeti sağlayacak davacı —– teslim etmekte olduğunu, Müvekkili şirketin ise nakliye hizmeti ilişkisi kapsamında davacı —- ürünleri teslim aldığını, bu nedenle davacı — tarafından müvekkil şirkete teslim edilen ürünlerde mahsuba konu eksiklik olduğu dava dışı ——- ait kayıtların celbi ile üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldığında ortaya çıkacağını, iş bu dilekçe ekinde sunmuş oldukları cari hesap ekstresinden müvekkili şirketin davacı şirketten alacaklı olduğu görülmekte olup, Hal böyle iken davacı tarafın alacak iddiası ile talepte bulunması kötü niyetli hareket ettiğinin göstergesi olduğunu, davalı şirketin ticari defterleri, kayıtları ve sair belgeler üzerinde marketçi lik/toptancılık alanında uzman bilirkişilerin de bulunduğu heyet tarafından yapılacak inceleme neticesinde de iddialarındaki haklılıklarının sübut bulacağını, Mahsuba konu tutar haricinde kalan müvekkili şirket alacağı ile ilgili her türlü yasal yola başvurma haklarını saklı tuttuklarını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, biran için davacı şirketin müvekkili şirketten alacağı olduğu kabul edilse dahi, işbu alacak miktarı müvekkil şirketin alacağı kapsamında takas-mahsup edildiğinden ve yine dava konusu talepler yargılamayiı gerektirip, likit olmadığından talep edilen %20 icra inkâr tazminatının reddiningerektiğini savunarak, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, davacının, redolunacak meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahküm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle, ——esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı istemiyle açılan davanın davalı şirketin iflas masasına kaydı yapılmış olduğundan alacak kayıt ve kabul davası olmuş olduğu anlaşılmıştır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanmış, icra dosyası celp edilerek incelenmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı ——- verdiği bu kapsamda davalı ile yurtiçi dağıtım nakliye hizmeti hususunda anlaştıkları, davacının yapmış olduğu taşımalara ilişkin icra takibine konu davalı borçlu şirkete 2 adet fatura kesildiği, navlun alacağına yönelik bu faturaların bedelinden kalan bakiyenin ödenmediği, borçlu davalı şirketin takasa konu her hangi bir alacağının bulunmadığı, iddiası ile İİK’nun 67 md kapsamında girişilen takibe yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesine yönelik olduğu, uyuşmazlığın buna ilişkin olduğu anlaşıldı.
İtirazın iptali istemine konu, ——- esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; başlatılan takibin alacaklısının mahkememiz dosya davacısı, borçlusunun mahkememiz davalısı olduğu, başlatılan takibe karşı davalı vekili tarafından 28/09/2017 tarihli dilekçe takibe itiraz dilekçesi gönderilip takibin durdurulduğu, davanın 02/05/2018 tarihinde 88.503,45-TL asıl alacak üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 03/11/2020 tarihli ara kararı uyarınca delil olarak ticari defterlere dayanılmış olması gözetilerek; TTK 83-85.maddeleri ile HMK 222.maddesi uyarınca her iki tarafın 2016-2017 yıllarına ilişkin tüm yasal ticari defterleri (defteri kebir, yevmiye, envanter defterleri ile ve var ise muavin kayıtları ve dayanak belgeleri) üzerinde ve tüm dosya kapsamında mahkememizce resen seçilen bir Mali müşavir, bir taşıma uzmanı ve bir sözleşme denetleme uzmanı bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak taraf iddia ve savunmaları ile uyuşmazlık noktalarında (davalının malların eksik/hasarlı teslim iddiası, iade faturalar ve takas mahsup itirazları…) rapor düzenlenmesinin istenildiği, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 20/07/2021 tarihli raporda özetle; dava dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile Tarafların Ticari Defterlerindeki kayıtları ve Müstenidatları üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre, davacı Şirketin 84.047,87 TL ——– Alacak ve——– İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 88.503,45 TL Alacak Tglebiüzerinden harçlandırarak Davalı Şirket aleyhine ikame etmiş olduğu işbu itirazın iptali davasında; davacının gördüğü taşıma işleri bakımından tüm faturalarının davalı yan kayıtlarında yer aldığı, davalının, davacı yana düzenlediği iki (2) adet faturanın davacı yanca kabul edilmediği ve bakiye 84.047,87 TL alacaklı olduğunun değerlendirildiği, davalının zarar-ziyan tazminat hususlarında karşı iddialarının yargılamayı gerektiren iddialar olduğu, işbu davada navlun-taşıma bedeli alacağına karşı muhsup edilebilir alacağının tespit edilemediği, takip tarihinden önce temerrüt ihtari sabit olmadığı için işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı sonuç ve kanaatlerine varıldığına dair rapor düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edildiği, taraf vekillerinin rapora karşı beyan itiraz ile rapor içeriği dikkate alınarak dosyanın aynı taşıma uzmanı bilirkişisi ve mali müşavir bilirkişi heyetine tevdi edilerek ek rapor düzenlenmesinin istenildiği, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ek raporda özetle; dava dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile Tarafların Ticari Defterlerindeki kayıtları ve Müstenidatları üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre, davacı Şirketin 84.047,87 TL ASIL Alacak ve 4.455,58 TL İşlemiş Faiz olmak üzere Toplam 88.503,45 TL Alacak Talebi üzerinden harçlandırarak Davalı Şirket aleyhine ikame etmiş olduğu işbu itirazın iptali davasında; davacının gördüğü taşıma işleri bakımından tüm faturalarının davalı yan kayıtlarında yer aldığı, davalının, davacı yana düzenlediği iki (2) adet faturanın davacı yanca kabul edilmediği ve bakiye 84.047,87 TL alacaklı olduğunun değerlendirildiği, davalının zarar-ziyan tazminat hususlarında karşı iddialarının yargılamayı gerektiren iddialar olduğu, işbu davada navlun-taşıma bedeli alacağına karşı takas edilebilir alacağı sabit olmadığı, takip tarihinden önce temerrüt ihtarı sabit olmadığı için işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı sonuç ve kanaatlerine varıldığına dair rapor tanzim edilmiş olduğu görülmüş tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunma, toplanan deliller ile alınan bilirkişi raporları hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı Şirketin gördüğü taşıma işleri bakımından tüm faturalarının davalı yan kayıtlarında yer aldığı, davalının, davacı yana düzenlediği iki (2) adet faturanın davacı yanca kabul edilmediği ve bakiye 84.047,87 TL alacaklı olduğunun değerlendirildiği, davalının zarar-ziyan tazminat hususlarında karşı iddialarının yargılamayı gerektiren iddialar olduğu, bu kapsamda davalı vekilinin delil listesinde açıkça yemin deliline dayandığı anlaşılmakla dava konusu taşıma işinin eksik ve hatalı yapıldığına dair savunmaları bakımından davacı tarafa yemin teklif etme hakkının kullanılıp kullanılmayacağı davalı vekiline hatırlatılması sonucunda davalı tarafça yemin deliline başvurulacağı bildirildiğinden davacı şirket yetkilileri bir sonraki duruşmada hazır bulundurulmuş ve yemin merasimini yerine getirmiş olup davalının iddialarını ispatlayamadığı, davacının ise alacağını ortaya koyduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
-Davalının——– sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 84.047,87-TL asıl alacak ve bu asıl alacağa takip tarihinden takip talebinde belirtilen faiz oran ve cinsi ile faiz uygulanmak suretiyle aynen devamına,
-Davacının fazlaya ilişkin işlemiş faiz talebinin reddine,
-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 5.741,30-TL harçtan başlangıçta alınan 1.511,42-TL peşin harcın mahsubu ile kalan 4.229,88-TL nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan başlangıçta yatırılan 1.511,42-TL nin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 286,80-TL tebligat ve müzekkere gideri, ve 7.600,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.922,70-TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre 7.526,565-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 13.447,52 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.456,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde ———-Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı..14/02/2023