Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/469 E. 2019/1193 K. 12.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/469 Esas
KARAR NO : 2019/1193

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/04/2018
KARAR TARİHİ : 12/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … ile davalı … arasında davalı …’ın müteahhitliğini yaptığı ——— adresinde bulunan inşaatın daire kapıları ve mutfak mobilyaları ile alakalı olarak sözleşme yapıldığını, yapılan sözleme gereği davacı müvekkilin belirtilen adreste bulunan mutfak dolaplarını ve kapılarını imalat ve montaj işlerini bitirerek davalıya tüm işleri eksiksiz bir biçimde teslim etmiş olduğunu, ayrıca davacı müvekkili işleri yaparken davalı tarafından davacı müvekkiline bir takım ek işler yaptırılmış olduğunu, bu yaptırılan ek işlerde tüm işlerin teslimi esnasında fatura edilerek davalıya ayıpsız ve eksiksiz bir biçimde teslim edilmiş olduğunu, müvekkilinin işi teslim etmesinden sonra iki ayrı tarihte iki ayrı fatura kestiğini, müvekkilinin dava konusu olan faturayı 13/09/2017 tarihinde yaptığı işlerin belirli bir miktar karşılığı için ——– adına 106.902,00 TL (KDV dahil) fatura keserek davalıya bizzat elden teslim edilmiş olduğunu, davalının bizzat kendisi faturaların altına aynı anda teslim aldığına dair imza atmış olduğunu, davalı işleri teslim alarak faturaları elden teslim alıp imzalarken davacıya kanuni süresi içerisinde herhangi bir ayıp ihtarında da bulunulmamış olduğunu, davacının işi eksiksiz teslim ettiğine bizzat ilgili inşaatın toprak sahiplerinin de şahit olduklarını, davalının faturaları bizzat teslim alıp kanuni süresi içerisinde herhangi bir itirazda bulunmadığı halde ödemeyi sürekli olarak sürümcemede bırakmış olduğunu ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenlerle; itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20 den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, inkar tazminatına itiraz tarihi itibariyle ticari temerrüt faizi işletilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı cevap dilekçesinde özetle; öncelikle görev itirazlarının bulunduğunu, kendisinin bir tüketici olduğunu, davanın yaptırmaya çalıştığı işin bedeline ilişkin olduğunu, bu nedenle görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu, davacının dava dilekçesinde belirttiği iş ile ilgili olarak aralarında sözleşme yapıldığını, sözleşmede vaad edilen temiz ve sağlam olarak teslim edilen hiçbir imalatın olmadığını, eserin alınabilecek durumda olmayıp eksik ya da kullanılmayacak vaziyette olduğunu, bu nedenle davacının ayıptan ari teslim ifası yaptığı beyanının doğru olmadığını, bu nedenle ön inceleme aşamasından önce dava konusu imalatın sözleşme, örf ve adete göre yapılıp yapılmadığı konusunda keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiğini, davacının davasının haksız olduğunu, sözleşmede görüleceği üzere ödeme tarihlerinin dahi belirtilmemiş olduğunu, bu nedenle vadesi gelmeden davacı tarafın talepte bulunduğunu, davacının sözleşmeye uygun işi yapmadığını, teslim gerçekleşmediğini ve sözleşmeye göre ödeme vadesi gelmediği için icra takibinde haksız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; fatura alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine itirazın İİK 67. Maddesi kapsamında iptali davasıdır.
Dava yazılı yargılama usulüne tabi olup, usulüne uygun olarak teati aşaması tamamlanmış, icra dosyası ile tarafların tacir olup olmadıklarına ilişkin bilgi ve belgeler celp edilmiş ve dosya ilk olarak dava şartları yönünden incelenmiştir.
İcra dosyası ile tarafların faaliyetinin VUK 177. maddesindeki hadleri aşmadığı hususundaki —– Başkanlığı kayıtları ve —- kayıtları incelenmiştir.
Yargıtay ——. Hukuk Dairesinin 25/05/2015 tarih ve —– karar ile 06/02/2016 tarih —- esas ve —- karar sayılı ilamlarında ve çok sayıda benzer ilamlarda da vurgulandığı üzere; bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca TTK’da düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nın 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. 6335 Sayılı yasanın 2. maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür. 6100 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun Görevin Belirlenmesi ve Niteliği başlıklı 1. maddesi gereğince görev kamu düzenindendir. Yine HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca görev, dava şartlarından olup, HMK.’nın 115/1 maddesi uyarınca yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için açılan itirazın iptali davaları TTK 4.maddesinde düzenlenmiş mutlak ticari davalardan değildir. Bunun yanında ———– kayıtlarında davacı adına kayda rastlanmadığı belirlenmiş, ——- tarih ve ——sayılı cevabi yazısında da, davacının faaliyetinin VUK 177. madde sınırları belirtilen hadleri aşmadığı ve işletme hesabına göre defter tuttuğu ve hatta 20/09/2017 tarihi itibari ile terk olduğu bildirilmiştir.
Davacı tacir olmadığından, ortada her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi ticari dava da yoktur.
——- Yargıtay—–HD.nin —–sayılı kararında da; “Mahkemece, toplanan delillere göre, davalının basit usulde işletme hesabı defteri tuttuğu ve tacir olmadığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine, Ankara Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı. vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA” karar verilmiştir.
Somut uyuşmazlığın tüm tarafları tacir olmadığından ve uyuşmazlık TTK’da düzenlenen veya TTK’da sayılan hususlara ilişkin olmadığından ticari dava niteliğinde değildir. Bu nedenlerle somut uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca HMK 2.maddesi gereği Asliye Hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
Yukarıda anlatılan nedenlerle, TTK’nun m.4. Hükmü kapsamında somut davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu, görevin dava şartlarından olduğu ve HMK’nın 115(1) maddesi uyarınca davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine, görevli Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-TTK 4, 5/3. ve HMK.114/1-c, 115/2 maddeleri uyarınca mahkememizin görevsiz olduğu anlaşıldığından davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
İlişkin olarak davalının yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.