Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/467 E. 2020/833 K. 08.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/467 Esas
KARAR NO: 2020/833
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/04/2018
KARAR TARİHİ : 08/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının talebi üzerine, davalı şirkete elektrik dağıtım hizmeti verilmiş olduğu, verilen bu elektrik hizmeti neticesinde de davacı şirketin, davalıdan ödenmemiş faturalar karşılığı ———– asıl alacak faiz ve masraflar hariç tutarında alacağı bulunduğu, davalının sözleşmeden kaynaklanan elektrik kullanım ve dağıtım hizmet bedelini ödemediği, alacağın tahsili için yazılı ve sözlü olarak defalarca kez müracaat edildiği, olumlu netice elde edilemediği ve bunun üzerine davalıya—————üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalının borcunu ödemediği, borca, takibe, faize ve tüm fer’ilerine itiraz ettiği, davalının borca, faize ve faiz oranına itirazının haksız olduğu, davalının ——————— kural ve koşullarını bilerek hizmet talep ettiği, sunulan hizmetin bedelini ödememesinin kötü niyetli olduğu, davalının faize ve faiz oranına itirazının da kötü niyetli olduğu, tacir olan davalının yalnızca son faturasına takip tarihine dek yasal faiz işletilmiş olduğu, takip sonrası uygulanan faiz ise davacı şirket ile davalı arasında akdedilen sözleşmede belirlemiş oranda olduğu, faturaları ödenmeyen ve kendisi ile birçok kez iletişime geçilen davalının yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmede belirtilen ceza bedelin talep edildiği, davacı şirketin alacağı, davalıya verilen hizmeti likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, davacı şirketin vermiş olduğu elektrik dağıtım hizmetinin karşılığı olarak düzenlenen hesap ekstresi uyarınca, takip konusu alacağın varlığı ve miktarı itibariyle taraflar arasında kesin ve belirli olduğunun, dilekçede açıklanan tüm nedenlerle ve fazlaya ilişkin tüm dava ve talep haklarının saklı kalması kaydı ile davalının haksız ve kötü niyetli borca, faize ve faiz oranına ilişkin itirazlarının iptalini, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ——– sayılı dosya ile başlatılan icra takibinin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılmış olduğu, dosyaya ilişkin davanın yetkisiz mahkemede açıldığı, yetki itirazında bulunduklarının, davacı taraf, davalının elektrik hizmetine ilişkin yaptığı ödemeleri hesaptan düşmediği, davalı şirketin borçlu bulunmadığını, borca ve ferilerine itiraz ettiklerini, borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte takipte talep edilen yasal dayanağı bulunmayan —— oranına ve temerrüde düşürülmedikleri için faize itiraz ettiklerini, dilekçede açıklanan tüm nedenlerle; davanın reddini, kötü niyet tazminatı, yargılama giderlerinin davacı/alacaklı üzerine bırakılmasını talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ———-icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiştir.
İtirazın iptali istemine konu, ——- takip dosyasının incelenmesinde; —-tarihinde başlatılan takibin alacaklısının ——–Borçlusunun —— olduğu; takibin ———– işlemiş faiz, —- fatura olmak üzere toplam ——– alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından ——–tarihli dilekçe ile müdürlüğün dosyasındaki asıl alacağa, faizine ve oranına, vekalet ücretine, yargılama gideri, harç ve masraflara tüm ferileri ile birlikte dosya borcunun tamamına itiraz edildiği, dilekçenin davacı tarafa tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı dolayısıyla 1 yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığı, davanın ——– tarihinde ve bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde, —— asıl alacak üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflarca bildirilen deliller toplandıktan sonra, davanın niteliği gereği dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi ——– tarihli bilirkişi bilirkişi raporu düzenlenmiştir.
——– tarihli bilirkişi raporunda özetle,” Dosyaya sunulan belgelerin incelenmesi neticesinde; mevcut iki fatura dönemi için elektrik tüketim miktarları sözleşmedeki tek zamanlı tarife için belirtilen ——-uygulanarak hesaplanmış olup toplam tutarın ——- olduğu, davalı ile davacı şirket arasında ödemeler için hesap mutabakatı sonrasında borç/alacak bakiye netleşeceği, mahkemeye sunulan iki adet fatura için davacının alacağının ——–olduğu, davacı şirket ve davalı şirketle bağıtlanan sözleşmede tarih belirtilmediği için sözleşme başlangıç tarihi ve sözleşme süresinin açık ve net olmadığı, sözleşmenin feshi ile ilgili içerikleri farklı sözleşmede iki farklı madde olması nedeni ile sözleşmeden cayma tazminat bedeli fatura hesaplamasında dikkate alınmadığı, sözleşmeden cayma ceza bedeli tahakkuku hesaplanmamış olup mahkemenin takdirine bırakıldığına ilişkin rapor tanzim edilmiş olduğu görüldü.
İncelenen tüm dosya kapsamı ve yapılan yargılama neticesinde, dosyamıza celbedilen ——sayılı takip dosyası incelendiğinde, davacı alacaklı tarafından ——- tarihinde takibe başlanıldığı, davalı borçluya yapılan tebligat sonrasında borçlunun 7 günlük süresi içerisinde “ikametgahının ———yetkili bulunmadığı, bu nedenle yetkili icra dairesinin——— olduğunu” belirttiği görülmüştür.
İİK 50.maddesinde yetki ve itirazlar düzenlenerek bu düzenlemede HMK nun yetkiye ilişkin hükümlerinin kıyas yolu ile uygulanacağı belirtilmiş, HMK nun 5 ve devam eden maddelerinde yetki hususu düzenlenerek genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olacağı belirtilmiştir. Bunun yanında HMK 17.maddesinde taraflar arasında yapılan yetki sözleşmesine ilişkin hükümler düzenlenmiştr.
İtirazın iptali davasının görülebilmesi için geçerli bir takibin yapılmış olması dava şartları arasındadır. Geçerli icra takibinin ise borçlunun yetkiye itirazı halinde yetkili icra dairesinde yapılması gerekir. Geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda itirazın iptali davasının görülmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği hallerde bu itiraz incelenip sonuçlandırılmadığı sürece açıklanan şekilde geçerli bir takibin bulunmayacağı ortadadır. Taraflar arasındaki ticari ilişkiye göre söz konusu talep edilen alacak genel yetki kuralı çerçevesinde HMK 6.madde uyarınca genel yetkili mahkeme olan davalının ikametgahında açılması gerekli olup yine icra takibinin de davalının adresinde yada TBK 89. maddesi gereğince alacaklının ikametgahı adresinde takip yapılabilir ancak davacının ———- icra dairelerinde takip yaptığı anlaşılmakla HMK’nın 115. maddesi gereğince açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava konusu icra takibinin yetkisiz icra takibinde başlatılmış olması ve geçerli bir takibin bulunmaması sebebiyle HMK 114/2,115/2 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Karar harcı 54,40-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 869,47-TL harcın mahsubu ile artan 815,07‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde——– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/12/2020