Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/465 E. 2021/856 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2018/465 Esas
KARAR NO:2021/856
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20.04.2018
KARAR TARİHİ: 05.10.2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının talebi ile davalının şirketine —– verildiğini, bu hizmet karşılığı davalıdan ödenmemiş faturalar karşılığı —- tutarında alacağının bulunduğunu, davalının sözleşmeden kaynaklanan elektrik kullanım bedelini ödemediğini, yapılan uyarılara rağmen olumlu netice elde edilemediğini ve bunun üzerine —–üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının borca ve takibe haksız olarak itiraz ettiğini, davalıya —— verildiğini ancak davalının borcunu ödemediğini, davalının—– kural ve koşullarını bilerek hizmet talep ettiğini, buna rağmen sunulan hizmetin bedelini ödememesinin kötü niyetli olduğunu, davalının faize ve faiz oranına itirazının da kötü niyetli olduğunu, davalının yalnızca son faturasına takip tarihine kadar yasal faiz işletildiğini, takip sonrası uygulanan faizin ise taraflar arasında akdedilen sözleşmede belirlenen oranda olduğunu, —–hükmünce sonlandırması durumunda —— erme tarihine kadar gerçekleşen tüketim dikkate alınarak o ana kadar tahakkuk etmiş olan en yüksek fatura tutarının iki katı oranında ceza bedelini tedarikçinin tüketiciye faturalandırılacağının yazılı olduğunu, tüketicinin ceza bedelini en geç on gün içinde tedarikçiye ödemek zorunda olduğunu, —- —– sözleşmenin herhangi bir hükmünü yerine getirmemesi halinde tedarikçinin sözleşmeden doğan haklarını talep etme hakkının ve her türlü tazminat hakkı saklı kalarak tek taraflı olarak sözleşmenin fesih edileceğinin yazılı olduğunu, bu sebeple davalının yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebiyle sözleşmedeki ceza bedelinin talep edildiğini, taraflar arasındaki —- yetkili mahkemelerin yazılı olduğunu, davacı şirketin alacağının likit olması sebebiyle davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, takip konusu alacağın varlığı ve miktarı itibarıyla kesin olduğunun açık olduğu, bu sebeple alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazların reddedilerek davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, açıklanan sebeplerle davalının haksız ve kötü niyetli olarak borca faize ve faiz oranına ilişkin itirazlarının iptalini, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davalının aleyhine açılan davadan tesadüfen haberinin olduğunu ve tarafına tebligat yapıldıysa usulsüz olduğunu, aleyhine dava açan şirketin daha önce yaptığı icra takibine itiraz ettiğini, itirazı cezaevinde olması sebebiyle vekilinin yaptığını, usul kanununda göre itirazı vekili yaptığı için dava dilekçesinin de itirazı yapan vekiline yapılması gerektiğini, dava dilekçesinin gönderimi ve tebliğ yapıldıysa bile dava tarihini dosya fotokopisini aldığında öğrendiğinden bu yönden de itiraz ettiğini, gönderildiği tarihte cezaevindeyse ve tebliğ mernis adresine yapıldıysa usulsüz tebligat itirazında bulunduğunu, davadan haberdar olduğu tarih —– olduğundan davaya cevap vermek için süre talebi olduğunu, davacıya borcu olmadığını ve hizmet alımı sebebiyle davacıya tüm ödemelerin nakit yapıldığını, icra dosyasına yaptığı itirazı tekrar ettiğini, davacı yana borcu olmadığını, tüm dönem faturalarını ödediğini, ayrıca —– toplu ödeme yaptığını, davacı şirketin daha önce haksız borçlanma iddiası yaptığını, tebligat yapılmamış olsa bile davacının daha önceki iyi niyetten uzak istemleri sebebiyle davanın reddinin talep ettiğini, davacı —- —- —— olduğundan yetkili mahkemelerin —– olduğunu, yetki itirazının olduğunu, davacı yanın dilekçesindeki eksiklikler sebebiyle usulen reddinin gerektiğini, dava dilekçesinde delil listesi yoksa ve deliller hasredilmemiş ise gelinen aşamada delil listesi verilmesine onayının olmadığını, davacı şirket ile kısa bir dönem çalışıldığını ve tüm ödemelerin yapıldığını, şirketin hizmeti aksatması sonucu iş yerini kapattığını ve hizmeti almadığını ve sonlandığını, davacı yan bir sözleşmeye dayanıyor ise sözleşme ve sözleşme hükümlerine de itiraz ettiğini, davacı şirket ile herhangi bir sözleşme yapmadığını ve imzalamadığını, kısa bir süre deneme amacıyla ve istediği zaman fesih edebileceği söylenerek ticari iş yerine yararı olacağı iddiası ile kısa süreli çalışma başladığını ancak hizmet aksaması ve arz ettiği nedenlerle sonlandığını, faiz başlangıcı, oran ve bunun gibi hususları kabul etmediğini, açıklanan sebeplerle yetki ve usulsüz tebligat itirazlarının lehe değerlendirilmesi ile kabulünü, diğer üsüle aykırılıkların lehine değerlendirilmesini, dava dilekçesinin vekiline tebliğini, davaya cevap ve delil listesi sunmak için lehine ara karar verilmesini, hizmet kusuru sebebiyle ve haksız istemler sebebiyle ve esastaki hatalar sebebiyle davacının davasının ve faiz isteminin reddini, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesi hususunu talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; İ.İ.K. 67. maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiştir.
İtirazın iptali istemine konu, —–dosyasının incelenmesinde; —- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının —- borçlusunun —olduğu; takibin ——- toplam alacağın tahsiline —- yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçlu —- tebliğine ilişkin dosyada bilgi ve belge bulunmadığı, borçlu vekili tarafından —- dilekçe ile borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, dilekçenin davacı tarafa tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı davanın — tarihinde ve bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde,—- alacak üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.
— tarihinde düzenlenen kök raporda özetle; Dosyadaki belgelere göre taraflar arasında bir —- imzalandığı, belgelere göre anlaşmanın geçerli olduğu zaman diliminin —- tarihleri arasında olduğu, dosyada mevcut bulunan —— numaralarının imzalanan —- olan —— olduğu ancak davacının delil listesinde belirttiği —-faturanın dosyada bulunmadığı, davalının —- imzaladığı ancak imza tarihi belli olmadığı için geçerli olup olmadığı hakkında bir yorumda bulunulamadığı, uygulama protokolünün —-maddesine göre taraflar arasındaki sözleşmenin en az — yıl geçerli olacağının taahhüt edildiği, bu süreden önce sözleşmenin feshi halinde uygulama ——– göre tüketicinin tedarikçiye o ana kadar tahakkuk eden en yüksek fatura bedelinin —- katı kadar ceza ödemesinin gerektiğinin hüküm altına alındığı, açıklanan sebeplerle — tesisata ait görünen en yüksek fatura tutarı — görünen en yüksek fatura tutarı —- tesisata ait görünen en yüksek fatura tutarı —olduğundan —- ceza bedellerinin tedarikçi tarafından tüketiciye yansıtılmasının uygun olduğu kanaatini bildirir rapor tanzim etmiş oldukları görüldü.
—- tarafından —- tarihinde düzenlenen ek raporda özetle; Dosyadaki belgelere göre taraflar arasında bir —— bölümünde “Aşağıda listelenen ekler, burada anıldığı haliyle sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olup, taraflar için bağlayıcıdır.” hükmüne amir olduğu ve alt kısımda “Uygulama Protokolü ve ——- belgeleri sayıldığı, —- maddesine göre bu belgelerin hepsinin aynı zamanda imzalandığı, dolayısıyla imza tarihinin—- olduğu, belgelere göre anlaşmanın geçerli olduğu zaman diliminin —- tarihleri arasında olduğu, cezai şartlar hakkında açıklamaların — geçtiği, dosyada mevcut ——- davalı tarafından ödendiğine dair bir evraka dosyada rastlanılamadığı, bilirkişi kök raporunda belirtilen ceza tutarlarının davacı tarafından davalıya yansıtılabileceği, davalıya karşı yapıları icra takibine konu borcun ödendiği ile alakalı bir evrak dosyada olmadığı için —-ayrıntısı yukarıda yazılı —- davalının borcunun bulunduğu, işlemiş faiz konusunda uzmanlık alanı olmadığı için herhangi bir yorumda bulunamadığına dair kanaat ve sonucuna varmış bulundukları raporunu sunmuş olduğu görüldü.
Davalı tarafın cevap dilekçesinde imzaya itirazlarının aynı zamanda ödeme definde de bulunmaları nedeniyle sözleşmesel ilişkiyi kabul etmiş oldukları ve dosya kapsamında dosyayı uzatmaya matuf olduğu değerlendirilmekle incelemeye gerek görülmemiştir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ile savunmaları, toplanan tüm deliller, gerekçeli ve denetime elverişli olması nedeniyle hükme esas alınan kök ve ek bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirket ile davalı arasında bir —- imzalandığı, —– bölümünde eklerin sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olduğu ve taraflar için bağlayıcı olduğunun düzenlendiği, dosyada mevcut sözleşmenin —–tarihleri arasında geçerli olduğu, — adet faturadaki — numaralarının imzalanan —- dâhil olan tesisat numaraları olduğu, davalının—- imzaladığı, ——önceden yazılı olarak haber vermek şartı ile sözleşmeyi istediği zaman feshetme hakkına sahip oldukları, —— uygulama protokolünde belirtilen sözleşme süresinin sona ermesinden önce sonlandırması halinde ve/veya tedarikçinin —–sonlandırması durumunda sözleşmenin sona erme tarihine kadar gerçekleşen tüketim dikkate alınarak o ana kadar tahakkuk etmiş olan aylık en yüksek fatura tutarının ——- oranında ceza bedelini tedarikçi tüketiciye faturalandırabileceği, ceza bedellerinin tedarikçi tarafından tüketiciye yansıtılmasının uygun olduğu, mevcut faturalar incelendiğinde —– yılı içerisinde sonlandırıldığı görülmüş davacının davalının davaya ve takibe konu fatura bedellerini ödememesi üzerine davacının icra takibinde bulunduğu, her ne kadar bilirkişi raporunda —- faturaya konu alacağın talep hakkının olmadığına dair kanaat bildirilmiş ise de davacının dava dilekçesinde bu faturaya delil olarak dayandığı anlaşıldığından bu talep yönünden de davanın kabulüne karar verilmiştir. Yine bilirkişi raporunda işlemiş faize ilişkin hesaplama yapılmamış ise de yargılamanın daha fazla uzamasına mahal vermemek adına mahkememizce resen işlemiş faiz hesabı yapılmış, —-fatura yönünden işlemiş faiz —— fatura yönünden işlemiş faizin —-olduğu, davacı tarafça takipte işlemiş faiz talepleri yönünden taleple bağlı kalınarak neticeten davanın kabulü ile, davalının ——- sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın iptali ve takibin asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına karar verilmiş ve alacağın likit olduğu gözönüne alındığında kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatı tutarının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
2-Davalının —– sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın iptali ile takibin asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA,
3-Alacağın likit olduğu gözönüne alındığında kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatı tutarının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Karar harcı —- davacı tarafça peşin olarak yatırılan —harcın mahsubu ile bakiye — harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan —- peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan —başvuru harcı, — tebligat ve müzekkere gideri, — bilirkişi ücreti olmak üzere toplam — yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde —-istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
05/10/2021