Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/429 E. 2021/402 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/429 Esas
KARAR NO : 2021/402

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/04/2018
KARAR TARİHİ : 06/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin bir çok malzeme —–davalının bakım işini yaptığını ve bu işten kaynaklı alacağını davalıyı bir çok kez uyarmasına rağmen tahsil edemediğini, müvekkili şirketin alacağını tahsil edememesi üzerine icra takibi başlatıldığını, davalının bu kez haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini, müvekkilinin davalıdan—— dosya ile takibe başlandığını, icra emrinin davalı borçluya tebliğ edildiğini ve davalının da itirazın son günü mesai saati dışında —– üzerinden icra takibine haksız ve hukuki mesnetten yoksun olarak itirazda bulunarak takibi durdurduğunu, duran icra takibine devam edebilmek için iş bu davanın açılması zaruretinin hasıl olduğunu, yapılan itirazın haksız olduğunu, itirazın iptal edilmesi gerektiğini, davalının yapılan işin karşılığı olan faturaya herhangi bir itirazda bulunmadan tebliğ aldığını,—– —- faydalandığını, kötü niyetli hareketle müvekkili şirketin alacağının ödenmediğini ve takibe itiraz edildiğini, davalı şirketten —– telefonundan aradığını—bulunan– yapılmasını istediğini, bunun üzerine müvekkili şirket çalışanlarının —— tespit edilmesi işlemine refakat ettiğini, tespit edilen eksiklikleri gidermek üzere —tekrar anılan — gidildiğini ve davalı zilyetliğinde olan motorun çalıştırılması, eksikliklerin giderilmesi işlerinin yapıldığını, müvekkili şirketin —bakımı için –,– gibi bir çok mal sarf ettiğini, motorlarda çalıştırılma, indirilme testlerinin yapıldığını — ödemediğini, nitekim yapılan kısmi ödeme ve belirttikleri hususların yapılacak defter incelemesiyle açıkça ortaya çıkacağını, davalının anılan fatura alacağına muhasebesel bir mutabakat şekli olan –formuna iki defa kaşe ve imza tatbik ederek mutabık kaldığını, davalının kabulünde olan muhasebeleştirip — faydalandığı faturaya haksız olarak itiraz ettiğini, müvekkili şirketin –aynı tarihte cevap verdiğini ve imza ve kaşe tatbik ettiği formu gönderdiğini, e-postada borcun bulunduğuna ilişkin mutabakat metninin yer aldığını, bu tarihten sonra takibe konu fatura alacağına ilişkin ikinci mutabakatın —– mutabakat——- olduğunu bildiririz,—– ve davalı şirket kaşesinin tatbik edilerek imzalandığım, her iki mutabakat formunda açıkça görüleceği üzere müvekkili şirketin alacaklı olduğunu ve bu hususun davalı şirketin kabulünde olduğunu, buna rağmen kötü niyetli olarak takibe itiraz edildiğini, müvekkilinin işbu ihtilafa konu faturayı davalıya teslim etmiş olduğunu, davalının da —-tebliğinden yaklaşık bir ay sonra davalıya—- mutabakat metninin gönderildiğini, davalının da —- imza tatbik ederek mutabakata vardığını, buna rağmen icra takibine itiraz edilmesinin açıkça haksız olduğunu ve hukuka aykırı olduğunu, davalının kötü niyetli olarak müvekkilinin alacağına ulaşmasına engel olduğunu, müvekkili şirketin işi yaptığının ve teslim ettiğinin davalı yetkililerine imzalatılan —- borçlunun itirazının haksız olduğunu, kötüniyetli olduğunu, işbu sebeple likit olan alacak için % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek, davalarının kabulüne, borçlunun yetki itirazının iptaline, takibin—–üzerinden devamına, borçlunun borca itirazının iptaline, takibin devamına, haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından——-aleyhine ilamsız takip düzenlenerek ödeme emri gönderildiğini, taraflarınca söz konusu borca yasal süresi içinde itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, bu olayları müteakip davacı tarafından iş bu davanın açıldığını, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında zaman zaman müvekkili şirketin iş alanı gereğince bazı tadilat ve tamirat işlerinin yapılmasında destek alındığını, yapılan ticari işler karşılığındaki fatura bedellerinin ödendiğini, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığım, müvekkili tarafından davacıya ödemeler yapıldığını, nitekim söz konusu beyanlanndaki haklılıklarının ticari defterlerin incelenmesi ile ortaya çıkacağını, iş bu sebeple mahkemenİzce yapılacak olan bilirkişi incelemesi ile ticari defterler incelendiğinde hakikatin ortaya çıkacağını, müvekkili şirketin davacıya cari hesaptan kaynaklanan borcunun bulunmadığını, yapılacak incelemeyle söz konusu haklılıklarının ortaya çıkacağını, bu sebeplerle davacı tarafından haksız ve kötü niyetli bir şekilde açılan davanın reddine karar verilmesini arz ve talep ettiklerini, ayrıca davacı tarafından sunulan fatura ve belge ibrazlarının taraflar arasındaki iş ilişkisini gösterdiğini, taraflar arasındaki iş ilişkisinin kendileri tarafından kabul edildiğini, ancak söz konusu evraklara dayanılarak müvekkilinin borçlu olduğunun ispat edilemediğini, dolayısıyla tarafların ticari defterlerinin incelenmesi gerektiğini belirterek, davacı tarafından açılan itirazın iptali davasımn reddine,——takibin iptaline, karşı tarafın aleyhine % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı yan üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, İİK 67. Maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Dava basit yargılama usulüne tabi olup, teati aşaması tamamlandıktan sonra deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınarak yargılama sonuçlandırılmıştır.
—- kayıtları celp edilmiş, taraflarca dosyaya sunulan diğer deliller ile birlikte incelenmiştir.
İtirazın iptali istemine konu—- incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine —- icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın hak düşürücü süre içeresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Konunun incelenmesinin uzmanlık gerektiren yönleri olması taraflarca delil olarak ticari defterlere dayanılmış olması sebebiyle dosya mali müşavir—- tevdi edilerek rapor alınmış, anılan bilirkişi tarafından sunulan 30/07/2019 tarihli bilirkişi raporu HMK 282. Maddesi kapsamında denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında davacı tarafından davalıya verilen bakım hizmetine —–isimsiz sözleşme kapsamında düzenlenen fatura alacağın ilişkin eksik ödeme sebebiyle bakiye alacağın tahsili için başlatılan itirazın iptali istemi kapsamında takip tarihi itibariyle davalının fatura borcunu ödeyip ödemediği, eksik ödemenin olup olmadığı, bu kapsamda davacının davalıdan muaccel bir alacağının bulunup bulunmadığı, itirazın iptali ve tazminat hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında eser ve vekalet akdi hükümleri taşıyan bakım hizmeti verilmesine ilişkin ticari ilişki kurulduğu, davacının iş gören davalının ise iş sahibi olduğu, mali müşavir bilirkişi raporuna göre, davacı tarafın incelenen 2016 yılına ait ticari defterlerinden envanter defterinin yazdırılmadığı için diğer defter kayıtları ile birbirini doğrulayıp doğrulamadığının tespit edilemediği ancak incelenen 2017 yılına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfını haiz olduğu, takip konusu faturanın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve takip tarihi itibariyle davalıdan 17.265,50 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın incelenen 2016 yılına ait ticari defterlerinin de—–yazdırılmamış olduğu dolayısı ile 2016 yılı defter kayıtlarının birbirini doğrulayıp doğrulamadığının tespit edilemediği, davalı tarafın 2017 yılına ait ticari defterlerinin ibraz edilmediği için incelenemediği, davalının 2016 yıl sonu itibariyle 18.581,16 TL borçlu olduğu, taraf ticari defterlerinde fark bulunmasının nedeninin dönem sonu işlemleri gereği davalı tarafından 31.12.2016 tarihinde 1.315,66 TL kur değerlemesi işlemi yapılarak davacının hesabına alacak kaydı yapılmış olmasından kaynaklandığı, davacının ticari defterlerinden tespit edilen 17.265,50 TL alacağı ile —-üzerinden tespit edilen 5.008,53 Euro alacağının TL karşılığı arasında fark bulunmasının nedeninin Vergi Usul Kanunu’nun 258, 259 ve 280. maddeleri gereğince geçici vergi dönemlerinde ve yıl sonlarında yapılması gereken— değerleme işlemlerinin davacı tarafından yapılmamış ve kur farklarının muhasebelcştirilmemiş olmasından kaynaklandığı, davacı tarafın Vergi Usul Kanunu’nda yer alan — değerleme işlemini yapmamış ve kur farklarını muhasebeleştirmemiş olmasının davacının alacağının — olması durumunu değiştirmeyeceği, icra takibine konu alacağın dayanağı olan davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş 2016 yılına ait 1 adet faturada yazılı olan mal ve hizmetlerin ve veya faturanın davalı tarafa teslim edildiğine dair dava dosyasında bir belge bulunmadığı ancak söz konusu faturanın her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bunun yanında taraflarca imza edilen 26.04.2017 tarihli mutabakat —-olduğu, davalının söz konusu fatura itiraz ettiğine ilişkin de bir delilin sunulmadığı dolayısı ile hizmetin verilmediği veya bedelin ödendiğini ispat yükümlülüğünün davalı taraf olduğu, dosya kapsamı itibari ile davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 5.008,53 Euro alacaklı olduğunu ispat ettiği, davacının rapora itiraz dilekçesinde takip ile istediği işlemiş faiz talebinden feragat ettiği, ayrıca her ne kadar takip ile yasal faiz talep edilmiş ise de takibin Euro cinsinden —- başlatıldığı dolayısı ile davacı alacaklının ancak — olan asıl alacağına takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar 3095 sayılı Kanun’un — başlıklı 4/a. maddesi gereğince, — açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden faiz talep edebileceği kanaatine varılarak davanın kısmen kabulü — alacak yönünden iptali ile kabul edilen asıl alacağa takip tarihinden fiili ödeme tarihine kadar 3095 sayılı Kanunun 4/a. maddesi gereğince— — açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden faiz uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin feragat (işlemiş faiz) ve ispat edilememesi (1 Euro) nedenleriyle reddine, kabul edilen alacak likit ve itiraz haksız bulunduğundan kabul edilen —alacağının takip tarihi itibari ile belirlenen — icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, reddedilen miktar yönünden davacının kötüniyetli olduğuna dair dosyaya yansıya bir delil bulunmaması sebebiyle kötüniyet tazminatı isteminin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü —— — sayılı takip dosyasına davalı yanca yapılan itirazın 5.008,53 Euro asıl alacak yönünden iptali ile kabul edilen asıl alacağa takip tarihinden fiili ödeme tarihine kadar 3095 sayılı Kanunun 4/a. maddesi gereğince—-mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden faiz uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin feragat (işlemiş faiz) ve ispat edilememesi (1 Euro) nedenleriyle reddine,
2-Kabul edilen alacak likit ve itiraz haksız bulunduğundan kabul edilen —- alacağının takip tarihi itibari ile belirlenen satış efektif kuru üzerinden takdiren % 20 oranında hesaplanan—– icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Reddedilen miktar yönünden davacının kötüniyetli olduğuna dair dosyaya yansıyan bir delil bulunmaması sebebiyle kötüniyet tazminatı isteminin de reddine,
4-Karar harcı 1.561,22 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 409,86 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.151,36 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 445,76 TL ilk masraf, 182,20 TL tebligat ve müzekkere gideri, 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.327,96 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.297,88 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —– esaslara göre belirlenen 7.083,20 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli .—esaslara göre belirlenen 1.119,40 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; davalı vekilinin yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.