Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/425 E. 2021/591 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/425 Esas
KARAR NO : 2021/591

DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 11/04/2018
KARAR TARİHİ : 08/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı hakkında —– dosyasında cari hesap ve faturaya dayalı olarak icra takibi başlatılmış olduğu, borçlu süresinde haksız ve kötü niyetli olarak yetkiye ve borca kısmen itiraz etmiş olduğundan takibin durduğu, davalı borçlunun yetkiye itirazının kaldırılması—-dosyasında dava açıldığı neticede davalının yetkiye itirazın kaldırıldığı, mahkemece verilen iş bu kararın —–Karar sayılı kararı ile kesinleştiği, davacı şirketin davalıdan alacaklı olup tüm sözlü ve yazılı ihtarlara rağmen borcunu ödemediği, hakkında icra takibi başlatıldığında borca haksız ve kötü niyetli itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, davacı şirketin, davalıdan alacaklı olduğu, itirazın iptaline karar verilmesi gerektiği, fazlaya dair haklarının saklı kalması kaydıyla; borçlunun ——- sayılı dosyasına vaki, haksız yapılmış bulunan olan 17.125,00 TL asıl alacak için itirazın iptalini, takibin devamını, davalının itirazı haksız ve kötü niyetli olduğundan, dava konusu edilen asıl alacağın %20 si oranında icra -inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep ettikleri görüldü.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın tanık deliline dayanmasına muvafakatimiz bulunmadıkları, mahkemenin yetkili olmadığı, davalıya karşı açılan davada davacı şirket—– olduğu, davanın yetkisiz mahkemede açılmış olduğu ve yetki itirazının nedeni ile davanın yetki yönünden reddine karar verilmesini talep ettikleri, davacı vekilince davalı şirket—– icra takibine davalı şirketin davacı şirkete karşı cari hesaplarında 1.550,00-EUR borcu göründüğünden ödeme günündeki kurun üzerinden hesaplanan 6.072,59-TL—- yatırılarak davacı tarafından talep edilen fazla tutar yönünden davalı şirketin herhangi bir borcu bulunmadığından dolayı borca, işlemiş faize ve takibin bütün fer’ilerine kısmi itiraz edildiği, davacı vekilince davacı firmanın davalıdan alacağı olduğunun beyan edildiği, davacı tarafça iddia edildiği gibi taraflar arasında dava konusu edilmiş faturaların karşılığı olarak bir sözleşme bulunmadığı, davacı tarafın hangi taşıma sözleşmesi, neyin ve ne zaman taşınacağı, navlun ve benzeri masraf kalemlerinin ve nasıl gerçekleştiği de anlaşılamadığı, davacı tarafça davalıya kesilmiş olan faturaların ve alacağın dayanağının açıklanmasının gerektiği, fatura düzenleyerek karşı tarafa bunu — kişilik faturanın haklı ve hukuka uygun düzenlendiğini ispatlamadan alacak hakkının kazanamayacağı, sadece fatura düzenleyerek ve faturayı karşı tarafta bırakarak alacak elde etmenin hakkaniyet kuralları ile de bağdaşmayacağı, davacı tarafın hiçbir hizmet yerine getirmeden ve sözleşme olmadan hak talebinde bulunduğunu, davacı tarafından düzenlenmiş olan faturaların davalı şirket tarafından davacı firmadan herhangi bir hizmet alınmadığından dolayı davacı şirkete iade edildiği, davacı tarafın, davalı tarafa yönelttiği iddia ve taleplerini ve hak sahipliğini ispat edemediği, dilekçede açıklanan tüm nedenlerle; öncelikle, davanın davalı açısından, esasa girilmeksizin, ilk itirazlarının usuli itirazlarının, yetki itirazımız yönünden reddini, davacı tarafın ikame ettiği dava ve bilcümle taleplerinin reddini, davacı tarafın takipte kötü niyetli olduğundan %20’den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesini, tüm bu nedenlerle; dava açılmasına sebep olunmadığından davalı faiz, masraf, vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına, davacının davasını ispatlamasını, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri görüldü.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle,—— icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiştir.
İtirazın iptali istemine konu—–esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde;——–işlemiş faiz olmak üzere toplam 25.832,61 TL alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçluya 15/02/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından 20/02/2017 tarihinde müdürlüğün dosyasındaki asıl alacağa, faizine ve oranına, vekalet ücretine, yargılama gideri, harç ve masraflara tüm ferileri ile birlikte dosya borcunun tamamına itiraz edildiği, dilekçenin davacı tarafa tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı,— dosyasının mahkememiz dosyasına celp edildiği görüldü.
Mali Müşavir bilirkişi—– tarafından hazırlanan 18/04/2019 tarihli kök raporda özetle;——
A- Defter Usul İncelemesi : Tacir olan tarafların ticari defter kayıtları incelenmiş olup, davacı şirketin 2016 yılı defterlerinin —— incelemede olduğundan fıziken incelenemediği, ancak dava dosyasına sunulan ticari defter usul belgesi incelenmesinde, 2016 yılına ilişkin ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, 2017-2018 yılına ilişkin ticari defterlerinin —— beratlarının süresjfîde alındığı, davalı şirketin 2016-2017-2018 yılına ilişkin ticari defterlerinin— onaylı beratlarının süresinde alındığı, usulüne uygun tutulduğu,
B- Taraflar arasındaki ticari ilişkinin ihtilafsız olduğu, tarafların muavin hesap hareketlerinin karşılaştırılması sonucu uyuşmazlığın, davacı defterlerinde kayıtlı olup, davalı defterlerinde——-faturalardan kaynaklandığı, davacının bu faturalar yönünden hizmet —mal teslimini ispat etmekle yükümlü olduğu, dava dosyasında bu yönde delillerin sunulmamış olduğunun anlaşıldığından mahkemenin izni ile dava dosyasına sunulacak teslim & tesellümün ispatına yönelik belgeler akabinde dosyanın tarafıma tevdi ile ilave değerlendirmelerin yapılabileceği;
C- Faiz: Tacir olan taraflar arasında düzenlenmiş sözleşme ya da haricen başkaca somut belgede ödeme vadesi bulunmadığı ve davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin tebliğ şerhine havi ihtarname ya da eş eğer belge bulunmadığından, takip öncesinde davacı alacağının muaccel olmadığından davacının takip öncesi faiz talebinin yerinde olmadığı, ancak, mahkemenin kısmen va da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunan asıl alacası için 3095 s.k m.2/2 kapsamında avans faiz talebinin yerinde olduğunun değerlendirildiği, mahkemenin gerek savunmalarının tümü ve gerekse faize —- tamamen tarafların müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, icra inkâr tazminatı ve sair hususların mahkemenin takdiri içinde kaldığına ilişkin sonuç ve kanaatlerini bildirir rapor sundukları görüldü.
Mali Müşavir bilirkişi —– tarafından hazırlanan 01/07/2020 tarihli ek raporda özetle; Davacı Alacağı Yönünden; Davacı defterlerinde kayıtlı olup, davalı defterlerinde kayıtlı olmayan ———- yapılan incelemesinde, davacı tarafından “…——, faturaların teslimine ilişkin isim imzanın bulunmadığı ve faturalar içeriği —– hizmetinin ifasına ilişkin herhangi bir dayanak belgeye rastlanmadığı—- davacının ihtilaflı olan bu faturalar yönünden hizmet ifasını ispat etmekle yükümlü olduğu, dava dosyasında işbu faturalar içeriği hizmetin verildiğine ilişkin somut delil bulunmadığından, her ne kadar davalı kayıtlarında yer almasa da davacının fatura içeriği hizmet ifasını başkaca somut delillerle her zaman ispat edebileceği, dayanak belgelerin sunulmadığı, kök raporda bulunan muavin hesap özetine bakıldığında taraflar arasında 29.06.2016 tarihinde başlayıp 17.10.2016 tarihine kadar devam eden çok sayıda ihtilafsız işlemin yer aldığının görüldüğü, diğer tüm hizmet ifalarının yapılmış olmasının huzurdaki ihtilaf konusu ifanın da yapıldığı anlamında olamayacağı, eğer davalının açık kabulünde değil ise, davalı defterlerinde de kayıtlı olmayan her bir fatura içeriğinin somut delillerle davacı tarafında ispat edilmesi gerektiği, somut olayda davacının hizmet ifasının ispata muhtaç kaldığı, mahkemenin—– dinlenen davacı tanığının beyanlarının değerlendirilmesinin mahkemenin takdirinde olduğu, kök rapordaki diğer hususların aynen geçerli olduğu, icra inkâr tazminatı ve sair hususların yüce yargı makamının takdirinde kaldığı kanaatlerine ulaşılmış olduğuna ilişkin rapor tanzim edilmiş olduğu görüldü.
Tüm dosya kapsamı, denetime elverişli bilirkişi raporu, toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacı şirketin taraflar arasında taşıma ilişkisine dayalı ticari ilişki kapsamında davalıdan alacaklı olduğu iddiası ile 23.198,04-TL asıl alacak, 2.634,57 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 25.832,61 TL alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi başlattığı, davalı şirketin borca kısmi itiraz etmesi sonucunda iş bu itirazın iptali davasının açıldığı, taraflar tacir olup ticari defterlere dayanıldığından ticari defterler üzerinde inceleme yapıldığı, yapılan incelemede taraflar arasında önceye dayalı ticari ilişkinin olduğu ancak uyuşmazlığın davacı şirket kayıtlarında ——— tutarlı faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, davacı bu iki faturaya konu hizmeti ifa ettiğini ispatlayamadığı, zira dosyada hizmet ifasına ilişkin herhangi bir belgenin bulunmadığı, davacı vekilinin talebi —— konu faturalara ilişkin — beyannameleri istendiği ancak müzekkereye incelemede herhangi bir kayda rastlanmadığına dair bilgi verildiği, davacının yemin deliline dayanmış olması nedeniyle davacı tarafa HMK 225 ve devamı maddeleri uyarınca kesin delil niteliğindeki yemin delili hatırlatılmış ancak davacı taraf yemin delilini kullanmayacağının beyan etmekle ispat edilemeyen davanın reddine dair aşağıdaki şekide hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE;
2-Karar harcı 59,30-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 292,51-TL harcın mahsubu ile artan 233,21-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —– esaslara göre belirlenen 4.080,00 -TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.