Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/419 E. 2020/544 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/419 Esas
KARAR NO : 2020/544

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/04/2018
KARAR TARİHİ : 01/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşmeler doğrultusunda——— yılından itibaren ——- ve—–hizmet bedellerine ilişkin hakediş evraklarına istinaden 05/02/2018 tarihli,—— bedelli,———- bedelli dört adet fatura düzenlendiğini, bu faturaların fatura teslim tutanağı ile davalıya 05/02/2018 tarihinde teslim edildiğini, ancak davalı taraf hakediş hizmet bedellerine ilişkin olarak toplamda —-ödediğini, müvekkili tarafından 05/02/202018 tarihli hakediş tutarı ———-hizmet bedelinin tamamı ile hakediş tutarı —— projesi hizmet bedelinin tamamı ve hakediş tutarı ————- hizmet bedelinden de —–mahsup ettiği, bakiye olarak hakediş tutarı —- olan ——- işlemiş faizi olmak üzere —– İstanbul Anadolu——. İcra Müdürlüğü’nün ——-esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalı yanın bu takibe itirazda bulunduğunu bildirmiş, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davaya konu belirtilen sözleşmede hizmetin gerektiği gibi yerine getirilmediğini, ———–sözleşmenin 7.5. Maddesi hükmü gereğince “İş programına uygun teslim gerçekleşmediği takdirde, işvenin iş programına uygun gerçekleşmeyen iş için hizmet bedelini zamanında ödeme gibi bir yükümlülüğü yoktur” şeklinde hükmün olduğunu, hakediş evraklarının “her türlü yasal hakkımızı saklı tutarak ve ihtirazi kayıt ile hakediş onaylıyoruz.” ifadesi ile imzalandığını, aynı sözleşmenin 7.8. Maddesi gereğince davacının, davalı onayını alarak iş yürütmesi gerektiğini, onay olmaksızın fatura kesilmiş olmasının davacının faturada yazılı tutar kadar alacaklı olduğu, anlamı taşımadığını, madde 7.10’da “Sözleşmenin imzalanmasından itibaren Müellife onaylanan projelerle ilgili ödemeler dışında, onay verilmemiş hiçbir proje için ödeme yapılmayacaktır.” şeklindeki hükmün olduğunu, davacının projelerine ilişkin davalının onayını aldığını kanıtlaması gerektiğini, davalı tarafça yapılan ödemenin taraflar arasında imzalanmış olan ———-sözleşmeye istinaden yapıldığını, yapılan ödemenin —-projelerinden mahsup edilemeyeceğini ve bunun———-sözleşmeye aykırı olduğunu, çünkü davalının yaptığı ödemenin ———— sözleşmeye göre yapıldığını, —— projelerine dayanılarak kesilmiş faturaların zaten sözleşmenin 22. Maddesi gereğince geçirli olmadığını, bu hüküm gereğince önceden imzalanmış sözleşmelerin geçerliliğini kaybettiğini, bu hüküm gereğince zaten—– faturalardaki tutar bakımından borçlu olunmadığını, davacı tarafça alacaklı olduğu iddia edilen tutar ile davalı şirket cari hesap kayıtlarının birbiri ile örtüşmediğini uyuşmazlığın fatura alacağı olması sebebiyle davacının ticari temerrüt faizi talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, alacaklara faiz işletilmesinin anlaşmanın olduğu durumlarda geçerli olduğunu, ancak taraflar arasında faturalar konusunda bir anlaşma bulunmadığını, yasal faizin geçerli olduğunu, —– tarihli ihtarnamenin davalıya tebliğ olmadığını, icra inkar tazminatının şartlarının oluşmadığını belirtmiş ve davanın reddini, icra ve inkar tazminatına ilişkin talebin reddini, yargılama ve avukatlık ücretinin davalıya yüklenmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğünün —–Esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davacı vekili —– tarihli dilekçesi ile, davalı tarafla dava konusu tüm talepleri yönünden sulh olduklarını ve HMK’nun 123. Maddesi uyarınca huzurdaki davadan vazgeçtiklerini, bu nedenle davanın konusuz kaldığını, aynı şekilde davalı vekili de 30/09/2020 tarihli dilekçesi ile, davacı tarafla dava konusu tüm talepleri yönünden sulh olduklarını, davacı tarafı HMK’nun 123. Maddesi uyarınca huzurdaki davadan vazgeçme beyanlarını kabul ettiklerini beyan etmiş olduklarından; HMK 123. maddesi uyarınca davacı tarafın vazgeçmesi davalı tarafça da kabul edilmekle dava konusuz kalmış olup, davanın bu nedenle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, taraflar birbirilerinden herhangi bir yargılama gideri de talep etmediklerinden yapılan giderlerin tarafların kendi üzerlerinde bırakılması suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı tarafça da kabul edilen davacının HMK 123. maddesi uyarınca davadan vazgeçmesi nedeniyle konusu kalmayan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğünün ——- esas sayılı dosyasına ilişkin konulan ihtiyati haczin kaldırılmasına, bu hususta ilgili icra müdürlüğüne kararın gönderilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 54,40 TL’nin peşin olarak yatırılan 4.167,19 TL harçtan mahsubu ile 4.112,79 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa idesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça sarf edilen yargılama gideri olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,
7-Taraf vekillerinin vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, tarafların yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.