Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/402 E. 2020/159 K. 19.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/402 Esas
KARAR NO : 2020/159

DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/05/2015
KARAR TARİHİ : 19/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; eşi olan dava dışı ————- davalı —————kredinin bitiminde kaldırılacak şekilde ——— edildiğini, dava dışı şirketin, davalı bankadan sonradan çok yüklü miktarda krediler kullandığını, şirketin sahibi olduğu—–, kendisinin kesinlikle kredi sözleşmelerine kefil olmadığını, yalnızca 1 yıl süre ile taşınmazının üzerine ipotek tesis edildiğini, rehin sözleşmesinin vekil sıfatıyla dava dışı eşiyle akdedildiğini, kendisiyle müzakere edilmediğini, kandırıldığını beyanla davanın kabulüye dava konusu ipoteğin fekkini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesi; dava konusu hukuki işlemin tüketici işlemi olmadığından, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi gerektiğini, borçlu şirketin mal varlığı üzerine tesis edilen başkaca ipotek şerhleri mevcut ise de, şirket hakkında iflas ertelemesi kararı alındığından takibe devam edilemediğini, ipoteğin üst sınır ipoteği olduğunu, davacının ——-ipotek bedeli üzerinden sorumlu olduğunu, davanın reddi ile davacının alacağın %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile, davalı aleyhine İstanbul —–. İcra Müdürlüğü’nün ———–esas sayılı icra dosyasında başlatılan takipten dolayı borçlu olmadığının tespitine dair menfi tespit davasıdır.
Yargılamanın geçirdiği safahat incelendiğinde, ilk olarak açıldığı mahkemede verilen görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine yapılan talebe uygun olarak mahkememize tevzi edildiği görülmüştür.
Dava basit yargılama usulüne tabi olup, dilekçeler teatisi tamamlanmış, HMK.140. maddesi uyarınca ön inceleme duruşmalı olarak yapıldıktan sonra uyuşmazlık noktaları tespit edilerek tahkikata geçilmiş, tahkikat aşamasından sonra deliller toplanmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
İstanbul ——-. İcra Müdürlüğünün ——–esas sayılı dosyası celp edilmiş, taraflarca dosyaya sunulan davalı banka ile dava dışı ———— hesap pusulası, hesap ekstresi, ekspertiz raporu sureti ile sunulan diğer deliller birlikte incelenmiştir.
İstanbul ————. İcra Müdürlüğünün ——-esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı ve dava dışı borçlu şirket aleyhine —– alacağın tahsili için ——————-tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, dava dışı şirket ile davalı borçlunun süresi içerisinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Ön inceleme duruşmasında belirlenen hukuki ihtilaf noktalarının incelenmesinin uzmanlık gerektiren yönleri olması ve taraflarca delil olarak bilirkişi deliline dayanılmış olması sebebiyle İstanbul Anadolu ——- Tüketici mahkemesince dosya, hesap bilirkişiye tevdi edilerek rapor alınmış, bilirkişi tarafından sunulan ——-tarihli rapor içeriğinde belirtilen hususların ilgili kısımları denetime elverişli görülmüş ve hükme esas alınmıştır.
Davacı adına ————–parsel sayılı taşınmazdaki ———bankadan kullandığı kredinin teminatı olarak davalı banka lehine————edildiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davaya konu anlaşmazlığın; davalı tarafça İstanbul —– İcra Müdürlüğü’nün ———- esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takibin davacı hakkında usul ve yasaya uygun şekilde yapılıp yapılmadığı, bu anlamda davacının iddiasına göre şirketin davacıdan habersiz yüksek miktarda borçlanmasının ve davacının kredi sözleşmesinde kefil sıfatının bulunup bulunmadığının takibe engel olup olmayacağı, davalı bankanın ipotek bedelini aşacak şekilde davacı hakkında takip yapıp yapamayacağı, davacının sorumluluğunun ipotek akdinde gösterilen miktar ile sınırlı olup olmadığı, davacının eşinin ve bankanın muvazaalı şekilde hareket ederek davacıyı zarara uğratmak amacıyla takibin yapılıp yapılmadığı, şirkete ait ipotekli taşınmazın paraya çevrilmeden davacı hakkında takip yapılıp yapılamayacağı, davacının icra dosyasında talep edilen miktarda davalı bankaya borçlu olup olmadığının, davacı hakkındaki icra takibinin iptali ve ipoteğin fekkinin mümkün olup olmadığı ve bu konuda yasal koşulların oluşup oluşmadığına ilişkin olduğu tespit edilmiş, yukarıda da belirtildiği üzere tarafların delilleri toplanmış, davalı bankanın, ipotek lehdarı kredi borçlusu dava dışı şirketten olan alacak miktarına ilişkin rapor aldırılmış bulunmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve ilgili kısımları hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda; davalı banka ile dava dışı———- arasında kredi sözleşmesi akdedilip davacının verdiği vekalete istinaden davacı adına dava dışı eşi ———— tesis edildiği, ipoteğin banka ile dava dışı kredi borçlusu şirket arasında akdedilen ve akdedilecek tüm kredi borçlarını teminen, ancak 310.000,00 TL limit ile sınırlı olarak karşılamak üzere tesis edildiği, dava dışı şirketin kullandığı kredi nedeniyle bankaya olan borcunun bilirkişi raporu ile belirlendiği üzere 474.156,42 TL olup, davacının ipotek yükümlülüğü, dava dışı şirketin bankadan kullanmış olduğu ve kullanacağı kredilerin teminatı olmak üzere tesis edildiğinden davacının taşınmazının ipotek yükümüne limit kadar miktarı yönünden katlanmak zorunda olduğu, davacının ipotek sözleşmesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sıfatıyla yükümlülük altına girdiği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlük tarihinin 01.07.2012 olup, ipotek akit tarihinin ise 07/01/2008 olduğu, bu nedenle ipotek sözleşmesinin imza tarihi itibariyle henüz yürürlüğe girmemiş olan 6098 sayılı Kanun’un genel işlem şartlarına ilişkin hükümlerinin burada uygulanma kabiliyeti bulunmadığından davacının sorumluluğunun müteselsil kefalet niteliğinde olup,—–ipotek limitinin gösterilmiş .ulunduğu olguları değerlendirildiğinde ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle ilamlı takibin usul ve yasaya uygun olup, davalının sorumluluğunun ipotek limiti ile sınırlı olup, takibin ipotekli taşınmazın satışı suretiyle alacağın tahsilini amaçlaması, bundan öte bir tahsilin söz konusu olmaması nedeniyle davacının davasının yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın reddine, davacının açtığı davada kötü niyeti sabit olmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın reddine,
2-Şartlar oluşmadığından davanın kötü niyet tazminatının reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 5.300,00 TL peşin harçtan indirilmesi ile geriye kalan 5.245,60 TL harcın isteği halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davalı yararına ——-7(2) maddesi uyarınca takdir edilen 30.150,00 TL—– davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan tüm yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6- Davacı tarafça peşin olarak yatırılan gider avansından harcanmayan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
İlişkin olarak davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.