Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/401 E. 2021/787 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/401 Esas
KARAR NO: 2021/787
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/02/2017
KARAR TARİHİ: 16/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının çocuğunun hasta olduğu ve kredi borçları olduğu gibi gerçek dışı beyanlar ve hileli davranışları sonucunda davacıyı kandırarak bir miktar nakit para aldığını, devam eden süreçte davalının yine gerçekdışı ve hileli davranışlarda bulunarak davacının —-tutarında para ödemesi gerektiği yönünde baskı yaparak davacıyı ve ailesini tehdit ettiğini, davacının da kuyumcu olan arkadaşından almış olduğu —- vadeli çeki rızası dışında silah zoruyla davalı tarafa vermek zorunda kaldığını, ancak davalı tarafın bununla da yetinmeyerek kalan parayı ödemesi için tehdit ettiğini, fakat davacının parası olmadığından —– vadeli senedi boş şekilde davacıya zorla tehditle imzalatılarak davalı tarafça elinden alındığını, davalı tarafça elinden zorla alınan çek ve senetlerin vadesinden önce ödenmesi hususunda tehdit edilmesi üzerine davacının kendisine kurulan tezgahı anlayarak– soruşturma numaralı dosyaları ile davalı hakkında suç duyrusımda bulunduğunu, davacıdan zorla aman çekin — sayılı dosyası ile takibe konulmuş olup davacı tarafça — dosyası ile davalı tarafa karşı borçsuz olduğunun tespiti ve başlatılmış olan icra takibinin durdurması istemi ile dava açıldığını, davalı tarafın bu seferde — tutarlı senet ile davacı aleyhinde icra takibi başlattığını, —– sayılı dosyasına konu senetin ödenmesi ile ilgili ivedilikle ödemenin durdurulmasını ve bu dosyadaki senete dayalı borcunun bulunmadığının tespiti doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kambiyo senedine (bono) dayalı menfi tespit talebine ilişkindir.
Davacı, davalı tarafından—— takip dosyasına konu bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, dava konusu çeklerden dolayı herhangi bir borcunun olmaması davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmamış olup, HMK128. Maddesi gereği davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —-Dosyası celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, ,— sayılı dosya aslı mahkememiz dosyası içerisine alınmış,—dosyası uyap üzerinden celp edilerek dosya arasına alınmış, — tediye tarihli — adına düzenlenen senet aslı celp edilmiş, bilirkişi raporu alınarak dava sonuçlandırılmıştır.
— tarihli bilirkişi raporunda özetle; “İnceleme konusu senette borçlu —- atfen atılmış imzalar ile davacı—- ait karşılaştırma imzaları arasında imza incelemesinde kullanılan grafolojik ve kaligrafik tanı unsurları bakımından çok önemli uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların davacı —- el ürünü olduğu kanaatine varılmıştır.” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Dosya kapsamına alınan — tarihli bilirkişi raporunda, davaya konu senetlerdeki imzaların davacı —- imzaları ile karşılaştırması sonucunda söz konusu imzaların davacının eli ürünü olduğu tespit edilmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72.maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur ——
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun aslında bulunmadığını ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir.
Usul hukukumuzda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir. Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def’i (savunma) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, HMK’nin 201.maddesinde düzenlenen miktardan az bir miktara ilişkin olsa bile tanıkla ispat olunamaz; ancak senet (kesin delil) ile ispat edilebilir. ——
Somut dosya bakımından değerlendirme yapıldığında; dava konusu bonodaki imzanın davacının eli ürünü olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafından ileri sürdüğü diğer itirazlara yönelik olarak——verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle davacı tarafından ileri sürülen vakıalar ispat edilemediğinden, sübut bulmayan davanın davanın reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 59,30-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,78-TL harcın mahsubu ile artan 111,48-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair,davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/09/2021