Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/393 E. 2021/407 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/393 Esas
KARAR NO : 2021/407

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 04/04/2018
KARAR TARİHİ : 06/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin——- dosya ile takibe başlandığını, ödeme emrinin davalıya ———–tarihinde tebliğ edildiğim ve davalının da süresinde icra takibine haksız ve yersiz olarak itirazda bulunarak takibi durdurduğunu, müvekkilinin kendisine ait araçlarla ———, müvekkilinin—- aralıklarla davalı şirketin belirttiği adreslere—- yaptığım ve ücretlerini daha sonra aldığını, ancak müvekkiline ait olan araçların—— fatura alacaklarını alamadığım, müvekkilinin söz konusu alacaklar için davalı ile defalarca temas kurmasına rağmen davalının müvekkilini sürekli oyaladığım ve söz konusu fatura bedellerini ödemediğini, bunun üzerine müvekkili tarafında davalıya karşı faturalar ekte gönderilerek ilamsız icra takibi başlatıldığını ancak davalı tarafın söz konusu fatura alacaklarından dolayı müvekkiline karşı borçlu olmadıklarım belirterek borca haksız bir şekilde itiraz ettiğim, söz konusu taşıma işlemlerini ispatlar fatura kayıtları —— yükün taşıma irsaliyesi incelendiğinde müvekkilinin davalıya —- yaptığının açık olduğunu, davalının ise söz konusu alacağın olmadığını belirttiğini, ancak kayıtlar incelendiğinde yapılan bir taşıma işlemi olduğu ortada iken davalı tarafın borcu olmadığını belirtmesinin mesnetsiz olduğunu, davalı tarafın ——- incelendiğinde müvekkili tarafından kesilen taşıma faturalarını maliyeye işlemiş olduğunun görüleceğini, söz konusu ———- yapıldığım tek başına ispatlar nitelikte olduğunu, davalı tarafa ait taşıma işlemini yapan müvekkilinin ücretini ödemeyen davalının temerrüde düştüğünün açık olduğunu, temerrüde düşen davalıya karşı başlatılan icra takibine haksız bir şekilde itiraz eden davalının % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına da mahkum edilmesini talep ettiklerini belirterek, davalının (borçlunun) haksız ve yersiz olarak yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının (borçlunun) % 20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine, mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu ettiği, nakliyeden kaynaklı alacağının hangi nakliyeler olduğu belli olmamakla birlikte, 1 yıllık zamanaşımını aşan talepler bakımından zamanaşımı itirazında bulunduklarım, davacımn zamanaşımına uğramış nakliyeden kaynaklı alacaklarının reddini talep ettiklerini, müvekkili firmanın müşteri firmaların—-günlük araç temin etmekte olup davacı tedarikçi ile de bu kapsamda araç temini kapsamında çalışıldığım, davacı tedarikçi ile her bir nakliye için tek —– olduğunu, sürekli tedarikçi sözleşmesi imzalanarak bir ticari ilişki içerisine girilmediğini, sözleşmeden kaynaklı olmayan alacak bakımından dava dilekçesi ekinde öne sürülen belgeler kapsamında nakliye yapıldığının ihtilafsız olduğunu, davacının teslim aldığı mallan tam ve zamanında irsaliyelerde alıcı gözüken firma ve kişilere teslim edip üzerinde——olmayan sevk irsaliyelerini müvekkili firmaya teslim etmesiyle tam taşıma ücretini hak etmekte ve tahsil etmekte olduğunu, nakliye esnasında meydana gelen hasar, zarar ve eksiklik olması halinde, bu zarann davacı nakliyeciye müşteriden gelen yansıtma faturası kapsamında rücu edildiğini, davacımn başlattığı icra takibine ek yaptığı cari hesap dökümünün eksik olduğunu, 2016 yılı Kasım ayı sonrası kayıtlannın mevcut olmadığını, aynca davacımn cari hesapta alacağım oluşturduğunu iddia ettiği faturalannın anlaşılır ve açık olmadığım, taraflar arasında bir hesap mutabakatı mevcut olmadığından, müvekkili firmanın cari hesabına göre müvekkilinin davacı tarafa bir borcu bulunmadığım, hatta müvekkili firmanın davacıdan alacaklı bulunduğunun cari hesap bakiyesinde de açıkça görülmekte olduğunu, müvekkili firmanın davacıdan olan alacaklanmn, talep ve haklannı bu aşamada saklı tuttuklarım beyan ettiklerini, taraf defter ve kayıtlan incelendiğinde hesap mutabakatsızlığı tespit edileceğinden, davacımn alacaklı olup olmadığının hangi faturadan alacaklı olduğunun belirli olmadığım, alacak iddiası belirli değil iken haksız yere icra inkar tazminatı talebinde bulunuluyor olmasımn haksız olduğunu, kabul edilemeyeceğini, davacımn haksız faiz taleplerine de itiraz ettiklerim, davacımn talep edebileceği yasal ticari faiz oram üzerinde faiz talep etme hakkı olmadığım, reddini talep ettiklerini belirterek, müvekkili firmanın davacıdan olan alacak ve haklan ile fazlaya ilişkin talepleri,—– mahsup talep etme hakkı ve her türlü yasal haklan saklı kalmak kaydıyla, davacımn — kaynaklı olduğunu iddia ettiği alacaklan için zamanaşımı iddialanmn dikkat ve değerlendirmeye alınmasına, davacının haksız ve mesnedsiz davasının ve tüm taleplerinin reddine, haksız başlatılan takip ve itirazın iptali davası için % 20’den aşağı olmamak üzere davacımn kötüniyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, İİK 67. Maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Dava basit yargılama usulüne tabi olup, teati aşaması tamamlandıktan sonra deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınarak yargılama sonuçlandırılmıştır.
İcra dosyası celp edilmiş, davacı tarafça dosyaya sunulan diğer deliller ile birlikte incelenmiştir.
İtirazın iptali istemine konu—- sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 7.811,00 TL asıl alacağın tahsili için 02/11/2017 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın hak düşürücü süre içeresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Konunun incelenmesinin uzmanlık gerektiren yönleri olması ve davacı tarafça delil olarak ticari defterlere ve bilirkişi deliline dayanılmış olması sebebiyle dosya mali müşavir——- tevdi edilerek rapor alınmış, anılan bilirkişi heyeti tarafından sunulan 13/11/2020 tarihli bilirkişi raporu HMK 282. Maddesi kapsamında denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında—- hususunda ihtilafta bulunulmadığı; uyuşmazlığın nakliyenin nasıl yapıldığı ve bu nakliye ile ilgili nakliyeden kaynaklı fatura alacağından başlatılan icra takibinden dolayı takip tarihi itibariyle davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı ve icra İflas Kanunu 67/2 maddesi gereğince davacının %20 icra inkar tazminatı talep edip etmeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında davalının üçüncü kişiler nezdinde yaptığı taşıma işinde davacıya ait aracın kullanılmasına ilişkin olarak ticari ilişki kurulduğu, davacının inceleme gününde ticari defterlerini hazır etmediği dolayısı ile defter ve kayıtları üzerinde incelemenin yapılamadığı, davalı tarafın incelenen—— yıllarına ait ticari defterlerinden defteri kebirlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmadığı, dolayısı ile ticari defterlerinin davalı lehine delil vasfını haiz olmadığı, davalı ticari defterlerine göre takip tarihi itibari ile davalının davacıdan 5.593,39 TL alacaklı olarak göründüğü, ancak mali müşavir bilirkişi tarafından yapılan tespitte cari hesap ekstresinde yer alan devir işlemlerine ilişkin açılış ve kapanış kayıtlarının ticari defterlerde yer almadığı ve cari hesap bakiyesinin doğruluğunu ticari defterlerden tespit etmenin mümkün olmadığı, icra takibine konu alacağın dayanağının davacı tarafından davalı——– düzenlendiği, irsaliye üzerinde sürücünün ismi, plaka bilgisi ve imza bulunduğu, icra takibine konu alacağın dayanağı olan 2 adet faturanın davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, yerleşik içtihatlar uyarınca her ne kadar lehine delil vasfını haiz olmasa da ticari defter ve kayıtlarındaki kaydın aksi hususun ispatının davalı taraf üzerinde olduğu, davalının cari hesap ekstresinde ve ticari defterlerinde ödemeye ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığı gibi bu hususta bir delil de sunulmadığı dolayısı ile davacının iddiasını ispat ettiği kanaatine varılarak davanın kabulü——– sayılı icra takip dosyasına davalı yanca yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, kabul edilen alacak likit itiraz haksız bulunduğundan kabul edilen alacağın % 20’si oranında hesaplanan 1562,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ——. Sayılı takip dosyasına davalı yanca yapılan itirazın iptali ile takibin devamına,
2-Kabul edilen alacak likit itiraz haksız bulunduğundan kabul edilen alacağın takdiren %20’si oranında hesaplanan 1.562,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 533,56-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 133,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 400,16-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 169,30- TL ilk masraf, 94,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.400,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.663,80 -TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli .——-esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak davacı vekilinin yokluğunda davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.