Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/379 E. 2018/758 K. 19.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/379 Esas
KARAR NO : 2018/758
DAVA : Konkordatonun Tasdiki
DAVA TARİHİ : 02/04/2018
KARAR TARİHİ : 19/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan Konkordatonun Tasdiki davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İSTEM:
Konkordato talep eden şirket vekili dilekçesinde; müvekkil şirketin içinde bulunduğu mali dar boğazdan kurtulmak ve ticari hayatına devam etmek için konkordato mühleti verilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurduğunu, bilirkişinin konkordatonun başarıya ulaşma ihtimali bulunduğunu tespit etmesinden sonra mahkemenin mühlet talebini kabul ederek ….tarihi itibari ile üç aylık konkordato mühleti verip iki komiser görevlendirdiğini, komiserlerce işlemlerin yerine getirilip alacaklılar toplantısının gerçekleştirildiğini, tasdik için tüm koşulların yerine getirildiğini, raporda konkordato teklifinin başarı potansiyeline sahip bulunduğunun vurgulandığını bildirmiş yasal koşulları oluşan konkordatonun tasdiki talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Konkordato komiserleri dilekçelerinde; borçlu şirket hakkında İstanbul Anadolu 5. İcra Hukuk Mahkemesinin hükmü ile….8 tarihinden itibaren üç ay konkordato mehili verildiğini, konkordato komiserlerinin atanmasından sonra alacaklılar toplantısının 07/03/2018 tarihinde yapıldığını, konkordato teklifinin yasal çoğunluk tarafından kabul edildiğini, raporun hazırlandığını bildirmişler, konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep etmişlerdir.
MÜDAHİL İSTEMLERİ :
Müdahil ……. vekili dilekçesinde; rehinlerle karşılanmayan faizlerin teminatlandırılmadığını ve ödenmediğini, İİK’nun 298/a maddesindeki şartların oluşmadığından uygulanmaması gerektiğini bildirmiş, müdahale taleplerinin kabulüne ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil … vekili dilekçesinde; davacı şirket hakkında alacaklarının tahsili amacıyla icra takibi yaptıklarını, bir bölüm alacaklarının nisaba dahil edildiğini, İİK 298/a maddesindeki şartlar oluşmadığından erteleme kararının verilmemesi gerektiğini bildirmiş, müdahale taleplerinin kabulüne ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil … vekili dilekçesinde; davacı şirketten olan alacakları için icra takibi yaptıklarını bildirmiş alacak kaydının yapılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil ….. Bankası A.Ş. vekili dilekçesinde; davacı hakkında rehinin paraya çevrilmesi yolu ile takiplerinin bulunduğunu senet ve çek tazmin bedeli sebebiyle alacaklarının olduğunu bildirmiş, müdahale taleplerinin kabulüne ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil…… vekili dilekçesinde; davacı şirketin bir başka şirketin borcuna kefaleti olup alacaklarının ödenmediğini bildirmiş, müdahale taleplerinin kabulüne ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil ….. vekili dilekçesinde; rehinlerle karşılanmayan faizlerin teminatlandırılmadığını ve ödenmediğini, İİK’nun 298/a maddesindeki şartların oluşmadığından uygulanmaması gerektiğini bildirmiş, müdahale taleplerinin kabulüne ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE;
Dava, konkordatonun tasdiki istemine ilişkindir.
Davacı taraf, konkordato mühleti verilmesi talepli olarak 27/11/2017 tarihinde icra hukuk mahkemesine başvurmuş, icra mahkemesince alınan bilirkişi raporunda şirketin kaydi değerlere göre borca batık olmadığı, 6.129.056,46 TL tutarında aktiflerinin pasiflerinden fazla olduğu, konkordato projesinin alacakları zarara sokmak kastından ari olduğu bildirilmiş, icra mahkemesi tarafından komiserlerin atanması, diğer işlemlerin yapılması ve komiserler tarafından alacaklılar toplantısının yapılmasından sonra bazı alacakların nisaba dahil edilmesine ve edilmemesine yönelik ek kararlar oluşturulmuş, komiserler 14/03/2018 tarihli raporlarını icra mahkemesine sunmuşlar, icra mahkemesince 05/01/2018 tarihli kararla istemin kabulü ile davacıya üç aylık konkordato mühleti verilmesine karar verilmiştir.
15/03/2018 tarihinde yürürlüğe giren 7101 sayılı İİK Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükümleri ile konkordatoya ilişkin hükümler değiştirilmiş ve yeni düzenlemeler getirilmiş ise de adı geçen kanunun 46. maddesi ile İİK’una eklenen geçici 14. maddesinde maddenin yürürlüğe girdiği tarihte görülmekte olan konkordato talepleri hakkında talep tarihinde yürürlükte bulunan hükümlerin uygulanmasına devam olunacağı, ikinci paragrafında ise bu nitelikte davaları görecek uzman mahkemelerin Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirleneceği düzenlenmiş ise de konkordato talebinin yasal değişikliğin yürürlüğe girmesinden önce 27/11/2017 tarihinde yapılması nedeniyle 7101 sayılı kanunla düzenlenen yasal değişikliklerden önceki hükümler uygulanarak ve Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 03/04/2018 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren kararının 12(2) maddesinde mahkemelerin derdest dava dosyalarını belirlenen uzman mahkemelere gönderilemeyeceğine ilişkin kararı gözönünde tutularak inceleme İİK’nun 296(2) maddesi uyarınca duruşma açılarak ve HMK’nun 316 ve devamı maddeleri hükümleri uyarınca basit yargılama usulüne göre mahkememiz tarafından yapılarak sonuçlandırılmıştır.
Yasada belirtilen ilanların yapılmasından sonra yasal koşulların oluşup oluşmadığı, teklifin yetersiz olup olmadığı, düzeltme yapılıp yapılmamasının gerektiği konusunda istemde bulunan şirketin kayıt ve defterleri ile dosyada toplanan tüm deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi kurulu 09/07/2018 tarihli raporunda; davacı şirketin borçlarını %60 indirim ile üç ay + yirmi dört ay olmak üzere toplam yirmi yedi ayda ikişer ay aralıklarla on iki eşit taksit halinde faizsiz olarak ödemeyi teklif ettiğini, ödemelerin tasdik kararının kesinleşmesinden itibaren yapılacağının belirtildiğini, bu çerçevede iyimser bir tahmin ile bakıldığında davacının en az on iki ila on sekiz aylık bir dönemden daha yararlanacağını, teklif edilen konkordatonun ağırlıklı olarak tenzilat konkordatosu olduğunu, bu durumda şirketin borca batık olup olmadığının incelenmesi gerektiğini, 31/10/2017 tarihli bilançosunda kaydi değerlere göre şirketin +4.433.522,60 TL miktarla borca batık olmadığını, şirketin konkordato talebinden sonra ilave borç yüküne girdiğini, konkordato projesinde alacağı ve somut kaynak girişi olarak değerlendirilebilecek tek önlemi sermaye artışı olduğunu, bu konuda somut bir açıklama bulunmadığını, 2018 yılı mart ayı içerisinde sermaye artışı yapılacağının belirtilmesine rağmen sermaye artışının yapılmadığını, alacaklı sayısının otuz ve toplam borç miktarının 9.661.678,79 TL olmasına rağmen bu borçlardan en büyük kısmının 6.350.000,00 Tl ile yalnız .. Şirketine ait olduğunu, talepten önce talep eden şirket tarafından alacaklı ….. Şirketine devredilen taşınmazların rayiç değeri üzerlerindeki ipotek yükü, satış karşılığında borçlu şirket aktifine giren para olup olmadığı, borca karşılık yapıldığı konusunda dosyada veri bulunmadığını, davacının borca batık olmaması nedeniyle tenzilat konkordatosu teklif edemeyeceğini, konkordato teklifindeki teminat istemi hakkında vazgeçen alacaklılara İİK’nun 298. Maddesinin 3.bendinde öngördüğü yasal teminatlar verileceği hükmü nedeniyle vazgeçen alacaklılar için dahi teminat gösterilmesi gerektiğini, bu nitelikteki alacakların tutarının 9.813.604,99 TL olduğunu, alacaklılar toplantısına davet ilanının içerik yönünden gerekli konuları kapsamasına rağmen mühlet kararının yayınlandığı gazetede yapılmayarak usule aykırı davranıldığını, bu durumun komiserlerin kusurundan ileri geldiğini, alacaklılar toplantısında otuz alacaklıdan on dokuzunun teklifi kabul edip on birinin reddettiğini, 9.661.678,79 TL tutarındaki alacaklının 8.721.888,51 TL tutarındaki bölümünün teklifi kabul ettiğini, buna göre yasal nisabın sağlandığını, davacı şirketin İİK’nun 298(1)/b ‘deki orantılılık şartını yerine getirmediğini, ayrıca davacının yalnız vade konkordatosu teklif edebileceğini, tenzilat konkordatosu talep etmesinin mümkün bulunmadığını bildirmişlerdir.
“Konkordatonun onanmasına ilişkin yargılamada basit yargılama usulü kullanılır(HMK316). Prosedürün ivedi biçimde yürütülmesi zorunluluğu nedeniyle, her türlü dilekçe ve belgenin, hatta bilirkişi raporlarının tebliği gerekli değildir. Alacaklıların ve borçlunun dosyadaki gelişmeleri izleyerek açıklama ve itirazlarını yargılamanın gecikmesine yol açmayacak biçimde sunmaları zorunludur. Zira, konkordato yargılaması, çekişmesiz yargı sistemi içerisinde mütalaa edilir………….Konkordato yargılamalarında, yargıcın bu noktayı önemle göz önünde tutması ve kararını ivedi bir biçimde oluşturması, konkordatoya özgü hızlı prosedürün doğal sonucudur. ….. Hukuku Açısından Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku Av…..- Av. ……
Yukarıda kaynağı gösterilen doktriner görüş ve konkordato hukuku ilkeleri uyarınca bilirkişi raporunun taraflara tebliği ve süre verilmesi konusunda bir gereklilik bulunmamasına rağmen talepte bulunan vekiline ve duruşmaya katılan ve davayı takip eden müdahil vekillerine bilirkişi raporuna beyanda bulunmak üzere dosyanın karar aşamasında bulunması davanın ivedilikle görülmesi zorunluluğu karşısında rapora karşı beyanların sunulabileceği uygun süre verilmesine rağmen davacı vekili ısrarla HMK’nın 281. maddesi uyarınca iki haftalık beyan süresi verilmesi gerektiğinin iddaa ederek yeniden süre verilmesini talep etmiş ise de açıklanan gerekçe ile istem usül ve yasaya uygun bulunmamakla süre verilmemiş ve hüküm kurulmuştur.
Her ne kadar icra mahkemesince atanan konkordato komiserleri İİK’nun 292(2) maddesine aykırı olarak alacaklılar toplantısına davet için yapılan ilanı mühlet kararının yayınlandığı aynı gazetede ilan ettirmemişler ise de; hatanın komiserler tarafından yapılması nedeniyle davacı tarafa yüklenemeyeceği, bu ilan nedeniyle zararı olanların komiserlerin hukuki sorumluluğuna başvurabilecekleri bu durumun tasdik talebinin reddine neden olmayacağı ilanın geriye dönük yeniden yaptırılmasının da mümkün bulunmadığı ayrıca toplantının alacağın çoğunluğunun teşkil eden alacaklıların katılımıyla yapıldığı, bu konuda davacı ve müdahil şirketlerin bir şikayetinin de bulunmadığı dikkate alınarak bu usulü sorun esasa etkili olarak değerlendirilmemiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve özellikle hükme esas alınan ve mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen, gerekçeli ve denetime elverişli nitelikteki bilirkişi kurulu raporu ile; davacı şirketin 31/12/2017 tarihi itibariyle pasif kaynaklar toplamının 24.526,067,69 TL olmasına rağmen aktif varlıklarının toplamının rayiç değerlere göre 28.959,589,75 TL olup sermayesinin 4.433.522,60 TL sini muhafaza etmek suretiyle borca batık olmadığı, buna rağmen tenzilat konkordatosu istemli olarak başvurduğu, istemin orantılılık ilkesine aykırı olması yanında borca batık olmayan şirketin tenzilat konkordatosu talep etmesinin mümkün olmadığı gibi bu durumda olan davacı şirketin belirtilen nitelikte konkordato talep etmesi nedeniyle iyi niyetli kabul edilemeyeceği, bununla birlikte davacı şirketin 31/10/2017 tarihi itibariyle konkordato talebinden önce 1.238.040,46 TL borcu varken talepten sonra 1.925.252,01 TL borç yüküne girip konkordatoya konu yaklaşık %60’ı oranında ki borcunun yalnız …… Şirketi ünvanlı alacaklıya olduğu, konkordato talebinden önce davacı şirketin taşınmazlarını alacaklı adı geçen şirkete devrettiği, davacı tarafın konkordato talebiyle birlikte devrettiği taşınmazların rayiç değeri, ipotek yükü, satış karşılığında şirket aktifine giren para olup olmadığı, borca karşılık bu devrin yapılıp yapılmadığı, borca karşılık yapılmış ise ve borç tamamen karşılanmış ise hangi nedenle bu şirketin alacaklı kalmaya devam ettiği konularında hiçbir açıklama ve belgenin sunulmaması karşısında davacı tarafın konkordato talebinde bu yönden de iyi niyetinin bulunduğunun kabul edilmesinin mümkün olmadığı, vade konkordatosu yönünden dahi açıklanan mali durum nedeniyle yasal koşulların mevcut olmadığı gibi davacı tarafın bu yönde bir düzeltme talebininde bulunmadığı, bulunsa bile iyi niyet yokluğu nedeniyle bu nitelikteki konkordato tasdik talebinin de kabul edilmesinin mümkün olmadığı, davacı tarafın 9.813.604,99 TL için teminat göstermesi gerekmesine rağmen hüküm tarihine kadar bu teminata ilişkin belge örneklerinin ve teminatın sunulmamış olmasının da davacının istemi konusunda iyi niyeti bulunmadığını gösterdiği birlikte değerlendirildiğinde davacı tarafın konkordato talebinde haklı ve iyi niyeti olmayıp istem açısından yasal koşulların oluşmadığı anlaşılmakla konkordatonun tasdiki talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafın konkordatonun tasdiki talebinin REDDİNE,
2-Talep reddedilmekle mahkememizce verilen tedbir kararlarının kaldırılması ile İİK.nun 301(2) maddesi uyarınca davacı şirketin taşınır taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının herhangi bir alacaklının talebi ile masraf avansı yatırması koşulu ile İHTİYATEN HACZİNE,
3-Kararın kesinleşmesinden sonra yayınlandığı gazetede İLANINA,
4-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 35,90 TL harcın peşin yatırılan 35,90 TL peşin harç + 22.280 TL tamamlama harcı = 22.315,90 TL harçtan indirilmesiyle geriye kalan 22.280 TL harcın isteği halinde davacı tarafa iadesine,
5-Davacı ve müdahil taraflarca yapılan yargılama giderinin üzerlerinde bırakılmasına, davanın niteliği gereği müdahil taraflar lehine vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı ve müdahil taraflarça peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 10 gün içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekili ile hazır bulunan müdahiller vekillerinin yüzüne karşı diğer müdahillerin yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/07/2018