Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/377 E. 2021/569 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/377 Esas
KARAR NO: 2021/569
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Havale Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/04/2018
KARAR TARİHİ : 03/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Havale Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —- tarihinde davalıya —- ödeme yaptığını, bu ödemenin davalı tarafından gösterilen —— satım işlemine ait olduğunu, dairje bedelinin bir kısmının önden yatırılması şeklinde gerçekleştirilmiş bir kısmi ödeme olduğunu, nlıüvekkilinin satın alma işlemleri ile ilgili üzerine düşen görevi yapmışsada davalı tarafından kendisine daire tesliminin yapılmadığını, tarafların yaptıkları anlaşma ve yapılan ödeme sonrası müvekkili tarafından dairenin kendisine teslimi istenmişsede davalı tarafından dairenin tesliminin yapılmadığını, davalımın hesabına göndermiş olduğu—— iadesini istemişsede verilen paranın da iadesinin yapılmadığını, yatırmış olduğu paranın iade edilmemesi üzerine müvekkili tarafından davalı aleyhine ödenen paranın iadesi için —— sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığım ancak borçlu tarafından süreci içerisinde haksız ve sui niyetli olarak borca itiraz edildiğini ve takibin durdurulması talebinde bulunulduğunu, bu İtiraz ve talebin davalının teslim aldığı ödemeyi iade etmediği ve haksız bir kazanım elde ettiği durumu göz önünde bulundurulduğunda hukuka aykırı olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydıyla; —— dosyasındaki itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı/borçlu aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, gayrimenkul satışı için davalıya ödenen —– havalenin iadesi amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalıya gayrimenkul satışı için ön ödeme yapıldığını, ancak davalı tarafından anlaşmaya konu —— bulunan dairenin tesliminin yapılmadığı, bu sebeple ödenen paranın iadesi için icra takibine geçildiğini, davalının icra takibine itiraz ettiğini, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —– sayılı dosyasının celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —– yapılan ödemeye ilişkin evrak celp edilmiş, bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
—-tarihli bilirkişi raporunda özetle, “…Davacı tarafın incelenen — yılına ait ticari defterlerinin açılış onaylarının — tarihine kadar yaptırılması gerekirken —– tarihinde yaptırıldığı, yani yasal süresinden 2 gün sonra yaptırılmış olduğu, yevmiye defterinin kapanış onayının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, yevmiye ve envanter defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, kebir defterinin yazdırılmamış (boş) olduğu, kebir defteri yazdmlmadığı için diğer defter kayıtlan ile birbirini doğrulayıp doğrulamadığının tespit edilemediği, ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmadığı, icra takibine konu alacağın dayanağı olan belgenin, davacı —– gönderilen ödemeye ilişkin —-olduğu, davacı tarafından —- bulunan hesabından, davalının—- bulunan hesabına, —- gönderildiği, davacının —- ticari defterlerinde davalı adına bir hesap ve kayıt bulunmadığı, davacı tarafından davalıya — tarihinde gönderilen —— davacının ticari defterlerinde davalı adına açılmış olan hesaba kaydedilmesi gerekirken, bu kaydın davacı tarafından yapılmadığı, ancak davacı tarafından davalı tarafa yapılan icra takibine konu ödeme banka aracılığıyla yapıldığı için ödemenin yapıldığının sabit olduğu, borçlu vekili tarafından —— tarihinde İcra dosyasına sunulan itiraz dilekçesi ile davacının yapmış olduğu ödemenin davalının daire alıntıma ilişkin vermiş olduğu hizmetin karşılığı olarak komisyon, hizmet ve danışmanlık bedeli olarak yapıldığının İddia edildiği, dava dosyasında bu ödeme ile ilgili davalı tarafından fatura düzenlendiğine dair bir bilgi ve belge bulunmadığı, davalı taraf ticari defterlerini ibraz etmediğinden davalı tarafın ticari defterlerinin incelenemediği, bu nedenle davacı tarafından davalıya yapılan ödemenin davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığının, bu ödeme karşılığında davalı tarafından fatura düzenlenip düzenlenmediğinin tespit edilemediği, mahkemenizce davacı tarafın davalı taraftan alacaklı olduğuna karar verilir ise; davacının asıl alacağına takip tarihinden itibaren yıllık % 9 ve 3095 sayılı Kanun’un “Temerrüt faizi” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen değişen faiz oranlan üzerinden temerrüt faizi uygulanabileceği…” yönünde görüşlerini bildirmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, havale bir ödeme vasıtası olup, var olan bir borcun ödendiğini gösterir. Bu karinenin aksini havaleyi gönderen tarafın ispat etmesi gerekir. Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmaması sebebiyle davacı tarafından ileri sürülen tüm vakıaları inkar etmiş sayılır. Bu durumda davacı tarafından, dava konusu havalenin iddia ettiği gibi davalı ile aralarında yapılan anlaşma gereği———- bulunan dairenin teslimine ilişkin olduğunu yöntemince ispat edilmesi gerekir. Dava konusu miktar dikkate alındığında bu hususun HMK 200 vd maddeleri gereğince yazılı delille ispat edilmesi gerekir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, davacı tarafından dava dosyasına sunulan —– tarihli dekontta “daire” şeklindeki açıklama ile iddiasını ispat ettiğine ilişkin beyanda bulunulmuş ise de; bahse konu açıklamada yeterince bilgi verilmediği gibi salt “daire” ibaresinin davacının iddiasına konu Sancaktepe/İstanbul’daki daire olduğunu ispata yeterli olmadığı açıktır. —– Ayrıca davalı icra dosyasına sunmuş olduğu borca itiraz dilekçesinde dava konusu —– bedelin daire alımına ilişkin vermiş olduğu hizmet, danışmanlık karşılığı ödendiğini, davacıya danışmanlık hizmetinin verildiğini ve hizmet karşılığı alacağını tahsil ettiğini beyan etmiştir. Bu beyanlar dikkate alındığına davalının vasıflı ikrarda (gerekçeli inkar) bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda ispat yükü halen davacı tarafta olup, dava konusu havalenin davalı ile aralarında yapılan anlaşma gereği —— bulunan dairenin teslimine ilişkin olduğunun ispat edilmesi gerekir. Davacının iddiasının ispat edilmesi için taraf ticari defter ve kayıtlarında inceleme yapılmasına karar verilmiş ve dosya alanında uzmanı bilirkişiye tevdi edilmiştir. Yapılan incelemede davalının ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği anlaşılmıştır. Davacı ticari defterleri incelenmiş ancak yapılan incelemede davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı ve dava konusu havalenin davacı ticari defterlerine kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir.
Her ne kadar davalı ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmemiş olsa da davacı tarafınan ibraz edilen ticari defterlerin HMK 222/2 maddesinde uygunluk koşullarını taşımaması sebebiyle davacının HMK 222/3 maddesindeki davalının ibraz etmemesi hukuki düzenlemesinden faydalanamayacağının kabulü gerekir. Dosya kapsamında davacı tarafça sunulmuş başkaca delil bulunmamaktadır. Davacı tarafından yemin deliline dayanılması sebebiyle, davacıya yemin deliline başvurmak isteyip istemediği hatırlatılmış, davacı tarafından yemin deliline başvurmak istemediği beyan edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından dava konusu havalenin —— bulunan dairenin teslimi için ön ödeme olarak davalıya verildiğinin yöntemince ispatlanamaması sebebiyle sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 59,30-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 362,33-TL harcın mahsubu ile artan 303,03-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 24 Kasım 2020 tarihli 31314 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13. maddesindeki esaslara göre belirlenen 4.500,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/06/2021