Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/337 E. 2018/325 K. 27.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/337 Esas
KARAR NO : 2018/325

DAVA : Hakem Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 22/03/2018
KARAR TARİHİ : 27/03/2018

Mahkememizde görülen davanın dosya üzerinden yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; trafik kazası nedeniyle müvekkiline ait araçta değer kaybı oluştuğunu , bu nedenle uğradığı maddi zararın tanzim edilmesi amacıyla Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurulduğunu, tahkim komisyonun başvuruyu usul ve yasaya aykırı olarak reddettiğini, iptali istenen karara konu uyuşmazlık da belirlenen sınırın altında olduğundan itiraz veya temyiz yoluna başvuru imkanı bulunmadığını, HMK m.439′ da ise hakem kararlarının kanunda sayılan sınırlı sebeplere dayanılarak iptalinin talep edilebileceğinin düzenlendiğini, bu sebeple HMK 439/2-e,ğ maddeleri gereğince hakem kararının iptalinin gerektiğini,müvekkilinin maddi zararının tahsiline ,yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
HÜKÜM VE GEREKÇE; Dava, hukuki niteliği itibari ile; Sigorta Tahkim Kurulu’nun — Karar Tarihli K—– sayılı kararının iptali istemine ilişkindir.
HMK. 138. maddesinde; “Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir.” hükmü yer almakta; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/4-1895 E., 2013/1668 K. Sayılı kararında da davanın tensip ile birlikte dava şartı noksanlığından usulden reddedilmesinde HMK 30. maddesi de gözetildiğinde bir isabetsizlik olmadığı kabul edilmiştir.” yönünde karar vermiştir.
5684 Sayılı Kanunun 30/12 maddesinde; “Uyuşmazlığa düşen taraflar arasında, açık ve yazılı şekilde yapılması gereken sözleşme ile daha yüksek bir tutar belirlenmemişse, hakemin verdiği kırkbin Türk Lirasına kadar olan kararlar her iki taraf için kesindir. Kırkbin Türk Lirasının üzerindeki kararlar için temyize gidilebilir. (Değişik cümle: 13/06/2012-6327 S.K./58.md.) Ancak, tahkim süresinin sona ermesinden sonra karar verilmiş olması, talep edilmemiş bir şey hakkında karar verilmiş olması, hakemlerin yetkileri dahilinde olmayan konularda karar vermesi ve hakemlerin, tarafların iddiaları hakkında karar vermemesi durumlarında her hâlükarda temyiz yolu açıktır.” hükmü yer almaktadır.
Sigorta Tahkim Komisyonu Hakem Heyeti kararlarına karşı kanuni başvuru yollarıyla ilgili olarak, 5684 sayılı kanundaki hükümler, özel kanun olması nedeni ile öncelikle uygulanacak, anılan kanunda hüküm bulunmaması halinde ise genel kanun olan HMK.’daki genel hükümlere gidilebilecektir.
Yargıtay 17.HD.2013/1181E- 2013/2272 K.sayılı 25/02/2013 tarihli kararında belirtildiği üzere, “….. 14.06.2007 tarihinde 26552 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 30.maddesinin 12.fıkrasında ‘Uyuşmazlığa düşen taraflar arasında açık ve yazılı şekilde yapılması gereken sözleşme ile daha yüksek bir tutar belirlenmemişse, hakemin verdiği kırk bin Türk Lirasına kadar olan kararlar her iki taraf için kesindir. Kırk bir Türk Lirasının üzerindeki kararlar için temyize gidilebilir’ hükmü mevcuttur. Her ne kadar 6100 sayılı HMK’nın 439.maddesinin 1.bendinde hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabileceğine ilişkin düzenleme mevcutsa da, sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların çözümlenmesine yönelik olarak sigorta tahkim sistemiyle ilgili usul ve esasları düzenleyen özel kanun niteliğindeki 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun uygulama önceliği olduğu gözetildiğinde davalı vekilinin temyiz talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden …kararın ortadan kaldırılması gerekmiştir” şeklinde hüküm kurulmuştur. Bu içtihatta da açıkça ortaya konulduğu üzere, Sigorta Tahkim Komisyonu Hakem Heyeti Kararlarına karşı yasal başvuru yolu 5684 sayılı Yasada düzenlenmiş olup, bu yol temyiz yoludur. Özel kanun hükümleri öncelikle uygulanacağından HMK.’da düzenlenen iptal hükümleri uygulanmayacaktır.
Diğer yandan hakem heyeti kararlarının, kesinlik sınırı olan 40.000,00 TL’nin altındaki bir tutara ilişkin olduğu durumlarda da HMK’daki iptal hükümleri uygulanması mümkün değilidir. Hakem kararlarına karşı HMK’da düzenlenmiş olan iptal davası, genel bir bir kanun yoludur. Kesin kararlara karşı genel kanun yollarına başvurulamaz. Ayrıca 5684 Sayılı Kanun m. 30/12’ye göre, “Uyuşmazlığa düşen taraflar arasında, açık ve yazılı şekilde yapılması gereken sözleşme ile daha yüksek bir tutar belirlenmemişse, hakemin verdiği kırkbin Türk Lirasına kadar olan kararlar her iki taraf için kesindir. Kırkbin Türk Lirasının üzerindeki kararlar için temyize gidilebilir. (Değişik cümle: 13/06/2012-6327 S.K./58.md.) Ancak, tahkim süresinin sona ermesinden sonra karar verilmiş olması, talep edilmemiş bir şey hakkında karar verilmiş olması, hakemlerin yetkileri dahilinde olmayan konularda karar vermesi ve hakemlerin, tarafların iddiaları hakkında karar vermemesi durumlarında her hâlükarda temyiz yolu açıktır.” denilmek suretiyle, miktar itibariyle kesin olan hakem kararlarına karşı da, maddede sayılan sınırlı sebeplerin varlığı halinde temyiz yolu açılmıştır. Bu nedenle, miktar itibariyle 40.000,00 TL’nin altında olup kesin olan kararlara karşı bile, sınırlı sebeplerle de olsa temyiz yolu açılmış olup, iptal davası açılması mümkün değildir.
Somut olayda davacının iddiaları ile ilgili olarak 5684 S.K. 30/12 maddesi uyarınca hakem heyeti kararının mahkememizden iptalinin talep edilebilmesi mümkün değildir.
Bu nedenle HMK. m. 114/1-b uyarınca yargı yolunun caiz olması dava şartı olup bu şart gerçekleşmediğinden, davanın HMK. m. 115/2 uyarınca usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR;Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın HMK m. 114/1-b ve HMK m.115/2 gereğince usulden REDDİNE,
2-Davacının yaptığı masrafların üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı tarafça yatırılan gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/03/2018