Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/302 E. 2022/552 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/302 Esas
KARAR NO: 2022/552
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/03/2018
KARAR TARİHİ: 21/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle: davalı ile davalı arasında —– itibaren devam etmekte olan ticari ilişki bulunmakta olduğunu, taraflar karşılıklı olarak mal alışverişinde bulunmakta olup, ticari ilişki cari hesap usulü devam etmekte olduğunu, davacının —— yaşadığı ekonomik kriz sebebiyle, davalıya vermiş olduğu bir kısım çeklerini ödeyemediğini, yaşanan ekonomik sıkıntı sebebiyle çeklerini ödeyemeyen, ancak borcunun tamamını ödeme niyetinde olan davacının davalı şirkete giderek borcun yapılandırılarak ödenmesi hususunda görüşme yaptığını, bu görüşmede, davacının o tarihteki borcunu bir kısım nakit, bir kısım müşteri çeki, bir kısmını ise kendi ürettikleri mal satışı şeklinde ödenmesi hususunda anlaşmaya varıldığını, bu görüşmede, davacının borcuna karşılık davalı tarafa satacağı ürünleri piyasa rayiç bedelinin altında, imalat bedeli üzerinden satacağı hususunda da anlaşmaya varıldığını, davalı, davacının imalat fiyatına almış olduğu ürünleri piyasa rayiçleri üzerinden satarak, yüksek miktarda kar elde edecek, bu suretle davacının ayrıca vade farkı talebinde bulunulmayacağını, bu anlaşma çerçevesinde, davacının ürettiği ürünlerden davalı şirkete satış yaptığını, ayrıca bir kısım ödemeyi de müşteri çeki vermek suretiyle gerçekleştirdiğini, davacının davalı tarafa borcuna karşılık vermiş olduğu ürünleri piyasa rayiç fiyatının çok altında, sadece maliyet fiyatına satış yapmış bu suretle borcunu fazlasıyla ödediğini, borcunu yukarıda ifade edilen şekilde mal satışı, müşteri çeki ve nakit ödeme şeklinde ödeyen davacı davalı tarafa duyduğu güven sebebiyle çekleri teslim almadığını, davacının borcunu ödemekte iken, —yılında davalı tarafça ellerinde bulunan tüm çeklerle müvekkil aleyhine icra takibi başlatıldığını, —–Sayılı dosyaları ile davacı aleyhine toplam —– icra takibi başlatıldığını ,icra takibi başlatıldığı dönemde davacının borcu yaklaşık —- olmasına rağmen, davalı taraf usul ve yasaya, ticari ahlaka aykırı bir şekilde —- alacağının çok üzerinde —– icra takibi başlatarak kötü niyetini ortaya koyduğunu, davacı ödeme emirlerini tebliğ aldığında davalı şirketle görüşmüş ve neden böyle davrandıkları sorulduğunu, davacıya cevaben “bir yanlışlık olduğu, avukatından kaynaklanan bir hata olabileceği, kendilerinin bu kadar rakkam üzerinden bir talimatları olmadığı ifade edildiğini, davacı yine duyduğu güvenle dosyalara hiçbir itirazda bulunmadığını, bu arada mal satışı ve müşteri çekleri vermek suretiyle borcunu ödemeye devam ettiğini, —- aylarında davacının borcunun tamamını ödediğini, bundan sonra mal satış işlemleri devam etmiş ve davacının davalı taraftan —– alacaklı duruma geçtiğini, zaman zaman cari hesap mutabakatı için davalı şirket ile davacı arasında görüşme olduğunu, çok küçük bir fark dışında her iki tarafın cari hesabında bir farklılık olmadığı hususunda mutabakata varıldığını, davacının tüm borcunu ödeyip, hatta davalı taraftan alacaklı olmasına rağmen, davalı taraf icra takip dosyalarını kapatmadığı gibi yürütülen icra takip dosyalarından davacının araçları üzerine yakalama kararı çıkarttırdığını, davacının durumu farkeder farketmez bir kez daha davalı şirketle görüştüğünü, bu görüşmede yine kendilerine “bir yanlışlık olduğu, kendilerinin bir alacak talepleri olmadığı, avukatın bu işlemi kendilerinden habersiz olarak gerçekleştirdiğini “ileri sürdüklerini, davalı şirket ile görüşmelere devam edildiğini, önceleri davacının borçlu olmak bir yana alacaklı olduğu davalı şirketçe kabul edildiğini, ancak sonraki tarihlerde davacının yaklaşık—– borçlu olduğu, bu borç ödenmeden şirkete ait araçlar üzerindeki haciz ve yakalama işleminin kaldırılmayacağı ifade edildiğini, davalı şirket vekilleri ile bir çok görüşmeler yapıldığını, bu görüşmelerde bizzat davacıya “davalı şirketin herhangi bir alacak talebi olmadığı, sadece avukatlık ücreti ve masraflar yönünden icra takip dosyalarına devam edildiği” ifade edilerek davacının — tarihi itibariyle yaklaşık — Borcu olduğu ileri sürüldüğünü, ancak bundan sonraki her görüşmede borç miktarı arttırılmış, en son —– Civarında bir borç çıkarıldığını, hatta davacıya icra dosyaları ile ilgili hesap gönderildiğini, Bu hesaplarda icra dosya hesapları —tarihine kadar hiç ödeme olmamışcasına hesaplanmış, en son —- borcundan davacının yapmış olduğu ödemelerin———- düşüldüğünü, bu suretle davacının —- borcu ödememesi halinde haciz işlemlerine devam edileceği ısrarlı bir şekilde ifade edildiğini, oysa davalı tarafın ticari defterlerinde dahi davacının, davalıya borçlu olmak bir yana alacaklı olduğu sabit olduğunu, davalı ile yapılan görüşmelerden sonuç alınamaması üzerine, davacı tarafça —— vasıtası ile ihtarname keşide edilerek, borcun tamamen ödemiş olması sebebiyle icra takiplerinin kapatılarak araçlar üzerindeki haciz ve yakalama şerhinin kaldırılması, ve davacının alacağının ödenmesi talep edildiğini, bu ihtarnameye karşı davalı vekili tarafından —-yolu ile cevap verilerek talebimizin kabul edilmediği bildirildiğini, davalı taraf usul ve yasaya, ticari teamül ve ahlaka aykırı davranmış, borcunu tamamen ödemiş, hatta alacaklı durumda olan davacının iyi niyetini kötüye kullanarak, borcu ödenmiş icra takip dosyalarına devam etmekle, yaşadığı ekonomik krizi atlatmak için yoğun çaba gösteren davacıya borcunu ödeyemeyen biri durumuna düşürmüş, arabaları bağlatmak suretiyle maddi yönden zarara sebebiyet verdiğini, yukarıda belirtilen sebeplerle davacının tüm borcunu ödediğini, hatta davalı taraftan alacaklı olduğu halde icra takiplerine devam edilerek davacının araçlarına haciz ve yakalama işlemi uygulanmış olmakla, ——– —- adet icra dosyası ile ilgili olarak menfi tespit davası açma zorunluluğu hasıl olduğunu, Davacının —– sayılı dosyalarından borçsuzluğunun tespitini , takiplerin ve takibe konu çeklerin iptalini, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini dava ve takip ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket ile davacı şirket arasında, davacı tarafça iddia edildiği gibi “açık hesap usulü“ bir ticari ilişki mevcut olmadığını, davacı şirket, davacı şirkete muhtelif tarihlerde sipariş ettiği malları satmış ve teslim ettiğini, davacı şirkete yapılan teslimatlar karşılığında ve diğer ticari ilişkileri çerçevesinde muhtelif tarihlerde, yapılan anlaşmaya uygun vadelerde çekler aldığını, ancak dava dilekçesinde de belirtildiği üzere davacı tarafça taahhüt edilen vadelerde ödemeler gerçekleştirilmediğini, çeklerin bankaya ibraz edildiğini ve karşılıksız çıktığını, davacı şirket kanun gereğince mütemerrit duruma düşerek temerrüt faizi ödeme yükümlülüğü altına girdiğini, davalı şirketçe aralarındaki ticari ilişkiler gereğince çeklerin icra takibine konulması için uzun bir süre beklendiğini ancak çek bedellerinin ödenmemesi nedeniyle çeklere ilişkin olarak ——– dosyaları ile davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, taraflar arasında bir süredir muhtelif tarihlerde gerçekleşen —– içeren ticari bir ilişki mevcut olduğunu, bu ticari ilişki çerçevesinde, davacı taraf ile mal alışverişi ve mal alışverişi çerçevesinde nakit olarak ve müşteri çeki teslimi şeklinde yapılan ödemeler söz konusu olduğunu, ancak davacının icra takibine konu borca mahsuben yapmış olduğu herhangi bir ödeme söz konusu olmadığını, davacı tarafın davacıya olan borcunu ödemekte ısrar etmesi üzerine, hiç arzu edilmemesine rağmen, uzun bir süre beklendikten sonra, ödemeyen çekler icra takibine konu edilmek zorunda kalındığını, davacı şirketin davalı şirkete icra takiplerine konu karşılıksız çeklere ve icra takibine karşılık yaptığı her hangi bir ödeme bulunmadığını, davacı tarafça iddia edildiği gibi, icra takiplerine konu borcun ödenmiş olmasına rağmen icra takiplerine devam edilmesi icra takibine mahsuben yapılan her hangi bir ödeme, bedelsiz kalan bir takip ve senet, borçludan faiz, vade farkı talebinde bulunulmaması konusunda bir mutabakat, feragat söz konusu olmadığını, davacı tarafça davalı şirkete satılan ve bedelini almadığı her hangi bir ürünün varlığı söz konusu ise, mevcut ticari ilişkiyi ispatlayarak hukuki haklarını talep etmesi konusunda hiçbir engel ve kısıtlama mevcut olmadığını ,ancak davacı şirketçe bugüne kadar davalı şirkete karşı bu yönde herhangi bir talepte bulunmamış, yasal işlem başlatılmadığını, davacı tarafça davalı şirkete gönderilen —– tarihli İhtarnameye, tarafımızca —- tarihli İhtarname ile cevap verildiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı taraf, hakkında açılan ——- sayılı dosyalarına ilişkin olarak müvekkil şirkete borçlu bulunduğunu, bu nedenle davacı tarafından açılan dava haksız ve mesnetsiz olduğunu, bu nedenle haksız ve mesnetsiz olduğu iddia edilen davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibariyle menfi tespit davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış ve dava sonlandırılmıştır.
Taraflar arası uyuşmazlığın taraflar arasında —- yılından bu yana devam eden ticari ilişki kapsamında davacı tarafından davalıya verilen kambiyo senetlerine ilişkin başlatılan —- adet icra takibi dosyasına konu borçtan davacının sorumlu olup olmadığı, taraflar arasında borcun ödenmesiyle ilgili mutabakat yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa davacının söz konusu borcu üretip teslim ettiği malı davalıya imalat fiyatına satışını yapmak ve bir kısım nakit ve müşteri çek ve senetleri ile yaptığı ödemelerle borcunu kapattığı ve alacaklı duruma geçtiği iddiası ancak buna rağmen davalının söz konusu takip alacağı kapsamında icra işlemlerine devam edip alacağın tahsili için mutabakata aykırı davranıp davranmadığı, takibe konu çeklerin hangi hukuki ilişki kapsamında verildiği, takip tarihleri itibariyle ticari defterlere dayalı olarak davacının davalıya olan borç miktarı, borçluluk durumunun tespiti ve tazminat talep şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına yönelik olduğu anlaşılmıştır.
—- sayılı dosyasının incelenmesinde; —- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının —- borçlusunun —- alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçlu şirkete —– tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
—- sayılı dosyasının incelenmesinde; —- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının — borçlusunun —-alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçlu şirkete tebliğine ilişkin mazbataya rastlanılmadığı görülmüştür.
—- sayılı dosyasının incelenmesinde;—- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının —- borçlusunun — alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçlu şirkete —— tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
—sayılı dosyasının incelenmesinde; —- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının — borçlusunun —– alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçlu şirkete tebliğine ilişkin mazbataya rastlanılmadığı görülmüştür.
— sayılı dosyasının incelenmesinde; —- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının — borçlusunun —- alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçlu şirkete—- tebliğ edildiği görülmüştür.
Mali müşavir tarafından düzenlenen —- tarihli raporda özetle; davacı tarafın incelenen —– yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığını, davalı tarafın incelenen—- yıllarına ait ticari defterlerinin açılış onaylarının yasal süresi içinde yaptırılmış olduğu, yevmiye defterlerinin kapanış onaylarının yaptırılmamış olduğu, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığını, davalı tarafın incelenen —- yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğunu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığını, davalı tarafın ,incelenen —– ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, yevmiye ve kebir defterlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, bu iki defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, envanter defterinin yazdırılmamış olduğu envanter defteri yazdırılmadığı için diğer defter kayıtları ile birbirini doğrulayıp doğrulamadığının tespit edilemediğini, davalı tarafın ,incelenen—– yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, yevmiye ve kebir defterlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, bu iki defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, envanter defterinin yazdırılmamış olduğu envanter defteri yazdırılmadığı için diğer defter kayıtları ile birbirini doğrulayıp doğrulamadığının tespit edilemediğini, davacı —- ticari defter kayıtlarında yer alan, davalı—– Satıcılar grubunda bulunan hesabından dolayı — borçlu olduğu, —- hesabından dolayı —sonu itibariyle davacının davalıdan—– alacaklı olduğu bu iki hesap bakiyesi mahsup edildiğinde davacının davalıdan olan alacağının —- kaldığı, davalı —–defter kayıtlarında yer alan davacı —- bulunan hesabından dolayı —- sonu itibariyle davalının davacıya —- nolu—–sonu itibariyle davalının davacıya —- borçlu olduğu, bu iki hesap bakiyesi toplandığında davalının davacıya olan borcunun—- olduğu, davacının ticari defter kayıtları ile davalının ticari defter kayıtları arasında — fark bulunduğu, bu farkın —– kısmının davacının ticari defterlerindeki hatalı kayıtlardan kaynaklandığını, davacı ve davalının birbirlerinden olan alacak borç durumunun hangi tarih itibariyle ne kadar olduğunun tespit edilebilmesi için alacaklı ve borçlu oldukları hesapların birleştirilmesinin gerektiğini, davacının ticari defter kayıtları ile davalının ticari defter kayıtları arasında bulunan —– kısmı davacının ticari defterlerindeki hatalı kayıtlardan kaynaklandığından ve davacının ticari defterlerindeki karşılıksız çek kayıtlarının bir kısmı ile takip tarihinden sonra yapıldığından hesapların birleştirilmesinde davalının kayıtlarının esas salındığını, davaya konu icra takiplerinden ilkinin davalı tarafından davacı aleyhine —- tarihinde başlatıldığı, ilk takip tarihi olan — tarihi itibariyle davalı şirket ve davacı şirket davalının ticari defter kayıtlarına göre —-alacaklı olduğunu, davacının menfi tespit davasına konu —-adet icra dosyasından dolayı borcunun bulunup bulunmadığının tespit edilebilmesi için yukarıda yer alan kayıtlar ve icra dosyaları göz önünde bulundurularak hesap yapılmasının gerektiğini bildiren rapor tanzim ettiği görülmüştür.
Bilirkişi raporunun taraflara tebliğe çıkarıldığı, davacı ve davalı vekili tarafından rapora itiraz dilekçesi sunduğu görülmüştür.
Dosyanın ek rapor aldırmak amacıyla Medeni Hukuk alanında uzman öğretim üyesi bilirkişi ve Mali müşavir den oluşan heyete tevdi edildiği, davacı ve davalı vekillerinin —– tarihli bilirkişi kök raporuna beyanlarının ve ara karar gereğince dosyanın yeniden incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucu, aşağıdaki hususlar dışında bilirkişi kök raporunda değiştirilecek bir hususun bulunmadığını, davacının ticari defter kayıtları ile davalının ticari defter kayıtları arasındaki farkı oluşturan davacının t,cari defter kayıtlarında hatalı olan kayıtlar ile hiç olmayan kayıtların aksinin senet ve diğer kesin delillerle ispatlanmış durumda olduğu, belgeye dayalı bu kayıtlar düzeltildiğinde ise tarafların ticari defter kayıtları arasında bir fark kalmadığı, bu nedenşe davacı ve davalının birbirlerinden olan alacak borç durumunun hangi atrih itibariyle ne kadar olduğunun tespit edilebilmesi için alacaklı ve borçlu oldukları hesapların birleştirilmeside davalının kayıtlarının esas alınmasına herhangi bir problem bulunmadığı , bu tespitte yer alan ilk takip tarihi olan — tarihi itibariyle davalı ve davacı ticari defter kayıtlarına göre olan —- alacağının o tarih itibariyle cari hesap bakiye alacağı olduğu, oysa ki davalı/ alacaklı tarafından—– sayılı dosyaları ile davalı şirket aleyhine —– asıl alacak ile ilgili başlatılan kambiyo senetlerine özgü icra takiplerinde çeklerden kaynaklanan alacaklarının tahsilinin talep edilmiş olduğu, yani icra takiplerinde davacı tarafından cari hesap borcuna mahsuben davalıya ödeme olarak verilen ancak karşılıksız kalan çeklerden kaynaklanan alacakların talep edilmiş olduğu, davacının ticari defter ve kayıtları ile davalının ticari defter kayıtları arasında bulunan —— davacının ticari defterlerindeki hatalı kayıtlardan kaynaklandığından ve bu hatalı kayıtların aksi senet ve diğer kesin delillerle ispatlandığından, ayrıca belgeye dayalı bu kayıtlar düzeltiğinde tarafların ticari defter kayıtları arasında bir fark kalmayacağından davacı ve davalının birbirlerinden olan alacak borç durumunun hangi tarih itibariyle ne kadar olduğunun tespit edilebilmesi için alacaklı ve borçlu oldukları hesapların birleştirilmesinde davalının kayıtlarının esas alındığı, rapoun —- tablodan da görüleceği üzere menfi tespit davasına konu —- icra dosyasının dayanağı olan— adet çekten en son teslim —– — çek numaralı,— bedelli çekin teslim tarihi olan — tarihinde cari hesap bakiyesinin yani davalının davacıdan olan alacağının —olduğunu , icra takip takiplerinden ilkinin davalı tarafından davacı aleyhine —- tarihinde başlatılmış olduğu, raporun —- tablodan görüleceği üzere davacının davalı ticari kayıtlarına göre menfi tespit davasına konu —— dolayı takip tarihleri itibarıyla borçlu olmadığını bildiren rapor tanzim ettiği görülmüş, her ne kadar davalı vekilince yeniden ek rapor alınması talep edilmiş ise de dosyada mübrez raporun dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, hüküm kurmaya elverişli ve mahkememizde kanaat oluşturmaya yeterli olması nedeniyle yargılamanın makul sürede bitirilmesi gerektiği de gözönüne alınarak bu talebin reddine karar verilmiş ayrıca davalı vekilince son celsede mazeret bildirilmiş ise de mazeret dilekçesi içeriğinde yokluklarında karar verilmesi talebi olduğu görülmekle tahkikat bitirilmiş ve hüküm kurulmuştur.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunma, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları hep birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu icra takiplerinin dayanağı çeklerin davalının davacıdan ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığının tespiti bakımından çeklerin davacı tarafından davalıya ödeme amacıyla teslim edildiği tarihteki davacının borcunun tespiti ile tespit edilen borç tutarının icra takip tarihine kadar davacı tarafından davalıya ödenip ödenmediğinin tespitinin gerekeceği bu kapsamda taraflar tacir olup delil olarak da ticari defterlere dayanıldığından mahkememizce yaptırılan ticari defter ve dayanakları üzerindeki incelemede mali müşavirin uzmanlık alanındaki teknik incelemeler neticesinde alacaklı ve borçlu hesaplarının birleştirilmesi yoluna gidilmiş, davacının ticari defter kayıtları ile davalının ticari defteri kayıtları arasında bulunan ——- kısmı davacının ticari defterlerindeki hatalı kayıtlardan kaynaklandığından ve bu hatalı kayıtların aksi senet ive diğer kesin delillerle ispatlandığından, ayrıca belgeye dayalı bu kayıtlar düzeltildiğinde tarafların ticari defter kayıtları arasında bir fark kalmayacağından davacı ve davalının birbirlerinden olan alacak borç durumunun hangi tarih itibariyle ne kadar olduğunun tespit edilebilmesi için alacaklı borçlu oldukları hesapların birleştirilmesinde davalının kayıtlarının esas alınması gerektiğinin tespit edildiği, iş bu menfi tespit davasına konu — adet icra dosyasının dayanağı — adet çekin davalıya teslim edildiği tarih itibariyle cari hesap bakiyesinin —– olarak belirlendiği, bu tarihten sonra davacı tarafından davalıya yapılan ödemeler ve davacı tarafından davalıya yapılan mal satışına ilişkin düzenlenen faturalar ile söz konusu alacağın tamamının davaya konu ilk takip tarihinden önce ödendiği, davaya konu icra takiplerinden ilkinin davalı tarafından davacı aleyhine —– tarihinde başlatıldığı, davacının davalı kayıtlarına göre menfi tespit davasına konu —- icra dosyasinın dayanağı olan —— çekten dolayı takip tarihleri itibarıyla borçlu olmadığı, yapılan bu tespit karşısında davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
-Davaya konu—- numaralı —- bedelli çek ve bu çek dolayısıyla başlatılan —–sayılı dosyası yönünden davacı şirketin davalıya borcunun olmadığının tespitine,
-Davaya konu —- bedelli çek ve bu çek dolayısıyla başlatılan —– dosyası yönünden davacı şirketin davalıya borcunun olmadığının tespitine,
-Davaya konu —– çekler ve bu çekler dolayısıyla başlatılan — yönünden davacı şirketin davalıya borcunun olmadığının tespitine,
-Davaya konu—–bedelli çek ve bu çek dolayısıyla başlatılan—— dosyası yönünden davacı şirketin davalıya borcunun olmadığının tespitine,
2-Karar harcı 11.348,82 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.837,21-TL harcın mahsubu ile eksik 8.511,61‬-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 2.837,21-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 239,5‬-TL tebligat ve müzekkere gideri ile 2.500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.775,4‬-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 19.828,02 -TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine gerek olmadığına,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde —— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/06/2022