Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/292 E. 2019/409 K. 09.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/292 Esas
KARAR NO : 2019/409
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/03/2018
KARAR TARİHİ: 09/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı bankada hiçbir hesabı yok iken dava dışı ———— isimli şahıs tarafından hazırlanan sahte nüfus cüzdanı ile kendisini davacı gibi tanıtıp davalı bankadan kredi talebinde bulunduğu ve ——- TL bedelli bireysel kredi kullandığı, çekilen krediden hiçbir şekilde haberi olmayan müvekkilinin olayların ortaya çıkması sonucunda dava dışı şahıstan şikayetçi olduğu ve anılan şahıs aleyhine yapılan soruşturma neticesinde açılan kamu davasında İstanbul Anadolu 9.Ağır Ceza Mahkemesinin — K. Sayılı ilamı ile hapis cezasına mahkum edildiği, müvekkilinin söz konusu hatalı kredilendirme işlemi sebebi ile zor durumda kaldığı, davalının imtiyaz üzerine kendisine sağlanan hak ve hükümlülükleri basiretli bişekilde kullanmak zorunda olduğu ancak sahte olarak düzenlenen nüfus cüzdanına itibar edilerek kullandırılan kredi sebebi ile müvekkilinin kredibilitesinin düştüğünü bu nedenle uğramış olduğu zararlara istinaden ——TL’lik maddi tazminatın yasal faizi ile beraber davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında akdedilen sözleşmede kesin yetkili mahkeme olarak İstanbul Mahkemeleri belirlendiğinden ve davalının adresinin Şişli olması sebebi ile İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu ve anılan mahkemelere yetkisizlik kararı verilmesini, bunun yanında davacı tarafından açılan huzurdaki davanın hiçbir kusuru olmayan müvekkiline değil dava dışı kredi kullanana açılması gerektiğini, bu sebeple husumetten reddi gerektiğini, davanın zaman aşımına uğradığını, zira haksız fiile ilişkin tazminat davalarının TBK 72. Maddesi uyarınca 2 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğunu, müvekkili bankaya sunulan kimliğin ifa kabiliyeti bulunduğunu dolayısıyla müvekkili tarafından emsal uygulamalar kapsamında işlem yapıldığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, sahte nüfus cüzdanı kullanılmak sureti ile kullandırılan kredi sebebi ile uğranılan maddi zarara ilişkin açılan tazminat davasıdır.
Dava yazılı yargılama usulüne tabi olup dilekçelerin teatisi tamamlandıktan sonra, tensiben kurulan ara kararlar ile deliller toplanmış, sözleşme ve ceza mahkemesi kararları celp edilmiş ve yargılamanın tüm aşamalarında re’sen dikkate alınması gereken dava şartlarından mahkememizin görevi öncelikle incelenmiştir.
Celp edilen İstanbul Anadolu 9.Ağır Ceza Mahkemesinin ——— K. Sayılı dosyasından verilen ———-tarihli kararın incelenmesinde sanık ——— dosyamız davacısı …’ın kimlik belgesini sahteleştirmek sureti ile birden fazla kullandığı anlaşılmakla eylemine uyan TCK’nun 204/1 maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve verilen cezanın TCK 43/1 maddesi uyarınca 1/3 oranında arttırılarak sanığın 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 21.Ceza Dairesi tarafından verilen ——- tarihli karar ile CMK 273. Maddesinde öngörülen 7 günlük yasal süre geçtikren sonra yapıldığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun reddine dair verilen karar ile kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davalı bankaya yazılan müzekkereye verilen yanıt ekinde gönderilen belgelerde davacının kimlik bilgilerinin kullanılmak sureti ile davalının ——- şubesince ———- tarihinde ———-TL tutarında tüketici kredisi kullandırıldığı görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava dışı şahıs tarafından davacının kimlik bilgilerinin kullanılarak nüfus cüzdanının sahte bir şekilde düzenlenmesi sureti ile davalıdan kullanılan kredi sebebi ile davacının zarara uğrayıp uğramadığı, davalının söz konusu sahtecilik eylemine ilişkin olarak gerekli özen borcuna aykırı hareket edip etmediği, sahte olarak düzenlenen nüfus cüzdanının ifa kabiliyetinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin ——— karar ile ——- esas ve ———karar sayılı ilamlarında ve çok sayıda benzer ilamlarda da vurgulandığı üzere; bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca TTK’da düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nın 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. 6335 Sayılı yasanın 2. maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür. 6100 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun Görevin Belirlenmesi ve Niteliği başlıklı 1. maddesi gereğince görev kamu düzenindendir. Yine HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca görev, dava şartlarından olup, HMK.’nın 115/1 maddesi uyarınca yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları ve toplanan deliller kapsamında; dava dışı ———tarafından davacının kimlik bilgileri kullanılmak ve nüfus cüzdanının sahteleştirilmesi ile yapılan başvuru neticesinde davalı bankanın ——- şubesinden anılan şahsa kredi kullandırıldığı, davacının söz konusu kredi kullanımı ile ilgili bilgisi ve dahlinin olmadığı, dava dışı şahsın şikayet edilmesi üzerine yapılan ceza yargılamasında dava dışı ———- hakkında mahkumiyet kararı verildiği ve kararın kesinleştiği, davacı ile davalı arasında kredi kullanımına ilişkin bir sözleşme ilişkisi bulunmadığı, davacının talebinin davalının yürüttüğü bankacılık faaliyetindeki yükümlülüklerine aykırı hareket edip etmediği hususunu da kapsar şekilde kullandırılan ve geri ödemesi yapılmayan krediye ilişkin olarak kredibilitesinin düştüğü iddiasına dayalı olarak uğranılan zararın tazmini talebine ilişkin olduğu ve bu iddia ve talebin haksız fiil hükümleri kapsamında incelenmesi gerektiği, haksız fiile ilişkin açılan davaların mutlak ticari dava olmadığı gibi somut uyuşmazlıkta her iki taraf tacir olmadığından nispi ticari davadan da söz edilemeyeceği, HMK’nın 2. maddesi uyarınca dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarda genel görevli Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğunun belirtilmesi sebebi ile haksız fiil esasına dayanan somut uyuşmazlığı çözmeye görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kanaatine varılarak davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığından reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinin netice ve talep kısmında her ne kadar dava konusu tazminat talebi ———TL olarak belirtilmiş ve dava harcı bu tutara göre ödenmiş ise de dava dilekçesi içeriğinde davalının ———-TL tazminata mahkum edilmesi talep edilmiş olduğundan HMK 31. ve 119. maddeleri uyarınca talep sonucunun açıkca belirtilmesi ve belirsiz yahut çelişkili görülen durumların açıklattırılması hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesi gerektiği hususu da gözetilerek mahkememizce verilen karar dilekçe içeriğinde belirtilen ———TL yönündeki talep dikkate alınarak istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-TTK 4,5/3 ve HMK.114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
İlişkin olarak, davacı vekilinin yokluğunda, davalılar vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/04/2019