Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/286 E. 2021/178 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/286 Esas
KARAR NO: 2021/178
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/03/2018
KARAR TARİHİ: 16/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İcra takibine dayanak yapılan sözleşmeden kaynaklı alacağın muaccel olduğu, takibin haksız ve hukuka aykırı olarak durdurulduğu, itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesinin talep edildiği, davalıların davacı banka ile —- tarihinde —– sözleşmesi sonucunda davalıların her birinin müteselsil sorumluluk altına girdiklerini, —– tarihinde davacının alacağının muaccel olduğu, alacağı tahsil edebilmek için —- numaralı kredi mevduat hesabından doğan alacak için —— yevmiye numaralı hesap kat ihtarının gönderildiği, buna göre genel kredi sözleşmesindeki muaccel olan alacak bedelinin istenmiş olan, noter masrafları, işleyecek faiz, —— masrafları ile birlikte ihtarnamenin muhataplara tebliğinden itibaren 1 iş günü içerisinde ödenmesinin ihtar olunduğu, ihtarın tebliğine ve verilen yasal sürenin geçmesine rağmen bugüne kadar herhangi bir ödeme yapmadıkları, mütemerrit duruma düşen borçlular hakkında icra sürecinin başlatılmış olduğu, davalıların icra takibine haksız itirazları nedeni takibin durdurulduğu, açıklandığı üzere davalı tarafın borca itiraz ederken borcun muaccel olmadığına dair beyanının gerçeği yansıtmamakla davacının muaccel hale gelen alacağının bulunmadığını, davalılar ile davacının ek süre verilmesi konusunda bir anlaşma yapmamış olmalarına rağmen davalılara makul süre tanıdığını, davalılara karşı yapılmış olan ihtarname sonuç vermediğinden icra takibine başlandığı, davacının muaccel hale gelen alacağının bulunmadığını, davalılar ile davacının ek süre verilmesi konusunda bir anlaşma yapmamış olmalarına rağmen davalılara makul süre tanıdığını, davalılara karşı yapılmış olan ihtarname sonuç vermediğinden icra takibine başlandığı, ihtarnamenin sonuçsuz kalması sebebiyle—– ödeme emri yollanmış olduğu davalılara —- tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnameye ilişkin tebligat şerhinde yer alan bilgilere göre ihtarnamenin son olarak —-tarihinde davalıların ortak çalıştıkları işyerindeki daimi çalışan olan ——- tebliğ edildiği, davalıların ödeme yapabilmeleri için, ödeme emrinin yollanması ile ihtarnamede gözetilmiş olan sürenin dolması arasında makul bir süre geçmiş olduğu, davalı tarafın belirtmiş olduğu davacı ile anlaşılan herhangi bir ek sürenin mevcut olmamasına rağmen davalı tarafa davacıca makul bir süre tanındığı, davalıların ek süre verilmiş olmasına rağmen, ek sürenin beklenilmemesine ilişkin olan itirazlarını kabul etmediklerini, muaccel hale gelen alacak ve diğer fer’i alacak kalemleri kanuna uygun bir şekilde hesaplandığı, davacının ilgili borca ilişkin tüm alacakları kanuni dayanaklar çerçevesinde hesaplandığı, —— kapsayacak tarihte davacı olan bankada Kredili Mevduat Hesapları için kredi kartı işlemleri açısından belirlenen azami akdi ve gecikme faiz oranları ile aynı oranlarda faizin uygulandığı, bu anlamda kat ihtarında —– belirlendiği, söz konusu icra takibine uygulanan faiz oranlarının taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin —- olduğu, alacaklı oldukları bahse konu icra takibinde asıl alacağa işleyecek yasal faiz oranı yıllık —–oranında yasal faizi ile tahsili talep edildiği, açıklanan genel kredi sözleşmesinin ilgili maddeleri gereği uygulanan faiz oranlarının hukuka uygun olduğu, davalıların itirazlarının haksız ve hukuka aykırı olduğu, sözleşmelerin nispiliği gereği tarafların bahse konu sözleşmenin her bir maddesi ile doğrudan bağlı oldukları, buna göre muaccel hale gelmiş borç bakımından davalıların itirazlarının haksız olup, tamamen alacağı ödememe borcu sürüncemede bırakma ve yargılamayı uzatmak amacı ile yapılan bir itiraz olduğu, taraflarca imzalanan genel kredi sözleşmesinin 14. maddesine göre kefilin sorumluluğunun esas olduğu, icra takibinde borçlu olan——– müşterek borçlu/müteselsil kefil sıfatı ile bahse konu borçtan sorumlu olduklarını, söz konusu icra takibinde kefiller için uygulanan temerrüt faiz oranı müşteri için uygulanan faiz oranı ile aynı olmakla genel kredi sözleşmesinin ilgili maddelerine uygun olduğunu, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak bilinebilir likit olduğu, İİK 67/2 maddesi uyarınca % 20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı oranlarının gözetilerek zarara uğrayan davacı lehine inkar tazminatına hükmedilmesinin talep edildiği, davacı banka tarafından davalı-borçlulardan talep edilen %5 oranındaki —— davaya konu sözleşmelerin vergi ve faize ilişkin maddesi gereği talep edildiği, zira yukarıda da açıklandığı üzere davalı borçlu tarafların sözleşmeyi imzalayarak bu meblağdan sorumlu olacağını kabul ve taahhüt ettiği, bu nedenle bu konudaki itirazların hiçbir hukuki dayanağı ve haklılığı bulunmadığı, dilekçede açıklanan nedenlerle mahkemece resen göz önünde bulundurulacak sebeplerle; davanın kabulüyle, borçlular tarafından yapılmış olan haksız itirazın iptalini,——- dosyası üzerinden takibin devamını, dosyaya yapılmış olan haksız itiraz sebebiyle borçluların aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra-inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettikleri görülmüştür.
SAVUNMA :
Davalılar ——- vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın sunmuş olduğu dava dilekçesinde, iddia etmiş olduğu hususların yasal dayanaktan yoksun olduğu, davacı banka ile şirket yetkililerinin görüştüklerini ve ödeme noktasında ek süre aldıklarını, buna rağmen davacı banka tarafından hesap kat işlemlerinin usule uygun yapılmadığı, verilen süre beklenilmeksizin icra takibi yapıldığı, davacı banka ile takibe konu genel kredi sözleşmesinde davalı şirket dışındaki davalıların müteselsilen kefil ve borçlu olabilmeleri için borçlar hukukunda kefalete ilişkin yasal yükümlülüklere uyulmadığı, davacının ——sayılı dosyası ile davalı şirkete karşı başlattığı icra takibinde talep edilen —- faiz oranının fahiş olduğu kanuna uygun hesaplanmadığı ve sebepsiz zenginleşme yoluna gidilerek davalıyı maddi bakımdan zor durumda bırakma girişiminde bulunulduğu, bu nedenle yapılan icra takibine, borcun aslına, işlemiş faize, işlemiş ve işleyecek faize ve faiz oranlarına ve sair tüm feri taleplere itiraz etme gereğinin duyulduğu, davalı itirazında kötü niyetli olmayıp icra inkar tazminatının da reddinin gerektiğini, açıklanan tüm nedenlerle ve mahkemece resen göz önünde bulundurulacak sebeplerle; haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasını talep ettikleri görüldü.
Müteveffanın mirasçısı —– adına yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davaya yanıt vermediği görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, —– sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, icra dosyası celp edilerek incelenmiş, bilirkişi raporları alınmış, yargılama sırasında——- tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
İtirazın iptali istemine konu,——-sayılı takip dosyasının incelenmesinde; —– tarihinde başlatılan takibin alacaklısının —–hesap kat tarihi itibari ile işlemiş faiz, ——- ihtarname masrafı olmak üzere toplam —- tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçlulardan — tarihinde tebliğ edildiği, borçlu — yapılan tebligatın iade döndüğü, borçlular——- tarihli borca ve fer’ilerine yönelik itiraz dilekçesi sunulduğu, dilekçenin davacı tarafa tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı, davanın ——- üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.
Belirlenen hukuki ihtilaf noktalarının incelenmesi teknik değerlendirmeyi gerektirmesi sebebiyle dosya,—–tevdi edilerek rapor alınmış bilirkişi tarafından sunulan ——- tarihinde davacı vekilince beyan dilekçesi sunulmuş olup raporun içeriği denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunma ve hükme esas alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı banka ile davalı asıl borçlu şirket arasında, —- tutarında çerçeve niteliğinde ve süresiz — düzenlendiği, sözleşmelerde diğer davalıların da —- üzerinden müteselsil kefil olarak kefalet imzalarının bulunduğu, davalı asıl borçlu şirkete kredili mevduat hesap limiti tahsis edilip kullandırıldığı, kredi bakiyesinin ödenmediği, davacı bankanın, davalılardan —– alacaklı olduğu hesaplanmakla birlikte tabloda —- masraf olmak üzere —- alacak talep edilmiş olduğu, mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporunda da ayrıntılı olarak belirtildiği üzere, davacı bankanın davalılardan —–alacaklı olduğunun tespit edildiği, davanın itirazın iptali davası olması ve takibe sıkı sıkıya bağlı olması sebebiyle taleple bağlılık ilkesi gereği —- ihtar gideri olmak üzere toplam —- asıl alacağa takip tarihinden başlamak üzere yıllık —— oranında temerrüt faizi üzerinden devamına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
-Davalıların davaya konu—– sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takibin —- asıl alacak,—– alacak ve işleyecek faiz yönünden asıl alacak üzerinden —-oranları genelgeleri doğrultusunda yıllık—- oranında temerrüt faizi üzerinden devamına,
-Fazlaya ilişkin — istemin reddine,
2-Asıl alacak tutarı——oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 2.677,50-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 476,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.201,30-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 476,20-TL peşin harcındavalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 5,20-TL vekalet harcı, 227,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.068,1‬0-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.061,80-TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.879,33-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalılar ——– taraf kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 232,63-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalılara verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde ——Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/02/2021