Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/283 E. 2023/76 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/283 ESAS
KARAR NO : 2023/76
DAVA: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/03/2018
BİRLEŞEN DAVADA;( ——– Karar sayılı dosyası )
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/11/2018
KARAR TARİHİ: 31/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) ve Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada;
İDDİA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin, davalı şirketin mensup olduğu gruba ait —— iletişim ürünlerinin münhasır satış ve servis hizmetlerini ——-beri başarıyla ifa ettiğini. müvekkillerinin, davalı şirket ürünlerinin denizcilik sektöründe pazarlanması, satılması ve satış sonrasında da servis hizmeti verilmesi konusundaki ——- devam eden özverili çalışmaları ve üstün başarısı sayesinde, davalı şirket ürünlerinin ——- son —— yüksek bir pazar payına ulaştığını, davalı şirketin——- tarihinde müvekkillerine göndermiş olduğu e-posta mesajı ile müvekkillerinin münhasır satış ve servis anlaşmasının feshedildiğini bildirildiğini, taraflar arasındaki anlaşmanın bu şekilde feshedilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkillerinin uğradığı zararların davalı şirket tarafından tazmin edilmesi gerektiğini, haksız fesih nedeniyle, müvekkitlerinin sözleşme konusu ürünlerin satışından müştereken elde ettiği yıllık komisyon tutarı, —– tarafından kazanılan ihaleler neticesinde —–teslim edilmiş olan —— cihazın devamı nileliğindeki proje için projenin alt yapısını hazırlamak adına gemilerde yapılan keşif-altyapı-proje bedeli masrafları ve müvekkillerinden ——— ve ürün içeriğinde bulunan bazı malzemelerin, üretimden kaldırılmış olması nedeni ile satış bedeli düşük, —— ürün haline gelmesinden kaynaklanan satış kaybı zararı olduğunu,——-nedeniyle, proje finansmanı nedeniyle ve stoklarda kalan ——– mallar nedeniyle zarara uğranıldığını, açıklanan nedenlerle taraflar arasındaki münhasır nitelikteki satış ve servis sözleşmesinin davalı şirket tarafından haksız biçimde feshedildiğinin tespitine, haksız fesih nedeniyle, müvekkili şirketlerin ——— tazminatlarının ve ——- mallar nedeniyle uğradıkları zararların belirsiz alacak davası yoluyla tespiti ile dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin —- yenilememesinin sebeplerini —– açıkladığını,—– güçlü bir——– bulunmasına rağmen davacının ticari deniz vasıtalarına —- süre gelmekte alan satışının düşük olduğunu, davacıların —– vermiş olduğu eğitimlere katılmadığını, davacıların kurum için ya da online eğitim yapmadıklarını ve müşteri ziyaretleri düzenlemediklerini, davacıların yapmış olduğu satış oranlarında gözle görülür kayıp olduğunu, davacıların müvekkili şirkete olan carideki borçlarını ihtarlara ——- ödemediğini, davalı şirket hakkındaki müvekkili şirket incelemeleri sonucundan olumsuz rapor verilen seyahat raporlarının olduğunu, davacının müvekkili şirket ürünleri ve hizmetleri hakkında bilgisiz olduğunu, —- teslim edildiği iddia edilen iki set——- bahsedildiğini, ancak müvekkili davalı şirketin satışını yaptığı bu kodda bir ürün bulunmadığını, sayılan sebepler ile söz konusu ilişkinin devamlılığının müvekkili şirketten beklenemeyeceğini, denkleştirme talebinde bulunabilmenin şartlarının TTK madde 122 de düzenlendiğini, tazıninat talebinde bulunulabilmesi için bu şartların birlikle var olmasının arandığını, bu şartların sözleşmenin sona ermiş olması, yeni tedarikçinin müşterilerden sözleşme sona erdikten sonra da önemli menfaatler elde etmesi, acentenin ücret istemc hakkını kaybetmesi ve denkleştirme talebinin somut olayda hakkaniyete uygun olması olduğunu, sözleşme sona erdikten sonra müşterilerden önemli menfaatler elde edilmesinin söz konusu olmadığını, davacının müvekkili şirketçe önemli menfaatler elde edecek bir ortam kazandırmaktan ziyade müvekkilinin pazardan aldığı payı da önemli ölçüde azalttığını——- gibi sürekli gelir sağlayan işltemlerden ziyade genellikle——–kullanılan teknelere ve balıkçılara donanımsal satışlar yaptığını, dolayısıyla gelinen gün itibariyle müvekkili şirketin davacının yaptığı satışlar sebebiyle elde etmeye devam ettiği herhangi bir menfaatin söz konusu olmadığını, davacının mesnetsiz iddialarının hukuka aykırı ve kötü niyetli olduğunu, denkleştirme talebinin somut olayda hakkaniyete uygun düşmediğinin açıkça ortada olduğunu, proje finansmanı nedeniyle uğranılan zararlardan müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, —– ürünü için şu ana kadar sadece—-verdiğini ve her iki siparişin de ——-yılında alındığını, —– faturası ile ——davacıya sevk edildiğini, ——-tarihinde ise —— davacıya sevk edildiğini, bu ürünlerin tamamının ——-açmış olduğu bir ihaleye kazanmasına yardımcı olmak amacıyla piyasa değerine göre çok uygun fiyatlarla satıldığını, müvekkili şirketçe bütün faturaların davacı maillerine gönderildiğini, davacı, müvekkilinin sağladığı yardım ve kolaylıkları sömürmek amacıyla uygun fiyattan teklif alınca ihtiyacından fazla ve satışını yapamayacağı kadar ürünü satın aldığını ve yaklaşık ——- önce yapmış oluğu bu hatanın cezasını ise dava dilekçesinde müvekkili şirkete kesmek istediğini, açıklanan nedenlerle öncelikle davanın hak düşürücü süre sebebiyle usulden reddine, davacının açmış olduğu haksız davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve iddia etmiştir.
Birleşen ——sayılı dosyasında;

İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı —–arasında donanım ürünleri ve deniz vasıtalarına yayın sağlanması hizmetleri için ticari ilişki kurulduğunu, söz konusu ilişki sebebi ile alacak bakiyesinin davalılar tarafından müvekkili şikrkete ödenmediğini, bu hususun aleyhlerine ——— Numarasıyla açılan dava dosyasına sunulan dilekçeler ve e-posta yazışmaları ile sabit olduğunu, davalıların anılan mahkemede müvekkili şirket aleyhine açtıkları dava ile taraflar arasındaki sözleşmenin haksız fesh edildiğinin tespiti ile feshe bağlı zararlar ile ——— tazminatının tazminini talep ettiklerini, davalar arasında bağlantı bulunduğunu, bu sebeple öncelikle huzurdaki davanın anılan dava ile birleştirilmesini, esasa ilişkin olarak ise taraflar arasındaki distribütörlük ilişkisinin çeşitli sebeplere istinaden fesh edildiğini keşide edilen ihtarnamelere rağmen cari bakiyenin kapatılmadığını, davalının tahsil etmiş olduğu bedelleri müvekkili şirkete ödemediğini ve müvekkili şirketin davalı ——olduğunu, yapılacak inceleme ile bu durumun ortaya çıkacağını belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiş; 05/12/2022 tarihli dilekçesi ile, HMK m.107 uyarınca anılan bilirkişi raporu doğrultusunda, dava değerinin artırımı yoluna gidilerek dava dilekçesinde —- tutarındaki talebin değerini —– olarak kabul edilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Asıl dava, satış ve servis hizmetleri sözleşmesinin haksız feshinin tespiti ile haksız fesihten kaynaklı tazminat alacağı; birleşen dava bakiye alacağın tahsiline yönelik alacak davasıdır.
Asıl davada davacılar; davalı şirketin mensup olduğu gruba ait —– ürünlerinin münhasıran satışı ve servis hizmetlerini yürütmek için sözleşme yaptıklarını, davalının —– sözleşmeyi feshettiğini, haksız fesih nedeniyle zarara uğradıklarını iddia etmiş; davalı ise; davacının satışının düşük olduğunu, davacıların —– diğer distribütörlerin vermiş olduğu eğitimlere katılmadığını, davacıların kurum için ya da online eğitim yapmadıklarını ve müşteri ziyaretleri düzenlemediklerini, davacıların yapmış olduğu satış oranlarında gözle görülür kayıp olduğunu iddia ederek davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı;—— pazarında belirli süreli yetki belgeleri vasıtasıyla donanım ürünleri ve deniz vasıtalarına yayın sağlanması hizmetleri için davalılarla anlaştıklarını, —- için müşteri ilişkilerini ve ticareti düzenleyenin —- olduğunu, gümrüklü —— edenin ise —- olduğunu, davalının —-donanmasına ait —– sağlanan uydu yayın hizmeti bedellerini tahsil ettiğini ancak bedellerini kendisine ödemediğini iddia etmiş; davalı davanın reddini istemiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış, yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi heyeti raporu alınmış, yasa değişikliği nedeniyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Asıl davada taraflar arasındaki uyuşmazlığın; sözleşmenin davalı tarafça haksız olarak feshedilip feshedilmediği, dava dilekçesinde ve cevap dilekçesinde karşılık olarak tarafların dile getirdikleri iddiaların ve maddi vakıaların doğru olup olmadığı, buna göre sözleşmenin davalı tarafın cevap dilekçesinde dile getirdiği iddialara bağlı olarak haklı olarak feshedilip feshedilmediği, sözleşmenin haksız olarak feshedildiğinin kabul edilmesi halinde davacı tarafın dava konusu ettiği ——tazminatlarını, proje finansmanı ile stoklarda kalan ———mallar nedeniyle uğradığı zararlarını davalı şirketten talep edip edemeyeceğine, talep edebilmesi halinde miktarına ilişkin olduğu; birleşen davada taraflar arasındaki uyuşmazlığın; taraflar arasında feshedilen sözleşmeye bağlı ticari ilişki çerçevesinde dava konusu edilen nitelikte ve miktarda davacı tarafın davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, davalı şirket vekilinin dilekçesinde dile getirdiği dava konusu alacağın talep edilemeyeceğine ilişkin maddi vakıa ve ödeme iddiaları nedeniyle alacağın talep edilip edilemeyeceği hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
——- tarihli Mali Müşavir, Elektronik Mühendisi ve Borçlar Hukuku alanında nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişilerden oluşan heyet raporunda; “..Davalının davacıların —–bulunmasına rağmen davacının ticari deniz vasıtalarına—–satışlarında süre gelmekte alan satışının düşük olduğu, davacıların—– vermiş olduğu eğitimlere katılmadığı, davacıların kurum için ya da online eğitim yapmadıkları ve müşteri ziyaretleri düzenlemedikleri, davacıların yapmış olduğu satış oranlarında gözle görülür kayıp olduğu, davacıların davalı şirkete olan carideki borçlarını ihtarlara rağmen ödemediği, davalı şirket hakkındaki davalı şirket incelemeleri sonucundan olumsuz rapor verilen seyahat raporlarının olduğunu, davacının davalı şirket ürünleri ve hizmetleri hakkında bilgisiz olduğu yönündeki savunmalarının dosya kapsamından açıkça anlaşılamadığı, mali açıdan da bu tespitin yapılamadığı ve bu iddiaların sözleşmenin feshine neden olup olmadığının tam olarak tespit edilemediği; sayın Mahkeme’nin sözleşmenin haksız yere feshedildiği ve davacının ——- tazminalı isteme şartlarının oluştuğu yönünde hüküm kurmak istemesi halinde —- hesaplamaya konu—- aralığındaki —— olarak hesaplandığı; davacının münhasır satış ve servis hizmetleri konusunda yetkili olduğu sözleşmenin davalı taralından haksız yere feshedildiğinin Sayın Mahkemece kabul edilmesi halinde teknik heyet üyesi tarafından yerinde yapılan incelemede cihazların kullanılmamış olması, temiz olması dolayısıyla değerinin yukarıda yazılan —– giriş bedelinden davalı taraftan isteyebileceği; birleşen dava yönünden; Davalı —- kendi defterlerinde davacı tarafa —– borçlu gözüktüğü, davacının cari hesaptan olan —– taleple bağlılık gereği talep edebileceği, asıl davada hesaplanan borcundan mahsup edebileceği, buna göre nihayetinde davacıların alacağının ——-alacağından —- tenzili ile——şeklinde kanaat bildirdikleri anlaşılmıştır.
Davacı ve davalı vekillerinin itirazları doğrultusunda aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış, bilirkişiler —— tarihli raporlarında kök raporları ile aynı kanaatte olduklarını beyan etmişlerdir.
Düzenlenen bilirkişi kök ve ek raporlarının uyuşmazlığı çözmeye elverişli olmaktan uzak olduğu, teknik bilirkişiler dışında atanan nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişinin eser sözleşmeleri alanında uzman bir bilirkişi olup, dava konusu ile ilgili uzmanlığı bulunmadığı, raporların genel geçer ifadelerle düzenlediği, bir tespit içermediği, raporların bu haliyle hüküm kurulmasına elverişli olmadığı, asıl dava yönünden öncelikle çözümlenmesi gereken hususun taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin niteliği ile sözleşmeler ve yasal düzenlemeler gereği, taraf iddia ve savunmaları da göz önüne alınarak ve yine davalının hak düşürücü süre itirazında da bulunduğu görülmekle öncelikle sözleşmelerin hangi dönemlerde ayakta olduğu, taraflarca sözleşmelerin fesh edilip edilmediği yahut sözleşmelerin niteliği gereği kendiliğinden sona erip ermediği, davacı iddiası doğrultusunda sözleşme fesh edilmiş ise hangi tarihte feshedildiği, bu feshin haksız fesih olup olmadığı, haksız fesih ise bu fesihten kaynaklı davacı şirketlerin ——– tazminatı talep edip edemeyeceği yine bu tazminatın talep edilebilmesi için —— olarak gerçekleşmesi gereken yasal koşulların somut olayda bulunup bulunmadığı hususlarının irdelenmesi gerektiği, ——-tazminatı talep edilebilecekse bu tazminat miktarının her bir davacı bakımından ne kadar olduğu yine davacıların TTK 121/4 bakımından talep ettiği maddi tazminat talebinde yasal koşulların oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise yine davacıların zararını ispatlayıp ispatlayamadığı (bu noktada zarar kalemlerinin keşif proje bedeli masraf ile satış kaybı zararı olarak belirtildiği de göz önüne alınarak) bu hususlarının öncelikle irdelenmesi akabinde hesaplama yapılması esas olup, dosyanın mevcut bilirkişi heyetinden mali müşavir ve teknik bilirkişi kalmakla birlikte nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişinin çıkarılması ile mahkememizce resen seçilecek alanında sözleşme yorum ve denetim uzmanı bir bilirkişi ile ——— tazminatı hesaplaması konusunda uzman bilirkişinin eklenmesi ile oluşan yeni bir bilirkişi heyetine tevdi ile tüm dosya kapsamı taraf iddia ve savunmaları ile raporlara ilişkin beyan ve itirazlar göz önüne alınarak, yukarıda belirtilen hususlar da göz önünde bulundurularak mahkememiz denetimine elverişli gerekçeli rapor hazırlanmasının istenilmesine karar verilmiştir.
Hükme de esas alınan ve Mali Müşavir, Elektronik Mühendisi, Nitelikli Hesap Uzmanı ve Sözleşme Yorum Uzmanı bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetinin ——– tarihli raporlarında özetle;——– yılında “davacılara/bayilere ——— kurulmuş ve devam etmiştir. Ancak ——– yılında taraflar arasındaki akdi ilişkinin kurulmasına yönelik —— örneği dosyada bulunmamaktadır. Dava dosyası içeriğine göre; davalı ile davacılar arasında, ——–yılında yazılı olarak akdedilen sözleşmeyle, davalı——- davacıları ———- tarihine kadar geçerli olmak üzere, türkiye bölgesinde “tek satıcı” olarak atamıştır. buna göre; davalı ile davacılar arasında,——— geçerli almak üzere,——— bölgesi için tek satıcılık sözleşmesi akdedilmiştir. Bu sözleşmede yer alan hükme göre; sözleşme süresinin sonar ermesinden sonra, yani 31.12.2009 tarihinden sonra, taraflar arasındaki sözleşme, başarılı satış performansına dayalı karşılıklı mutabakat ile uzatılabilecektir.İşbu sözleşmenin süresinin 31.12.2009 tarihinde sona ermesinden sonra, tarafların karşılıklı mutabakatı ile sözleşmenin belirsiz süreli olarak uzatıldığı ve taraflar arasındaki akdi ilişkinin, taraflar arasında 27.01.2014 tarihinde yeni bir “yazılı tek satıcılık sözleşmesi” akdedilene kadar “belirsiz süreli olarak devam ettiği” anlaşılmaktadır. Bu husus, 02.03.2020 tarihli Kök Raporun mali kısmında———— ilişkin ticari defter kayıtlarından anlaşılmaktadır. Ancak yazılı olarak akdedilmiş tek satıcılık sözleşmesinin 31.12.2009 tarihinde süresinin sona ermesinden sonra, taraflar arasındaki akdi ilişkinin 27.01.2014 tarihine kadar, “tek satıcılık sözleşmesi” olarak mı devam ettiği (yani davacılara yeniden “tekel hakkı” verilmek suretiyle mi devam ettiği), yoksa “alelade bir bayilik sözleşmesi” olarak mı devam ettiği (yani davacılara tekel hakkı verilmeksizin mi devam ettiği) hususu tam olarak anlaşılamamıştır. Dava dosyası içeriğine göre; davalı ile davacılar arasında, 27.01.2014 tarihinde akdedilen sözleşmeyle, davalı davacıları ——– kadar geçerli olmak üzere, ——— yeniden “tek satıcı” olarak atamıştır. Buna göre; davalı ile davacılar arasında, ——— geçerli olmak üzere, ———–yazılı bir tek satıcılık sözleşmesi” akdedilmiştir. Bu sözleşmede yer alan hükme göre; sözleşme süresinin sona ermesinden sonra, yani 31.12.2009 tarihinden sonra, taraflar arasındaki sözleşme, başarılı satış performansına dayalı karşılıklı mutabakat ile uzatılabilecektir. Dava dosyası içeriğine göre; davalı ile davacılar arasında, 01.01.2015 tarihinde akdedilen sözleşmeyle, davalı davacıları ——– tarihine kadar geçerli olmak üzere, — yeniden “tek satıcı” olarak atamıştır. Buna göre; davalı ile davacılar arasında, ——- tarihleri arasında ——– geçerli olmak üzere, ———-yeniden yazılı bir tek satıcılık sözleşmesi akdedilmiştir. Bu sözleşmede yer alan hükme göre; sözleşme süresinin sona ermesinden sonra, yani ——- tarihinden sonra, taraflar arasındaki sözleşme, başarılı satış ——— dayalı karşılıklı mutabakat ile uzatılabilecektir. Görüldüğü üzere davalı, yukarıda sözü edilen ——- tarihinde akdedilen sözleşmeler ile, davacıları —— için tek satıcı olarak atamıştır. Dolayısıyla her iki tek satıcılık sözleşmesi de, —– olarak akdedilmiştir. Bu durum kanaatimizce; davalının davacıları, ——- tarihinden sonraki dönemde 11 aydan daha uzun süreli olarak “tek satıcı” olarak atamayı istemediğini ———-, yani davacılar ile 11 aydan uzun süreli bir “tek satıcılık” sözleşmesi ile bağlanmak istemediğini, göstermektedir. Davacı da hayatın olağan akışında (basiretli bir tacir olarak), davalının artık kendisini 11 aydan daha uzun süreli olarak “tek satıcı” olarak atamak istemediğini anlayabilecek durumdadır. Takdiri tamamen Mahkemeye aittir… Dava dosyası içeriğinden; davalı ile davacılar arasında ——– tarihleri arasında (yaklaşık 11 süre boyunca) geçerli olmak üzere akdedilmiş olan (sonuncu) tek satıcılık sözleşmesinin süresinin 31.12.2015 tarihinde sona ermesinden sonra, davalının davacılar ile yazılı olarak yeni bir tek satıcılık sözleşmesi akdetmediği ve yaklaşık 2 ay 18 gün sonra davacılara gönderdiği ——- tarihli e-mail ile, taraflar arasındaki tek satıcılık sözleşmesinin——— için yenilenmeyeceğini, ancak davacılara tekel hakkı verilmeksizin davacılarla çalışmaya devam etmeye hazır olduğunu bildirdiği anlaşılmaktadır… Taraflar arasındaki “tek satıcılık sözleşmesi” kanaatimizce, ——- tarihinde en son yazılı tek satıcılık sözleşmesinin süresinin dolmasıyla kendiliğinden sona erdiği ve davalı tarafından davacıların sözleşmeye aykırı bir davranışı nedeniyle feshedilmediği için (ki davacıların sözleşmeye aykırı davranışlarının varlığı kanaatimizce dava dosyası İçeriğinden açıkça anlaşılmamaktadır), davacılar davalıdan, sözleşmenin sona erdiği tarihten itibaren işlemeye başlayacak olan 1 yıllık süre içinde, yani 31.12.2016 tarihine kadarki süre içinde———— tazminatı talep etmeye hak kazanmışlardır ——- Ne var ki davacılar, ———- tazminatı talebini içeren işbu davayı 08.03.2018 tarihinde açmış olduklarından, dava tarihinde 1 yıllık hakdüşürücü sürenin dolmuş olması nedeniyle davacıların ——— tazminatı talep etme hakkını kaybettikleri, bu hakkın düştüğü (sona erdiği) kanaatine varılmaktadır. Bir an için 1 yıllık hak düşürücü sürenin, davalının 18.03.2016 tarihli e-maili davacılara gönderdiği tarihte başlayacağı kabul edilse bile, bu durumda da, dava tarihi (08.03.2018) itibariyle 1 yıllık hakdüşürücü sürenin dolmuş alması nedeniyle davacının —— tazminatı talep etme hakkını kaybettiği, bu hakkın düştüğü (sona erdiği) kanaatine varılmaktadır. Takdiri tamamen Mahkemeye aittir… Bir an için, davacıların —– tazmıinatı talep etme nakkını kaybetmediği farz edilse bile; davacının ——– tazminatı talep etmeye hak kazanabilmeleri için; a- Taraflar arasındaki tek satıcılık akdi ilişkisinin devamı sırasında kendilerinin (davacıların) bulduğu yeni müşteriler sayesinde tek satıcılık akdi ilişkisinin sona ermesinden sonra da davalının önemli menfaatler (maddi kazançlar) elde etmeye devam ettiğini (TTK.md.122/1/a); b- Taraflar arasındaki tek satıcılık akdi ilişkisinin sona ermesi nedeniyle davacıların, kendileri tarafından davalıya kazandırılmış olan yeni müşterilerle davalı tarafından tek satıcılık akdi ilişkisinin devamı sırasında yapılmış olan işler (davalıya ait ürünlerin satımına veya kiralanmasına ilişkin olarak yeni müşteriler ile akdedilmiş olan sözleşmeler) veya tek satıcılık akdi ilişkisinin sona ermesinden sonra kısa süre içinde yapılacak olan işler (davalıya ait ürünlerin satımına veya kiralanmasına ilişkin olarak, davacının bulmuş olduğu yeni müşteriler ile akdedilecek olan sözleşmeler) dolayısıyla elde edecek olduğu kazancı (karı) kaybetmiş olduğunu (TTK.md.122/1/b) ispatlaması gerekir. Ne var ki gerek dava dosyası içeriğinden, gerekse Kök Raporun mali kısmındaki tespitlerden, davacının bu hususları ispat ettiği anlaşılamamaktadır. Bu nedenle, bir an için davacıların ——— tazminatı talep etme hakkını kaybetmediği (hakkın süreaşımı nedeniyle düşmediği) farz edilse bile, davacının——— Tazminatı talebine hak kazanması için gerekli olan yasal şartların gerçekleştiği hususunun ispata muhtaç olduğu kanaatine varılmaktadır. Takdiri tamamen Mahkemeye aittir—- Davacı/——– davadışı——arasında —— akdedilmiştir. Bu sözleşmeyle davacı—– davadışı—— Hizmeti ——davadışı——– akdedilmiştir. Bu sözleşmeyle davacı——— Dolayısıyla davacı/——- davadışı/—- ile akdetmiş olduğu sözleşmelerin devamına ilişkin olarak keşif-alyapı vb. masraflarını yapmadan önce, davalı tarafından kendisine ——- tarihine kadar verilmiş olduğunu göz önünde bulundurması ve dolayısıyla da, davalı ile arasındaki “tek satıcılık sözleşmesinin” 31.12.2012 tarihinde sona ermesinden sonra, davalıdan, davalı ile aralarında yeni bir “tek satıcılık sözleşmesi” akdedileceği hususunda yazılı bir garanti taahhüdü aldıktan ya da tek satıcılık sözleşmesinin süresi 31.12.2012 tarihinde sözleşmenin süresi henüz dolmadan önce davalı ile sonraki döneme ilişkin yeni bir tek satıcılık sözleşmesi akdettikten sonra, sözünü ettiği masrafları yapması gerekirdi. Bunları yapmadan, sözünü ettiği masrafları yapmış olan davacı——–, “kimsenin kendi kusurlu davranışından kendi lehine menfaat sağlayamayacağına” ilişkin ilke gereği, sözünü ettiği masrafların tazminini davalıdan talep edemeyeceği kanaatine varılmaktadır. Takdiri tamamen mahkemeye aittir…. Davalı, davacı/—— söz konusu ürünleri —- yılında davalıdan satın aldığını, dava dosyasına sunmuş olduğu dilekçesinde beyan etmiştir. Davacıların da, davalıya göndermiş oldukları ——- sene evvel davalıdan satın aldığını beyan ettikleri görülmektedir. Dolayısıyla davacı—— söz konusu ürünleri —— yılında, yani uzunca bir süre önce davalıdan satın aldığı anlaşılmaktadır. Kanunda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin sona ermesi halinde davalıya bu tür ürünleri davacılardan (tek satıcıdan) “geri satın alma yükümlülüğü” yükleyen bir hüküm de bulunmamaktadır. Ayrıca taraflar arasındaki “tek satıcılık akdi ilişkisi” kapsamında davalı tarafından davacılara, taraflar arasındaki tek satıcılık sözleşmesinin sona ermesinden sonra, “üretimden kaldırılmış olmaları nedeniyle stoklarında kalmış olan düşük bedelli ——-ürünleri iade alacağına” ilişkin bir taahhütte bulunulduğu da anlaşılmamaktadır. Ayrıca, yukarıda açıkladığımız kanaatimize göre, taraflar arasındaki “tek satıcılık sözleşmesi ilişkisi” davalı tarafından haksız olarak feshedilmek suretiyle sonlandırılmış olmayıp, sözleşme süresinin sona ermesi nedeniyle kendiliğinden sona ermesi ve tarafların mutabakatı ile sözleşme süresinin uzatılmaması (sözleşmenin yenilenmemesi) suretiyle sonlanmıştır. Bütün bu durumlar nedeniyle davacı———, stoğunda kalan söz konusu ürünlerin bedelinin tazminini davalıdan talep edemeyeceği kanaatine varılmaktadır. Takdiri tamamen Mahkemeye aittir…. Kök raporun mali kısmındaki tespitlere göre; davalı/—— ticari defterlerinde davacı/———–gözükmektedir. Bu tespit karşısında, davacı/——- gibi davalı/—- cari hesap tutarının tahsilini, talebe hak kazandığı kanaatine varılmaktadır. Zira davacı/—- defterin yer alan borç kaydı davacı/—— aleyhine delil teşkil etmektedir. Takdiri tamamen Mahkemeye aittir” şeklinde kanaat bildirdikleri anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; davalı ile davacılar arasında, —- yılında yazılı olarak akdedilen sözleşmeyle, davalı/—– şirketinin davacıları—–kadar geçerli olmak üzere, —– bölgesinde “tek satıcı” olarak atadığı, davalı ile davacılar arasında,—— tarihleri arasında (yaklaşık 2 yıl 10 ay 15 günlük süre boyunca) geçerli almak üzere,—– için tek satıcılık sözleşmesi akdedildiği, sözleşmeye göre; sözleşme süresinin sona ermesinden sonra, yani —– tarihinden sonra, taraflar arasındaki sözleşmenin, başarılı satış performansına dayalı karşılıklı mutabakat ile uzatılabileceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin süresinin 31.12.2009 tarihinde sona ermesinden sonra, tarafların karşılıklı mutabakatı ile sözleşmenin belirsiz süreli olarak uzatıldığı ve taraflar arasındaki akdi ilişkinin, taraflar arasında 27.01.2014 tarihinde yeni bir “yazılı tek satıcılık sözleşmesi” akdedilene kadar “belirsiz süreli olarak devam ettiği”, davalı ile davacılar arasında, 27.01.2014 tarihinde akdedilen sözleşmeyle, davalının davacıları ——— tarihine kadar geçerli olmak üzere, —–yeniden “tek satıcı” olarak atadığı, davalı ile davacılar arasında, 01.01.2015 tarihinde akdedilen sözleşmeyle, davalının davacıları—– tarihine kadar geçerli olmak üzere, —— olarak atadığı, bu iki sözleşmede de yine başarılı satışa bağlı olarak sözleşmenin karşılıklı mutabakat ile uzatılabileceğinin belirtildiği; en son yapılan tek satıcılık sözleşmesinin süresinin 31.12.2015 tarihinde sona ermesinden sonra, davalının davacılar ile yazılı olarak yeni bir tek satıcılık sözleşmesi akdetmediği ve yaklaşık 2 ay 18 gün sonra davacılara gönderdiği 18.03.2016 tarihli e-mail ile, taraflar arasındaki tek satıcılık sözleşmesinin 2016 yılı için yenilenmeyeceğini, ancak davacılara tekel hakkı verilmeksizin davacılarla çalışmaya devam etmeye hazır olduğunu bildirdiği, “tek satıcılık sözleşmesinin“ 31.12.2015 tarihinde en son yazılı tek satıcılık sözleşmesinin süresinin dolmasıyla kendiliğinden sona erdiği, dolayısıyla fesih bildiriminin haksız fesih unsurlarını taşımadığı, asıl davada davacının davalı ile arasındaki “tek satıcılık sözleşmesinin” 31.12.2012 tarihinde sona ermesinden sonra, davalıdan, davalı ile aralarında yeni bir “tek satıcılık sözleşmesi” akdedileceği hususunda yazılı bir garanti taahhüdü almadığı ya da tek satıcılık sözleşmesinin süresi 31.12.2012 tarihinde henüz dolmadan önce davalı ile sonraki döneme ilişkin yeni bir tek satıcılık sözleşmesi akdetmediğinden masraflarını talep edemeyeceği; sözleşmenin süresinin uzatılmaması ——– suretiyle sonlanmış olduğundan asıl davada davacı/——-, stoğunda kalan söz konusu ürünlerin bedelinin tazminini davalıdan talep edemeyeceği, —– tazminatı ile ilgili olarak; davacıların ——– tazminatı talep etmeye hak kazanabilmeleri için; taraflar arasındaki tek satıcılık akdi ilişkisinin devamı sırasında kendilerinin (davacıların) bulduğu yeni müşteriler sayesinde tek satıcılık akdi ilişkisinin sona ermesinden sonra da davalının önemli menfaatler (maddi kazançlar) elde etmeye devam ettiğini (TTK.md.122/1/a) ve taraflar arasındaki tek satıcılık akdi ilişkisinin sona ermesi nedeniyle davacıların, kendileri tarafından davalıya kazandırılmış olan yeni müşterilerle davalı tarafından tek satıcılık akdi ilişkisinin devamı sırasında yapılmış olan işler (davalıya ait ürünlerin satımına veya kiralanmasına ilişkin olarak yeni müşteriler ile akdedilmiş olan sözleşmeler) veya tek satıcılık akdi ilişkisinin sona ermesinden sonra kısa süre içinde yapılacak olan işler (davalıya ait ürünlerin satımına veya kiralanmasına ilişkin olarak, davacının bulmuş olduğu yeni müşteriler ile akdedilecek olan sözleşmeler) dolayısıyla elde edecek olduğu kazancı (karı) kaybetmiş olduğunu (TTK.md.122/1/b) ispatlaması gerektiği, davacıların bu yönde bir ispat vasıtası sunmadıkları anlaşılmakla; asıl davanın reddine karar verilmiştir.
Birleşen dosya bakımından ise; yukarıda açıklanan şekilde taraflar arasında belli bir süre belirli, belli bir süre ise belirsiz süreyle tek satıcılık sözleşmesinin devam ettiği, davacı ve davalıların birbirleri ile uyumlu defter ve belge kayıtlarına göre; davalı/——- gözüktüğü, birleşen dava davacısının bilirkişi raporundan sonra talep sonucunu ıslah edip harcı tamamladığı anlaşılmakla, birleşen davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A.1-Asıl davanın REDDİNE,
1-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 179,90TL harcın hazineye gelir kaydına,
2-Davacı Karşı Davalı —– tarafından yatırılan 6.479,89TL peşin harcın, alınması gereken harçtan mahsubu ile artan 6.299,99‬ TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı karşı davalı ——- verilmesine,
3-Davacı Karşı Davalı —– tarafından Bilirkişi ücreti, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 2.145,00TL yargılama giderinin davacı karşı davalı—– üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı Karşı Davacı —– tarafından Bilirkişi ücreti, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 2.050,90 TL yargılama giderinin asıl dava davacılarından alınarak davalı karşı davacı —– verilmesine,
5-Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı karşı davacı lehine takdir olunan 56.121,60 TL vekalet ücretinin asıl dava davacılarından alınarak davalı karşı davacı—— verilmesine,
B.1-Birleşen davanın KABULÜ İLE;
—- alacağın birleşen dava tarihi olan 26/11/2018’den itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a.maddesi gereğince işletilecek faizi ile birlikte birleşen dava davalısı—— tahsili ile birleşen dava davacısı —– ödenmesine,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 10.898,96 TL harcın, birleşen dava davacısı —–tarafından yatırılan 2.847,99TL peşin harç ve 4.217,00TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 3.833,97‬ TL’nin birleşen dava davalısı —— tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Birleşen dava davacısı—- tarafından tarafından yatırılan 7.064,99‬TL harcın birleşen dava davalısı—– alınarak birleşen dava davacısı —– verilmesine,
4-Birleşen dava davacısı —-tarafından tebligat gideri olarak sarf edilen 18,50 TL yargılama giderinin birleşen dava davalısı —– alınarak birleşen dava davacısı —— verilmesine,
5-Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre Birleşen Dava Davacısı —–lehine takdir olunan 24.932,72TL vekalet ücretinin birleşen dava davalısı —– alınarak birleşen dava davacısı—– verilmesine,
6-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde — Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/01/2023