Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/248 E. 2020/704 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/248 Esas
KARAR NO : 2020/704

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/02/2018
KARAR TARİHİ : 03/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı olan—– müvekkili şirket arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, bu ticari ilişki nedeniyle—- müvekkil şirkete borcunun bulunduğunu, söz konusu alacağın temlikname ile devraldıklarını, iş bu ——- noter kanalıyla davalı şirkete tebliğ edilmiş olduğunu, davalının borçlu olduğu hususunun davalının da kabulünde olduğunu, borcun ödenmemesi sebebiyle başlatılan icra takibine temliknameyi dikkate almadan davalı tarafından itiraz edildiğini ve takibin durduğunu belirterek; öncelikle teminatsız olarak ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, takibin devamına, dava konusu icra takip alacağına alacağın devir tarihi olan 29/12/2017 tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine, davalı aleyhine %20 sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın tamamen haksız kazançlar elde etmek amacıya açıldığını, müvekkili ile dava dışı şirket —–arasında ticari ilişki olduğunu, söz konusu ticari ilişkinin yazılı bir sözleşmeye dayanmadığını, sadece karşılıklı beyana dayalı olduğunu, huzurdaki davada —— bir işlemin söz konusu olduğunu, alacağın temlikname ile devralındığının ileri sürüldüğü, söz konusu temlikname ile aynı hafta icra takibi başlatıldığını, temlikname ile icra dairesinden gönderilen haciz ihbarnamesinin bu kadar yakın tarihli olmasının her basiretli tacirde olacağı gibi müvekkilinde şirkette de bir şüphe uyandırmış olduğunu, müvekkili şirketin dava dışı——- ile çalışmayı yürütemeyeceğini bildirdiğini ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenlerle; davanın reddine, alacaklı %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve %10 oranında para cezasına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, alacağın devri sözleşmesine dayalı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında 7251 sayılı yasanın 58. Maddesi ile değişen TTK 4/2 maddesi uyarınca davanın miktar itibari ile basit yargılama usulüne göre yürütülmesi gerektiği anlaşıldığından yargılamada basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Davacının ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz istemine ilişkin olarak tensip aşamasında talebin şartları oluşmadığı ve alacağın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle reddine karar verilmiş, sonrasında yeniden talepte bulunulması sebebiyle aynı hususlar kapsamında talebin reddine karar verilmiştir.
İcra dosyaları, temlikname, İstanbul Anadolu —-. İcra Hukuk Mahkemesi’nin dosyası —–Esas sayılı dosyası celp edilmiş, taraflarca dosyaya sunulan diğer deliller ile birlikte incelenmiştir.
Bakırköy ———yevmiye numaralı alacağın devri sözleşmesi incelendiğinde; alacağı devredenin ——– devralanın ise … olduğu, devre konu alacağın davalı——- olduğu görülmüş, tebliğ şerhi incelendiğinde ise sözleşmenin davalıya — tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
İtirazın iptali istemine konu İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün —Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 29/01/2018 tarihli takip talebine istinaden dayanağı alacağın devri sözleşmesi ve cari hesap ekstresi olan—– asıl alacağın tahsili için 29/01/2018 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın hak düşürücü süre içeresinde açıldığı anlaşılmıştır.
İstanbul Anadolu———- Esas sayılı icra dosyası içeriği incelenmesinde; alacaklısı ————olduğu, dosyamız davalısına gönderilen haciz ihbarnamesinin davalı yana 04/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı yanca anılan icra dosyasına farklı tarihlerde toplam 159.290,33 TL ödeme yapıldığı görülmüştür.
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında dava dışı——– şirketinin davalıdan olan alacağını davacıya devrinin muvazaalı olup olmadığı, davalının davacıya ödeme yapmamasında muvazaaya dayanıp dayanamayacağı, alacağın devri sözleşmesinin ve İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —– sayılı dosyasından gönderilen haciz ihbarnamesinin davalıya tebliğ tarihi dikkate alınarak davalının haciz ihbarnamesine ilişkin icra dosyasına yaptığı ödemeyi iyiniyetli yaptığını ileri sürmesinin davalıyı borçtan kurtulup kurtulmayacağı bu kapsamda itirazın iptali icra inkar ve kötüniyet tazminatı hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, icra dosyası içeriğine göre, davacı ile dava dışı ———–arasında Bakırköy — Noterliği’nin ——— yevmiye nolu alacağın devri sözleşmesi yapıldığı ve dava dışı şirketin dosyamız davalısından olan — alacağın davacıya devrettiği, söz konusu devir sözleşmesinin davalıya —- tarihinde tebliğ edildiği, herhangi bir ödeme yapılmaması sebebiyle davacı tarafından davalı aleyhine iş bu dava konusu alacak dayanak gösterilmek suretiyle icra takibine başlandığı ve davalının süresi içerisinde itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, davalı tarafından dosyaya sunulan dilekçelerde dava dışı alacağı devredene söz konusu cari alacağa ve miktarına ilişkin itirazda bulunulmadığı gibi İstanbul Anadolu—. İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı dosyasından gönderilen haciz ihbarnamesine de farklı tarihlerde 159.290,33 TL ödeme yaptığı, davalının savunmalarının davacı ile dava—- — muvaazalı olduğu yönünde toplandığı, sunulan devir sözleşmesinin TBK 19 maddesi ile TBK 183. vd. maddeleri kapsamında usulüne uygun düzenlendiği, davalının muvazaa yönündeki savunmasını somutlaştırmadığı gibi sadece iddia niteliğindeki bu savunmasına dayanarak dava dışı şirketten alacağı —– davacıya cari hesap borcuna dair ödeme yapmaktan kaçınamayacağı, devir sözleşmesi kapsamında davacının alacağı devreden şirketten alacaklı olup olmadığının da sonuca bir etkisinin bulunmadığı, TBK 183 vd. maddeleri uyarınca alacak devri yapılır yapılmaz alacağın devralana geçeceği ve artık borçlunun alacağın devrinin kendisine bildirilmesinden önce iyi niyetli yaptığı ödemeler dışında devralana ödeme yapmaksızın borcundan kurtulamayacağı, İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğü’nün ———— Esas sayılı dosyasından davalıya gönderilen haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihi incelendiğinde söz konusu haciz ihbarnamesinin davacı alacağının devralındığını bildirdiği tarihten yaklaşık bir hafta sonra 04/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği, alacağın devri sözleşmesinin ihbarının daha önce yapılmış olmasına rağmen davalının haciz ihbarnamesi tebliği sonradan yapılmış icra dosyasına yapmış olduğu ödemeler kapsamında borcundan kurtulmasının söz konusu olmadığı, bu kapsamda davacının icra takibi ile davalıdan talep ettiği asıl alacak miktarınca davalıdan alacaklı olduğunun kabulü gerektiği ancak davacının alacağın devri ile birlikte alacağı devredenin devrolunan alacak miktarınca hak ve yükümlülüklerini de devraldığı dolayısıyla işlemiş faiz talep edebilmesi için davalıyı temerrüde düşürmesi gerektiği ancak takip öncesinde davalının temerrüde düşürüldüğüne dair dosyaya yansıyan bir delilin yer almaması sebebiyle davacının işlemiş faiz yönündeki istemin yerinde olmadığı, alacağın devir sözleşmesine dayalı olması sebebiyle likit olduğu ve bilinebilir olduğu dolayısıyla davacının kabul edilen alacak miktarı uyarınca icra inkar tazminatı talebinin yerinde olduğu ve takdiren %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, davacının takip başlatırken kötü niyetli olduğuna ilişkin bir delilin dosyaya yansımaması sebebiyle reddedilen miktar yönünden kötü niyet tazminatı istemin reddi gerektiği kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile İA —-. İcra Müdürlüğü’nün— Esas sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın 165.721,71 TL asıl alacak miktarı yönünden iptaline, takibin kabul edilen miktar yönünden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Kabul edilen alacak likit ve itiraz haksız bulunduğundan kabul edilen alacağın takdiren %20’si oranında hesaplanan 33.144,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Reddedilen miktar yönünden kötü niyetli takip başlatıldığına dair dosyaya yansıyan bir delil olmaması sebebi ile kötü tazminat isteminin reddine,
4-Karar harcı 11.320,45TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.018,08TL harcın mahsubu ile bakiye 9.302,37TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 2.054,00-TL ilk masraf, 177,50 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.231,48 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 2.213,15 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — esaslara göre belirlenen 19.693,56 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli .—- esaslara göre belirlenen 1.372,31 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak davalı vekilinin yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.