Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/232 E. 2020/632 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/232 Esas
KARAR NO : 2020/632

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 23/02/2018
KARAR TARİHİ : 20/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin sigortalısı olan dava dışı ————— tarihinde —— musluğundan oluşan dahili su sızması sebebiyle hasar meydana geldiğini, yapılan ihbar üzerine ekspertiz raporu ile tespit edilmiş olan 13.879.66 TL tutarlı tazminatın 17/08/016 tarihinde müvekkili sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödendiğini. TTK nın 1481. Maddesi gereğince hasar bedelini ödeyen müvekkili şirketin, sigortalısının haklarına halef olduğunu, ödenen tazminatın rücuen tahsili için İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün ——. Sayılı dosyasında başlatılan icra takibine yapılmış olan haksız itiraz neticesi durdurulmuş olan İcra takibine itirazın iptalini ve ödenen 13.879.66 TL den davalının sorumluluğuna düşen işlemiş yasal faizi ile birlikte 14.745.52 TL tutarındaki icra takibinin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı iddiasındaki sigortalı işyerine meydana gelmiş olduğu belirtilen 13.879.66 TL tutarlı zararın oluşmasında, sigortalının yaptığı işin ve yerin niteliği incelendiğinde, zarar miktarının fiilen imkansız olduğunu, mahallinde keşif ve inceleme yapıldığında, talep edilen zararın fahiş olduğunun anlaşılacağını, zararın meydana gelmesinde sigortalı işyeri çalışanlarının gerekli önlemleri almaması nedeniyle tam kusurlu olduğunu, talep edilen işlemiş faiz alacağı ve faiz oranının usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle kabul etmediklerini, zarar gören eşyaların piyasa rayiç bedelinin tespitinin yapılması gerektiğini belirterek haksız açılmış davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle dava dışı sigortalının iş yerinde meydana gelen hasar neticesinde davacı tarafından ödenen tutarın T.T.K. 1472 maddesi uyarınca halefiyete istinaden davalıdan tahsiline ilişkin başlatılan icra takibi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, yargılama sırasında 28/02/2018 tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek yargılamaya devam olunmuş, bilirkişi raporu alınmış ve deliller toplandıktan sonra davanın her aşamasında mahkemece reesen değerlendirilmesi gereken dava şartları yönünden dosya incelenmiş ve görev hususu yönünden oluşan kanaate göre yargılama sonuçlandırılmıştır.
İcra dosyası, sigorta poliçesi, davalının vergi dairesi kayıtları ile tapu kayıtları celp edilmiş, taraflarca dosyaya sunulan diğer deliller ile birlikte incelenmiştir.
İtirazın iptali istemine konu İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğü’nün — sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 14.745,52 TL alacağın tahsili için 27/04/2017 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın hak düşürücü süre içeresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından sunulan iş yeri sigorta poliçesi incelendiğinde; davacı tarafından dava dışı sigortalısı ——–adresinde bulunan iş yerinin — tarihleri arasında iş yeri sigorta poliçesi ile teminat altına alındığı görülmüştür.
Celp edilen tapu kayıtlarında davalının——–parselde bulunan gayrimenkule davalı ile birlikte dava dışı —— tarihinden itibaren gayrimenkul sermaye iradı mükellefiyetinin olduğu, mükellefin ticari kazanç elde ettiği dönemde işletme hesabına göre defter tuttuğu ve alış, satış ve———yönünden ikinci sınıf tüccar olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Dosya belirlenen ihtilaf noktalarının çözümü için inşaat mühendisi bilirkişiye tevdi edilerek rapor alınmış, dava konusu mahalde oluşan hasar tespiti ve onarıma ilişkin olarak talep edilmesi gereken tazminatın 11.308,96 TL olduğu kanaati bildirilmiş, söz konusu rapor içeriği mahkemece reesen gözetilen dava şartı nedeniyle hükme esas alınmamıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacıya iş yeri poliçesi sigortası ile sigortalı olan dava dışı sigortalı ettirenin —— tarihinde üst katından su basması sebebiyle dava dışı sigorta ettirenin anılan mecurdaki mallarının zarar uğraması sebebiyle davacı tarafından yaptırılan ekspertize bağlı olarak sigortalıya ödenen tutarın T.T.K. 1472 maddesi uyarınca halefiyete istinaden davalıdan tahsiline ilişkin başlatılan icra takibi kapsamında söz konusu hasarın davalının gayrimenkulünden su sızması sebebiyle oluşup oluşmadığı, bu kapsamda davalının zarardan sorumlu olup olmadığı, zarar ile hasar arasındaki illiyetin bağı, ekspertiz raporunda tespit edilen zarar miktarının uygun olup olmadığı, bu kapsamda itirazın iptali hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında ihtilaf bulunduğu tespit edilmiştir.
6012 sayılı TTK’nın 1472 maddesine göre sigortacı hasar bedelini ödedikten sonra sigorta ettiren yerine geçerek sigortalı mal sahibinin hak ve yetkilerine sahip olur. Bu halefiyet ilkesi gereğince sigortalı zarar sorumlusuna karşı tazminat davasını hangi yer mahkemesinde açması gerekiyor ise sigortacı da rücu davasını o yer mahkemesinde açması gerekmektedir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, toplanan deliller kapsamında; dava dışı sigortalının iş yerinde 27/07/2016 tarihinde dahili su sızması sebebiyle hasar meydana geldiği, sigortalının davacı sigortacıya yaptığı ihbar üzerine yapılan ekspertiz neticesinde 17/08/2018 tarihinde sigortalıya 13.879,66 TL ödeme yapıldığı, söz konusu zararın davalının maliki olduğu üst kat daireden su sızması sebebiyle oluştuğu iddiasıyla davacının ödemiş olduğu bedeli davalıdan icra takibi başlatmak suretiyle talep ettiği, yapılan itiraz üzerine huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı, davacı … şirketinin halefiyet ilkesi gereğince sigortalısının yerine geçerek sigortalısının hak ve yükümlülüklerine sahip olarak dava açmış olduğu, bu nedenle sigortalı hangi mahkemelerde dava açabilecek ise davacının da bu mahkemelerde dava açabileceği, Yargıtay İçtihatı Birleştirme Genel Kurulunun —– karar nolu içtihatı birleştirme kararında, sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı davayı, sigorta poliçesinden doğan bir dava olarak nitelemediği ve halefiyet ilkesine dayanan bir davayı ticari dava olarak görmediği, bu tür davaları aynen sigortalı kimsenin sorumlu kimseye karşı açılmış bir dava gibi gördüğü, davanın haksız fiil esasına dayalı olarak açıldığı, somut uyuşmazlığın mutlak ticari dava olmadığı gibi nispi ticari dava olup olmadığı yönünde yapılan değerlendirmede de; her ne kadar davacı yan sigortalısının bir an için gerçek kişi tacir olarak değerlendirilse bile celp edilen vergi dairesi kayıtlarına göre davalının tacir olmadığı, dolayısıyla nispi ticari davadan da söz edilemeyeceği, bu itibarla somut uyuşmazlığı çözmeye görevli mahkemenin genel yetkili Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, her ne kadar davalı vekili tarafından taraflar arasında kira ilişkisinin olduğu belirtilmiş ise de; sunulan kira sözleşmesinde dava dışı sigortalının taraf olmadığı, bu nedenle — Hukuk Mahkemesinin görevli olmadığı, bunun yanında yine davalı vekilinin müvekkilinin söz konusu gayrimenkulde 1/2 pay sahibi olduğu ve dava dışı diğer pay sahibi ile birlikte kendisine yöneltilen huzurdaki davada zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu, bu sebeple sadece müvekkiline karşı açılan davanın usulden reddi gerektiği yönündeki savunmasının da görevli mahkemece değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılarak; TTK 4, 5/3. ve HMK.114/1-c, 115/2 maddeleri uyarınca mahkememizin görevsiz olduğu anlaşıldığından davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-TTK 4, 5/3. ve HMK.114/1-c, 115/2 maddeleri uyarınca mahkememizin görevsiz olduğu anlaşıldığından davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.