Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/219 E. 2022/322 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/219 Esas
KARAR NO: 2022/322
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ: 21/02/2018
KARAR TARİHİ: 14/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; başlatılan icra takibine bağlı ödeme emrinin tebliğ edilmesine rağmen süresinde yapılamayan itirazın reddi üzerine takip borçlusunun aslında takip alacaklısına borcu olmadığının tespiti ve takibin durdurulması istemiyle ikame ettiği, müvekkilinin ücretli kamyon şoförü olarak olay tarihince —- çalışanı olduğunu ve son— sürekli olarak sabah — yükürü alıp — dağıttığını, bu kapsamda müvekkilinin — idaresinden yükünü aldığını ve —- bulunan ilk —-önüne gelip beklemeye başladığını, bekleme sırasında araçtaki bazı cep telefonlarının çalındığını, müvekkilinin son anda haberi olduğundan çalan kişilere mani olamadığını, müvekkilinin somut olayda — düzenleyen—- çalışanı konumunda olduğunu, gerek—müvekkilinin işvereni konumundaki—- tarihine kadar yürürlükte olan —- taşıyısı olarak —- aracı kullanmak üzere başka bir sürücüyü istihdam edilmesi halinde, sürücünün sebebiyet vereceği her türlü zarar ve ziyandan ve bunlarla ilgili yönettilebilecek tüm taleplerden bizzat sorumlu olacağını kabul ettiğinden, somut olayda husumetin —- yerine müvekkiline yöneltilemeyeceğini, olayda müvekkilinin herhangi bir kusurunun da bulunmadığını, kullandığı kamyonda yükleme ve boşaltma işlemlerinin arka taraftan yapıldığını, mağazalarda yükleme yerlerine uygun bir şekilde yanaşamadığından sürekli yan taraftan yapılan yükleme ve boşaltmaların buradaki kilidin yalama olmasına sebep olduğunu, bu durumu işveren de bildiği halde önlem almadığı gibi somut olay vuku bulana kadar aracına alarm da taktırmadığını, alarm daha önce taktırılmış olsa idi hırsızlık olayının meydan gelmeyeceğini, müvekkilinin işvereni ile—- arasında bir sigorta sözleşmesi de bulunduğunu dolayısıyla da onlar aleyhine icra takibi yapılması gerektiği halde müvekkilinin 3. Şahıs olarak ödeme emrinde gösterilmesinin hukuka ve adalete uygun olmadığını öne sürmek suretiyle kötü niyetle açılan takibin durdurulması ve akabinde de iptaline, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini, müvekkili alleyhine haksız yere takip başlatan davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının öne sürdüğü gibi ödeme emrinin ev sahibine değil, adreste bulunamadığı için usulüne göre —— tebliğ edildiğini, huzurdaki menfi tespit davası icra takibinden sonra ikame edildiğinden ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına yönelik talebin dayanaksız olduğunu, taşıma frması —- tarihinde verdiği somut olayla ilgili ifadesinde malların çalınmasında kusurlu bulunan borçlu davacıdan şikâyetçi olduğunu beyan ettiğini borçlu davacının da — vuku bulan olay hakkında—- aynı tarihte vermiş olduğu ifadesinde olay günü —- önüne geldiğini, —— açılacağından istirahat maksadıyla uzanmış olduğunu, —-gelip kendisini uyandırdığını ve böylelikle hırsızlıtan haberdar olduğunu beyan ettiğini, davacı borçlunun kullandığı aracın yan taraftaki kilidinin yalama olduğunu ve içerisindeki emtianın da cep telefonu olduğunu bile bile hırsızlık olayının en yoğun yaşandığı saatlerde uyumayı tercih ettiğini, uyanık vaziyette bekleme yapmış olması halinde olayın önüne geçebileceğini, bu durumun —— hükmüne göre taşıyıcı ve onun—– yönünden ağır kusurlu davranış sayıldığı için davacı borçlunun tazminat bağlamında mesuliyetine sınırlama getiren herhangi bir haktan istifade edemeyeceğini, taşıdığı yükün özelliklerini ve alarm tertibatı olmayan aracın kilidinin bozuk olduğunu, dolayısıyla da böyle bir sonucun doğabileceğini bile bile araçta istirahat halindeyken yükünün çalınmasından kaynaklanan zararın tamamını tazmin etmesi gerektiğini, davacı borçlunun, taşıyıcı —- yardımcısı konumunda olduğunu, Müvekkilinin sigortalısı ile taşıyıcı —- taşıyıcının yardımcı şahısına talep yöneltilemeyeceği hususunda herhangi bir kayıt bulunmadığı gibi, —– araca yüklenen mamullerin alıcısına teslim edildiği ana kadar her türlü sorumluluğunun müştereken taşıyıcı ve istihdam edilmesi halinde araç sürücüsüne – ait olduğunun kararlaştırıldığını beyan etmek suretiyle menfi tespit davası icra takibinden sonra açıldığından takibin durdurulmasına yönelik taleple birlikte araç sürücüsü olarak davacının somut olaya bağlı zararın tamamırdan sorumlu olması dolayısıyla haksız yere açılan davanırı reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.
Davacı, dava dışı — plakalı aracın sürücüsü olduğunu, işçi olarak çalıştığını, —– tarihinde almış olduğu emtiayı dava dışı teknosa mağazasının önüne getirdiğini, mağaza açılışını beklerken araç içindeki telefonların çalındığını, hasarın meydana gelmesinde herhangi bir kusur olmamasına rağmen davalının aleyhine icra takibine giriştiğini, oluşan zararda herhangi bir kusurunun olmaması sebebiyle ——sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,—- celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, davaya konu yük taşıma sözleşmesi, sigorta poliçesi ve hasar dosyası celp edilmiş, —- dosyası celp edilerek iade edilmiş, — tarihli bilirkişi raporu — tarihli bilirkişi ek raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
— tarihli bilirkişi raporunda özetle, “…Tüm delillerin münakaşası. İK md.67/li kapsamına giren talebin takdiri, her türlü hukuki tavsif ve nihai karar tamamıyla —- — olmak üzere, dava dosyasına intikal eden bilgi ve belgelere göre, ayrıntıları yukarıda açıklanan nedenlerle; — maliki ve işleteni olduğu — araç sürücüsü davacının — — civarında yaşanan hırsızlık olayından dolayı davalı ve/veya davalının —– akdi taşıyıcı —-kendi aralarında ayrıca kararlaştırmamış olsa bile — nazarından davacı araç sürücüsü fiili taşıyıcı — çalışanı konumunda olduğundan ve taşıyıcı —- kendi çalışanının veya taşımanın yerine getirilmesi ıçin yararlandığı kişilerin, görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumlu olduğundan fili taşıyıcı —– sorumluluğunun doğmadığı…” yönünde görüşlerini bildirmiştir.
—– tarihli bilirkişi ek raporunda özetle, “…Tüm delillerin münakaşası, İİK md.67/İl kapsamına giren talebin takdiri, her türlü hukuki tavsif ve nihai karar tamamıyla — ait olmak üzere, ayrıntıları yukarıda belirtilen nedenlerle; — tarihli kök raporda daha önce açıklanan, — maliki ve işleteni olduğu — plakalı araç sürücüsü davacının, —- yaşanan hırsızlık olayından dolayı davalı ve/veya davalının sigortalısı üst taşıyıcı —- kendi aralarında ayrıca kararlaştırmamış olsa bile — davacı araç sürücüsü fiili taşıyıcı — çalışanı konumunda olduğundan ve taşıyıcı —- kendi çalışanının veya taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin, görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumlu olduğundan, filli taşıyıcı —- yönündeki görüşümü tümüyle muhafaza ettiğimi, —- davali vekilinin tarafımdan karşılanması gereken itirazları içerisinde ve/veya dava dosyasına kök raporun tanziminden sonra intikal eden belgelerle soruşturma dosyalarında —- bu görüşümde değişikliğe gidilmesini gerekli kılacak herhangi bir hususun bulunmadığını…” yönünde görüşlerini bildirmiştir.
Dosyadaki taşıma ilişkisi dikkate alındığında davalının, dava dışı sigortalısı — plakalı aracın malıki ve işleteni — arasında üst/alt taşıyıcı ilişkisi olduğu, davacının da — plakalı aracın sürücüsü olduğu ve dava dışı araç maliki — çalışanı olduğu hususu çekişmesizdir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72.maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur ——
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun aslında bulunmadığını ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir.
Usul hukukumuzda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir. Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def’i (savunma) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, HMK’nin 201.maddesinde düzenlenen miktardan az bir miktara ilişkin olsa bile tanıkla ispat olunamaz; ancak senet (kesin delil) ile ispat edilebilir. ——
Somut olayda, davacının dava konusu hırsızlık sebebiyle oluşan zarardan sorumlu olmadığının ispat etmesi gerekmekte olup, ispat yükü davacı taraftadır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; taşıma işlemine/dava konusu araçtaki telefonların çalınması eyleminden dava dışı alt/üst taşıyıcı —- maliki ve işleteni olduğu —– plakalı araç sürücüsü olan davacının sorumlu olmadığı, dosya kapsamında alınan bilirkişi kök ve ek raporu dikkate alındığında oluşan zarardan dava dışı asıl-alt ve üst taşıyıcıların sorumlu olduğu, davacının davalı ile dava dışı taraflar arasındaki taşıma sözleşmenin tarafı olmadığından oluşan zarardan sorumlu olmadığı anlaşılmış, davacının menfi tespit talebinin kabulüne karar verilmiştir. Her ne kadar, davalı tarafından TTK 886. Ve 879 maddeleri gereğince davacı sürücününde hırsızlık sebebiyle oluşan zarardan taşıma hükümleri kapsamında sorumlu olduğu belirtilmiş ise de; alınan kök ve ek bilirkişi raporları ile dosya kapsamındaki belgeler dikkate alındığında davalının oluşan zarardan sorumlu olmadığı anlaşılmış, davalı itirazlarına itibar edilmemiş, davanın kabulüne, davacının, davalıya —– takip dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitine ve anılan icra takibinin iptaline karar verilmiştir.
Menfi tespit davalarında 2004 sayılı İİK 72/IV ve 72/V maddeleri uyarınca tazminata hükmedilebilmesinin ön koşulu; gerek açılmış icra takibinin durdurulması gerekse icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmiş ve bu kararın uygulanmış olmasıdır. —– Ayrıca İİK 72/V maddesi kapsamında davacı/borçlu tarafından kötüniyet tazminatı talep edilebilmesi için davalı/alacaklı tarafından yapılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğunun ispat edilmesi gerekmektedir. Eldeki dosya bakımından davalının kötüniyeti ispat edilemediği ayrıca tedbir talebinin reddedilmiş olması —– sebebiyle tazminat şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla davacının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KABULÜNE,
1-Davacının, davalıya —– Esas sayılı takip dosyasından dolayı BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE ve anılan icra takibinin iptaline,
2-Davacı tarafça talep edilen şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine,
3-Karar harcı 9.626,20-TLharcın (adli yardım talebi nispi harç yönünden kabul edildiğinden peşin harç yatırılmamıştır.) davalı taraftan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 5,20-TL vekalet harcı, 116,50-TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 957,6‬0-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 17.337,33-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde——- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/04/2022