Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/184 E. 2022/921 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/184 Esas
KARAR NO : 2022/921

DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/02/2018
KARAR TARİHİ : 08/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; davacı —–davacı ….—davalılar …——– 08.09.2016 tarihlerinde “——markası altında —-açmak üzere 3 yıl süreli adet — sözleşmesinin imzalandığını, davalıların—–açtıklarını, müvekkilinin sözleşmenin tüm gereklerini yerine getirmesine rağmen, davalıların işbu sözleşmelerin bütününü ve özellikle de sözleşmenin 7.11-7.2 maddelerini ihlal ettiklerini, sözleşmenin ihlali sonucunda doğan cezai şartın ve cari hesap bakiyesi borcun ödenmemesi sonucu, davalılar hakkında —– icra takibi başlatıldığını, davalıların icra takibine itirazı sonucu icra takibinin durduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmeler gereği müvekkili tarafından, davalıların——kurulum——- kapsamında ——— tarihinde —– bedeli için ——— mevcut bakiyesinden —-düşüldüğünü, sözleşme şartları gereğince her şubenin——– taahhüt ettikleri halde, ——— için—– son ürün alımını 23.11.2016 tarihinde yaptıklarını, diğer — için ise sözleşme hükümlerine rağmen hiç ürün alımı yapmadıklarını, müvekkil firmadan ürün almayı bırakan davalıların, şube nezdinde başka firmalardan——— devam ettiklerini, işbu durumun açıkça sözleşmelerin ihlal edildiğini ve davalıların kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, davalıların müvekkili olan firmadan aldıkları ürünlerin bedellerinin bir kısmını ödediğini, —— borçları olduğunu, asıl alacağa ve faize ilişkin haksız itirazların iptali ve takibin devamını, davalıların %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahküm edilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalılar vekili tarafından mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; davalının ikametgahı dikkate alındığında—– Mahkemelrinin yetkili ve görevli olduğunu belirterek usule ilişkin itirazları olduğunu, davalılar ile davacı taraf arasında iki adet ——— satış sözleşmesinin imzalandığını, ———–tarafından hiçbir zaman faaliyete geçirilmediğini, bu konudaki bilgilendirmenin davacı tarafa yapıldığını, davacı taraf tarafından hükümsüz kalan —– sözleşmesinin 7.11 maddesine istinaden 10.000 TL cezai şart için icra takibi başlatıldığını, hiçbir zaman faaliyete geçmeyen işyeri için nedeniyle zaten hükümsüz olan sözleşmenin ihlal edilme imkânı olmadığını, davacının her iki —— yapılan sözleşme de belirtilen edimlere uymadığını, söz konusu —– sözleşmelerinin ….———-olduğunu, … adına da başlatılan takibin haksız olduğunu ve iptal edilmesi gerektiğini, …——–okuma yazma bilmediğini, ———-sözleşmenin içeriği ve bu konudaki her türlü halkarının saklı olduğunu, İcra takip dosyasında söileşmenin 7.2 maddesine göre ——————- cezai şart bedeli talep edildiğni, müvekkillerinin sözleşme hükümleri dışına çıkmadığını, işyerinde “——————– başka bir —— ————- satmadıklarını, davacı ——————- kapsamında ———- vermesi gerekirken, bu vaadini yerine getirmediğini, —— tanıtımı için ————– programına davacı adına—————- olunduğunu, davacı tarafın bu ——- neticesinde ———- vaadini yerine getirmediğini, davacı yanın —— ————– ücretini vermediğini, ürün sevkiyatlarını ————-olması nedeni ile, hem sözleşmeden hem kanundan ——————– yapması gerekirken, ————– yaptığını, —–ile ürünlerin müvekkiline bozuk olarak ulaştığını, bu ürünlerin bu sebeplerle satılamayarak atıldığını, müvekillerinin maddi ve manevi zarara uğradığını, bozulan ürünlere dair ödemelerin ise yapıldığını, TBK 49 hükümlerine göre zarar veren tarafın davacı olmasına rağmen, zarara uğratıldığından bahisle icra takibi başlatmasının iyiniyete aykırı olduğunu, davalılardan önce işyeri faaliyetini sürdüren dava dışı ——–aynı muamaleye maruz kaldığını, 3 ay içinde merkezi kapatmak zorunda kaldığını, müvekkillerinin yukarıda izah edilen nedenlerden ötürü sözleşmeyi feshettiklerini, işbu sebeplerle, fazlaya ilişkn hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın reddedilmesini, İİK m.68 gereği davacı ——ödemesine hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, hukuki niteliği itibariyle,——–sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında—— tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın İİK’nun 67 md kapsamında taraflar arasındaki ————— satış sözleşmesi ——— bakiye cari alacak ———— cezai şart bedeli talebi ile yapılan icra takibine davalıların itirazının iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesine yönelik olduğu anlaşılmıştır.
İtirazın iptali istemine konu,———dosyasının incelenmesinde; 06/02/2017 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının mahkememiz dosyası davacısı, borçlusunun mahkememiz dosya davalıları olduğu, borçlular vekili tarafından borca ve ferilerine itiraz edildiği, mahkememiz davasının —— üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin —— tarihli duruşma ara kararı gereği dosya üzerinde ve tarafların ticari defterleri ve buna bağlı belgeleri ile birlikte mahkemece resen seçilecek bir mali müşvari ve sözleşme denetleme uzmanı bilirkişi heyetinden rapor alınmasına dair karar verildiği, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda özetle; davacı yanın sunduğu ticari defterlerin TTK bükümlerine göre gerekli açılış ve kapanış onayına sahip olduğu, davacı defterlerinin HMK 222’ye göre delil niteliğinde olup olmadığı hususunun mahkemenin takdirinde bulunduğu, davacı ticari defterlerinde davalı yandan kaydi alacağının 1.682,60-TL olduğu, işlemiş faiz talep etmesinin mümkün olmadığı, davalılardan ….——- sözleşmede imzasının bulunmasının —— katılma, müteselsil borçluluk olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, davacının talep ettiği ceza koşullarının ifaya yerine ceza koşulu niteliğini haiz olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin feshedilip edilmediği dosyadan anlaşılmadığı gibi, davalı tarafın sözleşmenin 7.2 ve 7.11 hükümlerine aykırı davranmış olup olmadığının ispata muhtaç olduğu, bu nedenle davacının ceza koşulu talep etmesinin mümkün olmadığı, davalı yanın ticari defterlerini sunmaması hakkında takdirin mahkemeye ait olduğuna dair rapor tanzim edilmiş olduğu görülmüştür.
Davalı gerçek kişi …———– Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak davalı ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi mahiyetinde inceleme yapılmasına dair karar verildiği, talimat mahkemesince davalıya ticari defterlerin sunulmasına ilişkin ihtaratlı şekilde tebligat çıkartıldığı, davalı tarafından ticari defterlerin ibraz edilmediği, Mali Müşavir bilirkişinin davalı adresinde yerinde inceleme yönünde bulunduğu, adreste farklı bir işletmenin bulunması sebebiyle incelemenin yapılamayarak mahkememize talimatın iade edildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunma, toplanan tüm deliller ile alınan bilirkişi raporları hep birlikte değerlendiğinde; davacı ile davalı ….———-sözleşmesi olduğu noktasında uyuşmazlık bulunmadığı, ——yönünden davacının takip talebinde sözleşmenin 7/2. maddesi gereğince cezai şart talebinde bulunduğu, itirazın iptal davasının takibe sıkı sıkıya bağlı olması nedeniyle takibe dayanak madde yönünden değerlendirme yapılması gerektiği, yine maddede başkasından ————– alınamayacağının düzenlendiği, buna ilişkin davacının sözlü olarak davalı şirketi şüphe üzerine arayıp ———– satışına devam edildiğinin öğrenildiğini beyan ettiği, davacı her ne kadar tanık deliline dayanmış ise de miktar itibariyle tanıkla ispatın mümkün olmadığı, davacının basiretli bir tacir olarak bu hususu dava açmadan önce öğrenir öğrenmez tespit ettirmiş olması gerektiği, davalının basit usulde işletme defteri tuttuğunun anlaşılması karşısında davacının başka ————– aldığı iddiasının davalı defter kayıtları ile tespitinin de mümkün olmadığı dolayısıyla davacının cezai şart gerektiren eylemi ispatlayamadığı ve cezai şarta hak kazanamadığı, ————– yönünden ise tarafların iddiaları bakımından faaliyete ara verildiğinden bahsedebilmek için ———– satışına başlanması gerektiği oysaki davalının cevap dilekçesinde işletmenin faaliyete geçmediğini savunduğu, davacı defterlerinde de ———–ürün satışı olduğuna dair satış faturası/irsaliye kayıtlarına rastlanmadığı, sözleşmenin 7/11. maddesi gereğince ürün alımına ara verme olarak değerlendirimesinin mümkün olmadığı, davalı … yönünden ise açılan davanın franchising sözleşmesinin tarafı olmadığından ve davacı iddialarının ispatlanamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gerekli 80,70-TL karar harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan harcın mahsubu fazla alınan 270,96-TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan 39,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davalılar taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli——-esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.