Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/174 E. 2020/165 K. 25.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/174 Esas
KARAR NO : 2020/165

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/02/2018
KARAR TARİHİ : 25/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının davacıya ilaçların satışına ilişkin teklifi, —- resimlerini gönderdiğini, davacının ilaçların orijinal olduğuna inandığını ve teklifi kabul ettiğini, taraflar arasında—— peşin ödeneceğinin, bu kısım ödendikten sonra bir hafta içerisinde—- —- ilacının davacıya gönderileceğinin, kalan —– içinde teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, davacının —- tarihinde banka yoluyla davalıya ödediğini, buna rağmen davalının paranın ödenmesinden sonra bir hafta içerisinde —– ilacını göndermesi gerekirken orijinal ilaçlan davacıya göndermediğini, davalının tüm ambalajların içinin ve dışının İngilizce olacağını taahhüt ettiğini, davacının —- tedarikçisi olduğunu ve orijinal ilaçların gönderilmemesi sebebiyle davacının devlet ihalelerinden yasaklı olma, teminatların yanması vb. yaptırımlara maruz kaldığım, davalının —– ilaçların üstüne —– yapıştırıldığı kabul ettiğini, davalının ilaçların teslim vadesi geçtikten sonra orijinal ilaçlar yerine üzerine sticker yapıştırılmış sahte ilaçlan göndermek istemesi üzerine davacı —– davalı şirkete giderek ilaçları yerinde incelediğini, ilaçların orijinal olmadığını, bunun üzerinde davacının sözleşmeyi mail yoluyla feshettiğini, ödenen bedelin iadesinin davalıdan talep edildiğini, sonrasında İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün — sayılı dosyası ile 28.11.2017 tarihinde icra takibi başlattığını ve davalının takibe itiraz ettiğini, davalının yapmış olduğu itirazın iptaline, haksız itiraz eden davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında — satışı için anlaşmaya varıldığını, —– ilaçların orijinal olmadığı yolunda gerçek dışı iddiayı ileri sürdüğünü, davacının sahte ilaç satmadığını, —- denetiminde davalının usulsüzlüğüne rastlanmadığını, denetimde sahte ilaç iddialarının yersiz olduğunun anlaşıldığını,davanın reddine, davacı aleyhine alacağın %20’den az olmamak üzere tazminata, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacıya bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasındaki mal alım satım ilişkisine dayalı ticari ilişki kapsamında, davalı şirkete davacı şirket tarafından aralarındaki anlaşmaya binaen 02.03.2017 tarihinde ödenen bedelin, davalı şirketten tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, icra dosyası celp edilerek incelenmiş, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında 28/02/2018 tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
İtirazın iptali istemine konu, İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğünün —– esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 28/11/2017 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının — borçlusunun … olduğu; —- alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçluya 01/12/2017 tarihinde tebliğ edildiği; borçlu tarafından icra dairesine süresinde verilen 05/12/2017 tarihli dilekçe ile borca ve fer’ilerine yönelik itiraz dilekçesi sunulduğu; davanın 11/02/2018 tarihinde ve bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraf delilleri toplanmış, davanın niteliği gereği dosya bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişiden 10/06/2019 tarihli rapor aldırılmış ise de, raporun gerek içeriği gerekse hukuki değerlendirmesi yetersiz ve denetime elverişli olmaması sebebi ile hükme esas alınmamıştır.
Tüm dosya kapsamı ve taraf vekillerinin dilekçeleri incelendiğinde, taraflar arasında uyuşmazlığa konu bir takım ilaçların alım satımı hususunda anlaşma sağlandığı, davacının alıcı davalı tarafın satıcı konumunda olduğu, malların bedelleri toplamı—– olarak davacı tarafından öncelikle ödenmesinin kararlaştırıldığı ve bu ödeme yapıldıktan sonra—- ilaçların davalı şirket tarafından davacı şirkete gönderileceği hususunda anlaşma sağlandığı her iki tarafında kabulündedir. Dosya tetkik edildiğinde davacı şirket tarafından anlaşmaya bağlı kalınarak 02.03.2017 tarihinde davalı şirketin hesabına 21.000,00-USD’nin gönderildiği görülmüştür. Davacı şirket iddiasında peşin olarak ödemesi kararlaştırılan paranın gönderilmesine rağmen davalı şirket tarafından belirlenen teslim tarihinde (02.03.2017 tarihinden sonraki 1 haftalık süre içinde ) ilaçların gönderilmediğini, süre geçtikten sonra orjinal ilaçlar yerine üzerine sticker yapıştırılmış ilaçların gönderilmek istendiğini , davacı şirket adına —– davalı ecza deposuna gittiğinde ilaçların orjinal olmadığını gördüğünü, bunun üzerine sözleşmeyi tek taraflı feshettiğini ve ödediği paranın iadesini talep ettiğini mahkememize bildirmiştir. Gerçekten de davalı vekilinin cevap dilekçesi incelendiğinde davalı vekilinin beyanlarının taraflar arasındaki anlaşmanın içeriğini doğruladığı, ilaçların üzerine —— yapıştırılmak suretiyle gönderimine hazır olduğunun bildirildiği , —— komisyon bedelini beğenmediği için anlaşmazlık çıktığını beyan ettiği görülmüştür. Tüm dosya kapsamı ve taraf vekillerinin karşılıklı beyanları dikkate alındığında aslında davalı şirket bünyesinde bir sebepsiz zenginleşme oluştuğu görülmektedir. Çünkü davaya konu paranın ödendiği ve karşılığında davalı tarafından ilaçların gönderilmediği konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık yoktur. Kaldı ki davalı taraf dilekçesinde ilaçların üzerine davacı iddialarını doğrular nitelikte—- yapıştırıldığı hususunu da kabul etmiştir. Ve yine taraflar arasındaki e-mail yazışmaları ve dosyaya sunulu belgelerden tarafların ilaçların ambalajlarının ingilizce yazılı olması hususunda anlaşmaya vardıkları sabit olduğu gibi davalı tarafından da bu hususun aksi yargılama süresince iddia edilmemiştir. Ve yine davalı tarafından cevap dilekçesinde —–kaynaklanan sorunlardan dolayı zarara uğradığı soyut olarak beyan edilmiş ise de bu zararın neye ilişkin olduğu, örneğin ilaçların başka bir firmadan satın alınıp o firmaya karşı borçlanıldığı yahut sözleşme ilişkisine dayalı bir takım hazırlıklar yapılıp bu hususlardan dolayı bir takım zarara uğradıkları, ödenen bedelin bu sebeple iade edilmediği gibi hiç bir savunmada bulunulmadığı ve buna ilişkin delil kabiliyetine haiz hiçbir belgenin dosyaya sunulmadığı görülmüştür. Tüm açıklanan gerekçeler ve tarafların uyuşmazlık konusu olmayan açıklamaları ile taraflar arasındaki ilişkinin niteliği ve davacı tarafın davalı şirkete göndermiş olduğu para ve karşılığında herhangi bir mal teslim olmadığı hususu karşısında artık davacı şirketin sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde bu parayı davalı şirketten geri iade istemesinde yasal koşulların oluştuğu kanaatine mahkememizce varılmış, başkaca herhangi bir inceleme yapılmasına gerek duyulmamıştır. . Her ne kadar davacı şirket vekili tarafından 01/07/2019 tarihli dilekçe ile davasını tam ıslah ettiği ve takibin iptali ile takip tarihinden itibarin işleyecek faizi ile birlikte 21.000,00-USD’nin ödeme yapılacak tarihteki kur üzerinden davalıdan tahsili ve icra inkar tazminatı talep edilmiş ise de itirazın iptali davaları takiple sıkı sıkıya bağlı davalardan olup, ıslah ile dahil talep sonucunun değiştirilemeyeceği, davacı tarafın ancak itirazın iptali davasını ıslah yolu ile alacak davasına dönüştürebileceği ancak davacı vekilinin talebinin bu olmayıp itirazın iptali davası şeklinde devam ettiği anlaşıldığından bu husustaki talebi yerinde görülmemiş, açıklanan hukuki gerekçeler ile davanın kabulüne, davalının İstanbul Anadolu—-. İcra Müdürlüğünün —- esas sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 82.666,50-TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek ticari temerrüt faizi üzerinden devamına, alacak likit ve itiraz haksız olduğundan hükmedilen asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
-Davalının İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğünün —- esas sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 82.666,50-TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek ticari temerrüt faizi üzerinden devamına,
-Hükmedilen asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 5.646,95-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.411,74-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.235,21-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 1.411,74-TL peşin harç, 5,20-TL vekalet harcı, 144,50-TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.397,34-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —–deki esaslara göre belirlenen 11.546,65-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair: davalı vekilinin yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi istinaf yasa yolu açık olmak üzere açıkça okunu, usulen anlatıldı.