Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/169 E. 2021/650 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/169 Esas
KARAR NO : 2021/650

DAVA : İtirazın İptali (Faturadan Kaynaklı Alacağın Tahsili İstemine Dayalı )
DAVA TARİHİ : 09/02/2018
KARAR TARİHİ : 22/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —-davalı şirket — arasında ticari iş ilişkisi kurulduğunu, ilişkiye dayalı faturaların tahsil edilemeyince davacı şirket adına —– esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin herhangi bir borcu olmadığından bahisle icra takibine itiraz ettiğini, itiraz nedeniyle takibin durduğunu, itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edildiği ancak süresinde davaya cevap vermediği görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, faturalardan kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkin başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bu kapsamda taraf şirketlere ait ticaret — celp edilerek incelenmiş, icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında — tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
İtirazın iptali istemine konu,— sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 03/01/20218 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının … borçlusunun — alacak ve 4.762,98-TL işlemiş faiz toplamı 90.384,98-TL alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçluya 04/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca ve fer’ilerine yönelik itiraz dilekçesi sunulduğu; itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı dolasıyla bir yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığı ve davanın 09/02/2018 tarihinde ve bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflarca bildirilen delillerin toplanmasından sonra davanın niteliği, tarafların tacir olması ve davacı tarafca delil olarak ticari defterlerine dayanılması sebebiyle TTK.83-85 ve HMK.222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiştir. İnceleme gün ve saati her iki tarafa da tebliğ edilmiş , gerekli ihtarlar yapılmış, davacı ve davalı şirketin inceleme gün ve saatinde defterleri sunulmakla birlikte taraf şirket defterleri ile tüm dosya kapsamı üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, Mali Müşavir bilirkişi —- tarafından 11/03/2021 tarihli rapor düzenlenmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 11/03/2021 tarihli raporda özetle,”Davacı şirket tarafından ibraz edilen 2017 ve 2018 yıllarına ilişkin ticari defterlerin ve davalı şirket tarafından ibraz edilen 2017 yılına ilişkin ticari defterlerin ; T.T.K m.64,66, V.U.K. m.220-226′ ve —- göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, kayıt nizamı bakımından V.U.K. m. 215-219 hükümleri ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun olduğu, davacı şirketin —-incelendiğinde, taraflar arasında sözleşme imzalandığı, bu sözleşemeye istinaden de faturalar düzenlendiği, bu faturaların toplam bedelinin 87.300,00-TL olduğu, davalı şirket tarafından da davacı şirkete faturalar düzenlendiği bu faturaların toplam tutarının 7.938,94-TL olduğu taraflar arasındaki bu işlemler neticesinde davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre davacı şirketin davalı şirketten KAYDİ olarak 76.361,06-TL ALACAKLI göründüğü; Davalı şirketin 2017 yılı ticari defter kayıtları incelendiğinde ise taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, davalı şirketin, ticari defter kayıtlarına göre davacı şirkete —- olarak 616,40-TL borçlu olduğunun görüldüğü, bunun gerekçesinin ise davacı şirket tarafından davalı şirkete düzenlenen ———- iade edilmiş olduğu ve bu faturanın da davacı şirket tarafından kabul edilmediği, ticari defterlere işlenmediği, davacı şirket huzurda görülmekte olan davaya —- dava dosyası ile dökümü yapılan faturalara istinaden icra takibi başlattığı, ancak davacı şirketin ticari defter kayıtlarında, davalı şirket tarafından davacı şirkete düzenlenmiş ve davacı şirket tarafından da kabul görmüş faturalar mevcut olduğu ayrıca davalı şirketin dava dosyasına ibraz ettiği ve ticari defter kayıtlarında da bir kısmının ——nolu hesabından davacı şirkete ödemeler yolladığı ve bu —–ödemeleri davacı şirketin icra takip konusu ettiği ve davalı şirketin kabul edip ticari defterine işlediği faturalardan düşülmesi gerektiği, davacı şirketin takip konusu etmiş olduğu faturalar incelediğinde; —– sözleşmesine istinaden düzenlendiği, davalı şirket tarafından bu faturaya 23.10.2017 tarihinde iade faturası düzenlendiği, ancak davacı şirketin bu faturayı ticari defterlerine işlemediği ve kabul etmediği, davalı şirketin söz konusu faturayı—— beyan ettiği, davalı şirketin bu fatura bedelini ödemesi gerektiği; ——- ile beyan edildiği ve bu fatura bedelinin de davacı şirket davalı şirketten talep edebileceği,—– fatura bedeli de davalı şirket tarafından kabul edilip ticari defterlere işlendiği ve bu fatura bedelini de davacı şirket davalı şirketten talep edebileceği,———-fatura takip dosyasında mükerrer talep edilmiş olup davacı şirket tarafından mükerrer olan fatura açısından dikkate alınmaması talep edildiği ancak söz konusu fatura davalı şirket kayıtlarında bulunmadığı , söz konusu fatura üzerinde teslim alan bölümünde imza bulunmadığı yine fatura——- yapılamadığı, davacı şirketten söz konusu fatura muhteviyatı hizmetin davalı şirkete verildiğine ilişkin belge talep edilmişse de tarafıma belge ibraz edilmediği açıklanan bu sebeplerden ötürü davacı —- konusu fatura bedelini davalı şirketten talep edemeyeceği, ——üç adet fatura davalı şirket kayıtlarında mevcut olduğu, bu fatura bedellerinin davacı şirketin davalı şirketten talep edebileceği, —– açıklamalı fatura davalı şirket ticari defter kayıtlarında mevcut olmadığı, söz konusu fatura —- kontrolü de yapılamadığı, bu sebeplerden ötürü söz konusu fatura muhteviyatı hizmete ait aracın davalı tarafa teslim edildiğine ilişkin araç teslim formu talep edilmiş ancak davacı şirket tarafından tarafıma ibraz edilmediği söz konusu faturanın davalı ticari defterinde kayıtlı olmaması, teslim ve hizmetin ispat edilememiş olması sebebiyle bu fatura bedelinin davacı şirket tarafından davalı şirketten talep edilemeyeceği, —– şirketin ticari defter kayıtlarından yer almadığı, fatura üzerinde teslim alan bölümünde imza bulunmadığı, —– sınırının altında olması sebebiyle — yapıladığı, bu sebepten ötürü davacı şirketten araç teslim belgeleri talep edilmiş ancak tarafına ibraz edilmediği, davalı şirkete söz konusu fatura muhteviyatı hizmetin verildiği ispat edilemediği ve bu sebepten ötürü davacı şirketin davalı şirketten fatura bedelini talep edemeyeceği,—- fatura davalı şirketin ticari defter kayıtlarında ve — formunda yer almadığı, faturanın teslim alan bölümünde imza da bulunmadığı, söz konusu hasar bedellerine istinaden hasar formu, araç tamir bedelleri, araç teslim formları davacı şirketten talep edilmiş ancak tarafıma ibraz edilmediği, bu sebeplerden ötürü davacı şirketin fatura bedelini davalı şirketten talep edemeyeceği, detaylı açıklandığı üzere davalı şirket tarafından davalı şirkete düzenlenen ve davalı şirket taralından kabul edilip ticari defter kayıtlarına alınan ve taraflar arasında da imzalanan sözleşme kapsamına —- bedellerinden davalı şirket taralından banka havalesi yoluyla yapılan 7.000.00-TL Ödeme ve davalı şirket tarafından davacı şirkete düzenlenen ve davacı şirket tarafından da ticari defter kayıtlarına alınan 7.938,94-TL fatura bedelinin düşülmesi gerektiği, yapılan hesaplama sonucunda davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalı şirketten talep edebileceği ALACAK tutarının da 54.581,06-TL olduğu, davacı şirketin takip öncesi 4.762;98-TL işlemiş faiz yönünden talebi olmuşsa da takip öncesi işlemiş faiz yönünden davalı şirketi temerrüte düşürmediği, dava dosyasına herhangi bir ihtarnamenin ibraz edilmediği, davacı şirketin takip öncesi işlemiş faiz yönünden talebinin yerinde olmadığı,” yönünde tespit ve değerlendirmede bulunulmuştur.
Bilirkişi raporu her iki taraf vekiline de tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna ilişkin bir kısım beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuş olup, tüm dosya kapsamı toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu göz önüne alındığında itirazların değerlendirilmesi için yeni bir inceleme yapılmasına yer ve gerek olmadığına karar verilmekle , mevcut rapor dosya kapsamına uygun ve hükme elverişli görülmüş ve rapor doğrultusunda karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan hükme ve denetime elverişli rapor içeriği birlikte değerlendirildiğinde, öncelikle toplanan deliller ve tarafların incelenen ticari defterleri neticesinde taraflar arasında — imzalandığı ve ticari ilişki bulunduğu hususu ihtilafsız olup nitekim taraflar arasında da bu hususta bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı taraf takibe konu fatura bedellerinin ödenmediğini iddia etmekte davalı taraf ise faturalara konu hizmetin davacı tarafça sağlanmadığını ve faturalar yönünden borcununu bulunmadığını savunmaktadır. Davanın faturaya dayalı itirazın iptali davası olduğu ve tarafların tacir olduğu göz önüne alındığında davacı taraf takip konusu her bir fatura yönünden faturanın davalı tarafa tebliğ edildiğini ve faturaya konu mal yahut hizmetin davalı tarafa sağlandığı hususunu ispatla yükümlüdür. Her bir fatura yönünden tek tek inceleme yapıldığında bilirkişi raporunda da ayrıntılı belirtildiği üzere——–faturaların davalı şirket tarafından kabul edilip ticari defter kayıtlarına işlenmiş ve— ile beyan edildiği görülmüştür. Dolayısıyla usulüne uygun ticari defterlerine kayıt altına alınan ve vergi dairesine de — bildiriminde bulunan davalı şirketin anılan faturalar yönünden hizmet alınmadığına yönelik itirazı yerinde değildir. Diğer bir deyişle ispat yükü kendisinde olan davacı taraf anılan faturalar yönünden gerek kendi ticari defter ve kayıtları ile gerekse davalı şirketin defter ve kayıtları ile bu faturalar yönünden hizmetin verildiğini ispat etmiş olup, aksini iddia eden davalı tarafın artık bu iddiasını ispat etmekle yükümlü olduğu ancak dosya kapsamında buna ilişkin bilgi ve belge bulunmadığı yine bu faturalar yönünden bir ödemeye de rastlanmadığı görülmekle bu faturalar yönünden davacı şirketin davalı şirketten alacaklı olduğu hususu sabittir. — bedelli — açıklamalı faturanın ise davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı bilirkişi tarafından tespit edilmiştir. Yine anılan faturalar miktar itibariyle —- sınırının dışında olduğundan —kayıtları ile netice elde edilememiştir. Yukarıda açıklandığı üzere ispat yükü kendisinde olan davacı taraf bu faturaları konu hizmetin davalı tarafa sağlandığı iddiasını ispatla yükümlüdür. Ancak dosya kapsamında buna ilişkin bilgi ve belge olmadığı nitekim bilirkişi incelemesi esnasında da ibraz edilmediği anlaşılmakla davacının anılan faturalar yönünden iddiasını yapılan inceleme ve dosya kapsamı itibariyle ispat edemediği yine yemin deliline de açıkça dayanmadığı anlaşıldığından bu faturalar yönünden alacak talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. —–açıklamalı fatura da davalının ticari defterlerinde kayıtlı değildir ve davalı tarafından– ile beyanda bulunulmadığı tespit edilmiştir. Bu fatura yönünden de yukarıda açıklandığı üzere davacı taraf iddiasını ispatlayamamakla diğer bir deyişle faturaya konu alacağın varlığını somut deliller ile destekleyememektedir. Yalnızca fatura düzenlenmesi davacının davalı şirketten alacaklı olduğu sonucunu doğurmayacağından bu fatura yönünden de davacı tarafın talebi yerinde görülmemiştir. —– bedelli fatura yönünden yapılan inceleme de ise faturanın taraflar arasındaki—- sözleşmesine istinaden düzenlendiği görülmektedir. Tarafların ticari defterlerinin karşılıklı incelenmesi sonucu davalı tarafından uyuşmazlık konusu faturanın 28.04.2017 tarihinde ticari defterlerinine kayıt altına alındığı,—- tarihinde davacı şirkete iade faturası düzenlendiği görülmüştür. —- vurgulandığı üzere, ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir” (6102 sayılı TTK 21/1). Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 sayılı TTK 21/2). Faturaya itiraz edilmemesi sözleşme ilişkisini kanıtlamaz ise de, sözleşme ilişkisinin kanıtlanması halinde,ki somut olayda gerek dosyada toplanan deliller gerekse davalı yargılama aşamasındaki beyanları ile akdi ilişkinin varlığını kabul etmiştir- bu sözleşme gereğince düzenlenmiş olan ve süresinde itiraz edilmeyen faturadaki miktar kesinleşir. Süresi içinde itiraz edilmeyerek kesinleşen ve ticari defterlere de işlenen faturadaki alacak miktarı kadar iade faturası düzenlenmesi, borçtan kurtulmayı sağlayan ve alacağı tartışmalı hale getiren geçerli bir araç değildir. Aradan uzun zaman geçtikten sonra iade faturası düzenlenmiş olması alacağın varlığını ortan kaldıran bir hukuki sonuç doğurmayacaktır. Açıklanan içtihatlar ışığında artık somut olayda faturayı defterlerine kaydeden — bildirimde bulunan ve süresi içinde itiraz etmeyen davalının hizmetin alınmadığına ilişkin soyut beyanlar ile iade faturası düzenlenmesi bunu defterlerine kaydetmesi ya da vergi dairesine bildirmesi alacağı tartışmalı hale getirmeyecektir. Açıklanan gerekçeler ile davalının anılan fatura yönünden itirazları yerinde görülmemiş olup, davacının anılan fatura kadar davalıdan alacaklı olduğu sonucuna varılmıştır. Dolasıyla davacının takip tarihi itibariyle davalı taraftan ispatlanan fatura alacağından kaynaklı toplam 69.520,00 TL alacağının olduğu görülmüştür. Ancak bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere taraflar arasındaki ticari ilişki neticesinde davalı tarafın da davacı tarafa iade faturası düzenlediği ve davacının bu faturalara itiraz etmeyerek ticari defterlerine kayıt altına aldığı ve faturalar toplamının 7.938,94 TL olduğu göz önüne alındığında bu bedelinin davacı tarafın alacağından düşülmesi gerekmektedir. Yine davalı taraf banka havalesi yolu ile davacı tarafa toplam 7.000,00-TL ödemede bulunmuş olup, nitekim ödemeye ilişkin banka hesap ekstreleri dosya kapsamında yer almaktadır. Her ne kadar davacı vekili tarafından bilirkişinin dosyada mevcut olmayan deliller üzerinde inceleme yaptığı yönünde itirazda bulunulmuş ise de ödeme olgusunun hakkı ortadan kaldıracak nitelikte olması ve kanun yolu aşamasında dahi her zaman borçlu tarafından ileri sürülebileceği göz önüne alındığında bilirkişi incelemesi esnasında sunulan hesap ekstresi ile davalı tarafın 7.000,00-TL ödemede bulunduğu hususunu ispatladığı ve ödemenin davacının alacağından düşülmesi gerektiği sonucuna varılmış ve netice itibariyle davacının davalıdan ( 69.520,00 TL- 7.938,94-TL-7.000,00-TL) 54.581,06-TL alacağının bulunduğu anlaşılmakla, açıklanan gerekçeler ile davanın kısmen kabulüne davalının —— icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 54.581,06 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yıllık % 9,75 oranını aşmamak kaydı ile değişen oranlarda avans faizi üzerinden devamına , fazlaya ilişkin asıl alacak isteminin ve emsal Yargıtay Kararları göz önüne alındığında takip öncesi davalının temerrüte düşürüldüğüne ilişkin bilgi ve belge olmadığından işlemiş faiz istemin reddine, faturaya dayalı alacak likit olup davanın itirazı haksız olmakla hükmedilen asıl alacak 54.581,06-TL ‘nin taktiren % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile
-Davalının—-sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 54.581,06 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yıllık % 9,75 oranını aşmamak kaydı ile değişen oranlarda avans faizi üzerinden devamına , fazlaya ilişkin asıl alacak ve işlemiş faiz istemin reddine,
2-Hükmedilen 54.581,06 TL asıl alacağın taktiren % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 3.728,43-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.535,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.192,73‬-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 1.535,70-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 160,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 900,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.095,9‬0-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 665,17-TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden karar tarihinde geçerli —esaslara göre belirlenen 7.895,54-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden red edilen kısım yönünden karar tarihinde –göre belirlenen 5.301,59-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.