Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/161 E. 2022/1091 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/161 Esas
KARAR NO: 2022/1091
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07.02.2018
KARAR TARİHİ: 28.12.2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket nezdinde—–kayıtlı bulunan sigortalı—- numaralı —–kayıtlı bulunan sigortalı sürücüsü—– plakalı araç; —- seyir esnasında, —plakalı— sevk ve idaresindeki araç ile yine aynı istikamette seyir halinde olan—– sevk ve idaresindeki araca çarpması sonucu yaralanmalı , ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu kazada mütevaffa —- hiçbir kusur ve kabahati olmamasına rağmen ve araçta yolcu olan müteveffa —– şirketiniz nezdinde —- kayıtlı bulunan sigortalı —- numaralı —-plaka numaralı araçların çarpışması sonucu mütevaffa —- öldüğünü, müteveffanın kazada hiçbir kusuru olmadan öldüğünü, maddi tazminatlarının ve diğer tazminatları davalı şirkete — tarihinde başvurmalarına rağmen ödenmediğini, bu kaza sonucu müvekkili davacıların, müteveffa —- desteğinden yoksun kaldıklarını, kaza nedeniyle ——- numarası ile yargılama yapıldığını, kazaya ilişkin belgeler, olay yeri inceleme ve ölü muayene tutanağı, otopsi tutanakları, olay yeri krokisi, mağdur ve müşteki ifadeleri ve söz konusu kazaya ilişkin tüm belgeler —- soruşturma no sayılı dosyasında bulunduğunu, müteveffa —– kaza sonucu —– otopsisi yapıldığını, kazaya ilişkin otopsi raporu, ekipiriz raporu, grafiler ve tüm teşhis ve tedavi evrakları ——-mevcut olduğunu, dava tarihi itibari ile müvekkili davacıların destekten yoksun kaldıkları tazminat miktarları tam olarak tespit edilemediğinden dolayı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik talep kısmında belirtilen miktarları talep ile iş bu belirsiz alacak davasını açma zarureti hâsıl olduğunu, arz ve izah ettiğimiz sebeplerden dolayı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı müvekkil eş ——davacı müvekkil çocuk –şimdilik — ve davacı müvekkil çocuk ——— destekten yoksun kalma tazminatının ve diğer her türlü maddi zararın davalıdan temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalılara yüklenmesini talep ve dava ettikleri görüldü.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ———düzenlendiği kanununda dava yoluna gitmeden önce sigorta şirketine başvuru yapılmasının dava şartı haline geldiğini, başvuru ile birlikte gerekli evrakların ibraz edilmediğini, davacıya eksik evrakları tamamlaması için cevabı yazı iletildiğini, ancak eksikliklerin tamamlanmadığını, dolayısı ile başvuru şartlarının yerine getirilemediğini, huzurda ki davanın dava şartı yerine getirilmediğinden reddinin gerektiğini, başvuru aşamasında davacı tarafından sunulan kaza tespit tutanağının okunaklı olmadığını, nüfus kayıt örneği bulunmadığından başvuranların kim olduğunun dahi belli olmadığını, anılan hüküm, tazminatların ilgilerine daha hızlı bir şekilde ödenmesi ve yargılama giderlerinden tasarruf edilmesi amacıyla getirilmiş bir düzenlenme olduğunu, dolayısıyla davacı yanın tazminatı hesaplamaya el verişli evrakları eksik bir şekilde başvurarak ve ayrıca eksiklikleri tamamlamayarak —– düzenlenen dürüstlük ilkesine aykırı hareket edildiğini, nitekim davaya konu poliçenin başlangıç tarihinin —– olduğunu, müvekkili şirkete tazminat başvurusunda bulunan davacı yan yukarıda anılan genel şartlara tabi olduğunu, başvuru şartları yerine getirilmeyen davanın usulden reddi gerektiğini, davaya konu delillerin taraflarına tebliğ edilmediğini, müvekkil şirketin sorumluluğunun poliçe limitleri kapsamında geçerli olduğunu, tazminat hesabı alınması halinde ——- teknik faiz esas alınarak yapılması gerektiğini, davacının müteveffa ölmeden önceki sürekli ve düzenli desteğini maddi olgularla ispat etmesi gerektiğini, destekten yoksun kalma tazminatı hesabı yapılması halinde —— bir aktüerya tarafından yapılması gerektiğini, açıklanan ve resen gözetilecek nedenlerle usul ve yasaya aykırı davanın reddi ile yargılama ve harç giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep ettikleri görüldü.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava; trafik kazası nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatıdır.
— tarihinde davalı—- tarafından ———- kapsamına alınan dava dışı — iradesinde ki —– plakalı araç ile yine aynı sigorta şirketi tarafından— alınan dava dışı sürücü —- sevk ve iradesinde ki——- plakalı aracın —-yolunda seyir halinde iken karşılıklı trafik kazası sonucu davacıların murisi —- plakalı araç içerisinde yolcu olarak seyir halinde iken meydana gelen trafik kazasından dolayı ölmesi nedeni ile her iki aracın ——olan davalı şirketten destekten yoksun kalma tazminatı talebidir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesine göre bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Aynı Kanun’un 88/1. maddesinde ise bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu olacağı düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) madde 61 ve 62) ile müteselsil sorumluluk esaslarına göre; birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır. Müteselsil sorumlulukta, kural olarak borçlulardan6098 sayılı TBK madde 162 ve 163 göre, borcun tamamından sorumludur.6098 sayılı TBK madde 167 uyarınca, sorumluların iç ilişkide kusur oranına göre, birbirlerine rücu hakları da mevcuttur ———
Dosya içerisine —– tarihli aktüerya bilirkişi raporu ile aynı bilirkişiden —- tarihli ek rapor, ——— tarihli ikinci ek rapor, son olarak —– tarihli üçüncü ek rapor alınmıştır.
Dosya içerisine alınan ——–Karar sayılı ilamı ile dosyasında alınan—–tarihli rapor ile dava dışı—–plakalı araç sürücüsü ——- asli kusurlu olduğu, davacıların murisi —–içinde yolcu olarak bulunduğu —- plakalı araç sürücü —— tali kusurlu olduğu şeklinde rapor sunulmuştur.
Mahkememiz tarafından yapılan yargılama sırasında her iki aracında—– davalı ——- olduğundan ve davacıların talebi destekten yoksun kalma tazminatı olduğundan yeniden kusur raporu alınmasına gerek olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yapılan araştırma sonucu davacıların murisinin asgari ücret dışında bir gelir elde ettiği davacılar tarafından ispat edilemediğinden murisin asgari ücret kazandığı mahkememiz tarafından kabul edilmiştir.
TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.”
TBK’nın 56/1. maddesi gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir.
Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.
Hatır taşıması bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır.
———sayılı kararında açıklandığı üzere “… Borçlar Kanunu hükümlerine göre tazminatın saptanması için öncelikle zararın belirlenmesi gerekir. Bu nedenle ilk olarak zararla ilgili indirim sebepleri uygulanarak gerçek zarar belirlenecek (önce kusur indirimi, sonra yapılan ödemeler), sonra da tazminattan indirim nedenleri olan 6098 sayılı TBK’nın 51. Maddesinde düzenlenen hatır taşıması indirimi ve 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesinde düzenlenen müterafik kusur indirimi uygulanacaktır.
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları dosya içerisine alınmıştır. Davalı —–tarafından, davacıların murisi ——– araç içerisinde yolcu olarak bulunması nedeni ile hatır taşıması indirimi talep edildiğinden —-uyarınca aktüerya bilirkişisi tarafından hesap edilen ve hükme esas alınan ——– tarihli üçüncü ek rapor uyarınca belirlenen miktarlar üzerinden %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılmıştır.
Yapılan yargılama sonucu; davacının yolcu olarak bulunduğu —–plakalı araç ile yine aynı sigorta şirketi tarafından sigortalanan—– karşılıklı olarak çarpışması sonucu davacıların murisi —— trafik kazası sonucu hayatını kaybettiği, yolcu olması nedeni ile hiçbir kusurunun olmadığı, davalı——– tarafından hatır taşıması indirimi talebinde bulunulduğu ve davacının murisinin dava dışı ——– aracında yolcu konumunda olduğunu hatır taşıması indiriminin kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılarak hükme esas alınan —- tarihli üçüncü ek rapor ve bedel arttırım dilekçeleri doğrultusunda açılan davanın her iki aracın poliçe limitleri ile ve tahsilde tekerrür olmayacak şekilde kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların açmış olduğu maddi tazminat davalarının bedel arttırılmış haliyle KABULÜ İLE;
Takdiren %20 oranında Hatır Taşıması İndirimi uygulanmak suretiyle ve davacıların bedel arttırım talebiyle bağlı kalınarak;
-Davacı eş—– ve davacı —- destekten yoksun kalma tazminatının davalı —- kazaya karışan —- plakalı araçların —- olması sebebiyle poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla temerrüt tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı —— tahsili ile her bir davacıya ayrı ayrı ödenmesine,
Takdiren %20 oranında Hatır Taşıması İndirimi uygulanmak suretiyle;
—— destekten yoksun kalma tazminatının davalı —- kazaya karışan —- plakalı araçların — sebebiyle poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla temerrüt tarihi olan —– tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı — tahsili ile davacı —- ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2- Karar harcı 40.675,20-TL’den davacı taraflarca peşin olarak yatırılan 6.480,69‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 34.194,51‬-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3- Davacı taraflarca yatırılan 6.480,69 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacılar tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 468,7‬0-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.004,6‬0-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6- Davacı taraflar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 83.499,52 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davalı tarafın yokluğunda, davacılar vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——–Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/12/2022