Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1491 E. 2022/851 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1491 Esas
KARAR NO : 2022/851

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 13/12/2018
KARAR TARİHİ : 20/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı —— tarafından dava dışı—–aleyhine ——– dosyasıyla icra takibi ikame edildiğini, icra dosyasından müvekkili bankaya ——89/1. Haciz ihbarnamesi gönderildiğini, müvekkili banka tarafından bu haciz ihbarnamesine karşı — tarihinde yapılan itirazda; ilgilinin müvekkili ——– sayılı hesabında;——–bulunduğu bildirildiğini, haciz ihbarnamesine yapılan işbu itirazda; bu hesaplarda yer alan bakiyenin ——- üzerinde müvekkili bankanın rehin hakkı olduğu belirtilmiş ve haczin tebliğ edildiği tarihte hesapta yer alan ——— sayı dosya dosyalarından hacizler ve muhtelif kurum hacizleri olduğu, müvekkili banka riski ve hacizli bakiye haricinde —- işlendiği belirtildiğini, —- bulunduğunu ve bu hesaplar üzerinde de hacizlerin bulunduğunu bankanın rehinli alacakları düşüldükten sonra bakiye üzerinden haciz işlendiğinin ifade edildiğini, davaya konu haciz ihbarnamesi———— numarası ile yapıldığını, daha sonra ilgili icra dosyasından—- 89/2 haciz ihbarnamesi gönderildiğini, müvekkili banka tarafından bu haciz ihbarnamesine yapılan——– ilgilinin ——- bulunduğunun bildirildiğini, bu hesaplarda yer alan bakiyenin ————üzerinde müvekkili bankanın rehin hakkı olduğu belirtilmiş ve haczin tebliğ edildiği tarihte hesapta yer alan muhtelif hacizlere ilişkin bilgi verilmiş, müvekkili bankanın riski ve hacizli bakiye haricinde hesapta geriye—– işlendiği belirtildiğini, yine bu itirazda —- bulunduğu ve bu hesaplar üzerindede hacizlerin bulunduğu —- rehinli alacakları düşüldükten sonra bakiye üzerinden haciz işlendiği ifade edildiğini, bu haciz ihbarnamesine yapılan itirazda daha önce gelen iki haczin fek edildiği bu nedenle hesaptaki —–üzerine —-işlendiği ve talep edildiğinde gönderileceği belirtildiğini, davaya konu haciz ihbarnamesi itiraz—— muhabere numarası ile yapıldığını, tüm bu itirazlara rağmen ilgili icra dosyasından İİK. 89 madde hükümlerine aykırı olarak ————– gönderildiğini, bu haciz ihbarnamesine karşı itiraz hakkı olmadığından ————-sayılı dosyasıyla şikayet davası ikame edildiğini, bu davanın yargılaması devam etmekte olduğunu, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; ilgili icra müdürlüğü tarafından müvekkili bankaya gönderilen 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamelerine karşı müvekkil Banka tarafından yapılan itirazlar yasal süresinde olup itiraz içerikleri de hukuka uygun olduğunu, bu sebeplerle İcra ve İflas Kanunun 89/3. maddesi ———-müvekkili —- telafisi mümkün olmayan zararlar uğramaması için tedbir talepli olarak borçlu olmadıklarının tespitine, öncelikle müvekkili bankanın telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasının önlenmesi için yargılama sonuçlanıncaya kadar haciz ihbarnamesinin icrasının teminatsız olarak durdurulmasına, —sayılı dosyasından gönderilen — 89/3.haciz ihbarnamesine konu olan borca ilişkin borçlu olmadıklarının tespitine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap sunmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, İİK 89/3 maddesi kapsamında üçüncü şahıs tarafından açılan menfi tespit talebine ilişkindir.
Davacı,—- esas sayılı dosyası borçlusu —-herhangi bir borcunun olmadığını, davacıya gönderilen haciz ihbarnamesinin usulüne uygun olmadığını, davalıya herhangi bir borcunun olmaması sebebiyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —-esas sayılı dosyası celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş,——-üzerinden celp edilerek dosya arasına alınıp incelenmiş, —tarihli bilirkişi raporu ve 13/07/2022 tarihli bilirkişi ek raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
24/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle, “…somut olay yönünden davacı —- ihbarmnamelerine itiraz ettiğine göre 2. ve derdest menfi tespit davası açılmasına sebebiyet verecek biçimde 3. ihbarnamelerin gönderilmesi yasa ve usule uygun değildir. Takip hukukunda şikayet icrayı durdurmadığı ve 3. ihbarnameye de itiraz hakkı olmadığından menfi tespit davası açılması zorunlu olmaktadır.—– sayılı dosyasıyla davacı tarafından ikame edilen şikayete ilişkin prosedür, üçüncü ihbarnamenin iptali kararı ile neticelenecek olursa derdest menfi tespit davası konusuz kalmış olacaktır. Uygulamada bankalar ile müşterileri arasında —- lehine olası risklerin bertarafı açısından bankaları korumaya yönelik olarak müşteri hesapları üzerinde tasarruf etmeyi mümkün kılacak biçimde takas mahsup ya da rehin hakkı tesis edilebilmektedir ve bunlar tamemen yasa ve usule uygundur. Ancak burada dikkate edilmesi gereken husus şudur ki; kendisine (üçüncü şahıs bankaya) ihbarnamenin gönderildiği an itibari ile banka lehine doğmuş ve bu anlamda takas mahsup ya da rehin hakkının kullanılmasını gerektirecek bir hak veya alacağın doğup doğmadığıdır. Dolayısıyla haciz ihbarnamesinin tebellüğ edildiği sırada banka lehine doğmuş hçbir risk ve bu riske bağlı hiçbir alacak hakkından söz edilemeyecekse —— ile —– sözleşmeden rehin hakkına binaen müşteri hesabının —-edilerek icra dosyasına ödeme yapılmasından imtina edilmesi mümkün değildir. Bu çerçevede somut olay yönünden, haciz ihbarnamesine itiraz bağlamında,—- üzerinde müvekkil —– rehin hakkı olduğu belirtilmiş olduğuna göre incelenmesi gereken husus, haciz ihbarnamesinin tebellüğ edildiği sırada takip borçlusu ve dava dışı müşterisinden kaynaklı ve banka lehine doğmuş gerçek bir alacağın olup olmadığıdır. Böyle bir alacak yok ise, —- ile banka arasındaki —– rehin hakkına binaen müşteri hesabının bloke edilerek icra dosyasına ödeme yapılmasından imtina edilmesi mümkün değildir. Ancak, aksi halde rehin hakkı kullanılarak hesap üzerinde blokenin uygulanması ve icra dosyasına ödeme yapılmaması ve dolayısıyla derdest davanın kabulü hukuka uygun olacaktır…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
13/07/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle, “…açıklamalarımız ışığında; konunun hukuki nitelemesi, sözleşme ve yasa maddelerinin yorumu, delillerin değerlendirilmesi ve nihai kararı Yüksek Mahkemenize ait olmak üzere ayrıntıları aşağıda verilen incelemelerimiz sonucunda; Kök raporda da belirtildiği gibi—- incelemede, Davacı Bankanın—-” alacaklı olacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Dolayısıyla banka ile müşterisi arasındaki—– kaynaklı haklarını kullanabileceği mütalaa edilmekle alacaklı —- ihbarnamesinde sorumlu tutulamayacağı değerlendirilmektedir…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
İİK.’nun 89. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen birinci haciz ihbarnamesi ile borçlunun hamiline ait olmayan veya cirosu kabil bir senede müstenit bulunmayan alacak veya sair bir talep hakkının veya üçüncü şahıs elindeki menkul bir malın haczi hâlinde, keyfiyetin üçüncü şahsa duyurulması amaçlanmıştır. Bu haciz ihbarnamesine üçüncü şahsın, borcu olmadığını veya malın yedinde bulunmadığını veya haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın istihlak edildiğini veya kusuru olmaksızın ———-olduğunu veya malın borçluya ait olmadığını veya malın kendisine rehnedilmiş olduğunu veya alacağın borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğunu iddia ederek haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden —- itiraz etme hakkı vardır. Üçüncü kişi, birinci haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, birinci haciz ihbarnamesi ile istenen borç üçüncü kişinin zimmetinde sayılır. Yani üçüncü kişi, kendisinden birinci haciz ihbarnamesi ile istenen alacak miktarını takip borçlusuna borçlu olduğunu kabul etmiş sayılır (m.89/III c.1). ——- birinci haciz ihbarnamesine itiraz etmemiş olan üçüncü kişinin takip borçlusuna borçlu olduğunu kabul etmiş sayılmasına ilişkin bu karine, kesin bir karine değildir. Zira üçüncü kişi, ikinci haciz ihbarnamesini aldıktan sonra da itirazda bulunabilir (m.89/III c.2).
İcra dairesi, birinci haciz ihbarnamesine —– itiraz etmemiş olan üçüncü kişiye, ikinci haciz ihbarnamesi gönderir (m.89/III c.2). İkinci haciz ihbarnamesi ile üçüncü kişiye, birinci haciz ihbarnamesine —– içinde itiraz etmediği için borcun zimmetinde sayıldığı, ikinci haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde m.89/II’de belirtilen sebeplerle ikinci haciz ihbarnamesine itiraz edebileceği bildirilir ve itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi istenir (m.89/III c.2). Üçüncü kişi, ikinci haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde bu ihbarnameye itiraz edebilir (m.89/III c.2). Bu itirazın yapılması da, birinci haciz ihbarnamesine itirazdaki gibidir. Üçüncü kişi haciz ihbarnamesine süresi içinde itiraz ederse İİK’nın 89. maddesinin 4. fıkrasına göre alacaklı üçüncü kişinin verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü kişinin aynı Kanun’un 338. maddesinin 1. fıkrasına göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. Üçüncü kişi, tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci haciz ihbarnamesine de itiraz etmez ise borcun zimmetinde sayılması kesinleşir (Kuru, s. 465 vd.) ve üçüncü kişiye üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilir. Üçüncü haciz ihbarnamesi, ikinci haciz ihbarnamesine süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü kişiye onbeş günlük süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borç ile yedinde sayılan malı zorla alınacağının bildirilmesidir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; celp edilen—– sayılı ilamı ile kesinleşen —-sayılı dosyası dikkate alındığında davacının İİK 89/1-2 ihbarnamelerine itirazlarının usulüne uygun olmadığı, ayrıca süresinde de olmadığı bu sebeple davacıya gönderilen üçüncü haciz ihbarnamesinin yerinde olduğu, ancak davacı ile dava dışı-asıl —imzalandığı ve davacı bankanın dava dışı-asıl — —– kapsamında —- alacaklı olduğu ve bu alacak tutarı—- bulunmasının yerinde olduğu, bu sebeple davacının anılan miktar yönünden menfi tespit talebinde bulunabileceği, fazlaya ilişkin menfi tespit talebinin yerinde olmadığı anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne, davacının—- olmadığının tespitine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir—- — Karar sayılı ilamı)
İİK 89/3-son fıkrası gereğince bu madde kapsamında açılan menfi tespit davaları maktu harca tabidir. Anılan madde hükmü gereğince taraflar lehine maktu vekalete hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Davacının davalıya ————sayılı takip dosyasında ———- BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3-Karar harcı 80,70-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 44,8‬0-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 35,90-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 5,20-TL vekalet harcı, 242,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.283,1‬0-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre —- davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli———maddesindeki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın reddedilen kısmı için davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 6.542,49-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı