Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1488 E. 2019/846 K. 02.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1488 Esas
KARAR NO : 2019/846

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 13/12/2018
KARAR TARİHİ : 02/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının ———— ibaret üç ortağından biri olduğunu, şirketin davalının işyerini 01/09/2007 tarihinde kiraladığını, … şirket dışında şahsi kefil olmadan mukaveleyi imzalamadığı için davacının şirketin menfaati için şahsi kefaletle mukaveleyi imzaladığını, kira müddetince kiraların zamanında şirket tarafından ödendiğini, kira sözleşmesini 31.03.2010 tarihinde tarafların anlaşarak fesih ettiklerini, 01.06.2009’dan 01.03.1010 tarihleri arasında şirket tarafından ödenmemiş borçlar için alacaklı icraya müracaat ettiğini, takip talebindeki borçlularının ———-, kefil olarak … olduğunu, 20 temmuz 2009 tarihinde …’un hisselerini ——– devrettiğini, devir işleminin noterce düzenlenerek ticaret siciline tescil edildiğini, şirket ortakları—— tarafından söz konusu kira borcuna karşılık iki adet 25.000 TL ve 35.000 TL’lik çekin tahsil edildiğini,——- şirket adına olan borcu ödemelerine rağmen, ödeme belgelerini davacıya vermediklerini ileri sürerek açılan davanın kabulüne, alacağını mükerrer tahsil etmek isteyen …’a borcun olmadığının tesbitine, icranın ertelenmesine karar verilmesini, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçelerinde özetle; davacı tarafın borçtan kurtulma davası açtığını, borçtan kurtulma davasının nitelik olarak menfi tespit davası olduğunu, bu konuda kesin hüküm söz konusu olduğunu, kesin hüküm itirazında bulunduklarını, davacı …’un kefilliğe itirazı olmayıp, bilakis dava dilekçesinde davacının şirketin menfaati için şahsi kefaletle mukaveleyi imza ettiğini açıkça beyan ve kabul ettiğini, davacının şirket hissesini devretmiş olmasının şahsi kefaletinin sona erdiği anlamına gelmeyeceğini, ayrıca zaman aşımı itirazın da bulunduklarını, ileri sürerek davanın reddine, davacının kötüniyetle açmış olduğu davada alacağın %20 si ve ayrıca gecikmeden doğan zararlarından az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, davacının kira sözleşmesinden kaynaklı kefil olarak düzenleyip verdiği kıymetli evraktan dolayı davalıya borcunun bulunmadığına ilişkin menfi tespit davasıdır.
Mahkemenin görevli olması, HMK 114/1-c maddeye göre dava şartıdır. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir (HMK 1.md).” Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler” (HMK 115.md). Yasada açıkça dava şartlarının her aşamada mahkemece kendiliğinden araştırılacağı düzenlendiğinden henüz taraflara tebliğ yapılmadan tensip aşamasında dahi mahkemenin görevsiz olması halinde usulden red kararı verilebilir. HMK 137,138 ve 140.maddedeki ön inceleme aşamasında dava şartlarının inceleneceğine dair düzenlemeler, henüz incelenmemiş ise tahkikata geçilmeden önce dava şartlarının incelenmesi zorunluluğunu belirtmektedir. Bu hükümler her aşamada dava şartlarının incelenebileceğine dair 115.madde düzenlemesine inceleme zamanı bakımından en erken zaman olarak sınır çizen bir düzenleme olmayıp incelemenin en geç ne zaman yapılması gerektiğini göstermektedir.
Mahkememizce yapılan yargılama, incelenen dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmalarına göre; davacı 01/09/2007 tarihinde davalının iş yerini ”———- ” olarak kiralandığı, bu sözleşmeye davacıyla birlikte diğer iki ortağında kefil olarak imza attığı, 31/03/2010 tarihinde kira sözleşmesinin fesih edildiği ve bu kira sözleşmesinden kaynaklı kefil olarak düzenleyip davacının verdiği dört adet çekin davalı tarafından tahsil edildiği belirtilerek borçtan kurtulma yönünde huzurdaki menfi tespit davası açılmıştır.
Davada kıymetli evrak kira sözleşmesinden kaynaklı olarak verilmiş olup, yargılamada da kira sözleşmesinin geçerli olup olmadığı feshedilip feshedilmediği ve iddiaya göre kira sözleşmesinden kaynaklı bu borcun ödenip ödenmediği tartışılacaktır. Bu nedenle açılan davada davacının borçlu olmadığına dair iddiası görevli bulunan Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden aşağıdaki şekilde karar verilerek hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK.nun 114/1-c ve 115 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı gereğince davanın usulden REDDİNE,
2-HMK.nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.