Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1483 E. 2022/48 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1483 Esas
KARAR NO: 2022/48 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/12/2018
KARAR TARİHİ: 20/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ——– davalı aleyhine ilamsız takip başlatıldığını, davalının haksız ve hukuka aykırı itirazı ile takibin durduğunu, söz konusu itirazın kötü niyetli olarak yapılması, haksız ve hukuka aykırı olması nedeniyle itiraza karşı İİK m.67 uyarınca işbu davayı açma zaruretinin hasıl olduğunu, davalı borçlunun icra müdürlüğüne yaptığı itirazında,—– yıllarına ait cari hesap tablosundan kaynaklı herhangi bir borcunun olmadığını belirttiğini, ancak borcu ödediğine dair herhangi bir yazılı belge de sunamadığını, borcun kaynağı cari hesap ekstresinin ekte olduğunu, taraflar arasında ticari bir ilişkinin söz konusu olduğunu, bu ticari ilişkiye istinaden müvekkili şirketin ekte sundukları cari hesap tablosundaki alacaklarını tahsil edemediğini ve dava konusu icra takibinin başlatıldığını, ancak davalı borçlu tarafından mezkur icra dosyasına yapıları haksız ve hukuka aykırı soyut borca itirazı ile icra takibinin durduğunu, davalı borçlunun icra dosyasına sunduğu iliraz dilekçesinde borçlu olduğu ödemeyi yaptığına dair herhangi bir delil ya da yazılı belge, dekont vs. sunamadığı gibi soyut borç inkarında bulunduğunu, itirazın mevcut haliyle takibi sürüncemede bırakmak ve müvekkilinin alacağını tahsil etmesini geciktirip engellemek amacıyla kötüniyetle yapıldığının ortada olduğunu, soyut borç inkarı mahiyetinde olan itiraz dilekçesinde davalı borçlunun sözde böyle bir borcu olmadığının iddia edildiğini, ancak itirazı haklı gösterecek somut elle tutulur hiç bir delil, yazılı belge sunulamadığını, davalı yanın itirazının haksız ve hukuka aykırı olup sadece takibi sürüncemede bırakmaya matuf olduğunu, icra takibinin de durduğunu, dolayısıyla davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davalı borçlunun aleyhine başlatılan takibe haksız ve hukuka aykırı bir şekilde itiraz ettiğini, davalı borçlunun icra takibine konu edilen davacı-alacaklı müvekkili şirkete olan cari hesap ekstresinden kaynaklı borcunu ödememiş olmasına rağmen, sırf müvekkilinin alacağına kavuşmasını geciktirmek ve engellemek amacıyla kötüniyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini ve işbu takibin durmasına sebep olarak müvekkilinin alacağının tahsilini engellediğini, bu sebeple takibe kötüniyetli olarak itiraz ederek müvekkilinin alacağını tahsil etmesini engelleyen davalı borçlu aleyhine, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, itirazın iptali davalarında, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, alacağın likit olmasının zorunlu olduğunu, anılan bu tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gerektiğini, buna göre alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığının yeterli olduğunu, kaldı ki işbu davada söz konusu miktarın belli olup alacağın likit olduğunu, davalı borçlu tarafından yapılan itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunun, tüm bu nedenler doğrultusunda işbu davayı açma zaruretinin hasıl olduğunu, davalı yanın yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz olan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesinin gerektiğini belirterek, haksız, hukuka aykırı ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin devamına, davalının haksız ve hukuka aykırı itirazlarının yargılama aşamasının uzaması amacıyla yaptıkları ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına engel olunduğu için davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevap dilekçesine karşı beyan dilekçesinde özetle; davalının cevap dilekçesini sunmuş olmakla sadece soyut bir inkara dayandığını, borcunun olmadığına dair hiçbir beyan/delil sunamadığını, davalı borcunun olmadığını ispatlayamadığından davanın reddini talep ettiklerini, davalı tarafından cari hesap borcunun zamanaşımına uğradığı iddia edilmiş olsa da, borcun cari hesap borcundan kaynaklanmakta olup; icra takibine ve dava dilekçesinde sunmuş oldukları cari hesap ekstresinden de görüleceği üzere alacaklar —— yıllarına dayandığından kanunen zamanaşımının söz konusu dahi olmadığını, asılsız zamanaşımı def’i talebinin reddinin gerektiğini, taraflar arasında ticari bir ilişki söz konusu olduğunu, davalı borçlunun icra dosyasına yapılan haksız ve hukuka aykırı soyut borca itirazının davalı müvekkili ile olan ticari ilişkiyi inkar etmediğini, bununla birlikte —– ödediğine dair hiçbir dekont, makbuz, yazılı belge vs. itirazını haklı gösterecek somut elle tutulur hiç bir belge sunulamadığını, davalının borcunun olmadığını ispatlayamadığını, davalının itirazlarının müvekkilinin alacağını tahsil etmesini geciktirip engellemek amacıyla kötü niyetle yapıldığının ortada olduğunu, davalının borçlu aleyhine başlatılan takibe haksız ve hukuka aykırı bir şekilde itiraz ettiğini, davalı borçlunun icra takibine haksız bir şekilde alacağın tahsilini sürümcemede bırakmak amacıyla itiraz ettiğini, davalı her ne kadar ödeme emrinin ekinde cari hesap alacağı tablosunun tebliğ edilmediğini iddia ederek kötüniyet tazminatına hükmedilmemesini talep etmiş olsa da iddialarının asılsız olduğunu, taraflarınca icra takibine konu cari hesabın icra dairesine sunulduğunu ve ödeme emri ekinde de karşı tarafa tebliğ olduğunu, ayrıca bu iddianın kötüniyet tazminatına hükmedilmemesi için yeterli olmadığını, zira davalı tarafın bilinçli ve basiretli tacir olma yükümlülüğü olup cari hesaptan kaynaklanan borcunu bildiğini, bu sebeple takibe kötüniyetli olarak itiraz ederek müvekkilinin alacağını tahsil etmesini engelleyen davalı borçlu aleyhine, alacağın %20’sinden az olmamak üzereicra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek, haksız, icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek, haksız, hukuka aykırı ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin devamına, davalının haksız ve hukuka aykırı itirazlarının yargılama aşamasının uzaması amacıyla yaptıkları ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına engel olunduğu için davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hiçbir şekilde borcu kabul etmemekle birlikte, sözde cari hesap borcunun zamanaşımına uğradığının görüldüğünü, bu yönüyle de ele alınması halinde taraflarınca yapılan zamanaşımı itirazlarının da değerlendirilmesini arz ettiklerini, borca itiraz dilekçelerinde açıkça belirtmiş oldukları üzere, ödeme emrinin eki olduğu belirtilen cari hesap alacağı tablosunun İİK’nın 58. ve 60. maddelerine aykırı olacak şekilde taraflarına tebliğ edilmediğini, davacının takibe konu ettiği alacağın likit bir alacak olarak nitelendirilemeyeceği gibi, takibe dayanak belgeleri taraflarına tebliğ ettirmeyen davacının kötüniyetli itirazda bulunduklarından bahisle icra inkar tazminatı talebinde bulunmasının kabul edilemeyeceğini, işbu davanın açılması sonrasında, davacının icra dosyasına sunmuş olduğu cari hesap tablosunun taraflarınca harici olarak incelendiğini, söz konusu cari hesap tablosunun, müvekkilinin hiçbir şekilde onayını içermeyen, davacı tarafça tek taraflı olarak düzenlenmiş bir evrak olduğunu, sayın mahkemenizce de kolaylıkla görüleceği üzere, birden fazla firmanın aynı cari hesap tablosu içerisinde takıp edilmiş olduğunu ve müvekkili tarafından yapılan hiçbir ödemeye tabloda yer verilmediğini, müvekkilinin kayıtlarının incelenmesi ile de açıklığa kavuşacağı üzere, takip tarihi itibariyle müvekkilinin davacı şirkete hiçbir borcu bulunmadığını, zira davacının cari hesap tablosunda yer alan faturalara konu mal ve hizmetlerin teslim/ifa edilmediğini, dolayısıyla haksız ve kötüniyetli olarak icra takibi başlatan davacı şirket aleyhine alacağın yüzde 20’sinden aşağı olmayan bir tazminata hükmedilmesini talep ettiklerini, davacı tarafça takip tarihinden itibaren işletilmesi istenen ve hiçbir hukuki temeli bulunmayan fahiş faiz oranının kabulünün mümkün olmadığını, davanın işletilmek istenen faiz oranı yönünden de reddini talep ettiklerini belirterek, öncelikle zamanaşımı defilerinin kabulü ile davanın reddine, nihai olarak davanın esastan reddi ile kötüniyetli ve haksız icra takibinde bulunan davacı aleyhine takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalıya faturanın gönderildiğini, davalının faturayı/cari hesap borcunu ödemediğini, cari hesap/fatura alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —- davalı— celp edilmiş, —- beyannamelerin örnekleri celp edilmiş—- tarihli bilirkişi raporu alınmış ve —- tarihli bilirkişi ek raporu alınarak dava sonuçlandırılmıştır.
—- tarihli bilirkişi raporunda özetle, “…Davacı tarafın incelenen —– yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, yevmiye defterlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, defteri kebirlerin ve envanter defterlerinin yazdırılmamış (boş) olduğu, defteri kebirler ve envanter defterleri yazdırılmadığı için defter kayıtlarının birbirini doğrulayıp doğrulamadığının tespit edilemediği, Davalı taraf ticari defterlerini ibraz etmediğinden davalı tarafın ticari defterlerinin incelenemediği, davacı tarafın ticari defter kayıtları ile davalı tarafın ticari defter kayıtlarının karşılaştırılamadığı, davalı tarafın ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılıp yaptırılmadığı, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığı, defter kayıtlarının birbirini doğrulayıp doğrulamadığı, davalının ticari defterlerindeki kayıtların davacının ticari defter kayıtlarma aykırı olup olmadığı ile ilgili bir tespit yapılamadığı, ayrıca icra takibine konu alacağın dayanağı olan faturaların davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı ile ilgili de bir tespit yapılamadığı, Davalı tarafın ticari defterleri hakkında 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219 ve 220. maddelerinin tatbik edilip edilmeyeceği ile ilgili hukuki değerlendirmenin Mahkemenizin takdirinde olduğu, Davacı tarafın icra takibinde talep ettiği cari/açık hesap bakiyesinin dayanağı olan faturaların, en son düzenlenen faturadan geriye doğru, icra takibinde talep edilen cari/açık hesap bakiyesini karşılayacak tutarı içeren faturalar olduğu, Davacı taraf icra takibinde —– cari/açık hesap bakiyesini talep ettiğinden bu tutarı karşılayacak olan icra takibine konu alacağın dayanağı olan faturaların davacı——-tarafından davalı —— düzenlenmiş aşağıdaki tabloda bilgileri yer alan—- adet fatura olduğu, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan —- adet fatura ile ilgili davacı tarafından davalı adına aşağıdaki tabloda bilgileri yer alan —– adet sevk irsaliyesinin düzenlenmiş olduğu, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan —- adet faturanın fotokopisinin dava dosyasında bulunmadığı, söz konusu faturaların inceleme sırasında davacı tarafından ibraz edildiği ve tarafımca incelendiği, faturaların fotokopilerinin rapor ekinde olarak sunulduğu, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan —- adet faturanın üzerinde tarih ve numarası yazılı olan —- adet sevk irsaliyesinin okunamayan fotokopilerinin dava dosyasında bulunduğu, söz konusu sevk irsaliyelerinin inceleme sırasında davacı tarafından ibraz edildiği ve tarafımca incelendiği, sevk irsaliyelerinin fotokopilerinin rapor ekinde olarak sunulduğu, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan —- adet faturada yazılı olan malların davalı tarafa teslimine ilişkin —– adet sevk irsaliyesinin teslim alan kısmında isim ve imza bulunduğu, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan – adet faturanın davalı tarafa teslimine ilişkin dava dosyasında bir belge bulunmadığı, Davalının bağlı bulunduğu vergi dairesinden —– ayına ilişkin aylık bazda——— istenmesi hususundaki takdir hakkının Mahkemenize ait olduğu, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan —-adet faturanın davacı tarafın —— yılına ait yevmiye defterinde kayıtlı olduğu, Davacı tarafın —– yıllarına ait yevmiye defterlerinin incelenmesinde; davacının davalıdan yevmiye defteri kayıtlarına göre takip tarihi itibarıyla —– alacaklı olduğu, Davacı tarafın—- yılma ait yevmiye defterinde,——tarihinde ——— tutarında alacak kaydı yapıldığı, bu tutarın takip tutarı ile aynı olduğu, bu kaydın dayanağı olan ——- başlıklı belgenin fotokopisinin inceleme sırasında davacı tarafından ibraz edildiği ve tarafımca incelendiği, —— tarihli hesaplar arası virman başlıklı belgenin fotokopisinin rapor ekinde——- sunulduğu,——- alacağınız olan ——–açıklamasının yer aldığı, açıklamanın altında davacı ve davalı şirket ile dava dışı üçüncü şahıs—— kaşelerinin ve kaşeler üzerinde imzaların bulunduğu, davalı ve dava dışı üçüncü şahıs kaşeleri üzerindeki imzanın aynı imza olduğu, Söz konusu hesaplar arası virman belgesindeki ifadenin, davalının alacağı olan ——–dava dışı üçüncü şahşın hesabına alacak olarak devredilmesi şeklinde kaleme alınmış olduğu, yani alacağın devredilmesi için düzenlenmiş bir belge gibi olduğu, ancak hesapların incelenmesinde, belgenin düzenlendiği —— tarihinde davalının davacıya —– borçlu olduğu, bu tarihte davalının borcunun ——dava dışı üçüncü şahsın hesabına borç kaydı olarak işlendiği, yani davalının borcunun dava dışı üçüncü şahıs tarafından üstlenilmesi şeklinde işlem yapılmış olduğu, Davacının —— yılları yevmiye defteri kayıtlarında yer alan,——- altında bulunan dava dışı üçüncü şahıs——- başlıklı bölümde yapılmış olduğu, Hesapların incelenmesinde; dava dışı üçüncü şahsın, davalının davacıya olan ve kendisinin üstlendiği —— borç ve kendisinin davacıya olan borcu için davacıya hiç ödeme yapmadığı, İcra takip dosyasında ve dava dosyasında bulunan cari hesap ekstresinin incelenmesinde; davalının davacıya olan ve —— tarihinde dava dışı üçüncü şahsın hesabına devredilen ancak dava dışı üçüncü şahıs tarafından ödenmeyen —-borcu için davacı tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldğı, Davacı tarafın —– asıl alacaktan oluşan takip tutarı üzerinden başlatmış olduğu icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine açmış olduğu itirazın iptali davasında davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline karar verilmesini istediği, harca esas dava değerini ——- olarak gösterdiği, Mahkemenizce davacı tarafın davalı taraftan alacaklı olduğuna ve davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilir ise; davacının asıl alacağına takip tarihinden itibaren yıllık———kısa vadeli avanslar için uyguladığı avans faiz oranına göre belirlenen, ticari işlerde istenebilecek değişen faiz oranları üzerinden ticari temerrüt faizi uygulanabileceği——–yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
—- tarihli bilirkişi ek raporunda özetle, ——1) Bilirkişi kök raporundan sonra dava dosyasına giren davalı —— formuna göre; mal teslimi ve fatura tebliği durumunun aşağıda tekrar incelendiği ve değerlendirildiği, 2) Davacı tarafın icra takibinde talep ettiği cari/açık hesap bakiyesinin dayanağı olan faturaların, en son düzenlenen faturadan geriye doğru, icra takibinde talep edilen cari/açık hesap bakiyesini karşılayacak tutarı içeren faturalar olduğu, Davacı taraf icra takibinde —– cari/açık hesap bakiyesini talep ettiğinden bu tutarı karşılayacak olan icra takibine konu alacağın dayanağı olan faturaların davacı —— tarafından davalı—– düzenlenmiş aşağıdaki tabloda bilgileri yer alan —- adet fatura olduğu, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan— adet fatura ile ilgili davacı tarafından davalı adına aşağıdaki tabloda bilgileri yer alan — adet sevk irsaliyesinin düzenlenmiş olduğu, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan ——faturanın fotokopisinin dava dosyasında bulunmadığı, söz konusu faturaların inceleme sırasında davacı tarafından ibraz edildiği ve tarafımca incelendiği, incelenen faturaların fotokopilerinin kök rapor ekinde sunulduğu, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan —- faturanın üzerinde tarih ve numarası yazılı olan — adet sevk irsaliyesinin okunamayan fotokopilerinin dava dosyasında bulunduğu, söz konusu sevk irsaliyelerinin inceleme sırasında davacı tarafından ibraz edildiği ve tarafımca incelendiği, incelenen sevk irsaliyelerinin fotokopilerinin kök rapor ekinde sunulduğu, 3) İcra takibine konu alacağın dayanağı olan —– davalı tarafından ilgili ayda bağlı olduğu —– ile bildirildiği, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan —adet faturadan, bildirim sınırı altında olan —-adet faturanın — davalı tarafından ilgili ayda bağlı olduğu—- bildirilmediği, bu fatura bildirim sınırı altında kaldığı için bildirim yapma yükümlülüğünün bulunmadığı, 4) İcra takibine konu alacağın dayanağı olan —— adet faturada yazılı olan malların davalı tarafa teslimine ilişkin — adet sevk irsaliyesinin teslim alan kısmında isim ve imza bulunduğu, Mahkemenizce——- numaralı ara karar ile — nolu ara kararı gereğince davacı tarafından sunulan imzalı irsaliye suretleri ve virman yazı suretinin altındaki imzanın davalıya ait olmadığı hususunda davalının isticvap edilmesine, söz konusu delillerin davalıya tebliğine, isticvap davetiyesine HMK 171. Maddesindeki ihtaratın yazılmasına” şeklinde karar verildiği, Mahkemenizce ——- tarihli duruşmada “Önceki celse ara kararları uyarınca; davalıya isticvap davetiyesinin usulüne uygun tebliğ edildiği, yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen hazır olmadığı gibi herhangi bir mazeret dilekçesi de sunmadığı” şeklinde tespitte bulunulduğu, Davalının isticvabı ile ilgili hukuki değerlendirmenin Mahkemenizin takdirinde olduğu, Ayrıca icra takibine konu alacağın dayanağı olan —- adet faturadan toplam tutarı—— olan —-davalı tarafından ilgili ayda bağlı olduğu—— takip dayanağı faturaların davalı tarafından bağlı olduğu —- bildirilmiş olup olmadığı ilgili —– sorularak bildirilmişse bu faturanın kendi defterine kayıtlıymış gibi kabul edilip fatura içeriği malın teslim alındığı karinesini kabul etmekten ibarettir———- Bu konudaki hukuki değerlendirmenin Mahkemenizin takdirinde olduğu, 5) İcra takibine konu alacağın dayanağı olan—– adet faturanın davalı tarafa teslimine ilişkin dava dosyasında bir belge bulunmadığı, Ancak icra takibine konu alacağın dayanağı olan —- faturadan toplam tutarı —– davalı tarafından ilgili ayda bağlı olduğu —– bildirildiği, bu durumun söz konusu —- adet faturanın davalı tarafından teslim alındığını gösterdiği, 6) İcra takibine konu alacağın dayanağı olan —- adet faturaya davalı tarafından itiraz edildiğine dair dava dosyasında bir belge bulunmadığı——yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın iptali davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura ispat kulfeti açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları ile —– üzerinde yapılan bilirkişi incelmesi sonucunda, davacı tarafça talep edilen cari hesap alacağının davacı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu, davalının inceleme gününde ticari defterlerini ibraz etmediği anlaşılmıştır. Ayrıca davalının dava konusu olan —–faturaların davalı tarafından—- bildirildiği anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle davalı, dava konusu edilen —– faturalara ilişkin malı kabul edip ——- bildirdiği anlaşılmaktadır. O halde davalı, dava konusu olan —adet fatura yönünden beyanname vermekle cari hesaba konu hizmet/malları teslim aldığının ve teslim aldığı malların/hizmetin de bedelini ödemekle yükümlü olduğunun kabulü gerekir.——-
Davalı tarafından dava konusu —- davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği, davalı tarafından —– bildirilen faturalar yönünden düzenlenen irsaliyelerdeki teslim alan kişinin—- olduğu, dava konusu —- bedelli fatura davalı tarafından —- bildirilmemiş ise de; dosya kapsamında bilirkişi raporu ile —- beyan edilen faturalardaki irsaliyeleri teslim alan kişinin de —- olduğu, anılan—- bedelli faturadaki teslim alan kişininde aynı olduğu, davalı tarafından süresi içerinde defter ibrazında bulunulmaması sebebiyle ibrazdan kaçındığı ve bilirkişi ek raporuna karşı süresi içerisinde itirazda bulunmaması sebebiyle HMK 94/3 maddesi de dikkate alındığında davacının —– bedelli fatura yönünden de teslim olgusunu ve alacağını ispat ettiğine kanaat getirilmiş, bilirkişi ile tespit edilen toplam miktarın davacı tarafından talep edilen miktardan fazla olduğu, taleple bağlılık gereği icra takibindeki miktar üzerinden davanın kabulü gerektiği anlaşılmış, davanın kabulüne, davalının —– dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, —–asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin devamına karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır—–Dosyaya konu alacağın cari hesap ilişkisi/faturaya dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı —– üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
-Davalının—– sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile, 16.241,87-TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 1.107,64-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 276,91-TL harç ve icra veznesine yatırılan 81,07 TL harcın mahsubu ile bakiye 749,66 -TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 357,98 -TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 5,20-TL vekalet harcı, 214‬,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.100,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.355,1‬0-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ————- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.20/01/2022