Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1474 E. 2021/549 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1474 Esas
KARAR NO : 2021/549

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 10/12/2018
KARAR TARİHİ : 01/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize gönderilmiş olan dava dilekçesinde özetle; davalıların araç maliki , sürücüsü ve sigortalısı —-sayılı araca %100 kusurlu olarak çarpmak suretiyle hasara uğradığı, meydana gelen kaza sonucu davacı firmaya ait aracının rayiç değerinde düşüş yaşanmıştır ve araçta 1.000,00-TL lik değer kaybı oluştuğu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre de, bir araç ne kadar iyi onarılırsa onarılsın rayiç değerinden kaybettiği, —- kararında da “Tamamen onarılmış olsa bile kazaya uğrayan araba, tahribatın izlerini taşıyacağından onarıldıktan sonra mübadele ( rayiç ) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerektiği, aracın onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir” demekle, değer kaybı hakkındaki —- haklılığını ortaya koyduğu, kaza nedeniyle müvekkil şirket aracını tamir edildiği süre içerisinde kiraya verememiştir. Kazaya karışan müşterisine de bu aracın yerine başka bir araç temin etmek zorunda kalmıştır. Dolayısıyla, kaza nedeniyle müvekkil firma ticari kazancından mahrum kalmıştır. Aracın kira kaybı bedeli 200,00-TL zarardan yalnızca davalılar —- sorumlu olup, kazanç kaybı sigorta teminatı dışında kalmaktadır. Dava sonunda aleyhimize yargılama masrafı veya vekâlet ücreti tahakkuk ettirilmemesi için bu hususu özellikle belirtmek gerektiği, işbu değer kaybı ve kazanç kaybı bedellerinin ödememesi üzerine, davalı aleyhine — sayılı dosyası ile icra takibine geçildiği, borçlu dava konusu icra takibine zaman kazanmak maksadıyla haksız ve gerçeğe aykırı bir şekilde itiraz ettiği, açıklanan nedenlerle — ile yapılan takibe yönelik davalı- borçlunun haksız ve yersiz itirazının iptali ile takibin davalıya gönderilen “ödeme ihtarının tebliğ tarihinden’7 itibaren ticari avans faizi ile birlikte devamına,,(sigorta şirketi yönünden sadece değer kaybı ile sınırlı olmak kaydıyla) yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin de davalılara tahmiline, davalının en az %20 icra-inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı —-mahkememize göndermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça, benim yönümden dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesini icra dairesinden talep etmesi gerekmekteyken bu defa itirazın iptali istemi ile eldeki dava açıldığı, yerleşim yeri adresim itibariyle eldeki davaya bakmaya —- Asliye Ticaret Mahkenjesi yetkili olduğundan mahkemenizin yetkisine de itiraz ettiği, davanın —Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemeşne gönderilmesine karar verilmesini talep ettiği, kaza tespit tutanağında belirtilen tarihte adına— sayılı aracın ve takip alacaklısı şirkete ait aracın karıştığı bir trafik kazası meydana geldiği, meydana gelen kazada tarafların kusur durumları ile ilgili polis memuru tarafından tutulan tutanak dışıiıda herhangi bir tespit ve rapor bulunmadığı, polis memuru tarafından tanzim ediien tutanaktaki kusur oranını kabul etmediği, bahsi geçen trafik kazasının üzerinden 2 yıldan fazla bir zaman geçmiş olup zamanaşımı süresi dolduğu, ayrıca davacının takibe konu ettiği zararların tarafımın karıştığı kaza neticesinde meydana gelip gelmediği hususu da sabit olmadığı, dava ve takip konusu borcu kabul anlamına gelmemek — aracımın kaza —- olup karşı tarafın aracının bana ait araç nedeniyle oluşmuş bir zararı var ise bu zararının karşılanması için öncelikle sigorta şirketine başvurması gerektiği, dava açmadan sigorta şirketine başvuru dava şartı olup sonradan giderilmesi de mümkün olmadığı, açıklanan nedenlerle açılan davaya ilişkin usule ve esasa ilişkin itirazlarım değerlendirilerek davanın reddine ve davacı aleyhine takip konusu ettiği asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı —şirketi vekili tarafından mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; davalı — araçta meydana gelen değer kaybı ve kira kaybı talebi ile davalı şirket hakkında– sayılı ilamsız takibe itiraz edildiği, dava konusu talep haksız fiil sonucu meydana gelen bir zarar olup.davacı vana ödeme yapılabilmesi için davalı şirketin sorumluluğunun tespiti gerektiği, davacı hakkımızda başlatılan ilamsız İcra takibinde: tek taraflı belirlenen değer kaybı tutarı ve kira kaybı talep ettiği, kazanç kaybı zaten — poliçe teminatına dahil olmadığı, iş bu nedenle iş bu davada herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı, ortada likit bir alacak mevcut olmadığından, tarafımıza %20 İcra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerektiği, açıklanan nedenlerle davanın reddine, temerrüde düşmemiş ve dava açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan davalı şirket aleyhine vekalet ücreti, yargılama giderleri ve faize karar verilmemesine, kabul anlamına gelmemek üzere aleyhe hüküm kurulması halinde ise— kusur oranı dikkate alınarak hüküm kurulması gerekliliğine, reddedilen kısım için ise yargılama ücreti ve ücreti vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle,——- icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiştir.
İtirazın iptali istemine konu, —- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının ——asıl alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçlulara —–tarihinde —- dosyasındaki asıl alacağa, ödeme emrine, faize, faiz oranına ve tüm ferileri ile birlikte dosya borcunun tamamına itiraz edildiği, dilekçenin davacı tarafa tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı dolayısıyla 1 yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığı, davanın — hak düşürücü süre içerisinde, 1.374,28-TL asıl alacak üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış, ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan ——bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından——–plakalı araç sürücüsü ——- 2918 sayılı YKTK nın 57 /a- b/1-5 maddesini ihlali sonucu davacının —— plakalı aracına çarparak hasara uğrattığı bu nedenle tam kusurlu olacağı — kusuru paylaşacağı, yapılan incelemede aracın 2. El alış faturası, aracın —-değeri, —— benzer araç rayiç değerleri biribirini doğrulaması sonucu davacı tarafın— olduğuna dair rapor tanzim edilmiş olduğu görülmüştür.
Davalı ——–tarihinden önce değer kaybı ve kira kaybı için yapılan bir başvuru bulunmadığının mahkememize bildirilmiş olduğu, ——-plakalı aracın hasar dosyası, —-ve varsa ödemelere ilişkin belge örneklerinin istenildiği görülmüştür.
Bilirkişi raporuna karşı davacı tarafın beyan dilekçesi ve — mahkemesi iptal kararı ve davaya konu aracın önceki kazaları da gözönüne alınarak davacının taleplerinin değerlendirilmesi amacıyla 26/01/2021 tarihinde ek rapor alınmak üzere dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen——- sayfası araçlarda değer kaybının, hangi parçaların değişiminden, onaranından, boyanmasından meydana geldiği ve bu değer kaybının nasıl hesaplanacağı belirtilmişsede — mahkemesince iptal edildiği, araçla ilgili kişi kurum kuruluşlardan elde edilen bilgilerden değerlemesinde –karşılaştırma yöntemleri birlikte kullanılarak aracın rapor tarihli değerinin hesaplamaları yapıldığı, üretici firmalar ve 2.el piyasada aracı—görüşüldüğü, değeri—paylaşılarak ve 2.el piyasa değerleri ile— değerlendirilmiş. ilgili görüşleride alındığı, günümüz ekonomik piyasa koşulları da dikkate alındığı, araca ait satın alma fatura dosyada olmadığından ,noter satış bilgisi ile mülkiyet tespiti yapıldığı, maliyet ve emsal araştırmaları yapıldığı, dosya konusu —- maliyet ve emsal karşılaştırma yöntemleri birlikte kullanılmış ————— yıllarında son derece hızlı artmış (%150)ve şimdide tekrar düştüğü, daha önce değer kaybı hesabı——- göre belirlendiği, değer kaybı miktarından daha az çıktığı, hatta kaza yapan bir aracın kilometresi —- ise aracın hasar miktarı ne kadar yüksek olursa olsun değer kaybı — kararıyla gerçek değer kaybını tespit etmeyen ve denetime açık olmayan bu hesaplama formülü artık uygulanamayacak. Gerçek değer kaybı, pazar koşulları nazara alındığı hasar gören aracın, hasara—–: Kazalı emsal araç değeri— davacı tarafın zarar ziyan hesabı— dair rapor tanzim edilmiş olduğu görülmüştür.
2918 sayılı KTK’nın 109/1-4. maddeleri, motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza günüden başlayarak —-kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğredikleri günden başlayarak 2 yılda zamanaşımına uğrar.” hükmünü haizdir.
TBK’nun 154/2. maddesi hükmüne göre “alacaklı, dava veya defi yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa —” zamanaşımı kesilir. Aynı Kanunun 156/1. maddesi hükmü gereğince, “zamanaşamının kesilmesiyle, yeni bir süre işlemeye başlar.” hükmünü içermektedir. İcra takibi dosyasına yapılacak her talep ile zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlayacaktır.
Zamanaşımının icra takibiyle kesilmesi halinde, takibe ilişkin her işlemden sonra yeni bir sürenin başlayacağı ve başlayacak yeni sürenin, asıl zamanaşımı süresi kadar, bir diğer söyleyişle bir yıldan ibaret olduğu izahtan varestedir. İcra takibinin itiraz üzerine durması halinde, alacaklının kesilen ve yeniden başlayan zamanaşımı süresinin tekrar kesilmesini ve yeni bir sürenin başlamasını teminen yapabileceği tek işlem, itirazın iptalini veya kaldırılmasını dava etmekten ibarettir. Söz konusu işlemlerin, —uygulaması ve — benimsenen “uyuşmazlığı ileriye götüren işlemler” niteliğinde olduğu açıktır. İİK’nın 67. ve 68. maddelerinde söz konusu davaların açılabilmesi için öngörülen bir yıllık ve altı aylık süreler ise hak düşürücü nitelikte olup itirazın tebliği tarihinden itibaren başlamakla birlikte, bu davaların itiraz alacaklıya tebliğ edilmeden de açılmasına engel bir kanun hükmü bulunmamaktadır. İtirazın alacaklıya tebliğ edilmemesi, sadece İİK’nun 67 ve 68. maddelerinde sözü edilen hak düşürücü sürelerin başlamasına engel teşkil eder niteliktedir.
Bu açıdan bakıldığında, işbu dava, icra takip dosyasında itirazın alacaklıya tebliğ edilmemesi sebebiyle İİK 67/2. maddesinde yazılı bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış ise de, hak düşürücü süre ile zamanaşımının birlikte — halinde zamanaşımı süresinin dolmasından sonra ve fakat hak düşürücü süre içerisinde açılan davanın alacağın zamanaşımına uğramasına engel bir niteliği yoktur.
Zamanaşımı defi davanın esası hakkında her türlü muameleye manidir. Bu sorun halledilmeden davanın esası incelenemez.—-
Borcu ortadan kaldırmamakla birlikte, yerine getirmekten kaçınma yetkisi veren zamanaşımı defi, ancak, bunu ileri süren taraf yönünden sonuç doğurmakta, bir başka anlatımla, Mahkemece, kendiliğinden gözetilemeyen zamanaşımı defi, yasal süresinde ileri sürüldüğü takdirde değerlendirmeye alınabilmekte daha açık bir ifade ile zamanaşımı defi ancak bunu ileri süren taraf lehine hukuki sonuç doğurmaktadır.
Somut olayda, davalı —- süresinde zamanaşımı definde bulunmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenler, ilgili yasal düzenlemeler, icra dosyası ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafça 23/09/2015 tarihinde gerçekleşen kaza nedeniyle 05/12/2017 tarihinde davalılar aleyhine 2918 sayılı yasa kapsamında değer kaybı ve kira kaybı alacakları için icra takibi başlattığı, bu tarihte zamanaşımının kesildiği, davalıların icra takibine süresi içerisinde itiraz ettikleri, her iki borçlu yönünden de icra takip tarihi dikkate alınarak alacağa ilişkin KTK 109 maddesinde yazılı iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından davalı ———yönünden zamanaşımı defiinin kabulü ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.———plakalı davalı aracın araç sürücüsü — kavşaktaki şartlara uyacak şekilde geçiş önceliğine riayet etmeden aracını sürdüğü, davalı taraf olan——- 2918 sayılı YKTK nın 57 /a- b/1-5 maddesini ihlali sonucu davacının —-plakalı aracına çarparak hasara uğrattığı bu nedenle tam kusurlu olacağı, davalı Sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında değer kaybı talebinden sorumlu olacağı, yapılan incelemede aracın—– araç rayiç değerleri biribirini doğrulaması sonucu davaya konu araç değer kaybının bilirkişi raporunda daha fazla belirlenmekle birlikte davanın itirazın iptali davası olması ve takibe sıkı sıkıya bağlı yargılama yapılması nedeniyle davacının talebi ile bağlı kalınarak 1.000,00-TL değer kaybı talebinin kabulüne karar verilmiş olup davacının takipten önce davalı tarafı temerrüde düşürdüğüne dair belgeye rastlanmadığından işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiş, yine davaya konu alacağın yargılamayı gerektirmesi ve likit olmaması sebebiyle icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davacının Davalı———hakkında açtığı davanın zamanaşımından REDDİNE,
2-Davacının Davalı——– yönünden açtığı davanın KISMEN KABULÜ İLE,
a-Davalının davaya konu —— esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 1.000,00-TL asıl alacak (değer kaybı) üzerinden devamına, asıl alacağa işleyecek faiz yönünden ödeme ihtarının davalıya tebliğ tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık %9 faiz oranını geçmemek koşulu ile yıllık % 9 oranında ve değişen oranlarda işleyecek yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin işlemiş faiz talebinin reddine,
b-Davacı tarafın yasal koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Alınması gerekli 68,31-TL harçtan peşin alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile 32,41-TL harcın davalı—– alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafça peşin yatırılan 35,90-TL peşin harcın davalı —- alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 311,6‬0-TL posta ve tebligat ücreti, 750-TL bilirkişi ücreti ücreti olmak üzere toplam 1.097,50-TL yargılama giderinin, davanın kabul ret oranına göre 801,17-TL nin davalı—– alınarak davacıya verilmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —-esaslara göre belirlenen 1.000,00-TL vekalet ücretinin davalı—- alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı—-taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—-esaslara göre belirlenen 374,28-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı— verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.