Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1466 E. 2018/1246 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/905 Esas
KARAR NO : 2018/1197
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/08/2016
KARAR TARİHİ : 11/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: 0Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket davalı taraf ile —– tarihinde ————-adlı vakum dolgulama makinasının satımı ve karşılığında 162.717,50 TL + KDV ödemesi konusunda anlaştıkları, sözleşme konusu makinayı —– tarih ——— seri nolu fatura ile eksiksiz teslim ettiğinin,ancak davalı tarafın teslim aldığı makinayı aylarca kullanmasına rağmen ödeme yapmadığının,müvekkil tarafından makina bedeli talep edildiğinde ——– tarih ve——–seri numaralı fatura ile davalı tarafından iade edildiğinin,iade faturası müvekkil tarafından teslim alındıktan sonra yasal sure içinde ————–Noterliği ——— tarih, ——- yevmiye numaralı ihtarname ile tam donanımlı çalışır şekilde davalı tarafa teslim edilen makinanın 7 aylık kira bedeli ve yıpranma payının faizi ile birlikte ödenmesi talep edildiğinin,ancak davalı tarafın ———Noterliği ——- tarih,—–yevmiye numaralı ihtarname ile satımı ve teslimi yapılan makinanın kurulum ve hizmete alınmadığı, kurulduktan 1 ay sonra arıza yapan makinaya yedek parça ve servis hizmeti verilmediğini, davalı tarafça a-mail yoluyla bildirim yapıldığı,sonrasında ise makinanın iadesinin istendiği bildirilerek itiraz ettiklerinin,satış sözleşmesinde satıcının satılan malın zilliyet ve mülkiyeti alıcıya devretme,alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcu üstlendiğinin,müvekkil sözleşmeden kaynaklanan teslim yükümlülüğünü eksiksiz yerine getirdiğinin,ancak 1 ay sonra arıza oluştu şeklinde beyanları ile müvekkile her hangi bir bildirimde bulunulmadığı ve ihtara uymadan kullandıkları makinayı müvekkile iade ettiklerini,davalı tarafın aylarca makinayı kullanarak ticaretini yaptığı ve kazanç sağladığının,bu nedenle davalı tarafın malı elinde bulundurduğu döneme ilişkin emsal kira bedelleri oranında tazminat ödemekle yükümlü olduğunun,davalı taraf sözleşmeden dönme iradesini ortaya koyarak uyuşmazlığa konu makinayı 7 ay karşılıksız kullanmış ve emsal bir makinanın vereceği 7 aylık kullanım bedeli tutarında sebepsiz zenginleştiğinin,müvekkil aylarca satış bedelini talep etmiş ancak ödeneceği bahanesiyle bekletildiğinin,harici araştırmalar sonucunda sözleşme konusu vakumlu dolgu makinasının aylık rayiç bedeli 4.500,00 USD olduğu tespit edildiğinin, müvekkilin her ay 4.500,00 USD zarara uğradığının,ayrıca davalı tarafından teslim aldığı makinanın 2.el konumuna düşmesi sebebiyle değer kaybınında davalıdan tahsil edilmesi gerektiğinin,davalı tarafın ödeme ihtarı öncesinde her hangi bin ayıp ihbarında da bulunmadığı ve 7 ay boyunca makinayı kullanarak kazanç sağladığı,devarh eden süreçte haksız şekilde iade ettiğinin,bu nedenlerle davanın kabulu ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla müvekkilin uğradığı zarara karşılık 10.000,00 TL maddi zararın en yüksek avans faizi ile davalıdan tahsiline ve davalının mal kaçırma ihtimalinin olması ve alacak hakkının doğması kuvvetle muhtemel olacağı sebebiyle İİK 257 maddesi uyarınca ihtiyati haciz talebi yönünde karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Açılan davanın belirsiz alacak olarak açılmış olması ve dava dilekçesinde aylık 4.500,00 Avro kiradan bahsedilmesi sebebiyle belirsiz alacak davası açılamayacağının,davacı tarafın müvekkilin satımı konusunda anlaştıkları makinayı bedeli ödenmeden 7 ay kullanarak makinayı haksız bir şekilde iade ettiği iddialarının gerçeği yansıtmadığının,09.05.2015 tarihinde teslimi alınan makinanın kurulum ve hizmete alınması gibi işlemler davacı tarafça yerine getirilmediğinin,bu nedenle 1 ay bu sebeple çalıştırılamadığının,daha sonra makinanın sık sık arıza yaparak müvekkilin makinayı kullanamadığı,yedek parça ve servis hizmetlerinin sözleşmeye uygun bir şekilde yerine getirilmesi talebinde bulunmasına rağmen davacı tarafın bu sorumluluklardan kaçtığının,a-mail yoluyla arızanın ne şekilde giderileceğini tarif etmekle yetindiklerinin,ancak makinadan istenen hizmetin sağlanamadığı davacı tarafa bildirildiğinin,bunun üzerine müvekkil davacının talebi ile makinayı davacıya iade ettiğinin,davacı tarafın ödeme ihtarı öncesinde davalının her hangi bir ayıp ihbarı bulunmadığı yönündeki iddiasının gerçekle örtüşmediğinin,davacı tarafa ayıp ihbar her arızada bildirilmiş olmasına rağmen davacı tarafın üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediğinin,müvekkil sürekli arıza çıkarın bir makinadan servis ve yedek parça temininde sıkıntı olması sebebiyle bir menfeat elde etmekten ziyade iş gücü ve zaman kaybına uğradığının,müvekkil makinayı ikinci ve yedek makina olarak aldığı,gerekmedikçe kullanmadığı,bu nedenle makinada her hangi bir değer kaybı olmadığının,taraflar arasında yazılı bir satış sözleşmesi bulunmadığı,davacı teamüllere ve şifahi anlaşmaya göre teknik ekip tarafından kurulup devreye alınması gereken makinayı kurarak teslim etmediğinden kusurlu davrandığının,davacı şirket sahibinin”abi al makinayı,nasıl istersen öde” denilmesi üzerine müvekkil teklifi Kabul ettiğinin,makinanın sürekli arıza çıkararak menfıat sağlanamadığının,dava konusu makina üzerinde keşif yapılmasını davacı tarafın talep ettiğinin,makina iadesi üzerinden 10 ay geçmesi sebebiyle keşif talebinin kabulu mümkün olamayacağının,tanık dinletme talebine muvafakatları olmadığının,bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, davacı tarafından davalıya satılarak teslim edilen vakum dolgulama makinesinin davalı tarafından iade tarihine kadar kullanımı nedeni ile oluşan kullanım bedeli ve değer kaybı bedeline ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Talimat mahkemesi aracılığı ile alınan Bilirkişi raporunda ,” davacı tarafından davalı şirkete satılan ———– adlı vakum dolgulama makinasında —– TL kullanım bedeli meydana gelebileceğinin kanaatine, davacı tarafından davalı şirkete satılan ——– adlı vakum dolgulama makinasında takdiren —— TL değer kaybı meydana gelebileceğinin kanaatine şeklinde ” rapor sunulmuştur.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmaları, denetlenebilir bilirkişi raporu içeriğine göre, dava konusu makine vakum dolgulama makinesi olduğu, bu makinenin 09/05/2015 tarihinde davalı şirkete satıldığı, davalı şirketin de 20/11/2015 tarihinde kesmiş olduğu iade faturası ile davacı şirkete faturayı iade etmiş olduğu, bahsi geçen makinenin 6 ay 10 gün boyunca davalı şirket uhdesinde kaldığı, uyuşmazlık dışıdır. Davada bu makinenin davalıda kaldığı süre içerisinde meydana gelen kullanım bedeli ile değer kaybı bedeli talep edilmektedir. Denetlenebilir ve içeriği nedeni ile kısmi olarak uyulan bilirkişi raporuna göre makinenin yaklaşık 6 ayı aşkın süre içerisinde kullanıldığında, makinede 32.500,00 TL kullanım bedeli oluşacağı tespit edilmiştir. Davalı tarafından söz konusu inceleme yapılan iş makinesi iade ettikleri makine olup olmadığını bilmedikleri iddia edilmiş ise de bunun yargılama açısından öneminin olmadığı, zira ilgili makinenin bahsi geçen sürede kullanımından dolayı istenen alacak miktarı olduğu, değerlendirilmiştir. Bu çerçevede davacının kullanım bedeli yönünden davasının ıslah dilekçesi çerçevesinde kabulüne karar vermek gerekmiş, değer kaybı yönünden ise tarafların beyanı ve iddiaya göre makinenin iki tarafın anlaşması ile iade edildiği, söz konusu makinenin kullanım sonrası iade ve bu kullanıma göre kira ücreti talep edilmekle, değer kaybı yönünden talebinin reddine, davacının kullanım bedeli yönünden davasının kabulü ile, 32.500,00 TL kullanım bedelinin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının değer kaybı yönünden talebinin REDDİNE,
2-Davacının kullanım bedeli yönünden davasının KABULÜ ile, 32.500,00 TL kullanım bedelinin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 2.220,08 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 811,19 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.408,89 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 844,69 TL ilk masraf, 205,75 TL tebligat ve müzekkere gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.650,44 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.129,25 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.900,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/12/2018