Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1427 E. 2021/1155 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1427 Esas
KARAR NO : 2021/1155

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/12/2018
KARAR TARİHİ : 07/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı …,—– sözleşmesi akdettiği, 26.06.2018 tarihinde imzalanan bu sözleşmeye—- edecek davacı şirket ise davalıya —- bulunacağı, sözleşmenin imzalandığı tarih — olarak verilmiş, geriye kalan —– sözleşmenin yapıldığı andaki—– keşide tarihli— tutarlı çekler vasıtasıyla teminat altına alındığı, sözleşmenin imzalandığı tarihten sonra yaşanan ekonomik gelişmeler müvekkil şirketi olumsuz etkilemiş, davacı şirketin —– eşiğine geldiği, sözleşmenin akdedilmesinden sonra———- olarak öngörülemeyecek seviyelere çıkması ve ülkedeki ekonomik bakımdan olumsuz gelişmeler —- olumsuz etkilediği, sözleşmenin akdedilmesinden sonra davacı şirketin ürün sattığı — alacaklarını dahi tahsil edemediği, bunun sonucunda kredi ödemelerinde temerrüde düşmüş, ekonomik olarak kendini idame ettiremez hale geldiği, bu gelişmeler sözleşme yapıldığı sırada öngörülemeyen, öngörülmesi basiretli bir tacirden dahi beklenemeyen ve borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıktığı, TBK hükümlerine göre sözleşmeyi fesih hakkı bulunan davacıdan fuara katılım sözleşmesindeki bedelin tamamının ifasının istenmesi MK md. 2 dürüstlük kurallarına aykırı düşeceği, ülkenin ekonomik olarak içerisinde bulunduğu durum ve müvekkil şirketin —-altında olan milyonlarca alacağını tahsil edememesi hususları göz önünde bulundurulduğunda sözleşmenin 4. maddesinde yazılı mücbir sebeplerin varlığı ve TBK 138.maddesi uyarınca müvekkilin —- bulunduğunun kabulü gerektiği, — yapılacak fuara 2 ayı aşkın süre bulunması göz önünde bulundurulduğunda davacının fuara katılamamasına rağmen, sözleşmenin 4.maddesi gereğince sözleşme bedelinin tahsilini istemek hakkaniyet uygun olmayacağını, sözleşme konusu çeklerin teminat senedi niteliğinde olduğu, taraflar arasında imzalanan ——- sözleşmesinde çok sayıda genel işlem koşulu niteliğinde hüküm bulunmakta ve bunların yazılmamış sayılmasının gerektiği kabul edilmesi gerektiği, açıklanan nedenlerle; davalı aleyhine açılan menfi tespit davasının kabulüne; davalı şirket ile yapılan 26.06.2018 tarihli sözleşme dolayısıyla belirlenen yükümlülüklerinin hali hazırda yerine getirilmemiş olması ve tarafımızca sözleşmeden dönülmüş olması sebebiyle davacının davalı şirket lehine keşide ettiği senetler karşılığında herhangi bir borcunun olmadığının tespitine, dava konusu ———-bedelli çeklerin sözleşmeden dönülmesi neticesinde bedelsiz kalması ve dahi — senedi olmaları hasebiyle iptallerine karar verilmesini, dava konusu çeklerin tahsili halinde, davacı şirketin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı muhtemel olduğundan dava konusu çeklerin takdiren teminatsız olarak iş bu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesi verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar, dava konusu çeklerin ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin ile varsa başlatılan icra takiplerinin olduğu yerde durdurulması ve çeklerin icra ceza hakimliğinde şikayete tabi tutulması amacıyla ihtiyat-i tedbir kararı verilmesine, davalı tarafa davacı tarafından ödemesi —– davalı taraftan istirdatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin ———– iştirak etmek için öncelikli olarak davalı ——— imzaladığı, akabinde kendilerinin——davalı şirket ile karşılıklı imzalandığı, —– ödemeyi taahhüt ettiği, davacı taraf bu miktarın 26.06.2018 tarihinde 4.655 TL peşin olarak ödediği, kalan bakiye kısmına ise ——– çek vererek iki taksit halinde ödeyeceğini taahhüt ettiği, davacı tarafın iddia ettiği gibi ekonomik krizin varlığı iddiasının sözleşmeden dönmenin haklı bir neden olarak görülemeyeceği, davacı tarafın sözleşmeden dönme hakkını kullandığını iddia ettiği, tahmin edileyemeyecek olağanüstü bir durumun olmadığı, davaya konu çekler üzerinde teminat senedidir ifadesinin bulunmadığı, bu haliyle teminat senedi olmadıklarının açık olduğu, sözleşmenin ödeme planı kısmında ——–çekleri ile ödenecektir ifadesinin yer aldığı, davacı tarafın açık bir şekilde çekleri borcunu ödemek amacıyla düzenlediği, davacı taraf —– hükümler bulunduğu gerekçesiyle fesih hakkını kullanmayı talep etmiştir, bunun kötü niyetli olduğu, genel işlem koşullarının taraflar arasındaki eşitsizlikle alakalı olduğu, tarafların birer kişi tüzel kişi tacir olduklarından eşitsizliğin bulunmadığı,—–davacı şirketin fuara katılacağını bildirdiği, bu kapsamda davacı şirketin haksız ve kötü niyetli olduğunun, açıklanan nedenlerle; davalı şirketin alacağını sürümcede bırakmak amacıyla işbu davanın reddini, davacı tarafça talep edilen ihtiyati tedbir kararının reddini, aksi bir durum duruma davalının dava sonunda zarar görmemesi için tüm sözleşme bakiyesi gereği ödenmemiş borç miktarının teminat olarak dosyaya yatırılmasına karar verilmesini, davacı tarafça davalı şirketten istirdadı talep edilen 4.665 TL’nin ayrı bir dava konusu olması sebebiyle reddine karar verilmesini, davacı tarafça iptaline karar verilmesi talep edilen işbu davaya konu —–çeklerin iptalinin reddine karar verilmesini, işbu davanın haksız ve kötü niyetli açılması sebebiyle davacı borçlu aleyhine %20 icra-inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında verilen çekler nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkin açılan menfi tespit davası ile ödenen bedelin istirdatı istemine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 30.11.2021 tarihli feragat dilekçesinde, dava konusu iddia ve taleplerinden koşulsuz ve şartsız olarak, davacı asilin bizzat yaptığı sulh protokolü uyarınca davadan feragat ettiklerini, feragatleri neticesinde karşı taraftan herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, dosyanın bu haliyle karara bağlanmasını talep ettiklerini beyan ettiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan 18.11.2021 tarihli dilekçesinde, taraflar arasında imzalanan “Sulh ve İbra Protokolü” ile işbu dava konusuz kalmakla, protokol gereğince tarafların birbirlerinden vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi de bulunmadığını, taraflar arasında imzalanan protokol gereğince işbu davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, taraflarının vekalet ücreti ile yargılama gideri talebi bulunmadığı gibi karşı tarafın da vekalet ücreti ile yargılama gideri talebi bulunmadığından, vekalet ücreti ile yargılama giderleri yönünden de hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307. vd maddeleri gereğince davadan feragatin, davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran taraf işlemlerinden olduğu, hüküm ifade edilmesi için karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine de bağlı olmadığı hükme bağlanmış olup davacı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat etmeye yetkisinin bulunduğu anlaşılmakla açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından yatırılan 1.061,39‬-TL peşin harcın mahsubu ile artan 1.002,09‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Tarafların karşılıklı beyanları göz önüne alınarak vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; tarafların yokluklarında kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verildi.