Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1408 E. 2020/422 K. 02.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1408 Esas
KARAR NO : 2020/422

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 28/11/2018
KARAR TARİHİ : 02/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı tarafından gönderilen dava dilekçesinde; ——– plakalı araç davacı şirket——- numaralı ———-poliçesiyle sigortalıdır. ——- tarihinde davalı şirket nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı bulunan —— plakalı aracın davacı şirket sigortalısına çarpışması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, anılan kazaya ilişkin olarak davacı şirket ———–numaralı hasar dosyası açıldığı, Anılan hasar dosyası kapsamında, yapılan ekspertiz incelemesi sonucunda araç onarılmış, sigortalı araçta meydana gelen hasarın giderimi için davacı şirket tarafından sigortalısına ——– olmak üzere toplam ——— ödeme yapıldığı, Müvekkil şirket, yasa ve yerleşik içtihat uyarınca anılan bedeli ödeyerek TTK. 1472/1 uyarınca sigortalının haklarına halef olduğu, davacı şirket tarafından kazanın oluşumunda kusurlu konumda bulunan——— plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasını yapan davalı şirkete başvurulmuş ise de yapılan başvuru reddedildiği, davacı şirket tarafından sigortalısına ödenen bedelin tahsili amacıyla İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğü’nün ——- Sayılı dosyasıyla davalı aleyhine icra takibine geçildiği, davalı/borçlunun haksız ve hukuka aykırı yetki ve borca itirazlarının iptali ile itiraz neticesi durmuş olan takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı – borçlu tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu cevap dilekçesinde; davacının davalı sigorta şirketine rücu edebilmesi için öncelikle sigortalısının hukuki haklarına kanunda öngörülen şekilde halef olduğunu kanıtlaması gerekli olduğu, sigortalı araç sürücüsünün dava konusu kazada kusuru bulunmadığından haksız davanın reddi gerektiği, bilindiği üzere ——–sigortası ile işletenin veya araç sürücüsünün kusurlu davranışı bu tür sigorta ile teminat altına alınmaktadır. Maddi giderler için geçerli olan teminat her halükarda verilecek bir teminat olmayıp —- kapsamında davalı sigorta şirketinin sorumluluğu sigortalısının kusuru oranı olduğu, bu nedenle kaza tespit tutanağında hiçbir araç sürücüsüne kusur atfedilmediği belirtilmiştir. Kaza tespit tutanağından da görüleceği üzere sigortalı araç sürücüsünün davacı araca çarpmasına neden olan, araç plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen kaza yerinden firar eden sürücü olduğu, plakası tespit edilemeyen aracın şerit ihlali yaptığı anlaşılmakta olup ani şerit değişikliği karşısında sigortalı araç sürücüsünün alabileceği hiçbir önlem bulunmadığı, ayrıca plakası tespit edilemeyen aracın varlığı ifade tutanaklarından da anlaşıldığı, buna rağmen salt, kusurlu aracın plakasının tespit edilmemesi nedeniyle sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu varsayılıp müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğuna gidilmesi mümkün olmadığı, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile, müvekkil sigorta şirketi ancak ZMMS Sigortası Genel Şartları B.2. maddesinde öngörülen şekilde belirlenecek gerçek zarar miktarından sorumlu tutulabileceği, davacının faiz başlangıç tarihine ilişkin talepleri kabul edilemez niteliğinde olduğu, icra inkâr tazminatına ilişkin taleplerin reddi gerektiği, dava konusu kazanın meydana gelmesinde sigortalı aracın sürücüsünün herhangi bir kusuru olmadığından haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle, İAA ——.İcra Müdürlüğünün —–esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davacı vekilinin 21/07/2020 tarihli dilekçesi ile davalı şirket ile davalı / borçlu tarafla sağlanan uzlaşma çerçevesinde sulh protokolü imzalandığı, protokole istinaden tüm dosya borcu vekalet ücreti ve yargılama gideri dahil olmak üzere davalı / borçlu tarafından ödenmiş olup davaya konu İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —-. Sayılı dosyasına tahsil bildirimi yapılarak ve tahsil harcı yatırılarak dosya kapatıldığı, karşılıklı olarak masraf ve vekalet ücreti talebi bulunmadığı, alacak tahsil edilmiş olduğundan davadan feragat ettiğini talep ettiği görülmüştür.
Davalı vekili 21/07/2020 tarihli dilekçesi ile; davacı ile yapılan sulh görüşmeleri olumlu sonuçlandığı, uyuşmazlığa konu kazaya ilişkin sulh olunduğu, dolayısıyla işbu davanın feragat nedeniyle reddine ilişkin hüküm kurulmasını, karşı vekâlet ücreti ve yargılama gideri talep etmeyeceğimizi talep ettiği görülmüştür.
HMK nun 311(1) maddesi uyarınca feragat, kesin hüküm gibi kesin sonuç doğurduğu gibi HMK.’nun 309(2) maddesi uyarınca feragat karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatına da bağlı olmamakla davacı vekilinin davadan feragatı nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın Feragat Nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 54,40 TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 153,77 TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 99,37 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı tarafca yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edilmediğinden, bu konuda davalı lehine karar verilmesine yer olmadığına,
4-Taraflarca yatırılıp kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı