Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1406 E. 2023/459 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1406
KARAR NO : 2023/459

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28.11.2018
KARAR TARİHİ : 30.05.2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ

DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 31.10.2017 günü saat 20:00 sıralarında müvekkilinin—-plakalı motosikleti ile —- üzerinde—-istikametine seyir halinde iken, davalı —-. tarafından ZMMS sigorta poliçesi ile ve davalı —- tarafından Kasko Sigorta poliçesi ile teminat altında olan davalı—–idaresindeki —–plaka sayılı otomobilin ani şekilde direksiyonunun sağa kırması nedeni ile çift taraflı trafik kazası meydana geldiğini, kazada davacının ağır yaralandığını ve malul kaldığını, kaza tarihinde —–Sınıf öğrencisi olduğunu, yaşanan kaza nedeni ile tek hayali olan pilotluk mesleğini icra edemeyeceğini, davalı sigorta şirketlerine dava öncesi yazılı başvuruda bulunulmuş olunmasına karşın herhangi bir tazminat ödemesi yapılmadığını belirterek, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile 40.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı —— tahsiline, yargılama giderlerİ ve vekâlet ücretlerinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA :
Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle dava konusu kazaya karışan aracın ZMMS sigortacısının limitleri dahilinde ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında davacının maddi zararından sorumlu olduğunu, limit aşılması durumunda müvekkili sigorta şirketinin—– teminatı olarak verilen limit dahilinde sorumluluklarından söz edilebileceğini, ayrıca poliçede verilen —- teminatında 50.000,00 TL manevi tazminat taleplerinin de ek teminat olarak verildiğini, bu bağlamda öncelikle dava konusu trafik kazasında kusur durumunun tespitinin gerektiğini ve davacının sürekli maluliyet oranının—– tarafından düzenlenecek raporla tespit edilmesi gerektiğini talep etmiştir.
Davalı —– Vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu trafik kazasına karışan —– plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi nezdinde 07.02.2017 tarihinde tanzim edilen 15.02.2017-2018 vadeli ——numaralı ZMMS poliçesi ile kaza tarihinde teminat altında olduğunu, sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve azami teminat limiti ile sınırlı olduğunu, öncelikle kazadaki kusur durumunun tespitinin gerektiğini, davacının koruyucu önlem kaskının kaza sırasında bulunup bulunmadığı tespit edilerek bulunmaması durumunda müterafik kusur indirimi talep ettiklerini, davacının sürekli maluliyetini gösterir kesin Sağlık Kurulu Raporunun —–tarafından düzenlenmesinin gerektiğini, genel şartlar dahilinde geçici iş göremezlik zararlarının sağlık giderleri kapsamında olması nedeni ile teminat dışı olduğunu, hesaplamanın Genel şartlar ekinde belirtildiği şekilde yapılması gerektiğini, olay tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı —— vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin olay günü yanında akrabaları ile birlikte seyir halinde iken araç ekranında arıza olduğunu gösterir bir uyarı çıktığını ve aracını güvenlik şeridine çekmesi sonrası reflektörleri koymak için zaman kalmadan davacının kullandığı motosiklet ile hız sınırları üzerinde ve güvenlik şeridinde seyretmesi sebebi ile güvenlik şeridinde müvekkilinin duran aracına arkadan çarpması şeklinde meydana geldiğini, olay sonrası akrabalarının hemen ambulansa haber verdiklerini ve kendisinin de davacı ile alakadar olduğunu, ancak dava konusu kazanın davacının tamamen kendi kusuru ile meydana geldiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkilinin aracının trafik ve kasko sigorta poliçelerinin bulunduğunu, sigorta şirketlerinin dava zararlarından sorumlu olduğunu, davacının kendi asli ve tam kusuru ile kazanın meydana gelmiş olması nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edemeyeceğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanmıştır.Dava konusu uyuşmazlığın; 31/10/2017 tarihinde davacının kullandığı —– plakalı motorsiklet ile seyir halinde iken davalı —– kullanımındaki——plakalı araç ile trafikte meydana gelen kazada yaralandığından bahisle meydana gelen maluliyetinden kaynaklı davalılardan ——-yönünden haksız fiile sebebiyet verdiğinden —–sigorta yönünden ZMMS sorumlusu olarak —— için ise ihtiyari Mali sorumluluk sigortasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat davası olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın buna yönelik olduğu tespit edilmiştir.İlgili savcılık dosyası, —-Asliye Ceza Mahkemesinin—— Ceza dava dosyası, hastane evrakları, davacı ve davalı gerçek kişilerin —– raporları celp edilmiş, 05/10/2021 tarihli duruşmada ”Anayasa Mahkemesinin iptal kararı sonrası uygulanacak yönetmelik yönünden hukuk birliğinin sağlanması adına Yargıtay —- Hukuk Dairesinin güncel kararlarında( Yargıtay —- Hukuk Dairesi 21/01/2021 tarih, —- Esas, —–Karar) kaza tarihi itibariyle ”Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Raporlar Hakkındaki Yönetmelik” hükümlerinin uygulanmasının devam edilmesi gerektiği belirtilmiş olmakla dosyanın yeniden —- gönderilerek dosyada kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Raporlar Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre ek rapor tanziminin istendiği, buna ilişkin düzenlenen 26.11.2021 tarih ve —-sayılı —– raporunda özetle; Mevcut belgelere göre; —– oğlu 14.11.1997 doğumlu —— 31.10.2017 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30.03.2013 tarih ve —- sayılı—– yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğine göre, kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 12 (oniki) aya kadar uzayabileceği hususunda rapor düzenlenmiş olduğu görüldü.
Mahkememiz 14.11.2022 tarihli ara kararında dosyanın kusur, aktüerya ve hekim bilirkişisinden oluşacak heyete tevdi edildiği, bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle; Talep Konusu; 31.10.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile yaralanan ve malul kalan davacı için, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.500,00 TL tedavi giderleri ve 7.500,00 TL meslekte kazanma gücü kaybı olmak üzere toplam 10.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile 40.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı —– tahsili talebi olduğu, Talep Konusu Olay; 31.10.2017 günü saat 20:07 sıralarında, davalı —-sevk ve idaresindeki —- plakalı aracıyla —–istikametine doğru —– yolu üzerinde sağ şeritte seyri halinde iken aracının arıza vermesi üzerine emniyet şeridine geçmek istediği sırada, aynı istikamette emniyet şeridinde seyri halinde olan davacı —–sevk ve idaresindeki —– plaka sayılı motosikletle çarpışması ile dava konusu çift taraflı trafik kazasının meydana geldiği, dava konusu olayın Karayolları Trafik Kanunu Kapsamında maddi hasarlı trafik kazası olduğu, meydana gelen olayda kaçınılmazlık faktörünün etkisinin olmadığı, önlenebilir bir kaza niteliğinde olduğu, davaya konu Trafik Kazası Kapsamında; —– plaka sayılı motosiklet sürücüsü——%100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, söz konusu kazanın—-plaka sayılı araç sürücüsü—— trafik güvenliğini hiçe sayarak emniyet şeridini keyfi olarak kullanması ve bu şeride araçtaki arıza nedeni ile kullanmak isteyen ve sinyal veren—–plaka sayılı araca arkadan / sağ yandan çarparak sebebiyet vermiş olması nedeni ile —– kusursuz olduğu, maluliyet raporu; —— İhtisas Kurulunun 24.11.2021 tarih —–karar numaralı raporunda; —-oğlu 14.11.1997 doğumlu —– 31.10.2017 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30.03.2013 tarih ve —— sayılı—– yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’e göre; kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzde sıfır) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 12 (oniki) aya kadar uzayabileceğine oy birliği ile mütalaa olunduğu, Maddi Zarar; davacının 31.10.2017 tarihinde geçirmiş olduğu kaza nedeni ile; 12 ay süre ile geçici iş göremezlik zararının 17.050,60 TL olduğu, davacının kazanın oluşumunda %100 kusurunun bulunduğunun mahkeme tarafından kabulü durumunda, talep edebileceği geçici iş göremezlik zararından söz edilemeyeceğini, davacı hastanın —- Hastanesi ile kamu hastanesinde toplam 22.892,52 TL tutarında sağlık harcaması yapıldığı, bu tutardan —– sorumlu olmayıp mahkemenin takdirleri ile davalılardan tahsil edilebileceği, ancak davacının kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğunun kabulü durumunda davalı sigorta şirketinin sorumluluğundan söz edilmeyeceği, Manevi Tazminat; Davacı için 40.000,00 TL talep edilen manevi tazminatın tüm hukuki değerlendirmesinin mahkemeye ait olduğuna ilişkin görüş ve kanaatlerini bildirir rapor tanzim ettikleri görüldü.
Bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edildiği, davacılar vekili tarafından ıslah dilekçesi gönderildiği, ıslah dilekçesinin davalı taraflara tebliğ edildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunmalar, toplanan deliller, —–raporları ile alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu 31.10.2017 günü saat 20:07 sıralarında, davalı —-sevk ve idaresindeki —– plakalı aracıyla —- istikametine doğru —— yolu üzerinde sağ şeritte seyri halinde iken aracının arıza vermesi üzerine emniyet şeridine geçmek istediği sırada, aynı istikamette emniyet şeridinde seyri halinde olan davacı ——sevk ve idaresindeki —– plaka sayılı motosikletle çarpışması ile dava konusu çift taraflı trafik kazasının meydana geldiği, her ne kadar mahkememizce aldırılan 10/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu olayın Karayolları Trafik Kanunu Kapsamında maddi hasarlı trafik kazası olduğu, meydana gelen olayda kaçınılmazlık faktörünün etkisinin olmadığı, önlenebilir bir kaza niteliğinde olduğu, davaya konu Trafik Kazası Kapsamında; —– plaka sayılı motosiklet sürücüsü —–%100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, söz konusu kazanın —-plaka sayılı araç sürücüsü —– trafik güvenliğini hiçe sayarak emniyet şeridini keyfi olarak kullanması ve bu şeride araçtaki arıza nedeni ile kullanmak isteyen ve sinyal veren —– plaka sayılı araca arkadan / sağ yandan çarparak sebebiyet vermiş olması nedeni ile —— kusursuz olduğu belirtilmek suretiyle nihai karar mahkememize ait olmakla kusur değerlendirmesi yapılmış ise de olay sebebiyle yapılan ceza soruşturma dosyasında önce takipsizlik kararı verildiği, itiraz üzerine —— kusur raporu alınmış, tüm beyanlar, 12.04.2018 tarihli bilirkişi raporu, iddia ve itirazlar, otomobil ve motosikletin fotoğraflarının bulunduğu CD, kaza sonrası olay yerine ait fotoğrafların bulunduğu CD, kaza tespit tutanağı ve kroki ile birlikte tüm dosya kapsamı incelendiği, araçtaki hasar durumu, mağdurun ve motosikletin son konumları da dikkate alındığında kazanın şüphelinin, aracının arıza durumuna bakmak için, sağ şeritten emniyet şeridine girerken emniyet şeridi üzerinden gelen mağdur idaresindeki motosikletle çarpışması sonucu meydana geldiğinin anlaşıldığı, bu nedenle şüphelinin ifadesinin oluşa uygun düşmediği ve 12.04.2018 tarihli bilirkişi raporunda şüphelinin kusursuz olduğu şeklindeki değerlendirmeye iştirak edilmeyerek mevcut verilerle; Şüpheli sürücü ——idaresindeki otomobil ile .seyri sırasında arıza sebebiyle emniyet şeridine yönelmeden önce gerisine dair gerekli ve yeterli kontroller yapması gerekirken bu hususlara uymadığı sağa kontrolsüz manevrası sırasında gerisinden gelen motosikletin çarpmasına maruz kaldığı olayda, dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışları ile tali kusurlu olduğu, mağdur sürücü —– idaresindeki motosiklet vasıtalara ayrılan şerit içerisinde kalacak şekilde seyrini sürdürmemiş, zorunlu bir hal olmamasına rağmen nizamlara aykırı şekilde emniyet şeridinde seyrettiği esnada ön ilerisinde sağa manevra ile emniyet şeridine girmekte olan şüpheli sürücü idaresindeki otomobile karşı etkili fren ve uygun manevra tedbirine başvurmadığı, seyrini müteyakkız sürdürmeyerek şüpheli sürücü idaresindeki otomobilin sağ yan taraflarına tedbirsizce çarptığı anlaşılmakla olayda, dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışları ile asli kusurlu olduğu değerlendirmesi yapılmış ve ceza mahkemesi yargılaması neticesinde 040/4/2022 de istinaf ilamı ile karar kesinleşmiş mahkememizce tüm bu hususlar değerlendirilerek davalının tali kusurlu olduğu kanaatiyle yargılamaya devam olunmuştur.Mahkememizce alınan aktüer raporunun dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olduğu değerlendirilerek kusur değerlendirmesi mahkememize ait olmakla %25 kusur üzerinden ——düzenlenen maluliyet raporunun dosya kapsamına ve emsal içtihalere uygun olduğu tespit edilerek sürekli iş göremezliğinin bulunmadığı, müterafik kusuru da bulunmadığı değerlendirilerek davacının maddi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.Manevi tazminat talebi bakımından ise gerek mülga BK’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebileceği, hükmedilecek manevi tazminat miktarının adalete uygun, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek miktarda olması gerektiği, manevi tazminatın bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmediği, takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerektiği; tüm dosya kapsamı, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın oluş şekli, olay tarihi, olay sebebiyle davacının duyduğu elem ve üzüntü dikkate alınarak, davacı lehine hakkaniyete uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğine kanaat getirilmiş, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜNE,-4.262,65-TL geçici iş göremezlik ve 5.723,13-TL tedavi gideri olmak üzere toplam 9.985,78-TL nin davalı —- kaza tarihi olan 31/10/2017 tarihinden, davalı —— Yönünden 17/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
-Davacının diğer davalı —— hakkında açtığı maddi tazminat davasının reddine,
-Maddi tazminat yönünden alınması gerekli 682,13-TL harçtan başlangıçta yatırılan 170,78-TL peşin harcın ve sonradan yatırılan 180,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 350,78-TL harcın mahsubu ile kalan 331,35-TL nin davalılar ——müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
-Davacı tarafından yatırılan ‬170,78-TL peşin harcın ve sonradan yatırılan 180,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 350,78-TL harcın davalılar —– müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı taraf maddi tazminat yönünden kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılar —– müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Davalılar—– maddi tazminat yönünden kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar —– verilmesine,
-Davalı —–. maddi tazminat yönünden kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —— verilmesine,
2-Manevi tazminat talebi yönünden;
-Manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE;
7,500,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 31/10/2017 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı —– alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
-Manevi tazminat yönünden alınması gerekli 512,32-TL harcın davalı —— alınarak hazineye irat kaydına,
-Davacı manevi tazminat yönünden kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 7.500,00-TL nispi vekalet ücretinin davalı —–alınarak davacıya verilmesine,
-Davalı —— manevi tazminat yönünden kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 7.500,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —– verilmesine,
3-Davacı tarafından maddi ve manevi tazimat davası yönünden yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 530,46-TL tebligat ve müzekkere gideri, 5.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 820,00-TL —– faturası olmak üzere toplam 6.386,36-TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre 2.235,95-TL nin davalılar —– müştereken alınarak davacıya verilmesine kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı ——tarafından maddi ve manevi tazimat davası yönünden yapılan 150,00-TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre 97,48-TL’nin davacıdan alınarak davalı —— verilmesine kalan tutarın anılan davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,Dair; davacı vekili ve davalı —– vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalı tarafların yokluklarında gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.