Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1405 E. 2022/289 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1405 Esas
KARAR NO : 2022/289

DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/11/2018
KARAR TARİHİ : 05/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından ileri sürülen yetki itirazının yerinde olmadığını, davalının —- öncelikle teminatsız veya makul bir teminat ile teminat konulmasını talep ettiklerini, davacı ile davalı arasında — sözleşmelerinin bulunduğunu,—fesih tarihine kadar devam ettiğini, davalıya——fesihname gönderildiğini, davalının—- borcunun bulunduğu, —- tutarının—, davalıdan teminat olarak alınan 160.000.-TL teminat mektubunun nakde çevrildiğini, fesih masrafları — davalının borcuna eklendiğini sonuç olarak —— borçlu olduğunu, tahsil edilemeye prim alacakları için —- esas nolu dosyası ile ilamsız icra takibine başlatıldığını, davalı şirketin söz konusu takibe yasal süresi içinde itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, davalının haksız yetki itirazının reddine, itirazının iptali ile icra takibinin devamına ve % 20’den az olmamak şartı ile icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı vekili tarafından mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin —- sürecinde olduğunu, bu süreçte aleyhine takip yapılamayacağını, davalı şirketin bugüne dek davacı şirketle arasında olan ticari ilişkiden kaynaklanan tüm edimlerinin ifa etmesine rağmen son dönemde yaşadığı mali sıkıntılar sebebiyle — tarihinden itibaren başlamak üzere 1 yıl süre ile — kararı verilmiş olduğunu, davalı şirketin borçlu olduğunu kesinlikle kabul etmediğini, davalı şirketin —- denetiminde yönetildiğini, davalının davacıya borcunun bulunmadığını, kesin mühletin sonuçlarını ve —- dosyasını beklemesi gerektiğini, —dosyasının bekletici mesele yapılmasını, aksi halde haksız açılmış ve hiçbir ispat unsuru ihtiva etmeyen davanın ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesini, Kötü niyetli icra takibi nedeniyle kötü niyeti tazminatı hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibariyle, —– sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları incelenmiş, dava sonuçlandırılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın davacı tarafça taraflar arasında—–uyarınca davalı —-yapmış olduğu poliçeler nedeniyle almış olduğu — davacı sigorta ——-aktarılmadığı iddiasına dayalı davacının davalıdan alacakları için ———- dosyasıdnda yapılan icra takibine davalı tarafça gerek icra dairesinin yetkisi, gerekse takibin esasına ilişkin davacıya borçlu bulunmadığı yolunda itirazına binaen yetki ve esas yönünden yapılan itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı talep edildiği, uyuşmazlığın taraflar arasında — davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, bu alacağın tahsiline ilişkin takibin yapıldığı icra dairesinde talep edilip edilemeyeceği, takip icra daireisinin yetkili olup olmadığı, davalının ——— almış olması nedeniyle ——— icta takibinin yapılmasına engel olup olmadığı hususlarına yönelik olduğu tespit edilmiştir.
İtirazın iptali istemine konu,—–sayılı takip dosyasının incelenmesinde; — tarihinde başlatılan takibin alacaklısının —- ,borçlusunun —– alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçlu şirkete 16/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından borca yönelik itiraz dilekçesi sunulduğu, dilekçenin davacı tarafa tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı, davanın — asıl alacak üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen — tarihli raporda özetle; dosya kapsamına göre; —– olduğunu, —-tarihli —— olduğunun tespit edildiğini ,——olduğu, ————- mahkeme kararına göre İhtiyati tedbir konulmuş ve — tarihinden başlamak üzere –geçici—- — atanmış olduğunun tespit edildiğini, davacı şirket tarafından ibraz edilen; 2017, 2018 ve 2019 yılına ilişkin ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, davacı defterlerinin kayıt nizamına uygun olduğunu, davacı şirket lehine delil kabiliyetinin bulunduğu, davacı —neticesinde; taraflar arasındaki ticari münasebet kayıtlarının — tarihinde başladığı, davacı şirketin davalı şirket ile ilgili olan – ———– hesaplarında takip ettiğini, taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu nu, davacı şirketin —– dayanaklarına göre; davacı şirketin, 31.10.2018 olan takip tarihi itibariyle, davalı şirketten —- olduğu, davacı şirketin dava dilekçesinde takip tarihinden önce işlemiş faiz talep etmediğini ,davacı şirketin davalı şirketten takip sonrası talep edebileceği faiz miktarının tutarının infaz aşamasında icra dairesi’nce hesap edilebileceği sonuç ve kanaatine varıldığını bildiren rapor tanzim ettiği görülmüştür.
Bilirkişi raporunun usulüne uygun şekilde taraflara tebliğ edildiği , hem davacı vekili hem de davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi gönderildiği görülmüştür.
Dosyanın ek rapor aldırmak amacıyla aynı bilirkişiye tevdi edildiği ,bilirkişi tarafından — düzenlenen rapordan özetle;— tarihli talimat raporuna göre davacının davalı — yılı bakiyesi olarak 356.142,11 TL alacaklı olduğu talimat raporu ile tespit edildiğini ,davacı — göre davacı şirketin — takip tarihi itibariyle, davalı şirketten kaydi olarak 378.909,04 TL alacaklı olduğunu tespit edildiğini ,tarafların ticari defterlerindeki farkın —olduğunun tespit edildiğini , talimat raporunun ekindeki sunulan davalı tarafa ait hesap ekstresi incelendiğinde davalının davacı ile yapmış olduğu ticari işlemleri topluca muhasebeleştirdiğinin tespit edildiğini ,davacının ise tüm işlemleri tek kayıt altına aldığının tespit edildiğini ,davacının cari — davalının talimat raporu ekinde gelen cari hesap —olduğu bu sebepten dolayı aralarındaki farkın tespitinin net olarak yapılamadığını, davalı tarafa ait cari hesap ekstresi incelendiğinde davalının — yevmiye madde numaralı,— iş bu kaydın davacıyı —- borçlandırdığını, bu kaydın dava dosyasında bulunmadığını, mesnetsiz —- olarak değerlendirilmesinin gerektiğini, talimat raporuna göre tespiti yapılan hususlardan sonra davacı şirketin 31.10.2018 olan takip tarihi itibariyle, davalı şirketten kaydi olarak — olduğunu , tarafların ticari defterlerindeki farkın 22.766,93 TL olduğunu, kök rapordaki görüşlerinde değişiklik bulunmadığını bildiren rapor tanzim ettiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve mahkememizce denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu değerlendirilen bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde, davacının davalı taraf defter kayıtlarında — bakiyesi olarak 356.142,11 TL alacaklı olduğunun talimat raporu ile tespit edildiği, davacı şirketin ticari defter ve dayanaklarına göre davacı şirketin 31.10.2018 olan takip tarihi itibariyle davalı şirketten kaydi olarak—- olduğu, tarafların ticari defterlerindeki — talimat raporunun ekindeki sunulan davalı tarafa ait —- incelendiğinde davalının davacı ile yapmış olduğu ticari işlemleri — davacının ise tüm— altına aldığı, alınan bilirkişi raporunda davacı kayıtlarının esas alınması gerektiğinin tespiti ve davalının bilirkişi raporuna itirazı üzerine verilen kesin süreye rağmen bilirkişi ücretinin yatırılmadığı dolayısıyla mevcut delil durumuna göre karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla davanın kabulüne, davalının — dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin — asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yıllık % 19,50 oranını aşmamak kaydı ile değişen oranlarda avans faizi üzerinden devamına ve alacak likit ve itiraz haksız olduğundan hükmedilen —- asıl alacağın taktiren % 20 oranında belirlenecek icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve davacının takip talebinde %19,50 faiz talep ettiği, takip yılında belirtilen faiz oranının avans faize karşılık geldiği, tarafların da tacir olduğu değerlendirildiğinden aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ İLE ,
-Davalının —– dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 378.909,04-TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yıllık % 19,50 oranını aşmamak kaydı ile değişen oranlarda avans faizi üzerinden devamına,
-Hükmedilen —– asıl alacağın taktiren % 20 oranında belirlenecek icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 25.883,28 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 4.576,27 TL harcın mahsubu ile bakiye 21.307,01‬ harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 4576,27 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gerekli 80,70-TL harçtan başlangıçta alınan 35,90-TL peşin harcın mahsubu ile kalan 44,8-TL nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 136,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.871,9‬-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli——- göre belirlenen—– nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.