Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1399 E. 2020/205 K. 03.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1399 Esas
KARAR NO : 2020/205

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/11/2018
KARAR TARİHİ : 03/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirketlerin otdağı olduğunu,——- Ortaklığı arasında ticari iş ilişkisi kurulduğunu, icra takibine dayanak faturalar tahsil edilmediğini, müvekkili şirket tarafından İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün —- esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, borçlular tarafından takibe haksız şekilde itiraz ettiklerini, haksız itirazın reddine, takibin devamına, davalılar hakkında ayrı ayrı %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmelerini, vekalet ücreti ve yargılaam giderlerinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle; adi— ortaklığa yapıldığı iddia edilen bir iş olduğunu, bu işin yapılıp yapılmadığı teslimin nasıl kime yapıldığı konusunda bir bilgi olmadığını, müvekkilinin bilgisi olmadan yapılan işe muvafakatlerinin olmadığını, malı kimin nasıl teslim edildiğinin bilinmediğini, davacı tarafın fatura konusu işi yaptığını ve hizmeti sunduğunu ispat etmesi gerketiğini, bunun iddiasının ispat edilmez ise davanın reddinin gerektiğini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
Davalı——. Vekilinin cevap dilekçesinde özetle; takip konusunun adi ortaklığın borcu olması ve davanın ihbarını talep ettiği —— takip tarihinde konkordato ilan etmesi ve yine takip tarihinde firmaya da yöneltilmiş olmasıyla birlikte şimdi de bu firmanın hakkında konkordato kararının kaldırılmış olması nedeniyle davanın anılan firmaya ihbar edilmesini talep ettiği, otkalığın kararları, bütün ortakların oybirliğiyle alındığı sözleşmede kararların oy çokluğuyla alınacağı belirtilmiş çoğunluk ortak sayısına göre belirlendiğini, davanın müvekkili hakkında reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasındaki ticari ilişki iddiasına dayalı olarak faturadan kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkin olarak başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiş, İcra dosyası celp edilerek incelenmiştir.
Davacı vekili tarafından uyap üzerinden—– tarihinde mahkememize sunulan dilekçe ile takip ve dava konusu 35.695,90-TL’lik borcun tamamının dava dışı ve davalıların içinde yer aldığı adi ortaklığın üçüncü şirketi olan … tarafından dava açıldıktan sonra 13/12/2018 tarihinde ödendiğini, icra inkar tazminatı ve diğer talepler yönünden davaya devam ettiklerini bildirmiş, davalılardan—– inceleme duruşmasında dava dışı …’nin konkordato ilan etmesinden kaynaklanan süreç sebebi ile takibe itiraz edildiğini, kötü niyet ve itirazda haksızlık bulunmadığını, benzer dosyalarda feragat verildiği için bu dosyada da feragat verileceği düşüncesi ile ödeme yapıldığını beyan etmiştir.
Mahkememizce icra inkar tazminatı yönünden talebin devam etmesi, icra inkar tazminatı yönünden karar verilebilmesi için itirazın haksızlığının sübut bulması ve davalı ——vekilinin beyanı dikkate alındığında mevcut borcun bulunup bulunmadığı yönünde inceleme yapılması yönünde 05/09/2019 tarihli celsede ara karar kurulmuş ise de 04/02/2020 tarihli celsede davalı vekili tarafından ödeme yapılan tutarın kabul edildiği açıkça beyan edilmiş olup taraflar arasında asıl borç yönünden uyuşmazlık kalmayıp ihtilafın yalnızca icra inkar tazminatı hususunda toplandığı , davalılar vekiller tarafından yazılı ve sözlü beyanlarında asıl borcun dava dışı şirketin konkordato sürecinde olmasından dolayı belirlenebilir olmadığı borcun varlığından yada yokluğundan haberdar olunmayıp yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olmadığı bu sebeple icra inkar tazminatına hükmedilmesinin yerinde olmadığı savunulmuş ise de icra inkar tazminatının itirazın iptali davasına özgü tazminat olup hükmedilmesi için alacağın likit ve itirazın haksız olması yeterli olup kötü niyet şartının aranmadığı bu sebeple davalılar vekillerinin kötü niyetli olunmadığı yönündeki savunmalarının uyuşmazlığın çözümüne bir etkisinin bulunmadığı, alacağın likit olması yönünden ise alacağın temelinin faturadan kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkin olup mevzuat ve içtihatlar göz önünde bulundurulduğunda likit bir alacak için takip başlatıldığı, adi ortaklıkta ortaklığı oluşturan şirketlerden birinin konkordato sürecinde olmasının diğer ortaklar yönünden alacağın belirli yahut belirlenebilir olma özelliğini değiştirmeyeceği, adi ortaklık yapısının oluşumu ve hukuki niteliği göz önünde bulundurulduğunda ortaklığı oluşturan şirketlerin birbiriyle sıkı ilişkiler içerisinde olup ortaklığın borcunun bilinmemesi yönünde bir savunmaya itibar edilmesinin ve bu doğrultuda icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin mümkün bulunmadığı, borcun varlığının ortaklığı oluşturan şirketler tarafından kabul gördüğü ve yapılan itirazların haksız olduğu sonucuna varıldığından asıl alacak yönünden takip ve dava tarihinden sonra yapılan ödeme nedeniyle davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, dava tarihinden sonra yapılan ve tarafların kabulünde olan ödeme bulunduğundan likit olan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl alacak yönünden takip ve dava tarihinden sonra yapılan ödeme nedeniyle davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
2-Dava tarihinden sonra yapılan ve tarafların kabulünde olan ödeme bulunduğundan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 54,40-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 431,12-TL harçtan mahsubu ile bakiye 376,72-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 5,20-TL vekalet harcı, 160,30-TL tebligat ve müzekkere gideri, olmak üzere toplam 201,40-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——-. Madde 6(1) deki esaslara göre belirlenen 5.354,24 -TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.