Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1376 E. 2019/99 K. 31.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1376 Esas
KARAR NO : 2019/99
DAVA : Tasarrufun İptali
DAVA TARİHİ: 22/11/2018
KARAR TARİHİ: 31/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tasarrufun İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili banka ile dava dışı————- arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında kredi kullandırıldığını, davalılardan ———sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredilerin geri ödenmemesi üzerine ——- Noterliğinin —— yevmiye nolu ihtarnamesi ile borçluların hesabının kat edildiğini, aleyhlerine ihtiyati haciz kararı alındığını, daha sonra borçlular aleyhine İstanbul 4.İcra dairesini —— esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, ——— Sicil Müdürlüğü’ne haciz yazısı gönderildiğini,—– tarihli cevabı yazı ile davalı borçlu Mehmet’in üzerine kayıtlı – nolu bağımsız bölümü —- tarih —yevmiye no ile rayiç değerinin çok altında ———-TL bedelle diğer davalı ——–devredildiğinin tespit edildiğini, borçlu davalı ——–hareketinin mal kaçırmayı amaçladığını, ekspertiz incelenmesinde taşınmazın satış bedelinin————TL olduğunun tespit edildiğini, borçlu Mehmet’in taşınır mallarının haczi için Ümraniye 3. İcra Müdürlüğünün ——– talimat sayılı dosyasında hacze gidildiğinde borca yeter miktarda menfi malının bulunamadığını belirterek banka lehine tasarrufun iptali ile cebri icra yoluyla satış yetkisi verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ——————- vekili cevap dilekçesi ile; Tasarrufun iptali davaların şahsi nitelikte olduğunu, bu sebeple yetkili mahkemelerini ——– Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, ticari dava niteliğinde bulunmadığını, kesin veya geçici aciz vesikası da bulunmadığını, müvekkilini kötü niyetli olmadığını ayrıca alacaklıdan mal kaçırma kastı da bulunmadığını, satışın gerçek bir satış olduğunu, diğer davalı ile herhangi bir akrabalığının olmadığını, 2010 senesinde girilen nakit dar boğazından kurtulmak için bahsi geçen şirketi iflasının ertelenmesinin talep edildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı —– vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin —— ikamet ettiğini, tatil için —- geldiğini, müvekkilinin dairenin bedelini ödeyerek daireyi satın aldığını, muvazaanın söz konusu olmadığını, -nolu dairenin satıldığını öğrenmesi üzerine yatırım amacıyla —–isimli şahısla görüştüğünü,—- yılının 9. Ayında anlaşmaya vardıklarını, müvekkiline ait —-İlçesinde bulunan dairenin 45.000,00 EURO bedel gösterilerek takas olarak kullanıldığını, kalan bakiyenin bir kısmının ise peşin bir kısmının ise taksitler halinde ödendiğini, tarafların daha önce birbirlerini tanımadıklarını, bu sebeple müvekkilinin diğer davalının borca batık olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin fazla harç ödememek amacıyla satışın gerçek değerden daha az gösterildiğini, müvekkilinin aldığı dairenin site aidatını ————-vasıtasıyla ödediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce deliller toplanılarak mahkememiz—–esas, —— karar sayılı ilamında davacının davasının kabulü ile; ————— üzerinde bulunan — nolu bağımsız bölümün davalı ———-tarafından diğer davalı———– tarih —— yevmiye no ile yaptığı tasarrufun iptali ile davacı alacaklıya İstanbul 4. İcra Dairesinin ——- esas sayılı dosyasında asıl alacak ve ferilerine yeter miktarda cebri icra yetkisi tanınmasına, taşınmaz üzerine konulan haczin karar kesileşinleceye kadar devamına, karar verilmiştir.
Mahkememiz hükmü davalı vekillerince temyiz edilmiş, Yargıtay 17. Hukuk dairesinin 20/06/2018 tarihli 2015/8462 esas 2018/6160 karar sayılı hükmünde belirtildiği üzere “Davalı—— vekili cevap dilekçesinde——- oturan müvekkilinin dava konusu taşınmazın alımı konusunda 2009 yılı 9. ayında aynı apartmanda oturan —— ile görüştüklerini ve anlaştıklarını, ödemeyi yurtdışından taksitler halinde ———— gönderdiklerini,——- de müvekkili tarafından gönderilen parayı davalı borçluya ödediğini, taşınmazın fiilen 2009 yılı Eylül ayında müvekkiline teslim edildiğini belirterek dava konusu konuta ait site aidatı,doğalgaz aboneliği ve faturaları, davalı———gönderilen para dekontları ile —— tarafından borçluya yapılan ödeme dekontunu sunmuş; tanık olarak ———- ve —— dinlenmesini istemiştir.Davalı —— tarafından sunulan banka dekontlarından adı geçen davalı ve ailesi tarafından ———— tarihleri arasında —– Euro gönderildiği, bu paranın —- tarafından —- TL olarak —–tarihinde————-aracılığıyla davalı borçluya havale edildiği anlaşılmaktadır. Yine dava konusu taşınmaza ilişkin apartman giderlerinin davalı ——- babası tarafından —————- tarihlerinde ödendiği, doğalgaz aboneliğinin —— tarihinde yapıldığı, ———- tarihinde de teknik bakım yapıldığı, faturalarında —— tarihlerinde ödendiği; tanık olarak dinlenen —————- beyanlarının davalı —— iddialarını teyit eder nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı ——- tapudaki 65.000,00 TL ödeme dışında dava konusu taşınmazın alımına aracılık eden tanık ——aracılığıyla davalı borçluya tapudaki satıştan beş gün önce —–TL daha ödeme yaptığı bu durumda davalı —- tarafından taşınmazın—– TL bedelle satın alındığı bu bedel ile bilirkişi tarafından belirlenen —–TL rayiç bedel arasında misli fark bulunmadığı, davalı 3.kişi —– kötüniyetli olduğunun da ispatlanamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir. “gerekçesi ile bozulmuş, bunun dışında kalan temyiz taleplerde ise “dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre reddine” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkememizce duruşma günü verilerek taraflara yargıtay bozma ilamı ekli davetiye çıkartılmıştır.
Usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyularak İİK 277 ve devam maddeleri gereğince açılmış olan Tasarrufun İptaline ilişkin davada davalı ——- tapudaki——TL ödeme dışındaki dava konusu taşınmazın alımına aracılık eden tanık aracılığı ile tapudaki satıştan 5 gün önce davalıya ödeme yaptığı, bu durumda davalı —— tarafından taşınmazın ———TL’ye satın alındığı, bu bedel ile bilirkişi tarafından belirlenen raic bedel arasında misli fark bulunmadığı, davalı 3.kişi —– ayrıca kötü niyetli olduğunun da ispatlanamaması düşüncesi ile davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40 TL karar harcının başlangıçta yatırılan 965,25 TL’den mahsubu ile 920,85 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraflar kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 7.500,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı taraflara ayrı ayrı verilmesine,
5-Davalı ————— tarafından sarfedilen 75,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı taraflara ödenmesine,
6- Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair; davalı —— vekilinin yüzüne karşı, diğer davalı ve davacı vekilinin yokluklarında gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 31/01/2019