Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1369 E. 2022/112 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1369 Esas
KARAR NO: 2022/112 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/11/2018
KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin —-üretimi alanında uzman bir firma olduğunu ——— üretimini yaptığını, üretim faaliyetini yerine getirirken çeşitli ürün ve parçaları ilgili/üretici firmalardan satın aldığını, davalı firma ile de bu kapsamda ticari ilişkisi olduğunu davalı şirketten—- temin ettiğini, davalı şirket ile —- başlayan gerdirme —–devam ettiğini ancak zamanla söz konusu parçanın — davalı tarafından ayıplı olarak üretilmeye başlandığını, ürünlerde —–meydana geldiğini, bu durumun müvekkil şirketçe tespit edildiğini ve — tarihinde hatalı malzeme raporu düzenlendiğini ,davalı tarafından şirketlerine gönderilen — tarihli yazı ile ürünlerdeki ayıpların varlığı kabul edilerek ayıpların giderileceğinin belirtildiğini, —tarihli davalının ayıpların giderileceğine ilişkin davalının beyanından sonra gerdirme kasnaklarındaki —değiştirildiğini ve numune ürünün davalı tarafından müvekkile gönderildiğini, numunelere — tarihinde müvekkil şirket tarafından uygunluk verildiğini, davalının, tüm —— değiştirmesi şartı ile ürünlerin kullanılabileceği belirtilerek davalı şirkete ——- bulunulduğunu, ancak gelen ürünlerde kasnağın montajı esnasında; —— değdiği tespit edildiğini ve bu nedenle ürünlerin reddedildiğini, ürünlerin bu haliyle kullanılması ve traktörlere monte edilmesinin mümkün olmayıp işbu durumun davalı şirkete bildirildiğini, ancak ayıbın giderilmesi talebinin davalı yanca kabul edilmediğini, ayıplı gerdirme kasnakları davalıya geri verilerek ödenen bedelin iadesi için — numaralı iade faturası gönderilerek bedel iadesi talep edildiğini, —-numaralı ihtarnamesi ile davalı şirketin ilgili faturaya itiraz ettiğini, davacı şirketin tarafınca —-yevmiye numaralı ihtarname ile cevap verilmişse de taraflar arasında ürünlerin geri verilmesi ve bedel iadesi hakkında anlaşmaya varılamadığı, Ürünlerin ayıplı olduğunun tespiti için —- sayılı dosyası ile delil tespiti yapıldığı, taraflar arasında anlaşmaya varılamaması üzerine iade fatura bedelinin iadesi için—–sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından takibe itiraz edildiği, davalı tarafından müvekkile satılan ürünlerin açıkça ayıplı olup müvekkilin ürünlerinin hiçbir şekilde kullanamadığı için iade etmek istediğini, dolaysıyla iade faturasındaki bedelin de iadesini istemediğini, açıklanan nedenlerle; davalı tarafından yapılan haksız itirazın iptali ve takibin devamı ile; takip konusu alacağın likit olması nedeniyle alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının alacağının likit ve muaccel olmadığı, davacının alacağını likit ve muaccel hale getirmek için çabaladığını, ancak bunu yaparken ticari teamüllere aykırı hareket ettiğini, nitekim teamülde asıl olan satılan malın geri alınmayacağı ve malın ayıplı olduğunun tespiti için bir yargılamaya ihtiyaç olduğunu, bunun genel mahkemede gerçekleşmesinin emredici hukuk kurallarından birisi olduğunu, alınan ayıp raporunun usule aykırı olduğunu, malların davalının mülkiyetinde olmadığı gibi iade faturasının da kayıtlarında olmadığı, davacının, rakip firmalar ile rekabet edebilmek için yeni teknoloji kayışa geçtiğini ve eski teknoloji olan kayışlarda başarılı olan plastik düz kasnakta ısrar ettiğini, ürünlerdeki uyuşmazlıkların nedeninin bu olduğunu, davacının dilekçesinde teknik iddialarının reddedildiğini ve —— dosyasında yapılan itirazların tekrarlandığının ifade edildiğini, temel meselenin satın alınan ürünlerin üretime uygun seçilmemesi, montaj ve işçilik sorunları gibi sebeplerle ürünü kullanamamasından kaynaklandığının ifade edildiğini, davalı vekili, açıklamalar ışığında, davanın reddi ile davacının dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, faturaya (iade faturası) dayalı alacak sebebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında gerdirme kasnağı alım-satımı sebebiyle ticari ilişki bulunduğunu, davalı tarafından teslim edilen dava konusu gerdirme kasnağının ayıplı olması eksikliğin giderilmesinin talep edildiğini, davalı tarafından yeniden gönderilen kasnaklarında ayıplı olduğunu, davalıya gerdirme kasnakları için ödenen bedelin teslim edilen ürünlerin ayıplı olması sebebiyle iadesi için iade faturasının gönderildiğini, davalının iade faturasına konu alacağını ödemediğini, iade fatura alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, — Dosyası celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —-dosyası celp edilerek dosya içerisine alınmış, —- tarihli bilirkişi talimat raporu, —-tarihli bilirkişi raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
— tarihli bilirkişi talimat raporunda özetle, “…Davaya konu kasnakların —— karşı dirençsiz oluşu nedeni ile —olduğu, bu ayıplar nedeni ile davacının teknoloji değiştirme yolunda gittiği— yerine metal kasnaklar kullandığı, tesbit edilen ayıpların onarılmasının mümkün olmadığı, davacının olaydaki toplam zararı—- olduğu…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
— tarihli bilirkişi raporunda özetle;”…Ayıp ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmesi süresinin somut olayda sekiz gün olduğu; —– başlıklı evrakın ayıp ihbarı olarak değerlendirilmesinin mümkün olduğu; davaya konu ürünlerin teslim tarihi ve ilgili evrakın ayıp ihbarı olarak değerlendirilmesinin mümkün olduğu, davaya konu ürünlerin teslim tarihi ve ilgili evrakın gönderilme tarihi dosya kapsamından anlaşılmadığından, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığının tarafımızca tespit edilemediği; Mahkemenizce ayıp ihbarının süresinde yapıldığının tespiti halinde; davacının malın devrinden itibaren iki yıl içinde—— kullanabileceği, —– tarihli iade faturası dikkate alındığında, seçimlik hakkı “sözleşmeden dönme ” şeklinde kullan yönünde bir irade olduğunun anlaşıldığı; iade faturasının tebliğ tarihi dosya kapsamından tespit edilememekle birlikte, ilgili faturaya — tarihinde, davalı tarafından noter kanalıyla itiraz edildiği dikkate alındığında, —tarihinin temerrüt tarihi olarak tespit edileceği; ticari bir işin varlığından bahsedileceğinden ve taraflar arasında faize ilişkin özel bir sözleşme mevcut olmadığından, — tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ticari temerrüt faizi talep edilebileceği; tarafımızca hesaplanan faiz tutarının — olduğu ve bu tutarın ödeme emrinde hesaplanan —– şeklinde tutardan yüksek olduğu dikkate alındığında, davacının olması gerekenden fazla faiz istediği sonucuna varılamayacağı..” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur —–
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın iptali davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Taraflar arasında gerdirme kasnağı alım-satımı sebebiyle ticari ilişki bulunduğu hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı tarafından davacıya teslim edilen ve davacı tarafça bedeli ödenen dava konusu gerdirme kasnaklarının ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise davacı tarafça ödenen bedelin iadesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Eldeki davada, davacı ayıp iddiasında bulunduğundan dava konusu gerdirme kasnaklarının ayıplı olduğunu yöntemince ispat etmesi gerekmekte olup, ispat yükü davacı taraftadır.
Mahkememizce dava konusu gerdirme kasnaklarının bulunduğu yer mahal mahkemesine talimat yazılmış, dava konusu kasnakların gizli ayıplı olduğu ve tamirinin mümkün olmadığı tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; dosya kapsamında yer alan teknik bilirkişi raporu dikkate alındığında dava konusu kasnakların gizli ayıplı olduğu, davacının ayıp iddiasını yöntemince ispat ettiği, dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgeler ve alınan bilirkişi raporu gereğince ayıbın gizli olduğu da nazara alındığında davacı tarafından ayıp ihbar yükümlülüğünün yerine getirildiği, davacının sözleşmeden dönerek iade ettiği mallar için ödenen bedelin iadesini talep ettiği ve talebinin yerinde olduğu, davalı tarafından gönderilen cevabi ihtarname tarihi itibariyle davalının temerrüde düştüğü, dosya kapsamında alınan — tarihli bilirkişi raporundaki faiz hesaplamalarının yerinde olduğu anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne, davalının —-sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin aynen devamına karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır. —– Yukarıda açıklanan gerekçelerle dosyaya konu alacağın yargılamayı gerektirmesi sebebiyle alacağın likit olmadığı anlaşıldığından, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının —- dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile, takibin aynen DEVAMINA,
2-Dava konusu alacağın yargılamayı gerektirmesi sebebiyle alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
3-Karar harcı 41.233,56-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 512,33-TL harç ile icra veznesine peşin olarak yatırılan 191,84- TL harcın mahsubu ile bakiye 2.112,49- TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 512,33 -TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 5,20-TL vekalet harcı, 167,00-TL tebligat , müzekkere ve 1.419,00 – TL talimat gideri, 850,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 6.160,36-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde———Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/02/2022