Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1366 E. 2021/209 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1366 Esas
KARAR NO: 2021/209
DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ : 21/11/2018
KARAR TARİHİ: 23/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin iştigal konusu teknoloji ürün ve hizmetlerinin ticareti olduğu, davacı şirket ile davalı arasında, faturaya dayalı ticari ilişki içine girildiği, davacı tarafın alacağının ödenmesi hususunda davalı şirket ile iletişime geçildiği, cari hesap ekstresinde belirtilen tutarın ödenmesinin istendiği ancak sonuç alınamadığı, davalıya karş—-sayılı dosyası ile —– tutarlı takip başlatıldığı, davalı şirket tarafından takibe haksız şekilde itiraz edildiği, taraflar arasındaki ticari ilişkiler incelendiğinde icra takibine esas cari hesap ekstresinin hukuki ve fiili gerçeklere uygun ve doğru olduğu, ekstrede belirtilen davalı borcunun varlığının sabit olduğunun, davacının ticari defter ve kayıtları da davalının davacıya olan borcunu kanıtlar nitelikte olduğu, dilekçede açıklanan sebeplerle, fazlaya dair her türlü haklarının saklı kalması kaydıyla, davanın kabulünü, ——– temerrüt tarihinden itibaren işletilecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep ettikleri görüldü.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı ——- devir olduğu, söz konusu devirden davacı tarafın icra takibine yapılan itiraz nedeniyle haberdar olduğu, davanın artık taraf ehliyeti olmayan ——- karşı açılması mümkün olmadığı, davacının dava açmakta hukuki yararının olmadığı, davanın taraf ehliyeti ve hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddinin gerektiği, şirket devrinden önce davalı firma tarafından gerekli ilanların yapıldığı, davacı alacağı olduğundan bahisle devrolan veya devir alan firmaya müracaat etmediğini, aynı amaca yönelik olarak davacı tarafından icra takibi başlatıldığı ve davalı tarafınca yapılan yetki itirazı sonucu icra dosyasında her hangi bir işlemin yapılmadığı, takibe ilişkin olarak yetkili icra müdürlüğü tarafından yeniden ödeme emri düzenlenerek borçluya gönderilmesini ve ancak bunun sonucuna göre davacının alacak davasını açması gerektiğini, aksi takdirde aynı alacağa ilişkin olarak hem kapanmamış bir icra takibi hem de alacak davası açmakta davacının hukuki yararının bulunmadığı, öncelikle takibinin sonuçlandırılması gerektiği, davacı tarafça ——- sayılı dosyası ile icra takibinde bulunulduğu, söz konusu takibe yapılan itirazda firmanın devir olduğunun yazıldığı, davacının infisah olmuş bir şirkete karşı dava açmasını makul gösterecek bir sebep bulunmadığı, davacı tarafın açıkça bildiği halde hükmi her hangi bir tüzel kişiliği olmayan münfesih bir firmaya karşı dava açtığı, bunun makul görülebilecek bir yanılgı olmadığı, öncelikli olarak icra müdürlüğü dosyasına yetki itirazında bulunulduğu, takibe ilişkin yetki problemi çözüldükten sonra davacının alacak davası açması gerektiği, davacı tarafla yapılan yazışmalarda ve mail yolu ile mutabık kalınan sözleşmelerde satılan mal ve ödenen bedel ortada olmasına rağmen fatura kesmekle haksız bir kazanç elde etme peşinde olduğu, davacı açıkça kötü niyetli olduğu, talep ettiği miktarın haksız olduğu, davalı firma ile davacı arasında müteaddit defalar görüşmeler yapıldığı ancak davacının kötü niyetli olarak davalıdan sözleşmenin dışında bedel talep etmeye çalıştığı, —– tarafından bir hesap mutabakatının gönderildiği, söz konusu mutabakatta bakiye alacak olarak—– olarak belirtildiği, taraflar arasında hesabın bu şekilde kesinleştikten sonra davacıya iki parça halinde ödemesinin yapıldığı, hesabın kapatıldığı, bir ay içerisinde itiraz edilmeyen hesap mutabakatı artık taraflar arasında kesinlik kazandığını, davalı firmanın muhasebecisi davacıdan hesap mutabakatı, anlaşma ve ödemeye bağlı olarak —– tutarında fatura almayı beklerken daha yüksek miktarda fatura düzenlendiğini, davalıdan haksız bedelin talep edilmeye çalışıldığı, davacının satış ve ödeme tarihinden itibaren —- içerisinde fatura kesmesi gerekirken, bu tarihten sonra uzun süre fatura kesmediğini, fatura kestiğinde ise tutarının anlaşmaya aykırı olarak yüksek miktarda düzenleyip gönderdiğini, davacının davalıyı uzun süre oyalayarak fatura düzenlemediği, düzenlediğinde ise fazla tutarda düzenlediği, davalıyı ise arada mutabakat olduğu halde ilave bedel üzerinden oyalayarak faturanın kesinleşmesini sağlamaya çalışıldığı, davacının hakkını açıkça kötüye kullandığı, davalı tarafından yapılan ödemeler ve malların teslim tarihi göz önüne alındığında faturanın ödeme ve teslim tarihinden çok sonra yasal fatura kesme süresinin fazlasıyla geçmesi ve ancak davalının ısrarıyla kesildiğinin, bu durumda fatura ve bu faturaya dayalı davacı kayıtlarının hukuki olarak ispat kuvvetinin kalmadığı, söz konusu davada ——– Mahkemelerinin yetkili olduğu, icra dosyasına da ayrıca yetki itirazında bulunulduğunu, davacı tarafından münfesih bir firmaya tebligat yapılmış olması nedeniyle usulüne uygun tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmadığı, dilekçede açıklanan sebeplerle; yetki itirazlarının kabulünü, davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ettikleri görüldü.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, faturaya dayanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiştir.
—- sayılı icra dosyasının uyap üzerinden dosyamız arasına alındığı, yapılan dosya incelemesinde; Alacaklısının — asıl alacak, —– tutarındaki toplam alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçlu—- tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı, borçlu— tarafından—tarihli borca ve fer’ilerine yönelik itiraz dilekçesi sunulduğu, davanın—-açıldığı anlaşılmıştır.
—- talimat numarası aldığı, dosyanın—-tevdii edildiği, — tarihinde hazırlanan raporda özetle; Davalının —— Kanunu ilgili madde hükümleri gereği açılış tasdiklerinin bulunduğu Yevmiye defterinde ayrıca yılsonu noter kapanış tasdiklerinin ve usulüne uygun olarak süresinde yaptırıldığı, kebir defterinde kapanış onayı zorunlu olmadığından aranmayacağı, defter kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu ve birbirini teyit ettiği, davacı tarafından takibe konan dava esas alacak değerinin —-olduğu, davalının defterleri ve dava dosyasının incelenmesi sonucunda; davacı tarafından düzenlenen —–nolu aynı yevmiye kaydıyla davalının —- kaydedildiği, davalının toplam — tutarındaki avansın mahsubu sonrasında, —tarihi itibariyle davalının davacıya —- tarihli kapanış kaydına göre davalının davacıya ——–borçlu kaydının var olduğu, bu değerlendirme sonucuna göre; Davacının % 20 oranında icra inkâr tazminatı ile davalının % 20 oranındaki kötü niyet tazminatı isteminde istemlerinin takdirinin mahkemeye ait olduğuna ilişkin görüş ve kanaatlerini bildirir rapor tanzim etmiş olduğu görüldü.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, yapılan yargılama ve mahkememiz denetimine ve hükme elverişli bilirkişi raporları ile davacının davalı tarafla aralarında cari ilişkiye dayalı alacağı olduğundan bahisle iş bu alacak davasını açtığı, davalının iddiaları kabul etmediği, taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından ticari defterlerin incelenmesine yönelik ara karar kurulduğu, davalının şirket merkezinin —– olması sebebiyle talimat mahkemesinde yapılan bilirkişi incelemesinde davalının defter kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu ve birbirini teyit ettiği, davalının defterleri ve dava dosyasının incelenmesi sonucunda; davacı tarafından düzenlenen —- tarihinde — nolu aynı yevmiye kaydıyla davalının—-nolu Ticari mallar hesabına kaydedildiği, davalının toplam — tutarındaki avansın mahsubu sonrasında, — tarihi itibariyle davalının davacıya—— kaydının olduğunun tespit edildiği, böylece davanın kabulüne karar verilmiş, davacının temerrüt tarihinden itibaren ticari faiz talep etmesi karşısında taraflar arasındaki— icra dosyasında ödeme emrinin — tarihinde davalı tarafa tebliğ edildiği temerrütün bu tarihte gerçekleştiği anlaşılmakla —- tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
—–tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 509,20-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 127,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 381,90-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 127,30-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 5,20-TL vekalet harcı, 168,4‬0-TL tebligat ve müzekkere gideri, 600,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 809,5‬0-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde ——— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/02/2021