Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1303 E. 2021/1224 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1303 Esas
KARAR NO: 2021/1224 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/11/2018
KARAR TARİHİ : 21/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili—- arasındaki ticari ilişki gereği müvekkili tarafından fatura ve cari hesap ekstresi alacağından dolayı davalı borçlu aleyhine ——- dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu tarafından haksız olarak yapılan takibe, borca, ödeme emrine, faiz oranına, icra giderlerine, vekalet ücretine ve işlemiş faize itirazda bulunulduğunu, İcra Müdürlüğünce takibin durdurulduğunu, davalı borçlu tarafından yapılmış olan itirazların kötü niyetli, haksız ve hukuka aykırı olup iptalinin gerektiğini, müvekkili ——ik servis ve ihtiyaç ürünlerinin temini hususunda ticari ilişki bulunduğunu, müvekkili şirketin davalı borçlu şirketin ihtiyaç duyduğu ürünleri ve malzemeleri davalı borçluya temin ettiğini, işbu ticari ilişki neticesinde de temin edilen ürünlere ilişkin olarak faturalar düzenlendiğini,—— takibin konusunu müvekkili şirket tarafından davalı borçlu adına kesilen ve müvekkiline ödenmeyen faturaların oluşturduğunu, borcun konusunu oluşturan faturaların davalı borçluya satışı yapılan malzeme bedellerine ilişkin olduğunu, müvekkili ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki gereği müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirmiş olmasına rağmen davalı tarafın sorumluluklarını ifa etmediğini, müvekkilinin davalı şirketten avans faizi ile birlikte —- alacağının bulunmakta olduğunu, müvekkili şirketin işbu alacağının cari hesap ve faturalara dayandığını, müvekkili şirketin işbu faturalar ve cari hesap ekstresi gereği davalıdan alacağa hak kazandığını, davalı borçlu şirketin fatura bedellerini müvekkiline ödememesi neticesinde ——yevmiye nolu ihtarname keşide edildiğini, davalının temerrüde düşmesine rağmen ödeme yapmadığını, bunun neticesinde icra takibine geçildiğini, davacı alacaklı müvekkili şirketin davalı borçluya irsaliyeli faturaları ekte sunulan malzemeleri verdiğini ancak alacağını tahsil edemediğini, davalının itiraz ettiği meblağı ödediğine dair herhangi bir belge sunmadığını, davalıya gönderilen mallara ait irsaliyeli faturalardan malın davalıya satılıp teslim edildiğinin anlaşıldığını, ayrıca müvekkili şirketin ve davalının ticari defterleri incelendiğinde de iddialarının doğruluğunun ortaya çıkacağını, davalı tarafın hiçbir borcu bulunmadığını iddia etmesine rağmen ödemelere dair herhangi bir belge sunmadığını, davalı tarafın müvekkili şirkete mevcut borcunun bulunmakta olduğunu takibe yapılan itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalı borçlu şirketin takibe yaptığı itirazında hiçbir borcu bulunmadığından temerrüdünün de söz konusu olmadığından faiz ve fer’ilere itiraz ettiğini belirttiğini, söz konusu faturaların irsaliyeli faturalar olduğunu, faizin başlama zamanının satılanın alıcıya fiilen veya hükmen teslimi tarihinde muaccel bulunduğuna göre satış bedeline muacceliyet gününden başlayarak faiz yürütülebileceğini, söz konusu faturalara ait düzenleme ve sevk tarihlerinden sonra davalı tarafından irsaliyeli faturalara itiraz edilmediğini, bu durumda müvekkilinin edimini ifa etmiş sayılmakta olduğunu ve alacağının muaccel hale gelmiş bulunduğunu, kaldı ki her halükarda davalı borçluya —- yevmiye nolu ihtarname gönderildiğini, davalının temerrüde düşürüldüğünü ve takip talebinde de işbu tarih itibari ile faiz talebinde bulunulduğunu, işbu nedenle talep edilen faizin hukuka uygun olduğunu, ——“Dava konsu alacak faturalara dayalı cari hesap alacağı olup likit (muayyen belirlenebilir) nitelikte bulunduğundan İİK’nın 67. maddesi uyarınca davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle bu yöndeki istemin reddi isabetsizdir.” şeklinde karar verilerek itirazı iptal edilen borçlunun —az olmamak kaydıyla inkar tazminatına mahkum edileceği yönünde karar verildiğini, diğer taraftan likit alacak miktarının belirlenmesi için herhangi bir yargılama yapılmasına gerek olmayan alacak olduğunu, alacağın ihtilaflı olmasının likit olmadığı anlamına gelmediğini, takibe konu alacağın faturalara dayalı cari hesap alacağı olduğunu, miktarı konusunda herhangi bir belirlemeye ihtiyaç olmadığını, başka bir deyişle faturalara dayalı cari hesap alacağının likit bir alacak olup itirazın iptali ile birlikte icra inkar tazminatına hükmedilmesinin gerektiğini, diğer taraftan Harçlar Kanununun İlamsız takiplerde peşin harç başlıklı 29’uncu maddenin 3’üncü fıkrasında bulunan; “İzama dayanmayan takiplerde alacaklı mahkemeye müracaata mecbur kalırsa, peşin alınan harç kendisine iade olunur. Veya alacaklının isteği üzerine mahkeme harçlarına mahsup edilir.” hükmü gereği —– sayılı dosyasına yatırılan harcın hesaplanacak harca mahsup edilmesini talep ettiklerini, sonuç itibariyle davalı borçlu tarafından yapılan itirazın kötü niyetli, haksız ve hukuka aykırı durumda olduğunu, müvekkilinin alacağına kavuşmasını engellemek ve sürüncemede bırakmak amaçlı olarak hiçbir hukuki dayanak göstermeksizin söz konusu borca itirazda bulunulduğunu, tüm açıklanan nedenlerle davalarının kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına ve kötü niyetli davalı borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi gerektiğini belirterek, davalarının kabulüne, —— sayılı dosyasında yapılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptali ile takibin devamına, davalının itirazının haksız olması ve açıklanan nedenlerle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalıya faturaların gönderildiğini, davalının faturaları ödemediğini, fatura alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,—– içerisine alınıp incelenmiş,—- davacının —- kayıtları celp edimiş, Davacı tarafın faturalarını içerir beyan dilekçesi dosya arasına alınmış, —- davacı şirkete ait işyeri tescil bilgisi ve dönem bordrosu celp edilerek dosya arasına alınmış, — tarihli bilirkişi raporu,—– bilirkişi ek raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
—-tarihli bilirkişi raporunda özetle, —yapılan inceteme, tespit ve değerlendirmeler neticesinde;1) Davacı tarafın incelenen —— defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, 2) Davacı tarafın icra takibinde talep ettiği cari/açık hesap bakiyesinin dayanağı olan faturaların, en son düzenlenen faturadan geriye doğru, icra takibinde talep edilen cari/açık hesap bakiyesini karşılayacak tutarı içeren faturalar olduğu, Davacı taraf icra takibinde——cari/açık hesap bakiyesini talep ettiğinden bu tutarı karşılayacak olan icra takibine konu alacağın dayanağı olan faturaların davacı —– adına düzenlenmiş—— irsaliyeli faturanın dava dosyasında bulunmadığı, ayrıca dava dosyasında bulunan faturaların bir kısmının okunaksız olduğu, icra takibine konu alacağın dayanağı olan —-adet irsaliyeli faturanın yerinde yapılan inceleme sırasında davacı tarafından ibraz edildiği ve tarafımca incelendiği, 3) İcra takibine konu alacağın dayanağı olan davacı—–faturada yazılı olan malların davalı tarafa teslimine ilişkin söz konusu irsaliyeli faturaların—— teslim alan kısmında isim ve imza bulunduğu, —adet irsaliyeli faturanın teslim alan kısmında isim ve imza bulunmadığı, 4) İcra takibine konu alacağın dayanağı olan davacı—–irsaliyeli faturanın davalı tarafa teslimine ilişkin söz konusu irsaliyeli faturaların —-teslim alan kısmında isim ve imza bulunduğu, —- irsaliyeli faturanın teslim alan kısmında isim ve imza bulunmadığı, 5) Davalı —– yıllarına ilişkin yıllık bazda —formlarının incelenmesinde; davalı tarafın, davac—- üzerinde mal ve/veya hizmet alışı yaptığı —- yıllarının ilgili aylarında bağlı olduğu —— bildirimde bulunduğu, katma değer vergisi hariç —- üzerinde mal ve/veya hizmet alışı yapmadığı aylarda bildirim yapma yükümlülüğü bulunmadığından, bildirimde bulunmadığı, İcra takibine konu alacağın dayanağı olan davacı—- adet dayanak faturanın davalı tarafından ilgili aylarda bağlı olduğu —- bildirildiği, bu durumun bildirimi yapılan dayanak faturaların davalı tarafından teslim alındığını gösterdiği, Toplam tutarı —- dayanak faturanın davalı tarafından ilgili aylarda bağlı olduğu —- bildirilmediği ancak bu faturaların teslim alan kısmında isim ve imza bulunduğu, ——- adet dayanak faturanın davalı tarafından ilgili aylarda bağlı olduğu —– bildirilmediği ve bu faturaların teslim alan kısmında isim ve imza bulunmadığı, 6) İcra takibine konu alacağın dayanağı olan faturalara davalı tarafından itiraz edildiğine dair dava dosyasında bir belge bulunmadığı, 7)İcra takibine konu alacağın dayanağı olan davacı —– yıllarına ait ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, 8)Davalı taraf ticari defterlerini ibraz etmediği için davalı tarafın ticari defterleri incelenemediğinden, dayanak faturaların davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığının tespit edilemediği,9) Davalı tarafin ticari defterleri hakkında 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. Maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219 ve 220. maddelerinin tatbik edilip edilmeyeceği ile ilgili hukuki değerlendirmenin Mahkemenizin takdirinde olduğu,10) Davacı tarafin —– oluşan takip tutarı üzerinden başlatmış olduğu icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine açmış olduğu itirazın iptali davasında davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline karar verilmesini istediği, harca esas değeri—- olarak gösterdiği, 10) Davacı tarafın —-yıllarına ait ticari defterlerinin incelenmesinde; davacı —– ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle —-alacaklı olduğu, 12) Mahkemenizce davacı tarafın davalı taraftan alacaklı olduğuna karar verilir ise; davacının —- temerrüt tarihinden —-temerrüt faizi oranı üzerinden talep edebileceği işlemiş faiz tutarının —– olduğu, 13) Mahkemenizce davacı tarafın davalı taraftan alacaklı olduğuna karar verilir ise; davacının asıl alacağına takip tarihinden itibaren yıllık —- yasanın temerrüt faizi başlıklı 2. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen,—- kısa vadeli avanslar için uyguladığı avans faiz oranına göre belirlenen, ticari işlerde istenebilecek değişen faiz oranları üzerinden ticari temerrüt faizi uygulanabileceği,…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
—- bilirkişi ek raporunda özetle, ” …1) Bilirkişi kök raporundan sonra dava dosyasına giren, ——– faturaları teslim alan kişilerin davalı çalışanları olup olmadığı hususunun yukarıda incelendiği ve değerlendirildiği, 2) Teslim alan kişilerin davalı çalışanı olması halinde bu kişilerin teslim almaya yetkili kişiler olup olmadığı ve taraflar arasında bu hususta teamül oluşup oluşmadığı konusundaki hukuki değerlendirmenin Mahkemenizin takdirinde olduğu,—-yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur —
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura ispat kulfeti açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, taraflara inceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtları incelemek üzere süre verilmiş, davacı ticari defter ve kayıtları incelenmiş ve bilirkişi raporu düzenlenmiştir. İnceleme gün ve saatinin davalıya usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafın inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini hazır etmediği anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: 222 – (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. ——Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.—– İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.—– Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.——- Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri ——- belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.——— maddesiyle, bu fıkrada yer alan “ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi” ibaresi “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” şeklinde değiştirilmiştir. Esasen —–arafından içtihatlar ile kabul edilen hukuki durum anılan kanun değişikliği ile yasal düzenlemeye kavuşmuştur.
Davalı taraf usulüne uygun ihtara rağmen ticari defterlerini süresinde ibraz etmemesi sebebiyle davacının, davalı ile arasındaki ticari ilişkiyi ve dayanmış olduğu faturaya ilişkin alacağını ispat ettiğinin kabulü gerekir. Ayrıca her ne kadar davalı, dava konusu faturalardaki teslim alan kişilerin şirket yetkilisi olmadığını beyan etmiş ise de; alınan — tarihli bilirkişi ek raporu,—- formları dikkate alındığında bahse konu kişilerin imzası olan faturaların —-bildirildiği anlaşıldığından davalının bu yöndeki itirazlarının yerinde olmadığına kanaat getirilmiş, davanın kabulüne, davalının —-sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, —— işlemiş faiz ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin devamına karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır.—-Dosyaya konu alacağın faturaya dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı —- üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
-Davalının —– sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile, —- işlemiş faiz ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 4.039,69-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 714,24-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.325,45 -TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 714,24-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 5,20-TL vekalet harcı,123,2 -TL tebligat ve müzekkere gideri, 950,00 -TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.123,3-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 8.487,89-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, tarafların yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/12/2021