Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1284 E. 2021/273 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1284 Esas
KARAR NO: 2021/273
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/06/2015
KARAR TARİHİ : 09/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davalıdan olan alacağı için——– Sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibinde bulunduğunu, davalının takibe itiraz ettiğini, davacının alacağının cari hesap alacağına dayalı olduğunu ve taraflar arasında —- tarihli mutabakat imzalandığını, bir kısım alacağının ödendiğini fakat davaya konu—davacıya ödenmediğini belirterek —— dosyasındaki itirazın iptalini, %20 den olmayacak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ve davalı arasında —- yılından bu yana imzalanan — kurulduğu, son olarak taraflar arasında—– imzalandığı, davalı şirket tarafından sözleşme hükümleri çerçevesinde, belirlenen şartlar ve vadelerde ödemelerin yapıldığı, davacı firma tarafından — tarihinde, davalı şirket aleyhine, —– cari hesap alacağı olduğu iddiası ile icra takibi başlatıldığı, takip tarihi itibari ile muaccel olmamış cari hesap alacaklarının takibe konulduğu ve müvekkil şirket faturalarının davacı firma tarafından kayıtlarına alınmadığı,—- tarihinde davacı şirketin cari hesabının ———alacak bakiye verdiği, bahse konu bakiyenin henüz satışının gerçekleştirilmemiş olan ürünlere ilişkin fatura toplamından oluştuğunun tespit edildiği, davacının muaccel olmayan alacakları bakımından haksız takip yapması üzerine davalı şirket tarafından icra takibine — tarihinde itiraz edildiği, sözleşme hükümleri uyarınca; ticari ilişki kapsamında şirketimize teslim edilen — adet ürün iade edilmek üzere ——— tarihinde tekrar davacıya gönderildiği, davacı tarafından hukuka ve sözleşme hükümlerine aykırı olarak yeniden kabul edilmediği, bu nedenle söz konusu ürünlerin davacı tarafından —- teslim alınması hususu ————yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihtaren bildirildiği, ihtarnamenin davacı tarafından tebliğ alınmasına rağmen, bugüne kadar söz konusu ürünlerin iade alınmadığı, sözleşme hükümlerine uygun olarak davalı şirket tarafından düzenlenen faturaların davacı cari hesabına yansıtılmış olduğu, davacı tarafça işbu faturaların ticari kayıtlarına işlenmemesinin haksız ve kötü niyetli olduğu,
davacının dayanak gösterdiği — tarihli mutabakat metni ———-tarihi itirbari ile vadesi gelmiş ve gelmemiş alacakları gösterdiği, davacının da kabul ettiği üzere ticari ilişki çerçevesinde yapılan ödemelerin ve düzenlenen faturalar nedeni ile bakiyenin değiştiği, davacının faiz talebi, icra masrafları ve vekalet ücreti talebi haksız ve mesnetsiz olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere, uyuşmazlık konusu alacak miktarı likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddinin gerektiği, açıklanan sebeplerle; haksız davanın reddini ve davacının alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ettikleri görüldü.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibariyle, ———— esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, icra dosyası celp edilerek incelenmiş, bilirkişi raporları alınmış, yargılama sırasında ——– tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyanın geçirdiği safahat incelendiğinde; ilk olarak açıldığı ———– dosyaya davalı tarafça yapılan itirazın süresinde olmadığı ve bu nedenle takibin halen devam etmekte olduğu görüldüğünden ve bu vesileyle davanın konusu kalmadığından, konusu bulunmayan dava hakkında karar vermeye yer olmadığına kararı verildiği, —- tarihinde davalı tarafça temyiz dilekçesi gönderildiği, ——- sayılı kararında hükmünün bozulmasına kararı verildiği, mahkememizde —– almış ve yargılama sonuçlandırılmıştır.
İtirazın iptali istemine konu,—- takip dosyasının incelenmesinde; —- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının —–olduğu; takibin —-asıl alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçlu —- tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından ————dosyasındaki asıl alacağa, faizine ve oranına, vekalet ücretine, yargılama gideri, harç ve masraflara tüm ferileri ile birlikte dosya borcunun tamamına itiraz edildiği, dilekçenin davacı tarafa tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı, davanın —– asıl alacak üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından alınan —- tarihli kök raporda özetle; İcra takip tarihi itibari ile tarafların ticari defterlerinin —- üzerinden uyumlu olduğu, dosyada mübrez sözleşme okunamadığından davalının davacı alacağının daha az olduğu yönündeki iddiasının ispata muhtaç olduğu, davacının, davalıdan ——– talep edebileceğine ilişkin sonuç ve kanaatlerini bildirir rapor tanzim ettikleri görüldü.
Bilirkişi heyeti tarafından alınan —- tarihli ek raporda özetle; Davalı tarafın takip tarihi itibariyle kendi defterlerinden davacıya —- borçlu göründüğü, ancak davalının takip sonrası düzenlemiş olduğu faturalarla dava tarihi itibariyle davacıya —- borçlu göründüğü, davacı tarafın kendi defterlerine göre icra takip tarihi itibari ile ————-alacaklı olduğu, davalı tarafın sunmuş olduğu okunabilir sözleşme nüshaları incelenmiş olup taraflar arasındaki sözleşmelerde iradi bozucu koşulun yer aldığı, tek başına fatura düzenlemenin iradi bozucu koşula dayalı olarak malların iade edildiğini ispatlamasının mümkün olmadığı, yine tek başına fatura düzenlemenin davalının envanter farkı nedeniyle alacaklı olduğu anlamına gelmediği, fatura konusu malların davacıya iade edildiğinin ve envanter farklarının davalı tarafından ispatlanması gerektiği, kök raporda varılan sonuçla davacı tarafın davalıdab ———-alacaklı olduğuna ilişkin sonuç ve kanaatlerini bildirir rapor sunmuş oldukları anlaşılmıştır. Ek raporun taraflara tebliğ edildiği, davalı vekilince rapora itiraz dilekçesi sunulduğu davalı vekilinin yeni heyetten rapor aldırılması talebi dosyada mübrez rapor içerikleri gözönüne alınarak reddedilmiş ve alınan raporlar denetime elverişli görülmekle hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı, denetime elverişli bilirkişi raporu, toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında ——yıllarını kapsar tedarikçi sözleşmesinin yapıldığı, ticari ilişkinin bu kapsamda doğduğu, davacının takip tarihi itibariyle cari hesaba dayalı alacaklı olduğundan bahisle takip başlattığı, davalının takibe taraflar arasındaki sözleşme gereğince satıştan ödeme sistemi ile çalışıldığını, ödemelerin satıştan itibaren—- vade üzerinden, ödeme vadesini takip eden her ayın — yapıldığını, takip tarihi itibariyle ticari defterlerinde ———– alacak bakiyesi olduğunu belirterek itiraz ettiği, taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından her iki tarafın defterleri ve dayanakları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, yapılan mali incelemede takip tarihi itibariyle taraf şirketlerin defterlerinin birbiri ile uyumlu olduğu, davalının kendi defterlerine göre davacıya —– borçlu göründüğü, ancak davalının takip sonrasında düzenlemiş olduğu faturalarla dava tarihi itibariyle ——– borçlu göründüğü ayrıca davalının depo iade faturası ve envanter farkı faturası düzenlemesinin tek başına söz konusu malların davalı tarafından davacıya iade edildiği anlamına gelmeyeceği ispatlanması gerektiği ancak dosya kapsamında davalının bu hususu ispatlayamadığı değerlendirilmekle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
-Davalının —- dosyasına davalı yanca yapılan itirazın —— asıl alacak yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alacak likit ve itiraz haksız bulunduğundan kabul edilen alacağın takdiren %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 4.716,20-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 833,94-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.882,20-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 833,94-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 27,70-TL başvuru harcı, 4,10-TL vekalet harcı, 345,25‬-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.600,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.977,05-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.976,79-TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 600,00-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 0,08 TL’sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.775,21-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9,24-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içinde Temyiz başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/03/2021