Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1274 E. 2021/993 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1274 Esas
KARAR NO: 2021/993
DAVA: Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 05/11/2018
KARAR TARİHİ: 02/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; davalı, aralarındaki ticari alım satım ilişkisi nedeniyle davacı şirkete —– davacı şirkette, çekleri teminat olarak bankaya verdiği, ancak; davalı çekleri ödeyemeyeceğini bildirerek, ya yeni bir çekle değiştirmek veya yeni bir ödeme günü tayin edilerek buna göre ödeme gününü değiştirmek istemiş ve müvekkil şirket ortağı ve yetkilisi ——- durumu kabul etmiş ve çekleri —- aldığı, davalı — tarihlerini kendi ödeme planına göre değiştirip paraf ederek davacı şirkete vermiş, —– bedelli çek için ise; yeni keşide tarihi taşıyan kendi çekini veya müşteri çeki vereceğini beyan ederek, beklemelerini söylemiş ancak; söz verdiği yeni çeki vermediği gibi herhangi bir ödeme de yapmadığı, ekonomik sıkıntılar ve takipler nedeni ile madden ve psikolojik açıdan zor durumda olan davacı şirket yetkilisi — bu durumundan faydalanma amacı taşıyan davalı ve vekili,— teminat olarak bir dairenin tapusunun davalı —- devredildiği taktirde, borçlu oldukları çek bedellerini ödeyecekleri gibi —- feragat edeceklerini bildirmişler, çek şikayetinden vazgeçilmesi ve çek bedellerinin ödeneceği vaadi karşısında, —teminat olarak oğlu ——– davalı adına tapu da devrini verdiği, şikayetten vazgeçme ve alacaklı olduğu çek bedelinin bir an önce ödenmesi karşılığında teminat olarak aldıkları daire ile yetinmeyen davalı taraf, bu kez daha da ileri giderek, savcılık şikayetinden ve menfi tespit davasından vazgeçme karşılığında,—- tutarında senet verilmesini, taşınmazları üzerine haciz konulmasına, Ödeme emrini İcra dairesinde tebliğ alma ve itiraz sürelerinden vazgeçmeyi de içerecek şekilde, borç tasfiye sözleşmesi imzalatarak, teminat olarak tapuda devraldıkları dairenin iade edileceğini, savcılık şikayetinden vazgeçileceği, çek bedellerini ödeyeceğini bildirilmiş ve davacı şirket yetkili ve temsilcisi — tarafından imzalanan —-, hiçbir alacağı olmadığı ve üstelik borçlu oldukları halde, şantajla önce daireyi teminat aldıkları, sonra daireyi iade etmek üzere —–bedelli senet aldıklarını, daireyi iade etmeyi, hem senedin ödenmesi şartına bağlayıp hem de, diğer daireler üzerine haciz konulması gibi yeni şartlar ileri sürülmesini kabul etmediğini hem oğlu —– de davalı ve sözleşmeyi hazırlayan vekiline bildirdiği, bunun üzerine davalı vekili ve abdul fettah tarafından ıslak imzalı olan sözleşme yırtılarak imha edildiği, davalı taraf sözleşme fotokopisini —- nolu davacısı olduğu menfi tespit davasına delil olarak sunmuş, bu sözleşme ile almış olduğu ——– iade edeceğini bildirmiş olmasına rağmen, dava konusu ——– takibe koyduğu, takip halen derdest olup, davacılara ait taşınmazlar üzerine haciz konulmuş ve işlemleri devam ettiği, davalı taraf — ve davacı şirketin alacaklı olduğu —– çek nedeniyle borçlu olmadığına ilişkin açtığı menfi tespit davasından vazgeçmemiş, bedelini ödeyeceği taahhüdünde bulunduğu —-bedelli çek bedelini ödemediği, —- buna karşılık, davacılara senette tahrifat yaptıkları iddiası ile ceza verdireceği tehdidi ile haksız ve dayanaksız olarak aldığı —- bedelli bonoyu iade etmeyerek takibe koyduğu, davalı tarafın şikayeti ile ilgili olarak, —- karar verilmiş ve davalı şikayetçinin takipsizlik kararına itirazı da, kesin olarak reddedildiği, kesinleşmiş —– ara kararı ile yeniden imza incelemesi kararı verilmiş, bu ara kararına itirazımız reddedilerek, bu yöndeki incelemeye devam edildiği, davalı taraf hiçbir alacağı olmamasına ve kesinleşmiş — olmadığına dair karara rağmen, —- yeniden imza incelemesi ara kararı oluşturulmasından cesaret alarak, bedelsiz senede dayanarak başlatmış olduğu İcra takibine devam ettiği, açıklanan nedenlerle davacıların içinde bulundukları zor durum nedeniyle imzalayıp, sonra da her iki tarafça imha edilen Borç tasfiye sözleşmesi gereği verilen Bono nedeni ile borçlu olmadıklarının tespiti için bu menfi tespit davasının açılması gerektiği, açıklanan nedenlerle davacıların, —- bedelli bono nedeniyle—– borçlu olmadığının tespiti ile dava sonucuna kadar paranın ödenmemesi için karar oluşturulmasına, bononun ve takibin iptali ve Bononun iadesine, Takip kötü niyetli yapılmış olmakla; davalının takip konusu alacağın % 20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkumiyetine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı vekili tarafından mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; davacılar tarafından iddia olunan olaylar mahkemeye aksettirildiği şekilde gerçekleşmediği, aksine, davalıya ait çekler ödenmesine rağmen davacılar tarafından bankaya paraflanmak suretiyle teminat olarak sunulduğu, ödenen çeklerin teminat olarak bankaya ibraz edildiği tespit edildikten sonra, tarafımızca bu hususa yönelik savcılığa şikayette bulunulduğu, dava dilekçesinde belirtilen ” Ancak; davalı çekleri ödeyemeyeceğini bildirerek, ya yeni bir çekle değiştirmek veya yeni bir ödeme günü tayin edilerek buna göre ödeme gününü değiştirmek istemiş ve davalıya şirket ortağı ve yetkilisi—— bu durumu kabul etmiş ve çekleri bankadan aldığı, hususu gerçeğe aykırı olduğu, davacı vekili tarafından beyan edilen ” Şikayetten vazgeçme ve alacaklı olduğu çek bedelinin bir an önce ödenmesi karşılığında teminat olarak aldıkları —- yetinmeyen davalı taraf, bu kez daha da ileri giderek, savcılık şikayetinden ve menfi tespit davasından vazgeçme karşılığında, —-tutarında senet verilmesini, taşınmazları üzerine haciz konulmasına, ödeme emrini İcra dairesinde tebliğ alma ve itiraz sürelerinden vazgeçmeyi de içerecek şekilde, borç tasfiye sözleşmesi imzalatarak, teminat olarak tapuda devraldıkları dairenin iade edileceğini, savcılık şikayetinden vazgeçileceği, çek bedellerini ödeyeceğini bildirilmiş ve davalı şirket yetkili ve temsilcisi— tarafından imzalanan —— şeklinde bahsedildiğinin aksine bu taşınmaz, tarafların kendi hür iradeleri ile anlaşmaları üzerine yapılan sözleşme sonucu borcun ödenmesinden sonra iade edilmek üzere teminat olarak devralındığı, nitekim taşınmazın yanı sıra borç miktarı kadar ayrıca bono düzenlenmesi de yine işbu alacağın ödenmesini garanti etmek adına taraflar arasında mutabık kalınan bir husus olduğu, davacı vekilinin iddia ettiği “şantaj hususunun” gerçekle hiçbir ilgisi bulunmamakla birlikte, Mahkemenizi yanıltmak kastıyla özellikle nitelendirilen ifadeler olduğu, borcun ödenmesiyle taşınmazın iade edileceği yine aynı tasfiye sözleşmesinde yer aldığı, fakat borçlu konumda olan mucip kereste borcu ifa etmediği için, taşınmaz iade edilmediği gibi düzenlenen bono da takip konusu yapıldığı, davacılar tarafından borcun ifası halinde taşınmaz iade edilmeye hazır olduğu, davacının iddiasının aksine tanzim edilen bono, davalı ile davacı şirket arasında ticari ilişkiden kaynaklı alacaklara yönelik düzenlenmiş ve taraflarda bu husus borç tasfiye sözleşmesi ile kabul edildiği, davacının beyanlarının gerçek dışı olduğu, bahsi geçen —– adet çekin ödenmediği iddiası ile görüldüğü, işbu çeklerin ödenip ödenmediğine ilişkin araştırma yapıldığında beyanların gerçek dışı olduğu ortaya çıkacağı, iddia edildiğinin aksine senet bedelsiz düzenlenmemiş, davacı şirketin davalıya olan borcundan dolayı ortaya çıktığı, açıklanan nedenlerle haksız ve mesnetsiz olarak ikame edilen davanın reddine karar verilmesi gerektiği, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle, davacının—— dosyada borçlu olmadığı iddiasının tespitine ilişkin açılan menfi tespit davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında ——yapılan değişiklik neticesinde yargılamaya basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Taraf arasındaki uyuşmazlığın davacının——-takibe konu bono nedeniyle borçlu olup olmadığının tespiti ile takibin kısmen yada tamamen iptalinin gerekip gerekmediği, kötü niyet tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen borç tasfiye sözleşmesi aslı gibidir örneğinin dosyaya celbinin sağlanmış olduğu görüldü.
—- sayılı dosyanın incelenmesinde; davacısının mahkememiz davalısı —- olduğu, davanın kıymetli evraktan kaynaklı Menfi Tespit davası olduğu, dava konusu çek üzerindeki parafın davacıya ait olmadığı ileri sürülmüş ise de —– celsede parafın davacı eli ürünü olduğunun ikrar edildiği, bu sefer davacı tarafça keşide tarihinin bilgisi dışında değiştirildiği iddia olunmuş ise de keşide tarihinin altında davacının parafı bulunduğu gözetilerek bu hususun yazılı delil ile ispat edilmesi gerektiği, dosyada mevcut borç tasfiye sözleşmesi başlıklı evrakın davalı şirket yetkilisince imzalanmadığı, bunun dışında bu hususu ispata yönelik dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı, dava dilekçesinde — keşide tarihli olan çekin keşide tarihinin —- tarihi olarak değiştirildiğinin belirtildiği, soruşturma dosyasından alınan raporda da keşide tarihinin ——tarihi olarak değiştirildiğinin belirtildiği, üçüncü bir değişiklikten söz edilmediği, bu hususu ispata yönelik de herhangi bir delil sunulmadığı görülmekle davanın reddine karar verilmiş olduğu, dosyanın istinaf incelemesine ——- sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verilerek, davanın reddine ve şartlar oluşmayan davalının kötü niyet tazminatının reddine dair karar kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır.
—- incelendiğinde; alacaklısının dosyamız davalısı —-olduğu, dosyada —bono alacağına ilişkin —– tarihinde icra takibi başlatıldığı görüldü.
—- dosyası incelendiğinde; alacaklısının dosyamız davacısı—- olduğu, borçlusunun — olduğu, dosyada — işlemiş faiz olmak üzere toplam —- toplam alacağın tahsiline yönelik—— tarihinde icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunma, toplanan deliller ve icra dosyası hep birlikte değerlendirildiğinde; davacılar vekilinin dava dilekçesinde davalı taraf ile müvekkilleri arasında ticari ilişki bulunduğu, davalı tarafın müvekkillerinin zor durumda bulunmasında savcılık şikayetinden ve menfi tespit davasından vazgeçme karşılığında, —– tutarında senet verilmesini, taşınmazları üzerine haciz konulmasını, ödeme emrini İcra dairesinde tebliğ alma ve itiraz sürelerinden vazgeçmeyi de içerecek şekilde, borç tasfiye sözleşmesi imzalatarak ve davacı şirket yetkili ve temsilcisi —- tarafından imzalanan davaya konu —- bono aldığı ve borç tasfiye sözleşmesi ile almış olduğu —-bono’yu takibe koyduğu iddiası ile davacıların——– bono nedeniyle menfi tespit davası açtığı, kural olarak menfi tespit davasında ispat yükü davalı alacaklıda olmakla davaya konu icra takibinde bono dayanak olduğundan nakden kaydının bulunduğu da anlaşıldığından davacının iş bu bonoyu nakden almadığını yazılı delillerle ispatlaması gerektiği, davacıların bononun şantaj ve tehditle alındığına dair iddialarının ispatı bakımından gerek dava dilekçesinde belirtilen savcılık şikayetinden/menfi tespit davasından vazgeçme gerek taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kaldırılacağı hususlarının şantaj yada tehdit olarak değerlendirilemeyeceği gibi —- “yanılma veya aldatma sebebiyle yada korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği yada korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak 1 yıl içinde sözleşmeyle bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır.” hükmünün düzenlendiği, davaya konu senedin tanzim tarihinin — tarihi olduğu, davanın — tarihinde açıldığı, davacı vekilinin —– tarihli duruşmada beyanında taraflar arasındaki dava ve takipler dolayısıyla iş bu davanın açılmasının bekletildiğine dair beyanda bulunduğu, herhangi bir etki altında bulunduklarının da beyan edilmediği, davanın süresinde açılmadığının kabulünün gerekeceği, yine davacının borç tasfiye sözleşmesinin davacı şirket yetkilisi olmayan kişi tarafından imzalandığı iddiası bakımından da sadece şirket yetkilisi olup olmadığına bakılarak karar verilemeyeceği, bu anlamda davacı şirketin davacı —– şirket adına başka işlem yapıp yapmadığı noktasında defter ve dayanak kayıtların incelenmesine ilişkin ara karar kurulmuş olmasına rağmen davacı tarafın ticari defterlerini incelemeye sunmadığı, dolayısıyla ticari defterlerin incelenemediği, bonoda şirket yetkilisi müteveffa — ve kefil olarak da davacı ——– imzasının bulunduğu, bononun tanzim tarihi itibariyle şirket yetkilisince imzalandığı, ayrıca davacı tarafça yemin deliline de dayanılmadığından davacı tarafın iddialarını ispatlayamadığı değerlendirilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE;
2-Ayrıntıların gerekçeli kararda gösterilmesine,
3-Alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 2.004,00-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 1.500,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 15.427,85-TL-nispi vekalet ücretinin davacılardan müştereken alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde ——- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.02/11/2021