Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/126 E. 2018/941 K. 09.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/126 Esas
KARAR NO : 2018/941

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/01/2018
KARAR TARİHİ : 09/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan …’ın —-Gazetesi’nin 12/08/2013 tarihli nüshasında yer alan “Ergenekon mahkumları, Firavun, Başbakan Musa” başlıklı yazısında; müvekkillerini Piyasa Firavunları olarak nitelendirdiğini, Firavunun bugün ve geçmişte kötü, acımasız, zalim biri olarak bilindiğini, davalılardan —- Gazeteciliğin yayımlayan, …’nun yayın sahibi, …’nun ise yazı tarihinde gazete genel müdürü olarak yazıdan sorumlu olduğunu belirterek davacı … Holding için 25.000,00 TL, davacı … için 25.000,00 TL manevi tazminatın yayın tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini ve hükmün yayımlanmasını talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; yazıdaki ”—-‘ lar” ifadesinin davacı tüzel kişiliğe yönelmediğinin çok açık olduğu, davacı gerçek kişiye yöneldiğinin de söylenemeyeceğini açıklamış, öncelikle husumet nedeniyle davanın reddi gerektiğini savunmuş, dava konusu yazının düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında eleştiri niteliğinde olduğunu, istenilen tazminatın miktarının fahiş olduğunu belirterek haksız davanın reddine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı iddiası nedeniyle manevi tazminat talebine ilişkindir.
İstanbul Anadolu —-.Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dava bu mahkemenin 06/07/2017 tarih —- esas —- karar sayılı kararıyla ” Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır. Somut olayda, “—-” ifadesinin kişilik haklarına saldırı teşkil edip, basın özgürlüğü ile bağdaştırılamayacağı, düşünce ve görüşleri açıklama hakkı kullanılarken sınırın aşıldığı, ancak yazıda doğrudan davacı …’u hedef alan bir ibare olmadığı, “—-‘ların yani piyasa firavunlarının..” ifadesi ile davacı şirketin hedeflendiği anlaşılmakla, davacı … yönünden davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi, davacı şirket yönünden ise davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsili gerekmiş, hükmün Türkiyede yayınlanan ulusal bir gazetede bir kereye mahsus olmak üzere yayımlanmasına karar verilmiştir. Davalı …, yayın tarihinde gazetenin genel müdürü olup sorumluluğu bulunmadığından bu davalı yönünden davanın reddine” karar verilmiş, verilen karar taraflarca istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4.Hukuk Dairesinin 04/12/2017 tarih 2017/2077 esas 2017/1646 karar sayılı ilamıyla açılan davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden verilen kararın kaldırılmasına karar verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.
Dava ,basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminatla , hükmün yayınlanması istemine yöneliktir. Davacı —- Gazetesinin 12/08/2013 tarihli nüshasının 3.sayfasında … ‘ın eser sahibi ,…’nun yayın sahibi, … ‘nun genel müdür, —– Ltd. Şti. ‘nin ise yayınlayan sıfatıyla sorumlu olduklarından bahsederek ilgili gazetenin 3.sayfasında “— mahkumları, —-,—-” başlığı altında yapılan yayın nedeniyle kişilik haklarına saldırıda bulunduklarını belirterek manevi zararın giderilmesini talep etmişlerdir. Davalılar ise dava konusu yazının eleştiri hakkı sınırlar içerisinde kaldığını, hakaret oluşturmadığını ve haber vereme sınırları dahilinde kaldığından davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Basın özgürlüğü Anayasanın 28.maddesi ile 5187 Sayılı Basın Kanunu 1. ve 3.maddelerinde düzenlenmiş olup basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alınması amaçlanmıştır. Ancak basın özgürlüğü sınırsız olmayıp yayınlarda anayasanın temel hak ve özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunun 24 ve 25.maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunmaması da yasal ve hukuki zorunluluk olarak belirtilmiştir. Bu çerçevede basın özgürlüğü ve yayınlanan yayınların değerlendirilmesinde temel ölçünün kamu yararı olduğu , yayının gerçek olması , kamu yararı bulunması, toplumsal ilginin varlığı ve objektif sınırlar içerisinde yayın yapmanın da gerekli olduğu gözönüne alınmalıdır. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olayda değerlendirildiğinde ,yazıda kullanılan ifade ve dilin içeriği “—- ” ifadesinin kullanılma amacı gözönüne alındığında kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunulduğu ,öz ve biçim arasındaki dengenin bozulduğu düşünce ve görüşleri açıklama hakkı kullanılırken sınırın aşıldığı değerlendirilerek davacı …. yönünden davanın kısmen kabulüne, yazı içeriği gereğince diğer davacı … hakkında doğrudan kendisini hedef alan bir ifade bulunmadığından bu davacı yönünden manevi tazminat talebinin reddine, davalı … ‘nun gazetenin yayın tarihinde sorumluluğu bulunmadığından bu davalı yönünden açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davacı ….—- Aş açısından 10.000,00 TL manevi tazminatın yayın tarihi olan 12/08/2013 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılar —- LTD ŞTİ, …, …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Davacı … yönünden açılan davanın REDDİNE,
3-Davalı … yönünden açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
4-Hükmün Türkiye de yayınlanan ulusal bir gazetede bir kereye mahsus olmak üzere yayınlanmasına,
5-Karar harcı 683,10 TL harcın davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 853,88 TL harçtan mahsubu ile artan 170,78 TL harcın karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan 885,68 TL ilk masraf, 250,60 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.136,28 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 227,26 TL sinin davalılar —LTD ŞTİ, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan 26,50 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 21,20 TL sinin davacılardan tahsili ile davalılara ödenmesine, kalan tutarın davalılar üzerinde bırakılmasına,
5-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar —-LTD ŞTİ, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
6-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalılar vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/10/2018