Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1256 E. 2022/3 K. 05.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1256 Esas
KARAR NO: 2022/3
BİRLEŞEN DAVADA;
DAVA: Ticari Şirket (Fesih İstemli)
ASIL DAVA TARİHİ: 31/10/2018
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ: 03/02/2019
KARAR TARİHİ: 05/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; TTK.’nun 53.m uyarınca haklı sebeple şirketin feshine ve öngörülen tasfiye usulünün uygulanmasına, fesih isteminin mahkemece uygun bulunmaması halinde aynı madde mucibince davacı pay sahibine payının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerinin ödenmesi süretiyle müvekkili davacının şirketten çıkarılmasına karar verilmesini: davacı —-yayınlanan ve meslek grubu —- müvekkili olduğumu, eşinin de —-olarak göründüğünü, davacının yatırdığı paralar ile davalı şirketlerin kurulduğunu, davacının evlilik birliği içinde büyük sıkıntılar yaşadığını, daha sonra boşanma davası açıldığını, davalı şirketlerdeki tüm personelin çıkartıldığını, tüm demirbaşlarını götürüldüğünü, davalı şirketlerin merkezlerinin bulunmadığını, davalı şirketlerde çalışan personelin olmadığını, şirketin karar defterleri, bilgisayarları ve diğer evraklarının olmadığını, şirket ortaklarının birbiri ile karı koca olup. şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma sürecinde olduklarını, yüzde —– hem müvekkil davacıya hem de ortak olunan şirketlere zarar vermeye, işlemez hale getirmeye yönelik davranışları sonrası şirketlerin aynı ortak yapısı ile yönetiminin devam edebilme ve şirketlerin amaçlarının gerçekleştirilme doğrultusunda ilerlemesinin mümkün olmadığını, şirket defter ve demirbaşlarının eş tarafından işyerinden gizlice alınıp götürülmesi nedeniyle şirket merkezinin bulunmadığını, çalışanların hepsinin —- tarafından kovularak işten çıkartılmış olması nedeniyle —-Maddesi ile hükme bağlanan dava arkadaşlığı müessesi şartları oluştuğu için — iki davalı şirkete birden dava ikame edilmesi mecburiyetinin hasıl olduğunu; sonuç olarak,—- haklı sebeple davalı her iki şirketin ayrı ayrı feshine ve öngörülen yasal usule göre şirketlerin tasfiyesine, fesih isteminin mahkemece uygun bulunmaması halinde yine aynı madde gereğince müvekkili davacı pay sahibine, payının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerinin ödenmesi suretiyle müvekkili davacının şirketlerden çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı —— kurduklarını, davalının ihaneti üzerine tarafların karşılıklı çekişmeli boşanma ve mal paylaşımı davaları açtıklarını, bu davaların halen derdest olduğunu, her iki davada da şirket ortakları karşılıklı birbirlerinden davacı ve davalı olduklarını, şirket ortaklarının birbirine güveni kalmadığından, mevcut hisse durumları ile hisse temsil ve ilzam yetkileri de göz önüne alındığında, şirketin bu hali ile devamının mümkün olmadığını, bu sebeplerle TTK 531. Maddesi gereğince —- müvekkilinin şirketlerden çıkmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Asıl dosyada davalılar tarafından herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
Birleşen dosyada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflarınca aynı şirketlere ilişkin —–sayılı dosyası ile şirketin feshi davası açıldığını, davaya konu iki şirketin fesih ve tasfiyesine yönelik istemi kabul ettiklerini, zira dava evvel açtıkları şirket feshi davalarındaki taleplerin de bu yönde olduğunu beyan ederek; birleştirme kararı verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Asıl dava, TTK 531. Maddesi uyarınca haklı sebeplerle şirketin feshi ve tasfiyesi ile bu talebin uygun bulunmaması halinde davacının şirketten çıkarılması talebidir.
Birleşen —- davası da TTK 531. Maddesi uyarınca şirketin feshi ve tasfiyesi , aksi halde davacı ortağın şirketten çıkarılması talebidir.
—gelen kayıtların incelenmesi sonucu; her iki davalı şirketin iki ortaklı olduğu, ortakların ise asıl davada davacı olan — birleşen dosya davacısı —olduğu, şirket sermayesinin —— olduğu, —- oluştuğu, her iki ortağın da şirket yetkilisi olduğu, her iki ——olduğu ve mahkememiz yetkili olduğu tespit edilmiştir.
Öncelikle, haklı nedenle şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi istemli dava, kural olarak şirket tüzel kişiliği hasım gösterilerek açılması gerekir. Ancak, tüm ortakların taraf olduğu davalarda ayrıca tüzel kişiliğin hasım gösterilmemesi sonuca etkili bulunmamaktadır. Özellikle, somut uyuşmazlıkta olduğu gibi iki ortaklı anonim şirketlerde ortakların davada taraf olması halinde, davanın şirkete karşı açıldığının, dava dilekçesinde diğer ortağın gösterilmesinin, şirketi temsilen olduğunun kabulü gerekir. —–
Her iki şirketin mali durumunu tespit etmek için bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Her iki ortağın evli oldukları, boşanma davalarının devam ettiği, her iki şirkete de %50’şer hisse sahibi oldukları, her iki ortağın da yönetim kurulu üyesi ve temsilci oldukları tespit edilmiştir. Hem asıl dosya da hem de birleşen dosya da her iki şirket ortağı da şirketlerin TTK 531. Maddesi uyarınca feshi konusunda ortak noktada buluşmuşlardır.
Davalı şirketlerin —– yıllarına ilişkin bütün ticari defter ve kayıtları incelenmiş ve ticari defterlerinin —– uyarınca açılış ve kapanış tasdiklerinin tam olduğu ve tarafların lehine delil kabiliyetinde olduğu tespit edilmiştir. Davalı ——— tarih aralığı itibariyle borca batık durumda olduğu, pasifinin aktifinden fazla olduğu kasa bakiyesinin olmadığı, şirketin herhangi bir faaliyetinin olmadığı, şirketin merkez ofisinin olmadığı, demirbaşının olmadığı bu haliyle maddi duran varlığının bulunmadığı ve kasa bakiyesinin sıfır olduğu tespit edilmiştir. Davalı—-yapılan incelemede —-tarihleri arasında alacak borç kayıtları incelenmiş ve ——- tarih aralığı itibariyle borca batık durumda olduğu, pasifinin aktifinden fazla olduğu, kasa bakiyesinin olmadığı, şirketin herhangi bir faaliyetinin olmadığı, şirketin merkez ofisinin olmadığı, demirbaşının olmadığı bu haliyle maddi duran varlığının bulunmadığı ve kasa bakiyesinin sıfır olduğu tespit edilmiştir.
6102 sayılı TTK 531. Maddesinde yer alan —- konusunda herhangi bir açıklama gösterilmemiştir. TTK 245/1 maddesinde ‘haklı sebepler ‘ tarif edilmiş ve nelerin haklı sebep olabileceği bildirilmiştir. ———–
6102 sayılı TTK’nın 531. haklı sebeplerin varlığı halinde şirket sermayesinin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden pay sahiplerinin, haklı sebeplerin varlığı halinde şirketin feshine karar verilmesini isteyebileceği, mahkemece, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, pay bedellerinin karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenmesi suretiyle davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme de karar verebileceği öngörülmüştür. Şirketler hukuku bakımından şirketin devamlılığının sağlanılması esas olup; düzenleme uyarınca, ekonomik değer taşıyan şirketin feshi yerine şirketi ayakta tutacak diğer çözüm yollarının hakimce değerlendirilmesi zorunlu kılınmıştır. Ancak somut olayda dava konusu şirketlerin ana sözleşmesinde yer alan faaliyet amaçlarını gerçekleştirmeye yarar hiçbir taşınmazın olmadığı, şirketlerin borca batık durumda olduğu,rayiç değerlerinin olmadığı, şirketlerin faaliyetlerinin olmadığı,kasa bakiyesinin sıfır olduğu ,ortaklar arasında boşanma ve mal rejimi davasının devam ettiği bu hali ile ortaklığın feshinden başka çare kalmadığı,ortaklığın hiçbir malvarlığı olmadığı için ortaklıktan çıkmanında mümkün olmadığı tespit edilmiştir.
Yapılan yargılama sonucu; alınan bilirkişi raporlarının gerekli incelemeyi yaptığı, her iki şirketin de dava tarihinden itibaren geriye dönük — yıllık şirketlerin mali kayıtlarının incelendiği, şirketlerin herhangi bir faaliyetinin olmadığı, her ikisinin de borca batık durumda olduğu, merkez ofislerinin olmadığı ve aktif olarak şirketlerin çalışmadığı sadece kağıt üzerinde kayıtlarının mevcut olduğu, şirketlerin iki ortaklı olduğu, ortakların evli olduğu ancak boşanma ve mal rejim davalarının devam ettiği bu haliyle de şirketlerin faaliyetlerine devam etme imkanı bulunmadığı, her iki şirket ortağının da öncelikli isteğinin davalı şirketlerin feshi olduğu görülmekle; —–feshi için yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca haklı sebeplerin bulunduğu anlaşılmakla açılan davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl ve Birleşen —-dosyası için TTK.531.maddesi uyarınca davanın kabulü ile —- FESİH VE TASFİYESİNE,
2-Tasfiye memuru olarak resen —- —- atanmasına,
3-Kararın kesinleşmesinden sonra bir defaya mahsus —olarak tasfiye memuru ücreti —- tasfiye masraf avansının asıl ve birleşen dosyanın davacıları tarafından mahkeme veznesine yatırılması halinde tasfiye memuruna görevinin tevdiine,
4-Tasfiye memuru ücretinin ve yatırılacak masraf avanslarının tasfiye memuru tarafından ileride tasfiye giderlerine eklenmesine
5-Harçlar kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davalı şirketlerden tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Asıl ve birleşen dosya yönünden davacılar vekilleri adına taktir olunan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı şirketlerden alınarak asıl ve birleşen dosya davacılarına ödenmesine,
7-Asıl dosyada davacı tarafından yapılan 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 1.087,75 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam, 3.087,75 TL yargılama giderinin davalı şirketlerden alınarak asıl dosya davacısına ödenmesine,
İlişkin olarak taraf/davacı vekillerinin vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/01/2022