Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1240 E. 2021/313 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1240 Esas
KARAR NO: 2021/313
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/10/2018
KARAR TARİHİ: 16/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ana faaliyet konusu oluklu mukavva kutu, kağıt ve hurda kağıt üretimi ve satışı olan davacı şirketin, ticari faaliyetleri için gerekli olan ——–davalı şirketten satın almak için sipariş verdiği, davacı şirket, satın aldığı—satış bedeli olan —- tarihinde davalı şirkete ödendiği, hataya düştüğünü anlayan davacı şirket, davalı şirkete —- ürünün asıl satış bedeli olan —- tutarında bir ödeme daha yaptığı, hatalı —- farkına varılmasıyla davalı şirket yetkilileri ile görüşülerek, sehven ödenen —- iadesinin talep edildiği, davalı şirket yetkilileri oluşan bu durumdan ciddi rahatsızlık duyduklarını belirttiklerini, sehven yapılan ödemeyi davacı şirkete iade etmediğini, davacı, sehven ödediği — taleplerine rağmen tahsil edemediği, sonuç olarak——– sayılı dosyası ile icra takibi başlatmak zorunda kaldığını, usulüne uygun ödeme emri tebliğine karşın, davalı şirketin haksız ve mesnetsiz itirazı neticesinde takibin durdurulmasına karar verildiğini, alacağın tahsilini geciktirme amacı taşıyan itirazın geçerliliğinin bulunmadığını, davalı şirketin, haklı ve geçerli bir neden olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorun olduğunu, davalı şirket, davacının tüm taleplerine rağmen sehven ödenen —– iade etmediğini, aksine davacının hatasından istifade ederek malvarlığını haksız yere çoğalttığını, açıklanan nedenlerle; ————sayılı dosyasına haksız ve mesnetsiz olarak yaptığı itirazın iptali ile takibin tüm ferileriyle devamını, haksız ve mesnetsiz olarak takibe ve borca itiraz eden davalı şirket aleyhine alacağın %20’sinden az olmaak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve davacı şirkete ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesini dava ve talep ettikleri görüldü.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından davaya dayanak temel ilişkinin ne olduğunu açıklanmadığı, hangi mal satımı yahut hizmet karşılığında fatura düzenlendiği dahi dava dilekçesinde belirtilmediği, davacı tarafından sunulan faturaların teslim edilip edilmediği, teslim edildi ise kime teslim edildiği hususlarında açıklama yapması gerektiği, faturanın tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkinin belgesi sayılamadığı, davacı tarafından verdiğini iddia ettiği hizmetleri ispatlamasını, akabinde fatura teslimlerinin kanıtlanmasını talep ettikleri, takibe ve davaya dayanak yapılan faturalar taraflarına tebliğ edilinceye kadar beyanda bulunma haklarını saklı tuttuklarını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla taraflar arasında herhangi bir ticari ilişkiden kaynaklanan borç durumu mevcut ise bile işbu borcun muaccel olmadığı, bu nedenle mevcut davanın reddi gerektiği, öte yandan kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an davaya konu faturaların davalı şirkete tebliğ edildiği düşünülse bile bu durum sadece alacağın miktarını açıklayan bir bildirim niteliğinde olup borçlunun temerrüdü için ayrıca alacaklının ihtarda bulunması gerektiği, davaya konu alacakla ilgili davacı şirket tarafından davalı şirkete bugüne kadar herhangi bir ihtarname gönderilmediği gibi taraflarına gönderilen ödeme emri ekinde de bahse konu faturaların tebliğ edilmediğinden davalı temerrüde düşürülmesinin söz konusu olmadığı, şu aşamada davacı tarafın faiz istemi yerinde olmadığı gibi likit bir alacaktan söz edilemeyeceği için icra-inkar tazminatı talebinin de yerinde olmadığı, talep edilen inkar tazminatı, takip öncesi ve sonrası faiz vs. taleplerin de haksız olduğundan, davacı şirketin bu taleplerinin de tümüyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle; davacı tarafından ikame edilen haksız ve mesnetsiz davanın reddini, haksız ve kötüniyetli icra takibi sebebiyle davacı tarafın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ettikleri görüldü.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ——- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiştir.
İtirazın iptali istemine konu, —- sayılı takip dosyasının incelenmesinde; — tarihinde başlatılan takibin alacaklısının—–olduğu; takibin —- alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından ——- tarihinde müdürlüğün dosyasındaki asıl alacağa, faizine ve oranına, vekalet ücretine, yargılama gideri, harç ve masraflara tüm ferileri ile birlikte dosya borcunun tamamına itiraz edildiği, dilekçenin davacı tarafa tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı, davanın — tarihinde ve bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde, —- asıl alacak üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.
— tarihinde—- davacı tarafın defter incelemesi yapılarak bilirkişi raporu düzenlenmesi hususunda talimat yazıldığı, talimat mahkemesince alınan —- bilirkişi raporunda özetle; ——— ait defter ve belgeler üzerinde — yapılan incelemede, şirketin —- yılları yevmiye defteri, büyük defter ve envanter defteri açılış onayları ile ——- kapanış onaylarının yasaların öngördüğü şekilde, usulüne uygun olarak yapıldığı, iki şirket arasındaki ticari ilişkinin arz edilen hesap hareketleri çerçevesinde olduğu, başkaca bir alım satım ilişkisinin görülmediği, şirketin ticari defterleri ve muavin defter kayıtlarından da anlaşılacağı üzere, —Tarafından davalı şirketten alınan — tarihinde davalı şirkete ödendiği, — tarihinde sehven ödendiği ileri sürülen —- bedelle davalı şirketten yeni ürün alındığı, iadesi istenen — yeni ürün bedeli — düşülmesi sonucu, davacı — davalı şirket ——– alacağı kalabileceği hususlarına ilişkin rapor tanzim edilmiş olduğu görülmüş olup rapor denetime elverişli olduğu görülmekle rapor hükme esas alınmıştır.
Davalı tarafın ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verildiği, inceleme gün ve saatinin davalı vekiline tebliğ edildiği, davalının bilirkişiye ticari defterlerini sunmadığından dolayı inceleme yapılamadığı görüldü.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ile savunmaları, toplanan tüm deliller, alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirketin davalı şirketten mal satın aldığı, davacının sipariş için —- tarihinde ödediği, daha sonra durumu anlayarak ————ödeme daha yaptığı, davalı şirketçe sehven yapılan ödemenin davacıya iade edilmemesi üzerine davalı şirket aleyhine icra takibine geçildiği, davalının borca itiraz ettiği, davacının bunun üzerine mahkememizde iş bu itirazın iptali davasını açtığı, yargılamada davacının ticari defter ve dayanaklarının şirket merkezinin —- olması nedeniyle talimat mahkemesi yoluyla yapılan incelenmesinde taraflar arasındaki ticari ilişkide davalı şirkete sehven gönderildiği ileri sürülen — muhasabe kayıtlarının ——- tarihinde yapıldığı, paranın banka havalesiyle gönderildiği, davacı şirketin davalı şirketten sipariş edilen —-tarihinde kayıt altına alındığı, ödemenin ise — tarihinde yapıldığı, daha sonra davacı şirketin davalı şirketten —- yeni ürün aldığının tespit edildiği, davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde —- tarihinde satın alınan ürün bedeli olan —— infaz aşamasında dikkate alınması talebinde bulunduğu, davalı tarafın ticari defterlerini ihtaratlı tebliğe rağmen bilirkişi incelemesine sunmadığı ve bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğu, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılması gerektiği, tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan tarafın, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki ——– kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edilebileceği, aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkmasına sebebiyet vereceği, —– ayrıca davacı şirketçe davalı adına düzenlenen —- bedelli faturaların da yer aldığı —- davalı şirket tarafından ilgili ——– davacı Şirkete mal satımı olarak beyan edilmiş olduğu, davacının davalıdan başkaca mal alımının olmadığı, davalının davacıdan sehven aldığı ödemeyi iade etmesi gerektiği ve davacının davasını ispatladığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiş, davaya konu alacağın likit ve davalının itirazında haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE;
-Davalının —- dosyasına yaptığı itirazın —— asıl alacak yönünden iptaline, takibin aynen devamına,
2-Kabul edilen alacak likit ve itiraz haksız bulunduğundan kabul edilen alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Hükme esas alınan bilirkişi raporu gereğince davacının davalıdan — tarihinde satın aldığı ürünlere ilişkin —- infaz aşamasında icra müdürlüğünce dikkate alınmasına,
3-Karar harcı 2.241,00-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 560,25-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.681,00-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 560,25-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 151,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 686,9‬0-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.920,90-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde ——- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/03/2021