Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1204 E. 2020/594 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1204 Esas
KARAR NO : 2020/594
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/10/2018
KARAR TARİHİ : 14/10/2020
Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili —- tarafından dava dışı — —— tarihinde kredi sözleşmesi uyarınca kredi kullandırıldığını, bu kapsamda davacı banka tarafından davalı yararına —tarihine kadar süreli—-teminat mektubu düzenlendiğini, davalının teminat mektubunun ödenmesi talebi üzerine ——- tarihinde davacı banka tarafından teminat mektubu bedelinin davalı şirkete ödendiğini, teminat mektubunun konusunu oluşturan işe ilişkin sözleşmenin maddelerinin açıkça yer aldığını ve bu sözleşme hükmü uyarınca belirtilen madde koşullarının oluşması halinde avans teminat mektubunun iade edilmesi gerektiğini, dava konusu olayın teminat mektubuna konu işlemle ilgili olarak noter kanalı ile tespit yapılarak tutanak altına alındığını, lehdar ve muhatabın hangi koşullar altında teminat mektubunu iade edecekleri hususunu sözleşmede kararlaştırdıklarını, sözleşmede belirtilen iade koşullarının oluşmasına rağmen muhatap firma olan davalının sözleşme kapsamında alması gereken kesin teminat mektubunu almadığı veya alamadığı ve kesin teminat mektubu kapsamında talep edebileceği zararların oluştuğundan hareketle tazmin yoluna gittiğini, davalının teminat mektubunu tazmin etme hakkının bulunmamasına rağmen tazmin talebinde bulunduğunu, söz konusu işlemin haksız tazmin olduğunun anlaşılması üzerine haksız tazmin edilen tutarın iadesinin istenmesine rağmen olumsuz yanıt verildiğini ve davacı müvekkili olan bankadan haksız olarak tazmin edilen teminat mektubu tutarı olan — tazmin tarihindeki —- tarihi olan—– tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacı bankanın davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını ve bu nedenle dava şartı noksanlığından davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkili davalı şirketin —- bedelinin %20’sine tekabül eden ve proje maliyeti bazında —- üstlenilen işlerin %40’ından fazlasına karşılık gelen —tutarında bir ödemeyi — tarihinde dava dışı ——davacı banka nezdindeki hesabına transfer ettiğini, lehtar ile muhatap arasındaki sözleşme ilişkisinin, karşılıklı hak ve yükümlülükler, def’i ve itirazların garanti veren bankayı ilgilendirmediğini, kaldı ki kötü niyetle tazmin talebinde bulunduğu iddialarının davacı tarafından kanıtlanmaya muhtaç olduğunu, böylelikle ispata kabil, güvenilir ve hukuka uygun bir senet yokluğunda, diğer taraftan davalı müvekkil şirketin gerçekleştirdiği işlemlerin geçerliliği ve hukuka uygunluğu gözetilerek haksız davanın esastan reddine dair karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi kapsamında davaya konu teminat mektubunun paraya çevrilme koşulları, teminat mektubundaki taahhüde konu işin davacı tarafça sözleşmeye uygun şekilde eksiksiz ve ayıpsız olarak tüm edimlerin yerine ne şekilde getirildiği, teminat mektubunun kesin teminat mektubu niteliğinde bulunup bulunmadığı ile davacının yapılan ödemenin iadesine yönelik alacak davasıdır.
Dava basit yargılama usulüne tabi olup, teati aşaması tamamlandıktan sonra deliller toplanmış, yargılama sonuçlandırılmıştır.
HMK 115 madde hükmü gereğince; mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
HMK 114/1-b madde hükmü gereğince; tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları, kanuni temsilci söz konusu olduğu hallerde temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması dava şartı olarak belirtilmiştir.
Davacı ile davadışı —– tarihli kredi sözleşmesi kapsamında davacı bankanın dava dışı—————tarihli ve süreli avans teminat mektubu düzenlediği yine tarafların talebi doğrultusunda teminat mektubunun süresinin uzatıldığı anlaşılmıştır.
Avans teminat mektupları, teminat mektubu lehtarının muhataptan aldığı avansın gerekli kıldığı edimini temel ilişkiye konu anlaşmayla kararlaştırılan biçimde ifa etmeme halini güvence altına almak amacıyla avans ödemesinde bulunan sözleşmenin tarafına verilir. Böylece, lehtar ile muhatap arasındaki asıl sözleşmede edim borçlusunun edimini ifa için şart koşulan karşı tarafın ön avans ödemesi kural olarak edim borçlusunun sözleşmeyle öngörülen hak edişlerinden kesilecek olmasının taşıdığı riziko, avans ödeyen bakımından avans teminat mektubu ile güvence altına alınmış olur.
Somut olayda; davacı—- veren, davalı —- muhatap, dava dışı—— lehtar olduğu avans teminat mektubu nedeniyle, muhataba ödeme yapan davacının muhatap ile lehtar arasındaki ilişkinin tarafı olmadığı, muhatapla arasında sözleşmesel ilişki bulunmadığı, bu nedenle davalı —– yapılan ödemenin iadesini davalı ——— talep edemeyeceği, davalının bu davada pasif husumetinin bulunmadığı belirlenmekle davanın reddine dair aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2- Alınması gereken 54,40 TL maktu karar harcının 14.363,10 TL’si dava açılırken peşin olarak alınmış olduğundan ayrıca karar harcı alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 14.308,70 TL’nn karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı banka yetkililerine yada yetkili vekillerine iadesine,
3-Davada avukatla temsil edilen davalı yararına belirlenen 3.400,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde ———Mahkemeleri İstinaf yasa yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/10/2020